HATİCE VE FEHİME SULTAN YALILARI İBB'DEN ALINIP HAZİNE'YE DEVREDİLDİ, İBB YARGIYA GİDECEK

İstanbul Valiliği’nde bugün toplanan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının mülkiyetini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) alarak Hazine'ye devretti. İBB Başkanvekili Ülkü Sakalar, “Türk Hava Yolları (THY) ve Doko şirketiyle İBB arasında yargıya int...

Haber: EDDA SÖNMEZ - Kamera: ADEM KARABAYIR 

İstanbul Valiliği’nde bugün toplanan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının mülkiyetini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) alarak Hazine'ye devretti. İBB Başkanvekili Ülkü Sakalar, “Türk Hava Yolları (THY) ve Doko şirketiyle İBB arasında yargıya intikal etmiş bir konuya Valilik eliyle müdahale edilmesinin, açıkçası çok yanlış olduğunu düşünüyoruz. Burada yapılan, tamamen bir müdahale. Hiçbir hukuki gerekçe yok. Yargı yoluna gideceğiz. 'Burası 1950 yılında Maliye Hazine’si üzerineydi. Hata yapmışız pardon, İl Özel İdaresi'ne gitmemeliydi' dediler” açıklamasını yaptı.

İstanbul Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalıları için bugün saat 14:00’te toplandı. İstanbul Vali Yardımcısı’nın başkanlığında toplanan, yedi bakanlık ve bir İBB temsilcisinden oluşan komisyonun toplantısında İBB’yi Genel Sekreter Can Akın Çağlar temsil etti. 

Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının İBB'nin elinden alınıp Hazine'ye devredilmesi kararının alınmasının ardından İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Başkanvekili Ülkü Sakalar ve İBB Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Doğan Subaşı, basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, İBB Genel Sekreter Yardımcıları Arif Gürkan Alpay, Mahir Polat ve Dr. Buğra Gökce, Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel, Boğaziçi İmar Şube Müdürü Elçin Karaoğlu, 1. Hukuk Müşaviri Eren Sönmez, İBB Meclisi İYİ Parti Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan da eşlik etti.

Basın açıklamasında, kararın hukuka aykırı olduğu belirtilerek İBB'nin konuyu yargıya taşıyacağı bildirildi. 

İBB Genel Sekreter Can Akın Çağlar, bugünkü komisyon toplantısıyla ilgili bilgi vererek şunları söyledi:

“BURASI 2009'DA THY VE DOKO ORTAKLIĞINDAKİ ŞİRKETE 25 YILLIĞINA OTEL YAPILMAK ÜSERE TAHSİS EDİLİYOR: 2014 yılında altı aylığına kurulan ve görevini tamamlamış olan kurulun sekiz sene sonra tekrar canlandırılarak hayata geçirilmesi üzerine alınmış bir kararı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Sayın Başkan’ımızın da cumartesi günü yaptığı basın toplantısında ifade ettiği gibi, yıllardır İBB'ye verilmiş olan, 'Sahil Yalıları' diye ifade ettiğimiz iki tane yalının bugünkü kararla İBB'den kamu Hazine’sine tekrar tesciliyle ilgili bir kararı sizlerle paylaşmak üzere burada bir araya geldik. Konunun hikayesini de biraz ifade etmek gerekirse konunun evveliyatı 1950 yılına dayanıyor. 1950 yılında kamu Hazine’sine, Maliye Hazine’sine tabi olan bir mülk, 1964 yılında İl Özel İdaresi'ne veriliyor. 1964 yılından bugüne kadar İl Özel İdaresi'nde olan bu mülk, daha sonra 2009 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla İl Özel İdaresi'nden Türk Hava Yolları (THY) ve Doko ortaklığındaki şirkete 25 yıllığına, otel yapılmak adına tahsis ediliyor.

SÖZLEŞMEYE UYGUN OLARAK OTEL YAPILMAMIŞ, RESTORE EDİLMEMİŞ: Sözleşmede üç yıl içerisinde bu yapıların restore edileceği ve otel olarak açılacağı ifade edilmiş olmasına rağmen aradan geçen bunca yıla rağmen henüz bina restore edilmedi. Otel haline getirilmedi. Bu konuyla ilgili bizler, İBB'nin değişik birimlerinin sorumluluğu çerçevesinde binayla ilgili yapmış olduğumuz değerlendirmelerde birçok eksikliğin var olduğunu gördük ve süreç böyle başladı. 2014 yılında bu İl Özel İdareleri kapatıldığında İBB'ye veriliyor ve otel yapılmak üzere de bugüne kadar gelen bir süreci yaşıyoruz. İmar planında, 1983 yılından beri, yaklaşık 39 yıldır otel ve turizm tesisi olarak ifade edilmiş bu yerin, Başkan’ımızın göreve geldiğinden bugüne İstanbul'un varlıklarının, değerlerinin İstanbul halkıyla buluşturulması adına yapmış olduğu çalışmalardan, buradaki mülkün sözleşmeye aykırı olarak bugüne kadar otel olarak yapılmadığı, restore edilmediği, değişik kurumlar tarafından da bize uyarılarda bulunulan bu durumda görevimizi yerine getirmek adına denetleme için binaya gittiğimizde buraya alınmadığınızı, önümüze polis bariyerlerinin çıkarılmasına kadar birtakım kamu gücüyle buradaki görevimizin engellendiğini sizlerle daha önce paylaşmıştık.

