DUYGU GÜVENÇ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Boston’da, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (Massachusetts Institute of Technology -MIT) Medi Lab’ı tanıtan ünlü Türk fizikçi Dr. Canan Dağdeviren, “Burada kimse kimseye sormuyor, ‘niye bunu yapıyorsun?’ ‘Neden bu deneyi yapmak istiyorsun’ diye. Ve özgürlük olunca, kafanıza bambaşka bir şey geliyor ve yapabiliyorsunuz” dedi. Kılıçdaroğlu ise “Özgürlük ve güven” karşılığını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD temasları bugün başladı. Kılıçdaroğlu ve CHP heyeti, Boston’da; 10 Türk akademisyenin görev yaptığı, Lara Özkan adında Malatyalı bir Türk öğrencinin eğitim gördüğü Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde, ünlü Türk fizikçi Dr. Canan Dağdeviren ile enstitüdeki Media Lab’da yürütülen çalışmaları inceledi.
“BİYOTEKNOLOJİNİN TAM KALBİNE GELDİNİZ”
Dağdeviren, Kılıçdaroğlu’na; “Burası MIT’in, Boston’un Bio Hub’ı. Bütün bioteknoloji şirketleri; Moderna’dan, Novartis’e, Pfizer’e kadar… Biyoteknolojinin tam kalbine geldiniz” dedi. Dağdeviren, Media Lab ile ilgili “Kimse kimse ile yarışmıyor. Ortak çalışıyor” tanımını yaptı.
“ÖZGÜRLÜK OLUNCA, KAFANIZA BAMBAŞKA BİR ŞEY GELİYOR”
Dağdeviren, “Media Lab’ın 80’i aşkın büyük şirketin oluşturduğu bir sistemi var. Eskiden Arçelik de vardı. Her şirket 250 bin dolar veriyor. Bütün paralar bütün hocalara eşit şekilde dağıtılıyor. Bütün hocalar, o parayı kullanarak istedikleri şeyi yapabiliyorlar. Kimse kimseye sormuyor, ‘niye bunu yapıyorsun?’ ‘Neden bu deneyi yapmak istiyorsun’ diye. Ve özgürlük olunca, kafanıza bambaşka bir şey geliyor ve yapabiliyorsunuz” dedi. Kılıçdaroğlu ise “Özgürlük ve güven” karşılığını verdi.
“BURANIN DİREKTÖRÜ, BİR OPERA SANATÇISI”
Dağdeviren, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buranın direktörü bir opera sanatçısı. Enstrümanları alıp, elektronik aletlerle birleştirip, hiç duyulmamış sesler çıkarıyor. Bir hocamız, bir domates üretiyor, tamamen susuz ve toprağın olmadığı bir ortamda… Tunceli’deki topraktaki ph değerine bakıyorlar, mineral oranına, su oranına bakıyorlar. Tüm o değerleri bilgisayara yazıyorlar ve domates çıkıyor” dedi.
Dağdeviren, Kılıçdaroğlu ve heyetini; “Sarı Oda” isimli yeri de anlattı. Dağdeviren, “Bulunduğumuz noktada, milyarca toz var. Bu odada hepa filtreler bütün tozu çekiyor. Temiz bir oda yapmamız gerekiyor. Benim için ve burada çalışan bütün hocalar için; bilim yapmak, sadece bilim yapmak değil; kişisel bir varoluş. İş yapmak değil, bu hayatımızın bir parçası” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, MIT’in Türk öğrencisi Malatyalı Lara Özkan ile de tanıştı.
KILIÇDAROĞLU: İKİ TEMEL SORUNUMUZ VAR. ÖZGÜRLÜK VE GÜVENCE
Kılıçdaroğlu ve heyetine kadınlar için mamografinin daha kolay ve hızlı çekilebilmesine olanak tanıyan, kendilerinin geliştirdiği yumuşak dokulu bir iç çamaşırı teknolojisini anlatan Dağdeviren, bu ürünün üretim aşaması ile ilgili olarak da “Media Lab’ın en güzel özelliklerinden biri de patentler tamamen yazan kişiye ait oluyor. Biz şirketimizi burada kurduktan sonra şirketimizin bir ayağı, herhangi bir ülkede olabilir. Türkiye neden olmasın? Her yerde yapabilirsiniz. Uygun bir ortam olduğu sürece neden olmasın” dedi.
“BİRÇOK BİLİM İNSANI, SİZLERLE TANIŞMAK İÇİN CAN ATIYORLAR”
Kılıçdaroğlu ise “Hocamın hiçbir endişesi olmasın” diye konuştu. Dağdeviren ise “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde henüz bir biyomedikal aletimiz yok. Birçok bilim insanı var. Harika işler yapan, muhteşem kişiler var. Bugün bir kısmı ile tanışacaksınız. Birçok bilim insanı, sizlerle tanışmak için can atıyorlar. Bilim evrensel. Aynı zamanda bilim özgürlüğü de sever” dedi.
Kılıçdaroğlu da “İki temel sorunumuz var. Özgürlük ve güvence” karşılığını verdi.