GELECEK PARTİLİ TEMURCİ, RİZE’DE: “15 TEMMUZ’U, 28 ŞUBAT’IN DEVAMI GÖREN PERİNÇEK İLE YOL YÜRÜYEN TAYYİP ERDOĞAN, 20 YIL ÖNCE BİZİM ‘AĞABEY, REİS’ DİYE BİLDİĞİMİZ TAYYİP ERDOĞAN DEĞİL. RİZE’NİN BUNU ANLAMASI LAZIM”

Gelecek Partisi Teşkilat Başkanı Selim Temurci, Rize’de; “Bir gün demişti ki Tayyip Bey, parti kurulduktan sonra; ‘Eğer ben yoldan saparsam, bunu görürseniz, asla bana itaat etmeyin.’ Ben o günkü Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğini, bugün yapıyorum aslında. İstiyorum ki bunu Rize’de, ‘ağabey’ diye bild...

GENÇAĞA KARAFAZLI

Gelecek Partisi Teşkilat Başkanı Selim Temurci, Rize’de; “Bir gün demişti ki Tayyip Bey, parti kurulduktan sonra; ‘Eğer ben yoldan saparsam, bunu görürseniz, asla bana itaat etmeyin.’ Ben o günkü Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğini, bugün yapıyorum aslında. İstiyorum ki bunu Rize’de, ‘ağabey’ diye bildiğimiz ve onun yanında duranlar da yapsın… 15 Temmuz’u, 28 Şubat’ın devamı gören Perinçek ile bugün yol yürüyen Tayyip Erdoğan, 20 yıl önce bizim ‘ağabey, reis’ diye bildiğimiz Tayyip Erdoğan değil. Rize’nin bunu anlaması lazım” dedi.

Gelecek Partisi Teşkilat Başkanı Selim Temurci, Rize'de; parti teşkilatı ile bayramlaşma programına katıldı. Temurci, burada, bir katılımcıdan gelen “Cumhurbaşkanı’nın neden yanından ayrıldınız, neden Gelecek Partisi’nde yolunuza devam ediyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Yanında üç kişi diyorsunuz ya… 15 Temmuz denildiğinde, ben bir Rizeli olarak, bir kardeşiniz olarak, gerçekten gurur duyuyorum, Rabbim şahit, birlikte olduğum insanlar da şahit, Sayın Cumhurbaşkanı da şahit. O gece ‘profili düşük’ Başbakan, bu kardeşinizin telefonunu açmadı. Ama Recep Tayyip Erdoğan, ona 15 Temmuz ile ilgili madalya taktı. Buna ilk itirazı yapan kişi benim.

O gece, millete ‘demokrasiye sahip çıkın’ diye Türkiye’nin bütün televizyonlarına çıkarken, milleti sokağa davet ederken; beni televizyona bağlamayan A Haber dosyasını, genel yayın yönetmenlerinin isimleri, telefonları dahil; ‘Sayın Cumhurbaşkanı, bunun hesabını sor, bu milletin hesabıdır, benim hesabın değil’ diyerek kendisine verdim. Sayın Cumhurbaşkanı o hesabı sormadı.

O gece Temel Kotil, Türk Hava Yolları’nın genel müdürüydü. Temel ağabey ile birlikte, devlet konukevi, orada malum teröristler girmişler, insanlar vurulmuş. Ve bu kardeşiniz, Haliç’ten binlerce insanı, Hasan Doğan ile Sayın Cumhurbaşkanı’nı başka yere götürmeyin, İstanbul’a getirin diyerek… Bir taraftan Silivri Çatalca’dan, bir taraftan diğer yollardan, bütün İstanbul’u ve Türkiye’yi sokağa davet edip, milleti İstanbul’da binlerce, milyonlarca insanla havalimanına yürütmüş biriyiz. Ve Sayın Cumhurbaşkanı’na uçakta, uçağa çıkıp, ‘Millet burada’ diyen kişiyim.

Şimdi bana diyorsunuz ki, ‘Niye Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte değilsin?’ Öyle bir hale geldik ki 15 Temmuz’dan sonra, 2017 Eylül’ünde Sayın Cumhurbaşkanımıza gidip, ben sadece, Rize’ye gittiğimde yerin üstündekilerle değil, bir gün yerin altındakilerle de hesaplaşacağım, bir sonraki aleme inanıyorum, bu ahlaki tabloda sizinle siyaset yapmam mümkün değil, dedim. Ben bugün, şöyle herkes elini vicdanına koysun.

“BUGÜN TÜRKİYE’Yİ YÖNETEN BİRÇOK İNSANIN DURUMUNDA OLMAK İSTEMEM”

Kendisi de bunu söylemişti. Bir partinin İstanbul İl Başkanlığı’nın birkaç bakanlığa denk olduğunu söylemişti. Bazen düşünüyorum. Bugün Türkiye’yi yöneten birçok insanın durumunda olmak istemem. Az önce verdiğim örneklerin neresinde durayım. Mafya ile poz verip, mafyadan para alan insanların olduğu bir iktidarın içinde Selim Temurci olsa, bugün Rize’ye gelip kime selam verebilir. Veremem ben.

