Kartepe´de FETÖ´yü göremezsiniz

Başkan Üzülmez bu söyleşi de 15 Temmuz ve FETÖ; Kartepe ile ilgili bilinmeyenleri anlattı. Üzülmez, “Kartepe´de FETÖ´nün izlerini bulamazsınız. Çünkü izin vermedik” dedi. Mevlüt Soysal´ın söyleşinde Üzülmez, Belediye başkanı olduğu andan itibaren FETÖ ile mücadele ettiğini ifade ederek, “Yerel seçimlerde çok üzerime geldiler, tehditler bile aldım. Fakat bu örgütle mücadelemi sürdürdüm. Seçimlerden sonra da aynı şekilde devam etti” dedi.

Bazı kesimlerin kendisini FETÖ´ye yakın gösterdiğini de belirten Üzülmez, “Ben kamunun rızkını birileri beni parlatsın diye kullanmam. Bunu İzmit Belediyesi´nde görev yaptığım dönemde de gösterdim, Kartepe Belediye Başkanlığı dönemimde de ortaya koydum. Bedeli ne olursa olsun ben belediyenin kasasını hak edilmeyen bir yere aktarmam. Bundan rahatsız olan kesimlerin basa savaş açması çok normal” dedi. Üzülmez, belediye çalışmalarını da aksatmadan sürdürdüklerini belirtti.

15 Temmuz Kanlı Darbe Girişimi´nin ardından Türkiye´nin önceliği bu girişimi bertaraf etmek oldu ve etti. Bu süreçte yerel yönetimlerin hizmetlerinde zayıflama ya da bir zafiyet oldu mu?

Gerçekçi olmak gerekirse darbe teşebbüsünün yaşandığı akşam ve sonrasındaki birkaç gün bizler için tek söz konusu olan vatanımız, demokrasi ve halkımızın geleceği oldu. “Eğer benim vatanım, kentim mahallem varsa hizmet edebiliriz” düşüncesi ön plana çıktı, milli duygular kabardı, savaşta hainlere karşı vatan nasıl savunulursa, biz de o psikolojiyle öncelikle vatanımızı düşündük. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, darbe girişiminde bulunanların karşısında durmak ve darbecilerle hesaplaşmak adına uyumadan demokrasi nöbetlerini tuttuk, olası yeni teşebbüslere karşı teyakkuz halinde kaldık.

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, muhalefet partileri ve vatanını seven herkes, o şerefsiz münafıklar dışında tüm insanlarımız, bu darbe girişiminin karşısında durdu. Başaramayacaklarını onlar da anladılar. Darbe girişimi ve sonrası, bu millete hizmet etmek çok daha kutsal bir hal aldı. Hizmetleri aksatmamaya karar verdik ve birkaç günün ardından hiç durmadan çalışmalara başladık. Dikkat ederseniz, demokrasi nöbetleri sürerken bizler asli görevlerimizi de sürdürdük. Çok şükür belediyemizden hiç hain de çıkmadı.

Çalışanlarımla gerçekten gurur duydum. Bir tane tayinle yeni gelmiş birisi vardı, onunla ilgili işlem yapıldı. Bir taraftan herkes asli işini yaparken, vatan nöbetini de ekstra mesai olarak tuttu. Biz günlük işlerimizi hallediyor idik, akşam namazıyla birlikte demokrasi nöbetine gidiyorduk, sabah namazına kadar nöbette kalıp daha birkaç saat uykunun ardından işimize dönüyorduk. Perşembe Pazarı´nda Kartepe Belediyesi´nin standı vardı. Her gece vatandaşlarımıza çorbasından tatlısına kadar çeşitli ikramlarda bulunuyorduk. İşin özü ilk bir iki günün dışında hizmetlerimizi aksatmadık. Verdiğimiz sözleri tuttuk ve çalışmaya devam ettik.

Belediye personeli ile alakalı nasıl bir inceleme süreci gerçekleşti?

Size enteresan bir bilgi vereyim: Benim kısa da olsa bir müfettişlik geçmişim var. Bunun bende oluşturduğu bir tecrübe mevcut. Bir de kalkışmadan sonra ilk pazartesi günü Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu ile bir toplantı yaptık. Orada bir prensip kararı alındı. Neydi bu karar? Komisyonların kurulması ve incelemenin komisyonlar marifetiyle yapılmasıydı. Biz ertesi gün komisyonu kurduk. Belki de komisyonu Türkiye´de ilk kuran belediyeyiz. Komisyonun personele soracağı sorular bakanlıktan gelmişti. Neydi bunlar? Bu örgütün okullarında çocuklarının olup olmadığı ile bu örgütün bankaları ve gazeteleriyle çalışıp çalışılmadığı…

İlk kurduğumuz komisyon beyana esas çalışıldı. Fakat beyandan sonra inceleme yapılacağı da personele belirtildi. “Beyanın aksine bir durum çıkarsa bedeli daha ağır olabilir” denildi. Daha sonra Kanun Hükmünde Kararnameler çıktı ve komisyonun yetkisi artırıldı. Örneğim Bank Asya´da hesap varsa, TMSF´ye yazı yazılıyor ve hemen karşılık alınıyordu. Personelin derneklere üye olup olmamasıyla dernekler masasına yazı yazılıyordu. Yani, bu şekilde tek tek inceleme yapıldı.

