İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde kedi ve köpekler hem tedavi ediliyor hem de sahiplendiriliyor. Can dostları sahiplenenlerin arasında onların tedavilerini üstlenen Pako çalışanları da bulunuyor. Veteriner Hekim Devran Aydın ve Radyoloji Teknikeri Gül Kaplan bunlardan sadece ikisi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü can dostları sahipsiz bırakmıyor. Kampüste Veteriner İşleri Müdürlüğü personeli tarafından tedavi edilen kedi ve köpeklere sıcak yuva imkanı da sağlanıyor. Bazen de personel kendi tedavi ettiği can dostları sahipleniyor. Veteriner Hekim Devran Aydın tedavi sürecinde bağ kurduğu “Çiko”ya, Radyoloji Teknikeri Gül Kaplan ise “Kavun”a evinin kapılarını açtı.
Devran Aydın, kedilerin yükseklik algısı olmadığı için genellikle cam veya balkondan düşme sonucu yaralanarak tedavi için Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’ne getirildiğini söyledi. Yüksekten düşmeye bağlı olarak ayağı ve kürek kemiği kırılan “Çiko”yu da kendisinin tedavi ettiğini dile getiren Aydın, “Bazı hayvanların Pako Sosyal Yaşam Kampüsü’ndeki tedavisi uzun sürüyor. Onlardan biri de Çiko’ydu. Çiko’yu ameliyattan sonra yürüyüşü düzelsin diye her gün gezdirmem gerekiyordu. Ara sıra eve de götürüyordum. İki üç ay derken giderek bağlandım. Sonra farkına vardım ki onu sahiplendiremeyeceğim derecede güçlü bir bağ kurmuşum. Sahiplendirmekten vazgeçip ben sahiplendim. Daha önce de burada tedavi ettiğimiz bir kediyi sahiplenmiştim. Şimdi iki kedim oldu” dedi. Aydın, bazı insanların sahiplendikleri hayvanları terk ettiğini ifade ederek “Bu hayvanlar için duygusal bir çöküş oluyor. O nedenle hayvan sahiplenenler bunun ömür boyu bir bağlılık olduğunu bilmeliler” diye konuştu.
Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü Radyoloji Teknikeri Gül Kaplan da tedavi için kampüse getirilen Kavun isimli erkek köpeği sahiplendi. Daha önce de golden cinsi köpeğinin olduğunu, ancak 6 yılın sonunda kaybolduğunu söyleyerek, “Ben o zaman çok üzüldüm. Bir süre hayvan sahiplenemedim. Burada işe başladığım zaman Kavun ile karşılaştık. Aramızda inanılmaz bir bağ oluştu. Sanki kaybolan köpeğimizi bulmuş gibi çok heyecanlandım. Sahiplenmeye karar verdim” dedi.
Kavun’la yaşamanın çok keyifli olduğunu dile getiren Gül Kaplan, “Bu durumu bir yol arkadaşlığı gibi düşünmek lazım. Onunla yol almak, bir şeyler paylaşmak harika. Geri dönüşü de inanılmaz oluyor. Sizi öyle seviyor, öyle bekliyor ki. Tek karşılığı sevgi. Geçenlerde terk edilen bir can dostumuz daha geldi. Kafeste toplu yaşamaya alışık değil. Cins köpeklerle birlikte yaşamaya alışık değil. Bütün gün ağlıyor, sahibi bekliyor. Kafese gittiğimizde onu sahipleneceğimizi düşünüyor. Bu olmayınca yeniden ağlıyor. Hiçbir zaman sürece adapte olamıyor. Burada bütün canlılara çok iyi bakılıyor. Ama bazıları ev hayvanı ve böyle ortamlarda yaşamaya uygun değil. Lütfen onları terk etmeyin. Onların üzüldüğünü, ağladığını, sahiplerini beklediklerini unutmasınlar. Lütfen imkanı olan buradan dostlarımızı sahiplensin”.
Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde Doberman, Golden, Sibirya Kurdu, Rottweiler, Belçika Kurdu, Alman Kurdu cinsi can dostlar da bulunuyor.
Avrupa standartlarında inşa edilen yeşil odaklı kampüs, adını 2020 yılında hayatını kaybeden gazeteci Bekir Coşkun’un köpeği Pako’dan aldı. 16 barınak ve 4 hizmet binasından oluşan kampüste yavrular ve farklı köpek cinsleri için birimler kuruldu. Yaklaşık 37 bin metrekarelik alanda inşa edilen tesisin kapasitesi ilave barınaklarla 3 bin köpeğe kadar çıkabilecek. Merkezde tedavi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyan hayvanların sorunlarının giderildiğinde sahiplendirmenin teşvik edildiği veteriner hizmet birimleri, yasaklı ırk barınakları ve karantina bölümleri de bulunuyor. Açık hava amfi ve gösteri alanının da bulunduğu tesiste “Satın alma sahiplen” sloganı ile yurttaşlar burada ortak bir alanda köpeklerle bir araya gelebiliyor. Kampus, sokak hayvanları acil müdahale üssü olarak da hizmet veriyor. Uzman hekimler tarafından birçok komplike operasyon burada yapılabiliyor.