16 MİLYON ADINA BU HAKKIN KORUNMASI İÇİN YARGI YOLUNA MÜRACAAT EDECEĞİZ: Burada sadece İBB'nin tespiti değil, aynı zamanda Sayıştay'ın raporlarına, Kültür Bakanlığı Koruma Kurulları tarafından İBB'nin uyarılmasına, mahkemenin tespitlerine kadar buradaki eksiklikler tarafımıza bildirilmiş. Biz de İBB olarak buradaki eksiklikleri ifade etmemiz üzerine sözleşmemizin şartlarının yerine getirilmediğinden bahisle sözleşmemizin iptali ve mülkün tarafımıza verilmesi için bir süreç başlatmıştık. Başka bir kamu gücüyle ki o da bugün yapılan toplantıyla, 2014 yılında sadece altı aylık bir süre için kurulmuş olan bu kurul yeniden canlandırılarak, '1950 yılında burası kamu Hazine’sine, kamu Maliye’sine verilmiş', denilerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne 2014 yılında verilmiş olan bu mülklerin, tekrar bugünkü kararla kamu Hazine’sine tescili amaçlanmıştır. Biz, hukuki süreçlerin arkasından takip edilmesi sürecinin yakından takipçisi olacağız. Karar sekize bir oyla alınmış durumda. İdari yargı yoluna giderek, İBB ve temsil ettiği 16 milyon adına bu hakkın korunması için yargı yoluna müracaat edeceğiz.

2014'TE OYBİRLİĞİYLE İBB'YE VERİLMİŞ OLAN MÜLK, BUGÜN ELİMİZDEN OYÇOKLUĞUYLA ALINDI: Yargının vereceği karar çerçevesinde de tekrar bu mülk, eminiz ki İBB'ye ve 16 milyona tescil edecektir diye düşünüyoruz. İBB'nin tüm birimlerince yapılan eksikliklerin tespitine, Kültür Bakanlığı Koruma Kurulu'nun verdiği kararlar ve tespitler ile Sayıştay'ın raporlarına konu edilecek kadar burada hukukun gereklerinin yapılmadığının tespit edilmesi ve ardından mahkemece yapılmış bir tespite rağmen bizim sözleşmesel hakkımızı iptal edip bu mülkün hak sahibi olan, yani 2014 yılında oybirliğiyle İBB'ye verilmiş olan mülkün bugün elimizden oyçokluğuyla alındığının resmi toplantısını yapmış bulunuyoruz. Demin de ifade ettiğim gibi, bu toplantının hemen akabinde hukuki süreçlerimizi başlatacağız. 16 milyonun hakkının korunması konusunda üzerimize düşen vazifeyi yerine getireceğiz.”

İBB Başkanvekili Ülkü Sakalar ise şöyle konuştu:

“BURASI 2014 YILINDA BİZE DEVREDİLDİĞİNDE DE OKUL DEĞİLDİ: Ben de İBB Başkanı’mız Ekrem İmamoğlu'nun vekili olarak toplantıya katıldım. Bugün burada açıkçası gerçekten bir komedi izledik. Hukuki gerekçe diye bize sunulan gerekçenin hukukla hiçbir alakası yok. Bize, İBB'ye gelen ilk yazıda şu söyleniyordu. Çevre Şehircilik Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü diyordu ki ‘2014 yılında İl Özel İdareleri'nin kapatılarak mallarının tasfiyesine ilişkin kanunla kurulan komisyon yanlış kararlar almış olabilir. Okul, cami, karakol gibi vasfı olan binalar var ise bunların sadece Büyükşehir’e değil, ilgilisine dönmesi gerekir’. Buradaki, az önce bahsedilen Hatice Sultan ve Fehmi Sultan yalıları da okul olarak geçiyor, ‘bunları da bu şekilde değerlendirin’ diye toplanan bir komisyondu. Fakat bugün gördük ki hiç okuldan bahsedilmiyor. Onun da nedeni şu sanıyoruz. Sayın Başkan’ımız cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında da bu yazıdan bahsetti. Burası, 2014 yılında bize devredildiğinde de okul değildi, şu anda da değil. 2019; o tarihte İl Özel İdaresi tarafından THY, Doko şirketi arasında yapılan sözleşmede de değildi.

