İSTANBUL VALİSİ ALİ YERLİKAYA: 17 AĞUSTOS DEPREMİ BİR MİLATTI, DEPREM GERÇEĞİNE BAKIŞIMIZI TAMAMEN DEĞİŞTİRDİ

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, "17 Ağustos depremi sadece 45 saniye sürmüştü, lakin etkisi yıllardır devam ediyor. Yapılara ve deprem gerçeğine bakışımızı tamamen değiştiren bir milattı 17 Ağustos. İstanbul’umuzda son 10 yıl içinde, riskli olduğu tespit edilen 84 bin 978 binanın 77 bin 636’sı yıkıld...

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, "17 Ağustos depremi sadece 45 saniye sürmüştü, lakin etkisi yıllardır devam ediyor. Yapılara ve deprem gerçeğine bakışımızı tamamen değiştiren bir milattı 17 Ağustos. İstanbul’umuzda son 10 yıl içinde, riskli olduğu tespit edilen 84 bin 978 binanın 77 bin 636’sı yıkıldı. 17 Ağustos’tan sonra, 2019’da meyana gelen 5,8 büyüklüğündeki Silivri Depremi ise İstanbul’umuz için yeni bir milat oldu. Ülkemizin ‘deprem tehlike haritası’ yenilendi" dedi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Almanya Yerbilimleri Enstitüsü (GFZ) tarafından düzenlenen "Marmara Bölgesinde Sismotektonik Araştırmalar Konusunda Türk-Alman Ortak Sempozyumu” bugün İstanbul'da yapıldı. Sempozyuma İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AFAD Başkanı Yunus Sezer, GFZ Yönetim Kurulu Bilimsel Araştırmalar Başkanı Prof. Dr. Susanne Buiter katıldı.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"OLASI AFET RİSKLERİ HER METROPOL GİBİ İSTANBUL’UN DA BİR GERÇEĞİ: Tam 23 yıl önce, 17 Ağustos 1999 gecesi saat 03:02’de, merkez üssü Gölcük olan ve İstanbul’umuzu da derinden etkileyen Marmara Depremi ile sarsıldık. 2010 yılında yayınlanan Meclis Araştırması Raporu'na göre, bu depremde maalesef 18 bin 373 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. İstanbul’umuz, 17 milyonu aşan nüfusuyla büyük bir dünya kenti. Olası afet riskleri, her metropol gibi İstanbul’un da bir gerçeği. Evet, afetlere engel olmak elimizde değil, ancak afet risklerini ve zararlarını azaltmak, dirençli şehirler kurmak ve güçlü bir afet yönetimi oluşturmak elimizde. Tüm bunları bilimin ışığında, azimle ve kararlılıkla çalışarak gerçekleştirebiliriz.

2 BİN 520 KAMU BİNAMIZ, 2 MİLYAR 426 MİLYON EUROLUK FON İLE DEPREME DAYANIKLI HALE GETİRİLDİ: 17 Ağustos depremi sadece 45 saniye sürmüştü, lakin etkisi yıllardır devam ediyor. Yapılara ve deprem gerçeğine bakışımızı tamamen değiştiren bir milattı 17 Ağustos. 1999 sonrası, depreme karşı dirençli şehirler kurmak için binaların yapım süreçleriyle ilgili yeni yasal düzenlemeler yapıldı. Deprem öncesi var olan yapı stoklarıyla ilgili kentsel dönüşüm seferberliği başlatıldı. Kamuda da radikal kararlar alındı. Örneğin 2006 yılında dünyanın en büyük deprem yatırım projelerinden biri olarak gösterilen 'İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP)', Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla hayata geçirildi. Bu projeyle 16 yılda, 1999 ve öncesinde yapılmış başta okul, hastane ve yurtlar olmak üzere 2 bin 520 kamu binamız, 2 milyar 426 milyon euroluk fon ile depreme dayanıklı hale getirildi. Yeniden yapım ve güçlendirme çalışmalarıyla 1 milyon 700 bin öğrencimiz güvenli eğitim ortamına kavuştu.

