Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in “Ülkemizde yapay etle ilgili bir çalışma var mıdır” sorusuna “yapay etle ilgili araştırmaların yapıldığı, yapay et teknolojisiyle ilgili gelişme ve araştırmaların takip edildiği” yanıtını verdi. Gürer, “Laboratuvarda üretilen ete muhtaç olmamamız için besicilerimizin, süt inekçiliği yapanlarımızın desteklenmesi gerekiyor. Ülkemizde küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığımız doğru biçimde planlanırsa Türkiye ileride ‘yapay et’, ‘kültür et’ gibi tanımlanan etlere muhtaç duruma düşmez” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yapay et konusunu TBMM gündemine taşımış; Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vermişti. Kirişci’nin soru önergesine verdiği yanıtla ilgili açıklama yapan Gürer, şunları söyledi:
“BİR MİLYARA YAKIN İNSAN AÇLIKLA MÜCADELE EDİYOR, 120 MİLYONU ÇOCUK”
“Gıdayla ilgili sorunlar giderek artıyor. Bir milyara yakın insan açlıkla mücadele ediyor, bunun da 120 milyonu çocuk. Bu nedenle bilim insanları laboratuvar ortamında ürünler üreterek bu açığı gidermeye çalışıyorlar. 1970’lerde başlayan genetiği değiştirilmiş organizmalarla yani GDO’lu ürünlerle bu sorunun aşılabileceği düşünüldü. Ancak süreç içerisinde bilim insanlarının bir bölümü GDO’lu ürünlerin insan sağlığına zararlı olduğu yönünde görüşler belirttiler. Ülkemizde GDO’lu ürünlerin gıdada tüketimi yasak. Ancak 36 çeşit yemde ithal ürün olarak GDO’lu yem getiriliyor hayvanların tüketimine veriliyor. Tavuk, küçükbaş, büyükbaş hayvan yemi olarak bu yemler ülkemizde tüketiliyor. Bunların olumlu ya da olumsuzluğuna yönelik bilimsel bir makale ya da araştırma yok. Gönderilen ürünlerin raporları üzerinden ürünler ülkemize kabul ediliyor.
“YAPAY ETİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DE BİLİM İNSANLARI TARAFINDAN TARTIŞILMAYA BAŞLANDI”
Son günlerde yapay et yani kültür eti, laboratuvar da üretilen bu et tartışılan konular arasına girdi. Keçi, sığır, dana, tavuk gibi hayvanlardan alınan numunelerden elde edilen kök hücrelerin aminoasit, glukoz, vitamin ve minerallerden oluşan bir çözeltiyle karıştırılarak meydana gelen bu karışımlar laboratuvar ortamında yapay bir ete dönüştürülmekte. Hayvanlardan alınan numunelerde laboratuvar ortamında yapılan kültür eti olarak bilinen bu çözeltilerin insan sağlığı üzerindeki etkileri de bilim insanları tarafından tartışılmaya başlandı.
“BAKANLIK, YAPAY ET KONUSUNUN TAKİP EDİLDİĞİNİ İFADE ETTİ”
Ülkemizde durumun ne olduğunu Tarım ve Orman Bakanlığı’na verdiğim bir yazılı soru önergesiyle gündeme taşıdım. Bakanlık vermiş olduğu yanıtta: Dünya artan nüfus ve azalan kaynaklar nedeniyle bir süredir alternatif protein kaynakları üzerinde çalışılmakta olduğu, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre hücresel kökenli et üretiminin 2030 yılında toplam et üretiminin yüzde 10’unu karşılayacağının öngörüldüğünü belirtti. Yapay et konusunun son zamanlarda araştırma konusu olduğu, bakanlığın bu konuyu takip ettiği ve faaliyetleri yürüten bölümlerde araştırmaların devam ettiğini ifade etti.
“HAYVANCILIK SON YILLARDA ARTAN YEM FİYATLARIYLA CİDDİ ANLAMDA RİSK ALTINDA”
Ülkemizde hayvancılık son yıllarda artan yem fiyatlarıyla ciddi anlamda risk altında. Hayvan hastalıkları, buzağı ölümleri, damızlık, gebe ve süt ineklerinin kesime gitmesi nedeniyle ülkemizde de hayvan sayısında düşmeler meydana geliyor. Mera alanları yarı yarıya daraldı. Kırsalda küçük aile tipi işletmeler de hayvancılık yapanların sayısı giderek azalıyor. Önümüzdeki süreçte ithal hayvanla açık giderilmeye çalışılsa da nüfus artışına paralel olarak ülkemizde de et açığının oluşması olası.
“GIDA ERİŞİMİNDE OLUŞAN SORUNLAR NEDENİYLE GELECEKTE YAPAY ET GÜNDEME GELEBİLİR”
Laboratuvarda üretilen ete muhtaç olmamamız için besicilerimizin, süt inekçiliği yapanlarımızın desteklenmesi gerekiyor. Yemden başlayarak mutlak suretle hayvancılığa sorun yaratan her konunun üzerine gidilmeli ve çözüm üretilmelidir. Ülkemizde küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığımız doğru biçimde planlanırsa Türkiye ileride ‘yapay et’, ‘kültür et’ gibi tanımlanan etlere muhtaç duruma düşmez. İlerleyen süreçte ithal hayvan bulmakta da sorun yaşanacağı için yapay etin ülkemiz için gündeme girme olasılığı var. Her ne kadar Diyanet İşleri bu konuda olumsuz görüş belirtse de gıda erişiminde oluşan sorunlar nedeniyle gelecekte yapay etin gündeme gelmesi olabilir. Bunun için bugünden hayvan varlığımız korunmalıdır. Ülke coğrafyasının gerek mera alanlarının ıslahı gerek hayvancılık yapanların desteklenmesiyle ilerleyen aşamada da bugünkü gibi hayvan varlıklarının etinin tüketilmesi devam ettirilebilir. Yapılması gereken kırsalda küçük aile tipi işletmelerin desteklenerek hayvancılığımızın gelişmesinin önünü açmaktır.”