'BURASI OKUL DEĞİL' DEDİK DİYE MUHTEMELEN BUGÜN BİR GEREKÇE UYDURULDU BİZE: Biz 'Burası okul değil' dedik diye muhtemelen bugün bir gerekçe uyduruldu bize. O gerekçenin ne olduğunu anlamaya çalıştık. Gerekçe olarak da şunu söylediler; ‘1950 yılında burası kadastro geçerken bir 10 yıllığına Maliye Hazine’si üzerindeymiş’. Peki ondan sonra İl Özel İdaresi'ne geçmiş. ‘Hayır onlara bakmıyoruz. Geçmişine gidelim, 1950'de Maliye Hazine’siymiş.’ Şunu da söyledik içeride biz. ‘2014 yılında pek çok taşınmaz bu şekilde İBB'ye geldi. Hepsinin geçmişine baktınız mı?’ 'Hayır, buna baktık.' ‘Neden?’ Nedeni çok açık. Biz, tamamen bu işin zaten kötü niyetli olduğunu düşünüyoruz. THY ve Doko şirketi ile İBB arasında yargıya intikal etmiş bir konu var. Sözleşmeleri, hukuka aykırı işlemler nedeniyle İBB tarafından feshedildi. THY ve Doko şirketi de muhtemelen burada işin içinden çıkamayacağını düşünerek kamuyu olaya dahil etti. THY ve Doko şirketiyle İBB arasında yargıya intikal etmiş bir konuya valilik eliyle müdahale edilmesinin, açıkçası çok yanlış olduğunu düşünüyoruz.

'BURASI 1950 YILINDA MALİYE HAZİNE'Sİ ÜZERİNEYDİ, HATA YAPMIŞIZ PARDON' DEDİLER: Burada yapılan, tamamen bir müdahale. Hiçbir hukuki gerekçe yok. Dediğim gibi, direkt davaya gideceğiz, yargı yoluna gideceğiz. Bugün toplantıda biz komisyona emsal yargı kararlarını da okuduk. Aldıkları kararın hukuki olmadığını detaylarıyla tartıştık. Fakat karşımızda toplu halde sekiz kişi el kaldırdı. Biz, karşısında tek oy olarak kaldık. 'Gerekçeyi yazın' dedik, dava açmak üzere. 'Gerekçemizi sonra bildireceğiz' dediler. Sözlü olarak bize söyledikleri tek gerekçe, az önce de söylediğimiz gibi; 'Burası 1950 yılında Maliye Hazine’si üzerineydi. Hata yapmışız pardon. İl Özel İdaresi'ne gitmemeliydi. İl Özel İdaresi'nden de size gelmemeliydi' gibi gerekçelerle geriye aldılar malımızı. İşin özeti budur. Şu anda ne yapacaklarını da çok merak ediyoruz. Oraya Doko, '130 milyon dolar yatırım yaptım' diyor. Burayı Maliye Hazine’sine verip de okul mu yapacaklar, ne yapacaklar? Gerçekten incelemeye değer bir konu.

"MEVCUT İKTİDAR, SARAYLARI BİLİYORSUNUZ ÇOK SEVİYOR"

İBB Meclis Grup Başkan Vekili İsmail Doğan Subaşı da basın açıklamasında bahsi geçen yerin yalı olarak bilinse de Sayıştay raporlarında iki adet saray olarak gösterildiğini söyledi. Kültür Bakanlığı’na bağlı Koruma Kurulu’nun ‘Koruyun’ talimatı üzerine harekete geçtiklerini belirten Subaşı, bölgeyi kamuoyunun faydası için değerlendirmek istediklerini belirtti.

Subaşı sözlerine şöyle devam etti:

“Mevcut iktidar da sarayları biliyorsunuz çok seviyor. Osmanlı deyince de akla hep saraylar geliyor. Şimdi bu iki sarayın ısrarla İBB'nin elinden alınmak istenmesi de gerçekten merak ve tartışma konusu. Sözleşmenin tarafı olarak devrettiğimiz şirketin buraya gereken özeni göstermemesi üzerine, burayı geri alarak halkın daha çok yararlanabileceği bir ortama çevirmek için değerlendirmeyi düşündük. Bu iki saray, Boğaz Köprüsü’nün tam altında yer alıyor. Başta şirketle İBB arasında bir hukuki sorun çerçevesindeyken birden merkezi idare bu olayın içine girdi ve burayı İBB'den geri almaya niyetlendi. İki özne arasında çözülebilecek bir konuyken Valilik tarafından, Bakanlık tarafından, Milli Emlak tarafından bu sürece dahil olunması gerçekten bizde büyük bir merak uyandırıyor. Buna da kamuoyunun dikkatini çekmek isterim.”

Gündem Haberleri