Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin eski Rektörü Ünsal Ban’ın Ankara Adliyesi’ne getirilişini fotoğraflayan gazetecilerin bulunduğu basın odasının Gasp Büro Amiri tarafından kuşatılması için, “İçişleri Bakanlığı’nın gazeteci-polis ilişkilerinde hukuksal sınırların aşılmaması, uluslararası standartlarına göre hareket etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz” açıklamasını yaptı.
TGC, bugün Ankara Adliyesi’ne getirilen eski Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban’ın fotoğraflarını çeken gazetecilerin bulunduğu basın odasının, Gasp Büro Amiri tarafından kuşatılmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Ülkede gazetecilere karşı gittikçe sertleşen bir tutum izleyen emniyet görevlilerinin gazetecinin haber almasına, haber yerinde bulunmasına bile karıştığı gözlenmektedir. Bu açıdan İçişleri Bakanlığı’nın gazeteci-polis ilişkilerinde hukuksal sınırların aşılmaması, uluslararası standartlarına göre hareket etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz” denildi.
TGC açıklaması şöyle:
“Türkiye’de haberin serbest dolaşımının kolluk güçleri tarafından engellemesiyle karşı karşıyayız. En son organize suç örgütü lideri olarak suçlanan ve kırmızı bültenle aranan Sedat Peker’in rüşvet iddialarıyla gündeme gelen Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ile boşanma aşamasında olan ve Peker’e gönderdiği iddia edilen video nedeniyle gözaltına alınan Türk Hava Kurumu Üniversitesi eski Rektörü Ünsal Ban’ın Ankara Adliyesi’ne getirilişinde bir olay yaşanmıştır. Ünsal Ban’ı fotoğraflayan gazetecilerin bulunduğu basın odasının gasp büro amiri ve polisler tarafından kuşatıldığı kamuoyuna yansımıştır.
"BASIN ODASININ KAPISINDA POLİSLER BEKLEMEYE DEVAM ETMİŞLERDİR"
Haberi izleyen gazeteciler, adliyeye geldiklerinde polisler tarafından basın odasının kapısına dizilmiş ‘Fotoğraflarınızı yayınlayamazsınız, amirimiz gelecek o izin verirse yayınlayabilirsiniz’ denilmiştir. Gasp büro amiri, beraberindeki iki polisle basın odasına gelerek, gazetecilere ‘Size adamın getirileceğini kim söyledi? Pat diye çıkıp nasıl fotoğraf çekersiniz? Biz haber değeri olan şeyleri zaten veriyoruz. Burada gizli bir iş yapıyoruz’ demiştir. Meslektaşlarımız da ‘Neyin haber olup olmayacağına siz mi karar vereceksiniz? Bizim verdiğimizi yazın, vermediğimizi yazamazsınız mı diyorsunuz’ şeklinde tepki göstermişlerdir. Gasp büro amiri gazetecilerin hangi kurumdan olduğunu öğrenmeye çalıştıktan sonra basın odasından ayrılmıştır. Daha sonra da basın odasının kapısında polisler beklemeye devam etmişlerdir.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN GAZETECİ-POLİS İLİŞKİLERİNDE HUKUKSAL SINIRLARIN AŞILMAMASI GEREKTİĞİNİ BİR KEZ DAHA HATIRLATIYORUZ”
Ülkede gazetecilere karşı gittikçe sertleşen bir tutum izleyen emniyet görevlilerinin gazetecinin haber almasına, haber yerinde bulunmasına bile karıştığı gözlenmektedir. Bu açıdan İçişleri Bakanlığı’nın gazeteci-polis ilişkilerinde hukuksal sınırların aşılmaması, uluslararası standartlarına göre hareket etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Baskı altına alınmaya çalışılan tüm gazetecilerle dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.”