Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Letonya Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics ile düzenlediği basın toplantısında Suriye ile ilişkiler konusunda “Muhalefet ve rejimi ilk defa bir araya getirmiyoruz. Biz buna önemli bir katkı sağladık. Çünkü muhalefet bize güveniyor, Türkiye’ye güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık. Ama Suriye’de kalıcı bir istikrar ve barış için bu uzlaşının şart olduğunu söyledik, söylüyoruz. Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir, çarpıtanların da kim olduğunu biliyoruz. Bayrağımıza el uzatanların eli de kırılır. Zaten bununla ilgili geçici hükümet dahil, Suriyelilerin kendileri gerekli açıklamaları yaptı” dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Letonya Dışişleri Bakanı Rinkevics ile basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu şöyle konuştu:
“1 MİLYAR DOLAR TİCARET HEDEFİMİZE EMİN ADIMLARLA YAKLAŞIYORUZ”
“Uluslararası platformlarda her zaman bir araya geldiğimiz ve ikili ilişkilerimizi bölgesel konuları gelişmeleri samimi ortamda değerlendirdiğimiz bir arkadaşımızdır. Letonya ile ortak değerler ve hedefler paylaşıyoruz. İşbirliğimizi sağlam temeller üzerinde geliştirmek için çalışıyoruz. Mükemmel siyasi ilişkilerimiz var.
İkili ticaret hacmi için daha önce 1 milyar dolar hedefi koymuştuk. Bu hedefimize emin adımlarla yaklaşıyoruz.
Müttefikimiz Letonya ile NATO çerçevesindeki iş birliğimiz de devam ediyor. Buna önem veriyoruz.
“UMARIM TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ, BİR DAHA UNUTULMAMAK KAYDI İLE ÖĞRENİLMİŞTİR”
Coğrafyamızdaki gelişmeleri değerlendirdik. Bunların başında Ukrayna’da devam eden savaş var. Ukrayna’nın sınır ve toprak bütünlüğü konusunda eskiden beri, Kırım’ın illegal ilhakından bu yana Letonya ile aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Kırım’ın ilhakını tanımadığımız gibi, her zaman uluslararası platformda gündeme getiren iki üç ülkeden bir tanesiyiz.
Letonya, Türkiye’nin AB ilişkilerine her zaman güçlü destek veren ülkedir. AB’nin karşı karşıya kaldığı zorlukların farkındayız. Geçen Büyükelçiler Konferansı’nda da söyledim. Türkiye olarak şu ana kadar yaptıklarımızı ve yapmakta olduklarımızı AB ile yapsaydık, AB önemli bir aktör olarak dünyada ayakta alkışlanırdı. Ve birçok sorunu büyümeden çözebilirdik. Umarım Türkiye’nin önemi, bir daha unutulmamak kaydı ile öğrenilmiştir.”
RİNKEVİCS: ZİRVEDE ALINAN KARARLARIN BALTIK BÖLGESİNİN GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK ÖNEM TAŞIDIĞINI BİLİYORUZ
Çavuşoğlu’nun ardından söz alan Letonya Dışişleri Bakanı Rinkevics ise şöyle konuştu:
“Türkiye, Letonya’nın çok kıymetli bir müttefiki ve çok kıymetli bir ortağı. Ekonomik ve siyasi diyaloglar açısından da. Düzenli bir biçimde yürüttüğümüz diplomatik diyaloğumuz var.
Letonya’da 1 Ekim itibariyle seçimler olacak. Önümüzdeki yıl da Türkiye’de seçimler olacak. Bu gelişmelerin ardından iş birliğimiz daha da kıymetli hale gelecek.
Afganistan’da çok iyi bir iş birliği yürüttük. Özellikle de Afgan vatandaşların NATO çerçevesinde yürüttüğümüz restorasyon sırasında desteklenmesi konusunda Türkiye ile çok iyi bir iş birliğimiz oldu.
Madrid’de yürütülen NATO zirvesi sırasında görüşmelerimiz oldu. Zirvede alınan kararların ve yapılan görüşmelerin Baltık bölgesinin güvenliği açısından çok büyük önem taşıdığını biliyoruz. Türkiye’nin oynadığı rolü takdirle karşılıyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın da NATO’ya alınacak olması da çok önemli. Bizim için sadece bölgesel güvenlik çerçevesini değiştirmekle kalmayacak, güvenlikle ilgili gücümüzü de arttırmış olacak iki ülkenin katılımı.”
