TAMER ARDA ERŞİN - GÜRKAN DEMİRTAŞ
Asgari ücretin altında ve kayıt dışı çalıştırılan işçi avukatlar, bugün 1 Mayıs meydanlarında olacak. İşçi avukat Handenur Zincir, kadın işçi avukatların kendilerine yönelik tacize bile ses çıkaramayacak konumda olduğunu belirterek, “Avukat olmamıza rağmen bizi koruyan, işçi avukatları düzenleyen ve işverenin önünde bu sömürüye son verecek olan bir yasal düzenleme söz konusu değil” dedi.
Bugün 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. Asgari ücretin altında ve kayıt dışı çalıştırılan işçi avukatlar da bu yıl alanlarda olacak.
Avukat Hakları Grubu’nun hazırladığı rapor, avukatların nasıl sömürüldüğünü gözler önüne serdi. Raporda, “Meslek onuru ve etiğinin yerini piyasa kurallarının doldurması, işçileşen avukatların statü ve gelir kaybına uğramalarına sebep olmuştur” denilerek, avukatların gün geçtikçe bağımsızlığını yitirdiği ve serbest avukatlığın kamucu yönünü yitirerek patronun emri altında çalışan işçiler haline geldiği anlatıldı.
“KAYIT DIŞI İŞÇİ AVUKAT”
Raporda, avukatlar ile yapılan ankete de yer verildi. Ankete katılan 858 avukattan 235’i herhangi bir işte çalışmadığını ve 56 avukat ise bir avukatlık bürosunda kayıt dışı çalıştığını bildirdi.
“Şayet çalışıyorsanız aylık kazancınız aşağıdaki aralıklardan hangisine dahildir” sorusunu yanıtlayan 819 avukattan 118’i, aylık kazancının asgari ücretin altında olduğunu belirtti. 631 işçi avukattan 194’ü ise aylık ücretini zamanında alamadığını açıkladı.
Ankete göre, “Patron avukat SGK priminizi gerçek ücretiniz üzerinden mi yoksa asgari ücret üzerinden mi ödemektedir” sorusunu yanıtlayan 658 avukattan 419’u, SGK primlerinin asgari ücret üzerinden ödendiğini bildirdi.
Ankete katılan işçi avukatların yüzde 65’i günlük fazla mesai yapıyor, ancak bunun karşılığını alamıyor. Yüzde 66’sını ise patronu, mesai saatlerinin dışında da arayarak iş konusunda rahatsız ediyor.
Patron avukatların işçi avukatlara yıllık izinlerini İş Kanunu’nda belirlenen sürelerde kullandırıp kullandırmadığına ilişkin soruya 646 avukat yanıt verdi. Bu avukatların 306’sı İş Kanunu’na göre yıllık izin kullanamıyor.
“ÇOK HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM”
Bu işçi avukatlardan birisi de 2019 yılında mesleğe başlayan Handenur Zincir. İşçi avukatların genellikle asgari ücret ve altı ücretlere çalıştırıldığını söyleyen Zincir, “Biz, Avukat Hakları Grubu olarak bir anket çalışması yapmıştık. Çoğunlukla avukatlar, asgari ücretin altında ücret tarifesiyle çalışıyordu. Mesleği devam ettirmek ve ilerlemek şöyle dursun, bir asgari hayat standardını sağlayabilecek bir ücret almaktan çok uzaktılar. Ben de bu şekilde başladım. Çok hayal kırıklığı yaşadım” diye konuştu.
“KIDEMLİ AVUKATA DOSYA VERİYORLAR, KIDEMSİZ GÖRDÜKLERİ İŞÇİ AVUKAT DOSYALARINI TAKİP EDİYOR”
Zincir, işçi avukatların, çalıştığı avukatın yanında birçok işi yaptığını ve mesaileri 09:00-18:00 olmasına karşın akşam da çalışmaya devam ettiklerini açıklayarak, müvekkillerle nasıl ilişki kurduklarını şöyle anlattı:
“Müvekkillerle normal bir avukat gibi iletişim kurmak zorundasınız. Elbette onlar, asıl avukatın işlerini takip etmesini bekliyorlar. Asıl avukatın bürosuna, bürosunun nerede oluşuna, onun çevresine ve kıdemine bakarak aslında davalarını ve hukuki sorunlarını o avukatın çözmesini bekliyorlar. Ama kıdemsiz buldukları işçi avukatlar, aslında onların dosyalarını takip eden avukatlar.”
