Merkez Bankası'nın toplantısında faizle ilgili nasıl bir yol izleyeceği çok merak ediliyordu. Dün faiz kararını açıklayan banka politika faizinin 14'ten 13'e düşürüldüğünü açıkladı. Bankanın hamlesiyle birlikte 17 sınırında olan dolar da 18 TL'nin üzerini gördü. Herkes Merkez Bankası'nın bu hamlesinin nedenini merak etmeye başladı.
"DAHA RAHAT BORÇLANMA, DAHA ÇOK HARCAMA İSTENİYOR"
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Merkez Bankası'nın faiz düşürmesiyle ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yazısında bankanın hamlesinin nedenini de yazan Demiralp, "Şöyle bir mantık izleniyor: Ekonominin büyüyebilmesi için borçlanma faizlerinin azalması lazım. O halde Merkez Bankası politika faizini düşürürse kredi faizleri iner, daha rahat borçlanma, daha çok harcama, daha çok yatırım, daha çok istihdam olarak geri döner" ifadelerini kullandı.
"SİYASİ BİR TERCİH OLDUĞUNU DİLE GETİRDİ"
Prof. Dr. Selva Demiralp'in BBC için kaleme aldığı yazıdan dikkat çeken kısımlar şu şekilde: "Geçtiğimiz aylarda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati "enflasyonla büyümenin" bir siyasi tercih olduğunu dile getirdi. Şöyle bir mantık izleniyor: Ekonominin büyüyebilmesi için borçlanma faizlerinin azalması lazım. O halde Merkez Bankası politika faizini düşürürse kredi faizleri iner, daha rahat borçlanma, daha çok harcama, daha çok yatırım, daha çok istihdam olarak geri döner.
Peki bu vesileyle artan talep enflasyonist baskıları artırırsa ne olacak? Onu da daha fazla büyüme karşılığı ödenecek bir bedel olarak kabul eder yola devam ederiz. "Enflasyonla büyüme" modeli bunu ima ediyor.
"REEL OLARAK GENİŞLEMECİ POLİTİKA VAR"
Ancak ekonomik dinamikler böyle işlemiyor. Enflasyon beklentileri düşmeden politika faizini düşürmek, piyasa faizini düşürmüyor. Çünkü piyasa faizleri belirlenirken politika faizine ilave olarak enflasyonist beklentiler, ileriye yönelik riskler de fiyatlara giriyor. O yüzden politika faizi düşse de orta ve uzun vadede artan enflasyonist beklentiler ve risk primi nedeni ile piyasa faizlerinin arttığını görüyoruz.
Dünkü karardan hemen sonra risk priminin artışa geçmesi uzun vadeli faizlerin daha da yükseleceğine işaret ediyor. Bir noktayı atlamayalım. Politika faizi düştükçe kredi faizleri artsa da mevcut kredi faizi seviyeleri enflasyonun hayli altında. Bu nedenle reel olarak genişlemeci bir politika var.
"ORTA VADEDE DARALTICI ETKİ YARATIYOR"
Ancak ileriye yönelik enflasyon beklentisi ve risklerin bu kadar yükseldiği bir ortamda bankalar kredi arzını kısıyorlar. Dolayısı ile dünkü karar bir süredir altını çizdiğim "daraltıcı genişleme"ye yeni bir örnek oluşturuyor. Yani kağıt üzerinde genişlemek amacı ile atılan adım orta vadede ekonomi üzerinde daraltıcı bir etki yaratıyor."