RİSKLİ OLDUĞU TESPİT EDİLEN 84 BİN 978 BİNANIN 77 BİN 636’SI YIKILDI: 31 Mayıs 2012 tarihinde, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası yürürlüğe girdi. Tüm özel yapı stoğumuzu kapsayan kentsel dönüşüm projeleri, bir seferberlik anlayışıyla büyük ivme kazandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mızın verilerine göre; İstanbul’umuzda son 10 yıl içinde, riskli olduğu tespit edilen 84 bin 978 binanın 77 bin 636’sı yıkıldı. Yıkılan binalarda 408 bin 298 bağımsız bölüm bulunuyordu. 17 Ağustos’tan sonra, 2019’da meyana gelen 5,8 büyüklüğündeki Silivri Depremi ise İstanbul’umuz için yeni bir milat oldu. Ülkemizin ‘deprem tehlike haritası’ yenilendi. Bakanlığımızın öncülüğünde 2019 yılında başlatılan 'Afetlere Hazırlık Yılı' kapsamında eğitim, tatbikat, halkla ilişkiler ve tanıtım programları gerçekleştirdik. 2021’e gelindiğinde, 'Türkiye Afet Eğitim Yılı' kapsamında İstanbul’umuzda afet eğitim seferberliği başladı. İçişleri Bakanlığı’mızca 'Afet Tatbikat Yılı' ilan edilen 2022’de eğitimlerimizi birebir sahada test ettik. Valiliğimiz koordinasyonunda İstanbul Afet Risk Azaltma Planı’nı (İRAP) oluşturmak için kaymakamlarımız, kamu kurum ve kuruluşlarımız, tüm belediyelerimiz, üniversitelerimiz, STK’larımız ve bilim insanlarımızla el ele verdik.

38 AFET TÜRÜ MASAYA YATIRILDI VE TARTIŞILDI: 138 kurum ve kuruluşumuz, bilim insanlarımız, alanında uzman 550 teknik personelimizin destekleriyle iki çalıştay ve 102 toplantı gerçekleştirdik. Bu çalışmalar kapsamında, 38 afet türü masaya yatırıldı ve tartışıldı. Kurumlarımızın risk azaltma eylemleri; 4 amaç, 34 hedef ve 454 eylem olarak tespit edildi. İstanbul’umuz için öngörülen en önemli 9 tehlike, tüm doğal afet ve acil durumlar için sorumlu kuruluşlar, destekleyici kurumlar ve gerçekleştirme süreleri belirlendi. Bu çalışmaların sonunda hazırlanan rehberimiz, bir doktora tezi titizliğiyle satır satır kağıda döküldü. Böylece ortaya, İstanbul Afet Risk Azaltma Planı’mız çıktı. İRAP çalışmamız, 388 sayfalık bu kitapla vücut buldu. İstanbul’umuzda, İstanbul Afet Müdahale Planı kapsamında, 11’ine Sayın Bakan’ımızın başkanlık ettiği 750 toplantı yaptık. Güvenlikten ulaşıma, sağlıktan enerji ve haberleşmeye birçok alanda 23 afet grubu oluşturuldu. Anadolu ve Avrupa yakasında afet yönetim merkezleri inşa edildi. Uydu haberleşme sistemleri ve mikrodalga linkler kuruldu.

7,5 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ BİR DEPREME KARŞI ŞEHRİMİZDE TOPLAM 493 BİN KİŞİNİN GÖREV ALABİLECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ: DMR ve JEMUS sayısal telsiz sistemleri, haberleşme sistemine entegre edildi. Toplanma alan sayımız yüzde 97, kişi başına düşen alan miktarı yüzde 200 artırıldı. 539 AFİS İstasyonu’nun tamamı elden geçirildi. 39 ilçemizde AFAD merkezleri, 963 mahallemizin tamamında mahalle irtibat ofisleri kuruldu. Artık 7,5 büyüklüğündeki bir depreme karşı şehrimizde toplam 493 bin kişinin görev alabileceğini öngörüyoruz. Daha yapmamız gereken pek çok şey var. Çünkü afete hazırlık, hiç bitmeyen bir süreçtir. Bu noktada ortak akıl, yakın iş birliği ve sabırla çalışıyoruz. Sanki her an deprem olacakmış gibi çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

İNSANLARI ÖLDÜREN DEPREMLER DEĞİL DAYANIKSIZ BİNALAR: Dünyadaki depremlerin ortak bir özelliği var. İnsanları öldüren, depremler değil dayanıksız binalar. Bu nedenle yapılarımızın güvenliği de hayati bir önem taşıyor. Afetlere karşı bilinçli toplum oluşturmanın yolu, bilimsel çalışmaların ve bu tür sempozyumların sayısını artırmaktan geçer. Bugün burada bir kez daha görüyoruz ki bilim, her alanda olduğu gibi afet yönetiminde de en önemli rehberimiz."

Gündem Haberleri