Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, kendisine teklif getiren bir avukat üstünden bazı yandaş gazetecilerin hakaret davalarını gelir kapısı şekline getirdiğini kaleme aldı. Öne sürülene göre bazı yandaş gazeteciler, hakaret davaları üstünden ayda 300 bin TL’ye varan gelir sağlıyor.
“Hakaret ticareti” başlıklı yazısında Altaylı, bir avukatın hakaret davaları açmak amacıyla kendisinden vekalet talep ettiğini aktaran Altaylı, avukatın “Size yönelik hakaret içeren paylaşımları ekibimizle tespit edeceğiz ve bunlara hemen dava açacağız. Sizin haberiniz bile olmayacak. Her ay hesabınıza ciddi bir para yatıracağız. Bizi görmeyeceksiniz bile” dediğini yazdı.
KÜFÜR YİYEREK AYDA 300 BİN LİRA KAZANIYORLAR
Ardından avukatın, çalıştıkları gazetecilerin adlarını saymaya başladığını söyleyen Altaylı, “Tamamı iktidar yanlısı gazetecilerdi” ifadelerini kullandı. Altaylı, bu gazetecilerin bazılarının ayda 300 bin TL’ye varan gelir elde ettiğini belirtti.
Altaylı’nın yazısından alakalı kısım şu şekilde:
Bir süre önce bir lokantada dostlarımla yemek yiyorum.
Kamuoyunun yakından tanıdığı bir hanımefendi yanıma geldi.
Hal hatır sorduktan sonra yanında duran bir beyefendiyi tanıştırdı.
“Avukat bilmem kim!”
“Memnun oldum” dedim.
Avukat hemen atıldı.
“Biz hanımefendinin avukatlık işlerini yürütüyoruz. Size de yardımcı olmak isteriz” dedi.
Şaşırdım.
“Benim 30 küsur yıllık avukatım var. Sağ olun.” dedim.
“Ama biz size para kazandıracağız” dedi.
Nasıl olacak o iş dedim.
Anlattı.
"HER AY HESABINIZA CİDDİ BİR PARA YATIRACAĞIZ"
“Siz bize bir vekaletname vereceksiniz. Bu vekaletname sadece size yönelik hakaret davaları için geçerli olacak. Biz gerek sosyal medyada, gerekse başka yerlerde düzenli taramalar yaparak size yönelik hakaret içeren paylaşımları ekibimizle tespit edeceğiz ve bunlara hemen dava açacağız. Sizin haberiniz bile olmayacak. Her ay hesabınıza ciddi bir para yatıracağız. Bizi görmeyeceksiniz bile.”
İlk kez böyle bir şey duyuyordum.
İlgilendiğimi zannederek peş peşe gazetecileri saymaya başladı.
Tamamı iktidar yanlısı gazetecilerdi.
“Tüm bu meslektaşlarınızın bu konudaki avukatlığını biz yapıyoruz. Bazıları sadece bu hakaret davalarından ayda 300 bin TL’ye yakın gelir elde ediyorlar” dedi.
İnanamadım.
Kendilerine edilen hakareti geçim yolu haline getirmişlerdi.
Küfürü yiyor, paraya çeviriyorlardı.
"KÜFÜR İŞİTMEK İÇİN MİLLETİN DAMARINA BASIYORLARDI"
Hatta muhtemelen daha çok küfür işitmek için, daha uç yazılar yazıyor, milletin damarına daha çok basıyorlardı.
Küfür eden arttıkça bunlar sürümden kazanıyordu.
Vay anam vay diye geçirdim içimden.
Utanmazlık görmüştüm ama bu kadarını görmemiştim.
Avukata dik dik baktım ve “Bak kardeş, bu saydığınız ve meslektaşınız dediğiniz isimlerin hiçbiri benim meslektaşım falan değil. Önce bunu bir bil. İşin cılkını çıkarmayan kimseye de dava açmıyorum. Tazminatlar benim gelir kaynağım değil. Küfür yedikçe para kazanacağım diye sevinen utanmazlardan değilim. Siz onların avukatlığını yapmaya devam edin” dedim.
Ünlü hanımefendiye de “Benim yanıma böyle abuk sabuk adamları getirmeyin. Kiminle ne konuşacağını bilmeyenlerle sizin hatırınız için bile olsa muhatap olmam” dedim.