Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı ile Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada "Bize düşen vazife elimizdeki reçeteyi doğru yöntem ve güzel bir üslupla tüm insanlığa ulaştırmaktır. Bunun yolu da 14 asırdır olduğu gibi Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın davet metodunu takip etmekten geçiyor" ifadelerini kullandı
Seneidevriyesi için toplanılan Veladet-i Nebevi'nin, yüce Allah'ın yeryüzüne sağanak sağanak indirdiği rahmetinin bir tecellisi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Var edenin adıyla insanlığa inen nur, bir gece yansıyınca kente Sibir dağından, toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur. Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından, rahmet vadilerinden boşanır abıhayat, en müstesna doğuşa hamiledir kâinat." dizelerini de okuyarak, şöyle devam etti:
Zulmetin çöplüğünü temizleyen, çirkefin gövdesini parçalayan, yeryüzünü nurlu bir kandil gibi aydınlatan bu müstesna doğuşun bir senei devriyesine daha bizleri ulaştırdığı için Rabbimize hamdediyorum. Bizleri peygamber sevgisi ile buluşturan yüce Allah, mahşer gününde de resulünün livaül-hamd ismiyle müsemma sancağı altında da toplanmayı bizlere nasip eylesin. Mevlid-i Nebi Haftası açılış programı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Programa teşrif eden siz kıymetli misafirlerimizle bu muhabbet iklimine gönlünü rabt eden herkese teşekkür ediyorum.
"Tam teslimiyet içinde sevgililer sevgilisinin izinden giden bir ümmet olmanın adayları olacağız"
"Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl" dizelerini de aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhabbetin ruhunda sevgililer sevgilisinin bulunduğunu, ülkenin ve İslam coğrafyasının farklı bölgelerinden Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'na katılan Kur'an bülbüllerinin her birini şahsı ve millet adına ayrı ayrı tebrik ettiğini söyledi.
Mevlid-i Nebi Haftası boyunca "Peygamberimiz, cami ve irşat" teması altında yapılacak programların başarılı geçmesini dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programların icrasında görev alacak müftülere, vaizlere, imamlara, müezzinlere ve Kur'an kursu öğreticilerine de teşekkür etti.
Cenab-ı Hakk'ın, kendi sevgisine nail olmanın yolunun, Hazreti Peygamberi sevmekten geçtiğini haber verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden millet olarak İslam'la müşerref olunan günden beri Hazreti Peygamberin her şeyden fazla sevildiğini, ona herkesten fazla hürmet edildiğini vurguladı.
Bunun da istismarının olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
Onun için de bizler, istismarcı olarak değil tam teslimiyet içinde sevgililer sevgilisinin izinden giden bir ümmet olmanın adayları olacağız. Kutlu nebinin adı anıldığında gönüllerimizde bir rikkat oluşur, kalplerimiz onun muhabbetiyle çarpar. Allah'a kulluğumuzu ve ibadetlerimizi hayat kılavuzumuz olan Peygamber Efendimiz rehberliğinde ve örnekliğinde ifade ediyoruz. Allah'a hamd ile başladığımız her sözümüzü ve duamızı ona salat ve selam ile sürdürürüz. Şahsi hayatımızdan beşeri ilişkilerimize, evlerimizden mabetlerimize kadar hayatımızın her sayfasına onun nübüvvet ışığı yansır. Peygamber Efendimize duyduğumuz derin muhabbet; kültürümüzde, sanatımızda, edebiyatımızda belirgin bir şekilde kendini gösterir. Asırlardır gök kubbemizde yankılanan Ezan-ı Muhammedi, ona olan sadakatimizin sembolüdür.
"İnsan fıtratını hiçe sayan, sapkın akımlar küresel güçlerin de teşvik etmesiyle günden güne yayıldı"
Yıllardır insanlığa kurtuluş reçetesi olarak sunulan materyalist ideolojilerin çare olmadığı, bilakis insanlığı ekonomik, siyasi ve ahlaki olarak felakete sürüklediğinin gün geçtikçe daha iyi anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan fıtratını hiçe sayan, sapkın akımların küresel güçlerin de teşvik etmesiyle günden güne yayıldığının altını çizdi.
Toplumun temel yapı taşı olan aile müessesesinin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir saldırı altında olduğunu gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bizim aile yapımızı şu anda tehdit etmeye çalışmıyorlar mı? Çalışıyorlar. Aile yapımıza karşı bu akşam, bu kutlu akşamdan, burada ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Milletleri millet yapan güçlü ailelerdir. İşte bu güçlü aile yapımızı korumak suretiyle Allah'ın izniyle aile yapımızı sarsmak isteyenlere en güzel cevabı bu mübarek gecede veriyoruz. Böyle çirkin, garip, gureba akımlar karşısında siz dik durdukça Allah'ın izniyle bu milleti kimse yıkamayacaktır. Öyle ki, gelişmiş denilen pek çok ülkede evlilik kurumu işlevini neredeyse tamamen yitirmek üzeredir. Çocuklara şefkat ve merhamet, yaşlılara hürmet gibi bizi diğer canlılardan ayıran insani vasıflarımız yok olma tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehditlere istikbalimizin teminatı olan gençlerimiz maalesef çok maruz kalıyorlar. Genç nesiller, tüm kötülüklerin anası olan içki ve alkolden uyuşturucuya, ekran bağımlılığından nihilizme kadar çok ciddi sorunlarla boğuşuyor. Eşref-i mahlûkat olan insan yaratılış gayesinin farkına varamadığı için bunalımların girdabında sürüklenmekten kendini kurtaramıyor. İnsanlığı içine düştüğü karanlıktan aydınlığa çıkaracak olan yegâne reçete din-i mübin-i İslam'ın ve Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed Mustafa'nın çağlar üstü mesajlarıdır.
Hazreti Muhammed'in 14 asır önce zulmün, haksızlığın, cehaletin toplumları esir aldığı bir dönemde ilahi vahyin aydınlığında insanlığın önüne yeni bir ufuk açtığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İnsan onurunun hiçe sayıldığı, kadının, kız çocuklarının, yetimin ve kimsesizlerin hor ve hakir görüldüğü cahiliye karanlığını İslam'ın nuru ile Asr-ı Saadet'e dönüştürmüştür. Efendimiz, sadece vahiye aracılık etmemiş, Kur'an-ı Kerim'i hayatının her aşamasında yaşayarak bize örnek olmuş, tavsiyeleri ve sünnet-i seniyyesi ile dünya ve ahiret saadetinin anahtarını vermiştir. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim'de Allah Resulü Müslümanlarla birlikte tüm insanlık için 'Üsve-i Hasene' yani en güzel örnek olarak gösterilmiştir." (İLKHA)