Bu terör örgütü 15 Temmuz´da değil, 17-25 Aralık operasyonlarının ardından MGK´da terör örgütü olarak kabul edildi. Fakat belediyeler bu terör örgütü ile ilişiği olan kişilerin görevine son vermek için 15 Temmuz´u bekledi. Burada bir çelişki yok mu?

Bu durumu belediye başkanları nezlinde düşünmemek lazım. Vatanını seven, bu ülkeye bir sorumluluğu olduğunu düşünen her kamu görevlisi, devletin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı bu yapıya “terör örgütü” dediğinde incelemelere başlaması gerekiyordu. Belediye başkanlarımız da bunu yaptı. Fakat bazı yerlerde Cumhurbaşkanımız Erdoğan´dan daha esnek bir duruş sergileyen kamu görevlileri de mutlaka olmuştur. Bunlar istisnadır. 15 Temmuz´dan sonra ise yapılan yasal değişiklikler ve OHAL nedeniyle FETÖ incelemesi biraz daha kolaylaştı.

Siz neler yaptınız?

Benim kalbim çok ferah. Ben 17-25 Aralık´tan sonra çok etkin bir mücadelenin içinde oldum. Birçok danışma meclisimizde ve basın toplantımızda bu yapının hainliklerinden bahsettim. Cumhurbaşkanımızın mahremine girmeye çalışan bu terör örgütüyle Türkiye´nin hesaplaşması gerektiğini hep ifade ettim.

Somut örnekleriniz var mı?

Ben 6 Nisan 2014´te göreve geldim. Mazbatamı aldığım günden hain kalkışmanın olduğu güne kadar bu şerefsizlerle en yoğun mücadele eden belediye başkanlarından biriyim. Bu örgütten tehdit aldım, davalık oldum. Öncelikle ilk aday olduğumda benim üzerime geldiler. Kapı kapı benim güçlü rakibime destek verdiler, oy topladılar. Bunları yaparken çok çirkin ifadeler kullandılar. İşi daha da ileri götürdüler, rakibime maddi yardımda bulundular. Bana düşman olma sebepleri, bana karşı olan kinleriydi. Bilindiği gibi 17-25 Aralık öncesi dershanelerin kapatılmasıyla ilgili bir dönem yaşadık. Bunlar bir sürü insanın işsiz kalacağını ifade ettiler.

Bir gün Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakanken, “Tüm öğretmenleri devlet kadrosuna alacağız” dedi. Bu ifadelere rağmen bir ortamda bunlar yine ileri geri konuşuyorlardı. Ben de “Sizin yaptığınız vatan hainliğidir” dedim. 2013´ün nisan ya da mayısıydı. Bunun şahitleri de var. Ben o dönem yüklü bir paramı üç bankada bekletiyordum ve bunlardan birisi Bank Asya´ydı. Dershane sürecinde “Paramı çekeceğim” dedim ve savaşımız o sırada daha da arttı. Vadesiz bölümünü çektim. Kalanı da 17-25 Aralık sürecinde çektim. Öte yandan belediye başkanlığım döneminde bu örgütle iç içe olduğunu düşündüğüm kurumların binalarını kapattım. İhalelerle alakalı da ihaleye giren firmaların isimlerini emniyetle paylaştım ve bu kuruluşların incelenmesini istedim. Bu şekilde bu terör örgütüne yakın kurumların Kartepe´de iş yapmasının önüne geçtik. Derbent Öğrenci Yurdu´na gelirsek, belediyenin yurt işletmemesi gerektiğini düşünüp ihaleye çıkarttık. İhale dosyası alan firmaları emniyete gönderdim, firmalarla alakalı bazı şüpheler olunca ihaleyi iptal ettim. Oraya Büyükşehir Belediyemizle alakalı çocukları olan dul kalmış mültecilerimizi yerleştirdik. Biz bunları yapınca FETÖ daha çok üzerimize geldi. Ama sonuç olarak temiz bir Kartepe oluşturduk. Kartepe´de bunların derneklerini göremezsiniz, yatırımlarını göremezsiniz, marketlerini göremezsiniz. Biz bunları 15 Temmuz´dan önce yaptık.

Peki, sizinle ilgili çeşitli iddialar neden ortaya atılıyor?