“BURAYA GEL”
Zincir, gerektiğinde cumartesi ve pazar günleri de çalıştıklarını bildirerek, fazla mesai almadıklarını dile getirdi. “Patron avukat-işçi avukat ilişkisinde patron avukatların işçi avukatları meslektaş olarak görmemesi gibi sorun söz konusu” diyen Zincir, işçi avukatların meslektaş olarak değil ücreti ödenen işçi gibi görüldüğünü belirtti. Zincir, “Bağırıldığı, ismiyle seslenilmediği ve daha küçültücü hitaplarla seslenildiği, ihtiyaçlarının göz ardı edildiği oluyor” diyerek, bazı patron avukatların, işçi avukatları çağırırken bile en hafif şekliyle “Buraya gel” diye seslendiğini söyledi.
Zincir, patron avukat bürolarının maktu dilekçelerle fabrikaya döndüğünü kaydederek şunları söyledi:
“Bir dava için çok daha fazla emek harcanması gerekirken işçi avukatlardan 10-20 dilekçe yazmaları bekleniyor. Bu işçi ve stajyer avukatlara getirilen zorunluluk. Maktu dilekçeler, maktu duruşmalar… Dosyalar geliyor, dosyalara gereken yapılıyor ve hemen diğerine geçiliyor. Gereken önem verilmiyor ve buradan sadece ücret sağlanmaya bakılıyor. Bu büyük bir adaletsizlik doğuruyor. Avukatların adaleti ve hukuku sağlamak için aldıkları eğitimin hakkını vererek bir davayı takip etmeleri gerekirken burada ne zaman ne emek harcanarak, işçi avukatların üstüne bırakılmış bir adalet sisteminde söz ediyoruz.”
Zincir, işçi kadın avukatların yanlarında çalıştıkları kişiler tarafından taciz edilebildiğini de ifade ederek, “Belki sosyal medya ile bu aşılmıştır ancak kıdemsiz avukatlar kendilerini burada savunmasız hissediyorlar. Çünkü üstat avukatlar kendini duyurmuş, baroda veya başka gruplarda etkin olabiliyor. Buna karşı gelebilmek, yeni mezun bir avukatın buna karşı gelebilmesi güç oluyor” dedi.
“İŞÇİ AVUKAT SİRKÜLASYONU”
Zincir, bazı işçi avukatların sigortalarının yatırıldığını, ancak ‘deneme süresi’ adı altında çoğu işçi avukatın sirkülasyon halinde sürekli bir, iki ay çalıştırıldıktan sonra işten çıkarıldığını da aktararak, “Alıyorlar işçi avukatları, bir süre sonra bir sebeple işten çıkartıp bu şekilde sirkülasyonu sağlamış oluyorlar” diye konuştu.
“ADLİYEDE KARŞILAŞTIĞINIZ HER KİŞİ SİZDEN DAHA FAZLA MAAŞ ALACAK”
“Siz avukat olacaksınız, ama karşılaştığınız hakimler, mübaşirler, kalem personeli ve adliyede karşılaştığınız her kişi sizden daha fazla maaş alacak” sözünün kendisine söylendiğini ve bunu adliyede de gördüğünü aktaran Zincir, “Bu durum benim özgüvenimi düşürmüştü ve bu düşük özgüvenle ben hakimlerin karşısında durmaya, müvekkilin haklarını savunmaya çalışıyordum” dedi.
“SAVUNMA SAVUNMASIZ”
“Avukat olmamıza rağmen bizi koruyan, işçi avukatları düzenleyen ve işverenin önünde bu sömürüye son verecek olan bir yasal düzenleme söz konusu değil” diyen Zincir, “Avukatların kendilerini savunamamasının nedeni, yasal düzenleme ve bununla ilgili bir yaptırımın olmamış olması. Bu nedenle biz savunmasız bırakıldık” diye konuştu.