TACETTİN DURMUŞ
Kars Çevre ve Kent Hukuku Derneği (KARÇEV) Başkanı avukat İnan Akgün Alp, 2006 yılında kabul edilen yasal düzenlemeye göre, Kars’ta; katı atık bertaraf tesisinin 2012 yılında bitirilmek zorunda olduğunu ancak tesisin kurulmadığını söyledi. Alp, “Vali, kanun ve yönetmelik uyarınca şehrin bütün kanalizasyonunu arıtma tesisi olmadan akarsuya döken Belediye’ye neden ceza kesemiyor, arıtma tesisini yapmakla yükümlü OSB Başkanlığı’na neden ceza kesmiyor? Bu şehirde vali, vali. Belediye başkanı da vali. Organize Sanayi Bölgesi Başkanı da vali. Çünkü Kars’ta kayyum uygulaması var. Bu durum bize, tüm yetkilerin tek bir kişide toplandığı vesayetçi kayyum sisteminde hukukun uygulanamaz hale geldiğini gösteriyor. Bu durum bize kayyum sisteminin iflas ettiğini, çöktüğünü gösteriyor” dedi.
KARÇEV Başkanı İnan Akgün Alp, Kars’ın çevre sorunları ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Alp, şunları söyledi:
“Kars’ta evsel ve endüstriyel atıkların Kars çayına akıtılması sorununu ve atıksu arıtma tesisi yapılmasını talebini bir süre önce dile getirmiştik. Tabi bir ilde böyle bir sorun dile getirildiği zaman kamu otoritelerinden beklenen süreçler hakkında doğru bilgi vermesidir. Kars Valiliği’nden böyle bir atım atılmamıştır.
Öncelikle mevzuat bakımından bir hususu dikkatinize arz etmek istiyoruz. 2872 sayılı kanun ve Su Kontrol Yönetmeliği uyarınca, illerde atık su arıtma tesisi ve katı artık bertaraf tesisini kurmakla yükümlü idareler evvelemirde Belediye ve Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı'dır. Hatta ilgili yönetmelik bu tesisleri kurmayan tesis yönetimlerine idari para cezası verileceğini ve hatta Belediye Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulacağını öngörmektedir.
2872 sayılı kanuna 26.4.2006 tarih ve 5491 sayılı kanunla eklenen geçici 4. madde uyarınca Kars katı atık bertaraf tesisinin geç 2012 yılında bitirilmek zorundaydı. Ancak aradan geçen bunca yıla rağmen şehrimize hala bu tesis kurulmamıştır. Biz bu konuyu gündeme getirince tesisi kurmak için harekete geçmesi gereken Valilik, OSB’de faaliyet gösteren işletmelere tutanak tutulması yoluna gitmiştir. Bunun anlamı Vali’nin; Belediye Başkanı ve OSB Başkanı sıfatı ile kendi işlediği suçun cezasını vatandaşa yüklemesidir. Vali, kanun ve yönetmelik uyarınca şehrin bütün kanalizasyonunu arıtma tesisi olmadan akarsuya döken Belediye’ye neden ceza kesemiyor, arıtma tesisini yapmakla yükümlü OSB Başkanlığı’na neden ceza kesmiyor? Belediye Başkanı hakkında vali, neden suç duyurusunda bulunamıyor? Daha 2 gün önce Bolu Valiliği arıtma tesisi arıza yaptığı için Bolu Belediyesi’ne 400 bin TL ceza uygulanmıştır. Bolu’da uygulanan kanun Kars’ta neden uygulanamıyor?
"KARS’TA KAYYUM SİSTEMİ ÇÖKTÜ"
Şimdi soru şu; bu şehirde vali kim? Vali. Belediye başkanı da Vali, Organize Sanayi Bölgesi Başkanı da Vali çünkü Kars’ta Kayyum uygulaması var. Peki, bu durum bize neyi gösteriyor. Bu durum bize, tüm yetkilerin tek bir kişide toplandığı vesayetçi kayyum sisteminde hukukun uygulanamaz hale geldiğini gösteriyor. Bu durum bize kayyum sistemi iflas ettiğini gösteriyor. Bu durum bize Kars’ta kayyum sistemi çöktüğünü gösteriyor. Kars Çevre ve Kent Hukuku Derneği bu mücadelesi ile kayyum sisteminin sürdürülemez hale geldiğini bütün Türkiye'ye kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar ışığında bütün Türkiye’ye göstermişti.
"BİLİM YUVASI ÜNİVERSİTE ŞEHRİ KİRLETİYOR"
Bugün bir soru daha soruyoruz. Kars’ta atık su arıtma tesisi kurmakla yükümlü başka hangi kurum var? Mesela, Kafkas Üniversitesi'nde atık su arıtma tesisi var mı? Sayın Rektör; üniversite hastanesinin atık suları Kars Çayı’na dökülüyor mu, dökülmüyor mu? Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren hayvan hastanesinin (Veteriner Fakültesi) atıkları Kars Çayı’na akıtılıyor mu, akıtılmıyor mu? Sayın Rektör, nasıl olur da bilim yuvası olması gereken bir üniversite bütün atıklarını şehrin ortasından geçen kanala akıtılabilir? Bir ilin Valisi, Belediye Başkanı, Rektörü nasıl olur da bütün bunlara seyirci kalabilir? Buradan ilimizde görev yapan bürokratlara da sesleniyorum, hukuka ve yasalara bağlı kalın, unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner herkes bir gün yaptığının hesabını verir.
"MESELE MEMLEKET MESELESİ, BİZE KATILIN"
Çevre mücadelesi bir hak mücadelesidir, hukuk mücadelesidir, adalet mücadelesidir, çevre mücadelesi demokrasi mücadelesidir. Buradan aynı zamanda ilimizin aydınlarına, demokratlarına, yurtseverlerine, kadınlarına ve gençlerine sesleniyorum. Bu mesele memleket meselesidir, bu meselenin sağı solu, Türk’ü Kürt’ü, Alevi’si Sünni’si, zengini fakiri, kadını erkeği yoktur. Biz memleketin hakkını hukukunu savunuyoruz. Biz bu sorunların takipçisi olacağız ve bu tesisleri muhakkak ilimize kazandıracağız. İlerleyen dönemlerde kentin hakkını hukukunu ihlal eden diğer tüm sorunları da bilgi ve belgeleriyle gündeme getireceğiz.”