Ve bugün bu ülkede Başbakanlık yapmış bir adamın oğlunun, nerelere nasıl gittiğini, kimlerle ilişkisi olduğunu halen çıkmış kendisi açıklamış değil. Bu ülkeyi yönetenlerin yurt dışındaki servetleri ile ilgili yapılan bu kadar konuşmaya rağmen, bu ülkeyi yönetenler tek bir açıklama yapmıyor. Kendisine dosya dosya verdiğimde, ‘biz siyaseti bunun için yapmadık, biz sizi Allah için sevdik, ama biz artık bu ahlaki tabloda yokuz’ diyerek ayrıldık.

“ERDOĞAN, BİZİM ASLA DÜŞMANIMIZ DEĞİL”

Siyasete bakışımız farklı olabilir, Tayyip Erdoğan bizim asla düşmanımız değil. Rize’nin bir değeridir. Ama biz ülkemizi de Rize’mizi de Recep Tayyip Erdoğan’dan daha fazla seviyoruz. Biz hırsızlıklara, yolsuzluklara, arsızlığa ‘bir dakika’ diyoruz. Biz damadını, hazinenin ve maliyenin başına getirip, bu ülkenin başına bela eden Tayyip Bey’e, ‘bu olmaz’ diyecek kadar cesaretliyiz.

Bizim meselemiz, Tayyip Bey’in kişiliği ile falan değil. Büyüğümüzdür. Ben hep şuna dua ediyorum. Yanındakiler bu duayı ona yapmıyor eminim. İnşallah yarın öbür gün, o makamlardan kalkıldığında, Rize’nin içinde Rize sokaklarında başı dik, alnı ak gezecek siyasetçilerden olsun Recep Tayyip Erdoğan. Benim tek duam budur. Eğer bunu Rize’de başaramazsanız, bir koruma ordusuyla dolaşırsınız… Rizeli sizi alkışlayabilir. Evet, insanlarımız korkuyor. Bize, ‘Başkan biz konuşamıyoruz, Allah sizden razı olsun’ diyorlar.

“O GÜNKÜ ERDOĞAN’IN DEDİĞİNİ, BUGÜN YAPIYORUM ASLINDA”

Kolay bir iş değildir, bu. Onun hayatı için hayatınızı tehlikeye atacaksınız. Ondan sonra gelip diyeceksiniz ki, ‘Siz burada yanlışlık yapıyorsunuz…’ Bugünkü Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıl önceki Recep Tayyip Erdoğan ile karşılaştırıldığında… Bir gün demişti ki Tayyip Bey, parti kurulduktan sonra; ‘Eğer ben yoldan saparsam, bunu görürseniz, asla bana itaat etmeyin.’ Ben o günkü Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğini, bugün yapıyorum aslında. İstiyorum ki bunu Rize’de, ‘ağabey’ diye bildiğimiz ve onun yanında duranlar da yapsın.

“ERDOĞAN, 20 YIL ÖNCE BİZİM ‘AĞABEY, REİS’ DİYE BİLDİĞİMİZ TAYYİP ERDOĞAN DEĞİL”

Şimdi 27 tane, 30 tane değiştireceklermiş, onların meselesi, il başkanı; muhtemelen kabineyi de değiştirecekler. Tayyip Bey, onları değiştirme. ‘İman varsa imkan da var’ diyen rahmetli Erbakan Hoca ile yola çıkmıştı, Tayyip Bey. İmkanlarımız, iman ve güven ile ilgilidir. İnanmakla ilgilidir. 15 Temmuz’u, 28 Şubat’ın devamı gören Perinçek ile bugün yol yürüyen Tayyip Erdoğan, 20 yıl önce bizim ‘ağabey, reis’ diye bildiğimiz Tayyip Erdoğan değil. Rize’nin bunu anlaması lazım.

Birgün, Tayyip Bey, çıksın desin ki; -‘Allah da millet de bizi affetsin’ demişti ya- ’15 Temmuz’dan sonra mecbur kaldım, yanlış işler yaptım, işi ehline vermedik.’ Bugün ‘gözüme bakın’ diyen Nureddin Nebati’yi gören bir esnaf, ‘Bu dolar düşecek mi?’ diye düşünebilir mi? ‘Ehliyet ve liyakat sahibi insanlara yeniden imkan tanıyacağım. Bu ülkede demokrasi ve hukuk yeniden gelecek. Adliyede işi olanın adalete güveneceği bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz, hakkını helal et ey milletim’ desin.

“BUGÜN AK PARTİ VE TAYYİP BEY’İ BİRBİRİNDEN AYRI DEĞERLENDİRMEK LAZIM”

Bakın Tayyip Bey’in, geçmiş yaptıkları millet nezdinde çok değerlidir. Bugün AK Parti ve Tayyip Bey’i birbirinden ayrı değerlendirmek lazım. Ve böyle bakıldığında Tayyip Bey’e yine duamız olsun, Rize’den bize bunu söylemek düşer, inşallah bir gün böyle bir şeyi bu milletle paylaşır, yeniden parlamenter demokrasiye dönüşü gerçekleştirir, ona da yazık, millete de yazık.

“TAYYİP BEY’E DE YAZIK, TÜRKİYE’YE DE YAZIK.”

İnşallah, belki en erken şekilde seçim olsun ve millet artık 84 milyonun kaderi bir kişinin iki dudağı arasında kalmasın. Bu, Tayyip Bey’e de yazık, Türkiye’ye de yazık.”

Gündem Haberleri