Uyuşturucu Davalarında Deneyimli Ağır Ceza Avukatının Önemi

Uyuşturucu davaları ağır ceza avukatları bakımından en spesifik davalardan biridir. Bu davalarda özellikle içicilik ve satıcılık arasında ki farklar Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında belirtilmiş ise de yargılama aşamalarında bu suçtan yargılanan kişiler büyük mağduriyetler yaşanabilmektedir.

Bu sebeple uyuşturucu satıcılığı  şüphesi ile görülen davalar ağır ceza mahkemelerinde görüldüğü için ağır ceza hukuku alanında uzun yıllar uyuşturucu davalarına bakan uzman avukatlar ile iletişime geçebilirsiniz. 

Uyuşturucu Davalarında Satıcılık İle İçicilik Arasındaki Farklar Nelerdir?

Uyuşturucu davalarında içicilik ile satıcılık arasında özellikle cezaların alt sınırı açısından büyük fark vardır. İçicilik suçunun alt sınırı 2 yıl olmasına rağmen satıcılık suçunun cezası 10 yıldır.  Ayrıca içicilik suçunun yargılamasında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi, Uyuşturucu madde satıcılığı suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Yüksek mahkeme kararlarında farklar net bir şekilde belirtilmesine rağmen uyuşturucu dava  dosyasıın da satıcılığa dair hiçbir delil olmamasına ve yargılanan sanık içici olduğunu itiraf etmesine rağmen içicilik yerine satıcılıktan ceza verilmekle birlikte sanık tutuklanıp cezaevine gönderilmektedir.

Uyuşturucu Davalarında Yargılanan Kişi Savunmalarını Nasıl Yapmalıdır?

Uyuşturucu davaları yargılama aşamaları ve sonuçları ağır bir dava olmasından dolayı yargılanan kişi deneyimli ve tecrübeli ağır ceza avukatı ile çalışmalıdır. Deneyimli ceza departmanına sahip olan kurumsal hukuk büroları  ağır ceza davalarında Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında ki gerekçeli kararlara dayanarak savunmalar hazırlanıp, ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda ağır ceza avukatları gerekli savunmaları güçlü bir şekilde ifade eder.

Hassas Terazi Tek Başına Uyuşturucu Ticareti  Suçu İçin Delil Olur Mu?

Evde, araba da veya benzeri yerde  bulunan hassas terazi açısından ise, bu malzemenin sanığa ait olup olmadığı sabit olup olmadığı , hassas terazinin üzerinde kırıntılı veya bulaşık olup olmadığı kriminal raporlar ile  belirlenememişse,   Ayrıca hassas  terazi her tarafta satılabilir ve ucuz bir mal olmasından dolayı ev işlerine dair işlerde sıklıkla kullanılmakta olduğu da ispat edilirse uyuşturucu madde ticareti için delil olarak göz önüne alınmamalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına istinaden şüphe boyutundan öte geçmemektedir.

Uyuşturucu Davalarında Etkin Pişmanlıktan Nasıl Yararlanılır?

Uyuşturucu ve uyarıcı maddelere ilişkin suçlara özgü etkin pişmanlık hükümleri, TCK’nın 192. maddesinin 1. fıkrasında “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu maddeye istinaden  kişinin TCK m.192/1 maddesinden yararlanabilmesi için;

  • Öncelikle bu suçlara iştirak etmiş olması, 
  • Suça iştirak eden kişinin, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri bildirmesi,
  • Bildirimin resmi makamlara yapılması,(Cumhuriyet Başsavcılığına, kolluk makamlarına, mahkemelere, valiliklere vs.)
  • Bildirimin resmi makamlar suçtan haberdar olmadan önce yapılması,
  • Kişinin yaptığı bildirimle suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırması, gerekmektedir. 

Uyuşturucu Suçlarında Arama Kararı ve El Koyma Kararı Nedir?

Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında güvenlik tedbirleri arasında yer alan arama kararı ve el koyma kararı nedir ve hangi hallerde bu kararlar verilir? Bu soruların cevabını merak eden kişilerin sayısı oldukça fazladır.

Genel olarak bir suçlunun yakalanabileceğine ya da suçla ilgili delillerin elde edilebileceğine dair makul bir şüphenin olması durumunda bir şüphelinin evi, iş yeri, aracı, eşyası veya üstü aranabilir. Bu tür aramaların yapılabilmesi için kabul edilebilir nedenlerin olması gerekir. Ayrıca konut, iş yeri gibi kapalı alanlarda hava karardıktan sonra arama yapılmasına izin verilmez.

 Bununla birlikte acil durumlarda yani bir şüphelinin ya da sanığın yakalanması söz konusu ise gece saatlerinde de arama yapılması mümkün olur. Kanunlar kapsamında arama kararını veren kişi genel olarak hâkim olsa da bazı istisnai durumlarda Cumhuriyet savcısı da bu kararı verebilir. Şayet kendisine ulaşılamazsa kolluk amirinin yazılı izni ve kolluk görevlileri de arama yapabilir.

Uyuşturucu davalarında uzman bir uyuşturucu avukatı’nın deneyimli ve yüzlerce davaya bakması gereklidir. Avukat arayışınızda bu kriterlere dikkat ediniz.

Uyuşturucu Suçlarında Yakalama ve Gözaltına Alma Kararı Nasıl Verilir?

Yakalama emri ve tutuklama kararı düzenlenmesi gereken ve gecikmesinin sakınca doğuracağı hallerde kolluk kuvvetleri, amirlerine ya da Cumhuriyet savcısına derhal başvurma ihtimali bulunmadığı durumlarda yakalama yetkisine sahiptir.

Kişinin yakalanması soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayete bağlıyken çocuklara ve akıl ya da beden hastalığı, güçsüzlük nedeniyle kendini idareden aciz bulunan kişilere karşı suçüstü hallerde şikayete bağlı değildir. Kolluk kuvvetleri, kişinin kaçmasını ya da kendisine zarar vermesini engelleyecek tedbirler aldıktan sonra kanuni haklarını bildirir ve Cumhuriyet savcısına kişi, olay hakkında bilgi verilerek emri doğrultusunda işlem yapılır.

Yakalama emrine konu olan durum ortadan kalktığında hakim, mahkeme ya da savcı yakalama emrinin iadesini talep eder. Yakalanan kişinin Cumhuriyet savcısı tarafından iadesi istenmezse gözaltına alma kararı verilir.

Gözaltı süresi, yakalanma anında itibaren zorunlu süre hariç 24 saati geçemez. Kişinin yakalanma yerine en yakın mahkemeye ya da hakime gönderilmesi için zorunlu süre 12 saati geçemez.

Tüm bu suçlar kapsamı boyutunda tutuklu uyuşturucu davalarında müvekkillerin tutuksuz olarak yargılanması için gerekli tutukluluğa itiraz ve savunma işlemlerinin süresinde yapılması gerekmektedir. Bu sebeple uzman ağır ceza avukatlarını bünyesinde bulunduran Hukuk Danışmanlığı Bürosu tüm bu işlerde başarılı sonuçlar almakta ve müvekkillerini en iyi şekilde temsil etmektedir.

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir