CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, buğday üretiminde maliyet artışı nedeniyle bu yıl ekim alanlarının daralma ihtimaline karşı en önemli girdilerden olan mazotta KDV ve ÖTV’nin kaldırılması gerektiğini söyledi. Çoğu bölgede tarlaya gübre atılmadığı için buğdayda rekoltenin de beklendiği gibi olmadığına dikkat çeken Gürer, “buğday üreticisine gübrenin yarı yarıya sübvanse edilmesi şart” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Ulukışla ilçesinde buğday üreticileriyle bir araya geldi, çiftçilerin sorun ve taleplerini dinledi. Ziyaret ettiği tarlalardan birinde konuşan Gürer şunları söyledi:
“ÇİFTLİYE GEREKLİ DESTEK VERİLMEZ İSE BU YIL EKİM ALANLARINDA DARALMA İHTİMALİ ARTAR”
“Çiftçiler şartların ağırlaşması nedeniyle önümüzdeki dönemlerde ekim yapıp yapmamayı sürekli düşünüyor. Mutlaka girdi maliyetlerini ciddi düşürecek bir elin tarıma dokunması şart. Çiftçi tarlada hasatta daha ürünü biçerken yeni dönem nasıl ekeceği kaygısını yaşıyor. Dap gübrenin tonu 18 bin liraya ulaştı. Sonbaharda ürün ekilecek. O döneme kadar, mazotta ve gübrede çiftçi desteklenmeli. Çiftliye gerekli destek verilmez ise bu yıl ekim alanlarında daralma ihtimali artar. Ekim alanlarının daralması ihtimaline karşın mazotta ÖTV ve KDV’nin mutlaka kaldırılması gerekiyor. Buğday üreticisine gübrenin de yarı yarıya sübvanse edilmesi gerekiyor. Bu yıl çoğu bölgede üreticiler tarlaya gübre atamadı. Gübresiz üretim olduğu için rekolte düşecek, verimi artırmak için üreticinin gübre konusunda desteklenmesi gerekiyor.
“RUSYA- UKRAYNA SAVAŞI GÖSTERDİ Kİ ÜLKELER KENDİ KENDİNE YETEBİLEN TARIMSAL ÜRÜNLERİ İLE AYAKTA KALABİLİYOR”
Ülkemizde yıllık ortalama 20 milyon ton buğday üretimi yapılıyor. Dahilde işleme rejimi kapsamında ise 8-10 milyon ton buğday ithal ediliyor. Esasında Rusya- Ukrayna savaşı gösterdi ki ülkeler kendi kendine yetebilen tarımsal ürünleri ile ayakta kalabiliyor. Bu nedenle buğday ekim alanlarını artırmak için mutlak suretti üretici desteklenmeli, teşvik edilmeli. Aksi taktirde bu yıl Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bin lira prim vererek ürün alabilir noktaya gelse de önümüzdeki yıllarda sorun devam edebilir. TMO’nun bu yılki taban fiyatı en azından üreticiyi tüccarın eline bırakmadı.
“UKRAYNA VE RUSYA SAVAŞININ SÜRECİNİN BUĞDAY FİYATLARINI DEĞİŞTİREBİLECEĞİ ÖNGÖRÜLÜYOR”
Buğdayda hasat ağustos ayında bitecek. Hasattan sonra dünyadaki buğday piyasasının durumuna göre Ukrayna ve Rusya savaşının sürecinin buğday fiyatlarını değiştirebileceği öngörülüyor. 790 milyon ton dünya buğday üretimi, tüketimine nerede ise denk. Sorun buğday yetersizliği nedeni ile 200 milyon ton dolaşımda olması. Bu dolaşımda ürünün üçte biri savaş bölgesinden dünyaya satılıyor. Bu buğday gideceği yere eremediğinde buğday açığı buğday fiyatlarını tetikliyor. Böylece piyasa dengeleri sarsılıyor. Dünyanın farklı bölgelerinde hasat tamamlanınca açığı olan ülkeler piyasayı etkiyor. Bu süreçte kendi kendine yetemeyen ülkelerde ürün açığı soruna dönüyor.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE DÜNYA GENELİNDE BUĞDAYDA BİR SIKINTI YAŞANABİLİR”
Büyük çaplı üretim yapan çiftçiler ürünlerini, fiyatların biraz daha cazip hale gelebileceği düşüncesiyle depolara koyuyor. Eğer savaş bölgesinden buğday akışında süreklilik olmaz ise önümüzdeki dönemlerde dünya genelinde buğdayda bir sıkıntı yaşanabilir. O nedenle ülkemizin buğdayda kendi kendine yetebilmesini sağlamak için üreticinin desteklenmesi gerekir. 2023 üretimi bugünden planlanıp sonbaharda başlayacak yeni ekim döneminde çiftçi mazot, gübre, tohum, tarım ilacı ve sulama suyu elektrik faturasını ödediğinde ürünü bu masraflarını karşılar olmalıdır.”