RİNKEVİCS: BALTIK ÜLKELERİ OLARAK UZUN VE ACILI BİR GEÇMİŞİMİZ VAR RUSYA FEDERASYONU İLE
İki bakan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Letonya Dışişleri Bakanı, kendisine yöneltilen soruyu şöyle yanıtladı:
“Baltık devletleri olarak çok uzun ve acılı bir geçmişimiz var Rusya Federasyonu ile. Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’da attığı adımlar Sovyet işgali döneminde yaşananlara çok benziyor. Öncelikli olarak Ukrayna’ya her türlü desteği sunmaya hazırız. Sadece ekonomik yaptırımların değil, Schengen vizesi yaptırımlarının da uygulanması gerekiyor Rus vatandaşlarına yönelik olarak. Türkiye Cumhuriyeti’nin duruşunu takdirle karşılıyoruz. Alınan kararların hazırlık aşamasında çok büyük destek gördük. NATO’nun Baltık devletlerinde ve Polonya’da genel olarak da Doğu bloğunda varlığının arttırılması çok önemliydi.”
ÇAVUŞOĞLU: BARIŞTIRMA DEĞİL, UZLAŞTIRMA KELİMESİNİ KULLANMIŞTIM
Çavuşoğlu, Suriye-Türkiye arasındaki son gelişmelere ilişkin soruya şu cevabı verdi:
“Öncelikle, barıştırma değil, uzlaştırma kelimesini kullanmıştım. Sadece Suriye ve Suriye içindeki provokatörler değil, Türkiye içinde de bu işi kızıştırmak isteyenler de sözlerimi çarptırdılar. Benim söylediklerim, en başından itibaren söylediğim şeyler. Savaş ilk başladıktan sonra, savaşın sonlandırılması için sarf ettiğimiz çabaların bir yansıması. Peki 2015 yılında, BM Güvenlik Konseyi kararını kim aldı? 2254 sayılı karardan bahsediyorum. Bu karar el birliğiyle alındı. Suriye’deki taraflar arasında BM kolaylaştırıcılığında bir geçiş sürecinin başlaması. Başka ne var? Yeni bir anayasa. Anayasadan sonra, BM’nin denetiminde adil ve şeffaf bir seçimin gerçekleşmesi var. Bu süreç başarılı olmadı. Suriye’de uluslararası grup kurduk. Buralardan bir sonuç çıkmadı. Bunun temel sebebi, rejimin ayak diremesi yüzündendi. Rejim siyasi çözüme inanmıyor, askeri çözüme inanıyor. Ama kalıcı bir çözüm siyasi çözümdür. Başından beri söylüyoruz. Üstelik BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğüne de vurgu yapıyor, tıpkı bizim her açıklamamızda vurguladığımız gibi. Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünü önemsiyoruz.
“MUHALEFET VE REJİMİ İLK DEFA BİR ARAYA GETİRMİYORUZ. MUHALEFET BİZE GÜVENİYOR”
Astana’da kimler beraber? Rejim ve muhalefet. Bir de garantör ülkeler var. Masanın etrafındalar. Kutupların değişimi dahil önemli güven arttırıcı adımlar atılıyor. Anayasa komisyonunun kurulması fikri ortaya çıktı. Anayasa komisyonu 8 kez toplandı. Bu toplantıda 50 kişi rejimden, 50 kişi muhalefetten, 50 kişi de sivil toplumdan. Amaç, yeni bir anayasa yazmak ya da mevcut anayasa tadil etmek. Bu onların bileceği bir şey. Bunun amacı ne? Bu yasal değişikliklerle beraber ülkeyi seçime götürmek. Tüm bunlar için ne gerekiyor? Rejim ile muhalefetin uzlaşması gerekiyor. Benim söylediğim buydu, farklı bir şey söyledim mi?
Muhalefetin müzakere heyeti kurması amacı neydi? Bizim de desteklediğimiz bir müzakere heyeti var. Müzakere heyetinin amacı da geçiş sürecini ve anayasa dahil tüm bunları rejimle müzakere etmek. Muhalefet ve rejimi ilk defa bir araya getirmiyoruz. Biz buna önemli bir katkı sağladık. Niye? Çünkü muhalefet bize güveniyor, Türkiye’ye güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık. Ama Suriye’de kalıcı bir istikrar ve barış için bu uzlaşının şart olduğunu söyledik, söylüyoruz. Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir, çarpıtanların da kim olduğunu biliyoruz. Bayrağımıza el uzatanların eli de kırılır. Zaten bununla ilgili geçici hükümet dahil, Suriyelilerin kendileri gerekli açıklamaları yaptı. Bu provokatörleri onları da biliyor. Sonuçta onların ne düşündüğü önemli değil. Suriye’de kalıcı bir barış için bunların yapılması lazım.
“SAYIN DEVLET BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyoruz. Suriye’de bizi de tehdit eden bir terör örgütü var. PKK, YPG, PYD. Aynı terör örgütü. Bu teröristlerin ve DAEŞ kalıntılarının diğer radikal terör örgütlerinin tamamen bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor. Bu bizim güvenliğimiz için de önemli. Güvenliğin tesis edilmesi için Suriye’nin istikrarı önemli.”