Halkımız bunun sebebini benden çok daha iyi biliyor. Çünkü bir özelliğimi herkes çok iyi bilir. Ben kamunun rızkını birileri beni parlatsın diye kullanmam. Bunu İzmit Belediyesi´nde görev yaptığım dönemde de gösterdim, Kartepe Belediye Başkanlığı dönemimde de ortaya koydum. Bedeli ne olursa olsun ben belediyenin kasasını hak edilmeyen bir yere aktarmam. Bundan rahatsız olan kesimlerin basa savaş açması çok normal. Bu yapımı Cumhurbaşkanımız da biliyor.

Peki, yaptıklarınızı parti genel merkezi ne kadar biliyor?

Bir kere 15 Temmuz öncesi bu yaptıklarımız bir takdir değil görevdir. Yapmayanlar sadece görevini yapmamıştır. Bu yüzden her yerde bunları dile getirmenin bir manası yok. Fakat 15 Temmuz sonrası partimizin çok önemli yetkilileri yine de takdirlerini sundu. Fakat bu noktada bir algı operasyonuna maruz kalmak rahatsız edici. Çocuklarımız bu durumdan etkilenebiliyor. Ben hak etmediğim ithamlar ortaya atanları Allah´a havale ediyorum.

17-25 Aralık öncesi bu yapı ile ilişkiniz ne durumdaydı?

Ben iş adamıyım, Kocaeli Ticaret Odası hariç hiçbir derneğe üye olmadım. Ne KASİAD ne de TUSKON… Gazete ve dergilerine hiç abone olmamışım. Çocuklarım okullarında okumamış. Bu yüzden alnım ak.

Başkanım proje ve yatırımların son durumunu sizden dinleyelim?

Bugüne kadar vizyon projelerimizin alt yapı ve prosedür aşamalarında çok hızlı yol kat ederek önemli bir noktaya getirdik. Önümüzdeki iki yıl içinde inşallah birçoğunu hizmete aşmış olacağız Burada hepsini saymak mümkün değil elbette. En önemli birkaç tanesinden bahsedebilirim. Teleferik projemiz için, meclis kararı alarak Büyükşehir Belediyemizle protokol imzalayıp ortak proje statüsüne geçirdik. Projeler, izinler vs. herşey hazır, ihale için az bir zaman kaldı. İhale tarihi ilan edilip, yapıldıktan sonra süreç çok daha hızlı ilerleyecek inşallah.

Bölgemize değer katacak çok önemli projelerden biri olan Köseköy- Battı çıktı için Büyükşehir Belediyemiz bu yıl bitmeden ihalesini yapmış olur ve bir aksilik olmaz ise de ilk kazma vurulmuş olur. Bölge turizmimize katkı sağlayacak, bölgemizi hareketlendirecek olan, Kartepe kayak merkezine alternatif yollarımızı Derbent- Arslanbey- Suadiye olarak tamamladık, bağlantı yolları ile birlikte hizmete açıyoruz. Mobil Turizm Rehberimizi hizmete açtık. Belediye web sitemizi çoklu dil seçenekleriyle zenginleştirip yabancı turistlerin de hizmetine sunduk. Kenteceler de Gençlik Merkezi Projemiz bitti, çevre düzenlemesi ve iç tefrişatı tamamlanıyor.

Selden en çok etkilenen mahallemiz olan Eşme´de, İSU ve diğer alt yapı çalışmaları biter bitmez, üst yapıya başladık ve bu kışa yetiştirdik. Aynı şekilde üst yapı ihtiyacı olan bütün sokaklara ve caddelere giriyoruz. Ekiplerimizi çoğalttık, daha da hızlandık. Bunlar olmazsa olmazlarımız tabi ki ama, en az alt yapı –üst yapı kadar önemli olan Sosyal Belediyecilik hizmetlerimiz de var, bunlarla da halkımızın memnuniyetini sağlıyor ve bir çok belediyeye de örnek oluyoruz. Başta 365 gün hizmet verdiğimiz Sıcak Yemek Yardımlarımız tüm ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor. Alo Evlat Hattı projemizle yemek dışında da akla gelebilecek her türlü ihtiyaçta hemşehrilerimizin ayağına gidiyoruz. Bilgievleri ve Kar-Mek Kurslarımızdan kadınlarımız ve çocuklarımız çok aktif faydalanıyorlar. 12 Mahallemizde ücretsiz Kadın Spor Merkezleri açtık. Devamı da geliyor.

Okullarımıza, ibadethanelerimize, spor kulüplerimize gücümüz yettiğince yardımlarımız devam ediyor. Kültür-sanat faaliyetlerimiz her daim hem çocuklar hem yetişkinler için devam ediyor. Hepsini bu satırlara sığdırmak mümkün değil tabi. Halkla iç içe, hep bir arada olunca, enerjimiz de, heyecanımız da çok şükür tükenmiyor. Sürekli vites yükselterek çalışmaya devam ediyoruz. Bunun hemşehrilerimiz nezdinde karşılığını görmekte en büyük motivasyon kaynağımızdır.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir