MERVE GÜVEN
Düzce’deki Üçyol köyü merasını, hafta başında etkisini gösteren şiddetli yağış nedeniyle su bastı. Üçyol köyü sakini Fikret Arı, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün olayın üçüncü günü bölgede çalışma başlattığını ileri sürerek kendi çabası ile yetkililere ulaştığını, çözüm için CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile iletişime geçtiğini anlattı. Özkoç’un girişimi ile Özlü’nün çalışma başlattığını savunan Arı, “Bunun partisi yok. Orada kalan canlar var, kurtarılmayı bekleyen ama hiçbir şey yapmadınız. Devletimiz zor günlerimizde bizim yanımızda olmak için değil mi? Böyle gördük, yetiştirildik, ama şu an bakıyoruz zorlama ile yanımızda oluyor” dedi.
Hafta başından bu yana etkili olan şiddetli yağış ve su taşkınları Düzce’yi de vurdu. Pek çok köy ve mera su altında kaldı, bazı köylerde 2 günü aşan su kesintileri yaşandı. Düzce’nin Üçyol köyü de şiddetli yağıştan etkilendi, bölgedeki mera sular altında kaldı ve yüzlerce hayvan öldü. Üçyol köyünde yaşayan Fikret Arı isimli kadın yurttaş, bölgede 21 bin dönüm arazinin sular altında kaldığını belirterek 3 gün boyunca ne Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün ne de başka bir yetkilinin kendilerini ziyaret ederek bir müdahalede bulunmadıklarını öne sürdü. Fikret Arı, kendi çabası ile CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’a ulaştığını ve onun girişimleri sonucu Özlü’nün bölgeye gelerek sel felaketinin üçüncü gününde inceleme ve çalışmalara başladığını savundu.
Fikret Arı, yaşadıklarını ANKA Haber Ajansı’na yazılı olarak şu şekilde aktardı:
“AFAD’I ARADIM, ‘BİZ ONLARI ALMAYA GİTTİK HAYVANLARI KURTARACAĞIZ DEDİLER GELMEDİLER, İKİNCİYE BİR DAHA GİDEMEYİZ’ DEDİLER”
“Salı sabahı haber geldi; hayvanlarınızı Üçyol köyü merasından alın, sel gelecek diye. Oğlum ve köyden 20 kişi hayvanları almak için gitti. Sabah 8’de dizlere kadar olan su sabah 10.30’da boylarına kadar gelmiş. Su bir andan yükseldi, bir saat içinde yarım metre olan su 2,5 metreyi bulduğu için hayvanları kurtarmayı bırakıp kendilerini kurtarmaya çalıştılar. AFAD gidiyor ama onlar hayvanları kurtaracağız diye gelmiyor, suyun az olduğu saatte oluyor bu tabii ki. Öğle saatinde oğlum beni aradı ve ‘Anne biz Fevziye köyü merasında mahsur kaldık, bizi buradan aldır’ dedi. AFAD’ı aradım, ‘Biz onları almaya gittik hayvanları kurtaracağız dediler gelmediler, ikinciye bir daha gidemeyiz’ dediler bana. Ben de bir anne olduğum için ve orada 6 kişi mahsur kaldığı için panik yaptım ve jandarmayı aradım. Jandarma sağ olsun benimle çok ilgilendi. AFAD gelmedi ama, Jandarma Komutanlığı bizim ve o 6 kişi için Milli Parklar botunu ayarladı, oraya gönderdi, akşam saat 6’da oğlum geldi. Fakat oradaki su 3 metreyi bulduğu için hayvanlarımız mahsur kaldı. Bildiğim kadarıyla 40 baş sığır, 200 baş manda ve 300 tavuk telef oldu.
“ENGİN ÖZKOÇ’A ULAŞTIM, ONUN SAYESİNDE DE FARUK ÖZLÜ OLAYI DUYDU VE İKİNCİ DEĞİL ÜÇÜNCÜ GÜNÜ ANCAK MÜDAHALE ETTİ”
Ertesi gün tekrar gittiler, AFAD geldi ama tek bir lastik botla geldi bu yüzden de hiçbir şey yapamadan geri döndü. Yani hayvanlar orada ölüme terk ediliyor. Daha sonraki süreçte ben Sakarya Ticaret Odası Başkanı Adem Sarı ile irtibata geçtim ve bana sayın vekilim Engin Özkoç’un numarasını verdi. Ben de sayın vekilime ulaştım; Engin Özkoç ilgilendi. Onun sayesinde Üçyol köyü merasındaki mahsur kalan hayvanlardan haberi olmayan sayın Faruk Özlü olayı duydu ve ikinci değil üçüncü günü ancak müdahale etti. Burada benden başka kimse çabalamadı, ne köy muhtarı ne köy heyeti ne de köydeki insanlar.
