Kadın ve erkeğin İslami ölçülere göre giyinmesi gerektiğini belirten Medeniyet Vakfı Adana Şubesi Başkan yardımcısı ve Davetçi Hareketi Öncüsü Serdar Gürbey, giysilerin kibirden uzak, insanların dikkatini çekmeyen giysiler olması gerektiğini ifade etti.
Gençlerin kendilerine model alma noktasında hataya düştüğünü belirten Gürbey, yanlış insanların model alınmasının gençleri şerre götürdüğünü vurguladı.
Gençlik ve ahlak konusunda her gelen senenin bir önceki seneyi arattığını belirten Gürbey, gençler tarafından olumlu şeylerin modellenmediğini, tam tersi teknolojide ve sosyal medyada var olanların model alındığına dikkat çekti.
Gürbey konuyla ilgili İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
Medeniyet Vakfı Adana Şubesi Başkan yardımcısı ve Davetçi Hareketi Öncüsü Serdar Gürbey
"Çocuklarımızın kimi model aldığını göremiyoruz"
Gençlerin birilerini model alma konusunda yanlışa düştüğünü belirten Gürbey, "Gençler, model alma noktasında olumlu tarafları model almıyor. Tam tersi özellikle video paylaşım siteleri ve sosyal medya platformlarında var olan paylaşımlar, gençler tarafından örnek alınıyor. Bu modeller de ne yazık ki gençleri hayırdan çok şerre tevessül ettiriyor. Çocuğumuzun elinden telefonunu alamadığımız gibi girmiş olduğu sayfalar noktasında da kimi model aldığını göremiyoruz. Allah'ın yardımına ihtiyacımız var. Bugün genç kadın ve erkeklerin bu imtihan sahasından sağlıklı bir şekilde çıkması gerekir. Çamurun içerisinde koşan insanın çamura bulaşmaması ancak Allah'ın ilahi yardımıyla mümkün olabilir. Hazreti Yusuf (Aleyhisselam) kıssasında olduğu gibi Kur'an Kerim'de, 'Az kalsın o da meyil edecekti, bizden bir yardım görmeseydi' denilmiştir. O yardıma bugün çok ihtiyacımız var. Örnek modelleri çoğaltmamız gerekiyor. Öncelikle gençlerimizin önünü açma, bir modellik ortaya koyma noktasında Haticelerimiz ve Ayşelerimizin devamlı gündemde olmalıdır. Belki bir çözüm önerisi söyleyebiliriz. Bununla alakalı diziler, İslami filmler hakeza…" şeklinde konuştu.
"Bir bayanın elbisesi kibirden uzak, insanların dikkatini çekmeyecek ve israfa kaçmayacak ölçüde olmalıdır"
Avret bölgelerinin kimsenin dikkatini çekmeyecek şekilde kapatılması gerektiğini vurgulayan Gürbey, "Bir bayanın giydiği elbisenin kibirden uzak, insanların dikkatini çekmeyecek ve israfa kaçmayacak şekilde olmalıdır. Hanefi mezhebine göre; eller, ayaklar ve yüz hariç bütün vücut setr-i avret bölgeleri sayılmaktadır. Avret bölgesinin kimsenin dikkatini çekmeyecek derecede kapatılması gerekir. Giysi noktasında çarşaf, pardösü, şalvar demeden gerçekten insanların dikkatini çekmeyecek, vücut hatlarının ortaya çıkarmayacak şekilde bir örtü olmalıdır. Bütün vücut şeriatın sınırları dâhilinde kapatılmalı, karşı taraf için bir fitne aracı olmamalıdır." diye konuştu.
"Kadının elbisesi teşbihte hata olmasın meyvenin üzerindeki kabuk gibidir"
Bayanların tesettürüne riayet ettiği takdirde hem kem gözlerden korunacağını hem de Allah'ın rızasını kazanacağını ifade eden Gürbey, "Yani bir portakalı düşünün, bir portakalın kabuğu aslında asitlidir; ama içerisinde tatlı bir meyve vardır. Niçin? O kabuk onu korumaktadır. Ona gelecek böcekler o asitten etkilenir. Yani şöyle portakalı alsam kabuğunu soymadan ısırsam gözüme asit kaçar. Niye? Çünkü kabuğu onun bir muhafazasıdır. İşte kadının elbisesi de teşbihte hata olmasın o meyvenin üzerindeki kabuk gibidir; kem gözlerden, yabancı ve yanlış şeylerden onları korur. Bu açıdan Allah'ın meyvenin içini koruduğu gibi, kadını da bu şekilde tesettürle korumaktadır. O şeriatın ölçüsüne riayet ettiği takdirde, Allah ona hem bu dünyada hem de ukbada huzurlu ve mutlu bir hayat yaşatacağını vaat etmektedir. 'İnsanlar açık giyiniyor. Ben de onlar gibi olabilir miyim?' gibi bir algıya da düşmeden gerçekten bir örnek bir model olarak, yani bataklığın içerisine bir gül olmayı tercih ederlerse ben inanıyorum ki o toplum gül bahçesine dönecektir." ifadelerini kullandı.
"Aşırı şekilde yapılan makyaj ve parfüm bir erkeğin etkilemesine belki de harama düşmesine sebebiyet verebilir"
Kişinin sadece kendisini merkeze almaması gerektiğini belirten Gürbey,"Bayanlarda var olan bu giyim ve kuşamın tezahürü sadece kendileriyle ilgili olan bir mesele değildir. Çünkü toplumda onların yapmış olduğu hareketten dolayı bazı insanlar farklı günahlara düşebilirler. Bir bayanın üzerinde ki aşırı makyaj veya parfüm, bekâr olan bir erkeğin etkilemesine belki de harama düşmesine sebep olabilir. Hatta bir bayana bundan dolayı bakan kişi bir günah alırken, kendisine bakan bin kişinin günahı da bayana yüklenebilir. Bu açıdan bayanlarımızın kesinlikle şer'i ölçüde tesettürüne riayet etmesi gerekmektedir." dedi.
"Rabbimiz insanların yolda yürüyüşüne dahi müdahale ediyor”
İslam'ın insanların yürüme şeklini bile belirlediğine dikkat çeken Gürbey, "Bakın Rabbimiz bayanların yolda yürüyüşüne dahi müdahale ediyor, diyor ki: 'Topuklarınızı yere vurarak ziynetlerini çalkalandırmayın.' Eskiden bekâr bayanlar, ayaklarına gümüş halhal, evliler de altın halhal takardı. Bir erkeğin yanından geçerken çaktırmadan topuğunu yere vurarak ses çıkarırdı. Düşünün kadın çarşaf giymesine veya tesettürlü olmasına rağmen erkekleri etkilerdi. Bu etkilemeden dolayı cenabı Allah yürüyüşlerine dahi müdahale etti. Bayanlarımızın sadece yaşamış olduğu, hayatın kendilerinde ibaret olmadığını, toplumu değiştiren bir etkene dönüşebileceğini, hatta Batı'nın onlara sunmuş olduğu değerin gerçek anlamda değer olmadığını bilmelidir. Kadınların, Batı'nın kendilerini çikolata ve araba reklamlarını tamamlayan bir meta, bir malzeme olarak gördüğünü, asıl değeri İslam'ın verdiğini bilmeleri lazım." ifadelerini kullandı. (İLKHA)