Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bir gazetede yer alan "Müsilaj bahane, engelleme şahane" şeklinde çıkan "yalan, asılsız, mesnetsiz" bir yazı nedeniyle açıklama yapılmasına ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine ihtiyaç duyulduğu
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Marmara Denizi'nin Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) bölgesi ilanının ardından deniz kirliliğine sebep olan atık kaynakları daha sıkı denetlenmiştir. Bu sayede Marmara Denizi'nde kirlilik azalmış, öyle ki canlı türleri tekrar artmaya başlamıştır. Hal böyleyken söz konusu yazıda iddia edilen, 'Asıl amaç müsilaj bahane, engellemek şahane' ifadeleri bir seferberlik ruhuyla Marmara Denizi'ni geleceğe taşıyanlara karşı en hafif tabirle haksızlıktır, vicdansızlıktır. ÖÇK bölgeleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlandıktan sonra çevre korumanın siyasallaştığını söylemek ise akılla kavranamayacak bir iddiadır.
Yazıda iddia edilen, 'Marmara Denizi ÖÇK bölgesi ilan edildikten sonra bu alan içerisinde Bakanlık yazısıyla İBB'nin yetkileri ile sınırlandırıldı.' ifadesi tamamen gerçek dışıdır. İddianın tersine Bakanlığımızın İBB'ye bu konuda ilettiği hiçbir yazı bulunmamaktadır. Avcılar ilçesinde söz konusu lunaparkın yıkımı için Bakanlığımıza hiçbir bilgi ve belge iletilmemiştir. Dolayısıyla Bakanlığımızın değerlendirme yapmadığı hususu yanlış bir ifadedir. Üsküdar Sahil Yolu Projesi imar planı olmadan Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonumuza iletilmiş olup Komisyonumuz tarafından imar planlarının hazırlanarak iletilmesi istenmiştir. Bu kapsamda Bakanlığımızda bekleyen bir proje yoktur. Tarabya'da ÖÇK bölgesi içerisinde kalan bir yolda meydana gelen çökmenin onarılması için Bakanlığımıza iletilen herhangi bir teklif de bulunmamaktadır.
Sorumlu bir basın mensubunun veya medya kuruluşunun, hiç şüphesiz ki sorması gereken asıl soru şudur; 'Milletin hayrına, milletin yararına hangi adım atılmak istenmiştir ve buna engel olunmuştur?' Bugüne kadar her seferinde engelleniyoruz bahanesinin arkasına sığınanlar şunu bilmelidir ki eser üretmek yerine bahane üreten bu siyasetin kazanımı yoktur. Marmara'ya kıyısı olan belediyelerin sadece CHP belediyeleri olduğu düşüncesi yalnızca bilgisizlikle açıklanamaz. Bu durum, aynı zamanda 'engelleniyoruz' siyasetinin altyapısını oluşturmaya yönelik bir algı ve sipariş haber çalışması olduğunu da göstermektedir. Yönettikleri il ve ilçe belediyelerinde hizmet üretememeyi, vizyonsuzluğu, çevre kirliliğini makus bir talihe dönüştürenlere rağmen eser üretmeye, İstanbul'umuza, Marmara Denizi'mize, 39 ilçemize hizmet etmeye, doğamızı, akarsularımızı, denizlerimizi, göllerimizi, tüm doğal zenginliklerimizi korumaya ve yaşatmaya azimle, kararlılıkla devam edeceğiz."