“SAYIN SOYLU GELDİ DOLAŞTI GİTTİ. ERTESİ GÜN YİNE HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”
Çarşamba akşamı sayın vekilim (Özkoç) Bakan (Süleyman Soylu) ile görüşüyor, kimlerle nasıl bir iletişime geçti bilmiyorum. Ertesi sabah 6’da, bize hiç uğramayan Belediye Başkanı Faruk Özlü, Sakarya’dan büyük kepçe desteği, helikopter, balık adamlar istiyor, hepsi getiriliyor. Bunların hepsi benim çabamla oluyor. CHP İl Teşkilatının da hakkını yiyemem, onlarla bu işi çözdük. En azından 35 hayvanı kurtardık, orada canlı kalan mandalar, suyun içinde çok az bir kuru yer var oraya çekildi ve kepçenin yardımıyla onlara yem götürüldü. Zararın ne kadar olduğunu bilmiyorum fakat yetkililere ulaşmak için illaki başka başka yollar mı denememiz gerekiyor. Sayın Soylu geldi dolaştı gitti. Ertesi gün yine hiçbir şey yapılmadı. Sadece ve sadece yapılan çabalar Fikret Arı diye bir annenin sayesinde oldu, oğlumu kurtarmayı kendi çabamla başardım. Üçyol merasındaki hayvanları kurtarmayı da kendi çabamla ve sayın vekilimin yardımıyla başardım. Bu konu basında çok az yer aldı, istiyorum ki bunu Türkiye duysun. Şu an 21 bin dönüm arazi su altında ve bu yerleri ekenlerin hepsi, tohum borcu var gübre borcu var, bunları yaparak buraları ektiler. Çok mağduruz. Benim hiçbir zararım yok, iki hayvanım vardı geri geldi. Şu an çabaladığım sadece çevremdeki zarar gören insanlar için, zararlarının bir şekilde telafi edilmesi için.
“DEVLETİMİZ ZOR GÜNLERİMİZDE BİZİM YANIMIZDA OLMAK İÇİN DEĞİL Mİ? BÖYLE GÖRDÜK, YETİŞTİRİLDİK, AMA ŞU AN BAKIYORUZ ZORLAMA İLE YANIMIZDA OLUYOR”
İki gün boyunca Üçyol merası için hiçbir çaba göstermeyen Faruk Özlü, benim Engin Özkoç ile diyaloğa geçmem üzerine, çarşamba akşamı gece saat 12’de kendisinin haberi oluyor. ‘Benim o bölgeden hiçbir şekilde haberim yok, o şekilde sel geldiğini bilmiyorum’ diyerek işin içinden çıkıyor. ‘Ben yarın sabah hemen oraya gidiyorum, gerekirse komşu illerden yardım alacağım’ diyor. Biz harekete geçmesek Özlü hiçbir şey yapmayacaktı ve kalan hayvanlar da orada ölüme terk edilecekti. Dün akşam bakıyorum Faruk Özlü, bütün işi kendi yapmış, haber almış, çabalamış gibi Facebook’ta bir sürü yayınlar yapıyor. Bir belediye başkanı olarak kendisine soruyorum; neden dürüst olmuyorsunuz? Bunun partisi yok, a’sı, b'si, c's, yok. Orada kalan canlar var, kurtarılmayı bekleyen ama hiçbir şey yapmadınız. Bizim çabamızla yaptınız, bunu neden dile getirmiyorsunuz? Bunu yapan muhalefet olduğu için mi kaldıramıyorsunuz? Ben bunu muhalefet olarak yapmadım. Sadece orada kalan canların kurtarılması için yaptım. Sayın vekilime, Düzce İlçe Başkanı Özcan Dağıstanlı, yardımcısı Sinan Doğan ve Ulaş beye teşekkür ediyorum, onlar da ilgilendiler geçmiş olsuna geldiler fakat bu işteki pay benim. Kimse kendini yapmadığı bir şey ile anlatmaya kalkmasın, yaptıklarını anlatsın sadece. Devletimiz zor günlerimizde bizim yanımızda olmak için değil mi? Böyle gördük, yetiştirildik, ama şu an bakıyoruz zorlama ile yanımızda oluyor.”