Demokrat Parti Göç ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı İlay Aksoy YouTube kanalında hazırlayıp sunduğu 'kervan yolda dizilmez' programında Suriye çalışmalarıyla bilinen gazeteci Ahmet Özdemir'i konuk etti. İlay Aksoy'un Suriye'deki son gelişmeleri ve Türkiye-Suriye görüşmelerinin bölgeye yansımalarını sorduğu Özdemir, "YPG ve PKK’nın en büyük korkulu rüyası buydu. Türkiye ve Suriye'nin özellikle istihbarat ve askeri komuta kademelerinin görüşmesi YPG ve PKK'da 'Acaba Türkiye ve Suriye aynı anda bir operasyona mı girişecek?' kokusu yarattı. Özellikle son dönemde Esad güçlerinin Mümbiç bölgesine yaptığı zırhlı araçlarla destekli askeri yığınak da bu korkuyu güçlendirdi." dedi.
Aksoy ve Özdemir Türkiye-Suriye görüşmelerinin siyasal zeminini de masaya yatırdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuğoğlu'nun ocak ayının ikinci yarısında gerçekleşecek Türkiye-Suriye görüşmelerine ilişkin yaptığı açıklamaya dikkat çeken Aksoy, Özdemir'e "Anladığım kadarıyla Sayın Çavuşoğlu, halen Suriyeli muhaliflerin, Suriye Devleti'yle siyaset yapması konusunda ısrarcı. Şimdi iki konuda Türkiye halen Suriye kimlerle siyaset yapabileceğini ısrar edebilir mi?" sorusunu yöneltti.
Soru üzerine Özdemir "Herhangi bir politika dayatarak bu işin içinden çıkamazsınız. Siz şu anda Suriye’de meşru hükümetin çok da istemediği bir aktörsünüz. O yüzden öncelikli olarak onların taleplerini kabul ederek, onların bu konudaki isteklerini ve arzularını yerine getirerek bu süreci götürebilirsiniz. Buna yönelik adımlar da atılacağını düşünüyorum. Türkiye’nin bu konuda artık bir şekilde akıllandığına inanmak istiyorum. ifadelerini kullandı...
İşte İlay Aksoy'un soruları ve Ahmet Özdemir'in bölgeye dair değerlendirmelerinden öne çıkanlar:
İlay Aksoy: Suriye’nin talepleri olabilir, elbette olacaktır. Hükümet bunu yerine getirirken, Türk halkının da taleplerini gözönünde bulundurması lazım. Çok kalıcı boyutlara gelen hasarlar var toplumumuzda. Dolayısıyla bunları değerlendirmemiz lazım. Şimdi siz iki gün önce bir tweet attınız YPG’nin ve PKK’nın bir demecini paylaştınız. "Şam yönetimi Türkiye’yle diyaloğu sonlandırmalı, Şam özerklik talebimizi karşılamalıdır. Türkiye, Rusya, Suriye koalisyonu derhal bozulmalıdır" diye talimat vermiş YPG adeta. Bu talimatı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ahmet Özdemir: Şimdi söyle başlamak gerekiyor aslında; YPG ve PKK’nın en büyük korkulu rüyası buydu. İstihbarat ve askeri komuta kademesinin bir araya gelip, Moskova'da gerçekleştirilen bu görüşmeler dizisi. Daha öncesinde de bunun ön ayaklarının olduğu hem Suriye medyasında hem de Türk medyasında bu işi takip edenlerden biliyoruz. Örneğin Dışişleri Bakanlığı'nın Beşar Esad’la görüştüğüne yönelik iddialar da gündeme geldi. Bunun daha öncesinde istihbarat başkanlarının da bir araya geldiği biliniyor. YPG ve PKK’nın buna yönelik bir takım çıkışlarını zaten biliyoruz. Çünkü YPG ve PKK sahada da bunu bir şekilde hissetmeye başladı.
Özellikle Münbiç bölgesinde Esad güçlerinin şu anda bir yığınağı var. Benim aldığım son rakamlara göre Esad 600'e yakın bir askeri yığınak yaptı. Bunun yanı sıra bir takım askeri unsurlar, zırhlı araçlar da gönderdiler oraya. Tabi
Münbiç’in kuzey tarafında Türk ordusu ve Türkiye destekli SMO’nun, yığınağı olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili de YPG ve PKK'nın sözde yetkilileri verdikleri demeçlerde 'biz burada bu durumdan çekiniyoruz' dediler. Yani açık açık 'Acaba Türkiye ve Suriye aynı anda bir operasyona girişecek mi?' endişesi yaşıyorlar. YPG ve PKK'nın bu görüşmeler dizisinden çok ciddi anlamda çekindiğinin bilincindeyiz.
İlay Aksoy: Sayın Çavuşoğlu ocak ayının ikinci yarısında tekrar bir görüşme olabileceğini açıklamıştı. Suriye ve Türkiye Dışişleri Bakanları ile Rusya'dan Dışişleri temsilcisiyle bir toplantı olabileceğini söylemişti. Şimdi anladığım kadarıyla Sayın Çavuşoğlu, halen Suriyeli muhaliflerin, Suriye Devleti'yle siyaset yapması konusunda ısrarcı. Kullandığı kelime de bizim öncesinde ifade ettiğimiz gibi 'rejim'. Şimdi iki konuda Türkiye halen Suriye kimlerle siyaset yapabileceğini ısrar edebilir mi?
Ahmet Özdemir:Türkiye şunun kararını vermeli. Suriye Devleti'nin toprak bütünlüğü topyekün bir şekilde, 2011 öncesi gibi kalacak mı kalmayacak mı?
ÖSO güçlerinin her yerde olduğunu biliyoruz. Türk askeriyle bir şekilde dirsek temasları devam ediyor. Türkiye içerisinde Suriyelilerin mevcut durumu da ortada, göçmen politikamız maalesef.
Yani şu anda bunlar kendi içlerinde hala bir sıkıntı yarattıkları için Türkiye süreci biraz daha ağırdan alıyor. Türkiye yani bu politikaları ortaya koyarken şunu düşünmesi gerekiyor; eğer Sovyetler Birliği zamanında, batının Gorbaçov'a dayattıkları gibi 'şeffaflık, yeniden yapılandırma gibi bunları gerçekleştir, biz seninle yeniden masaya oturalım' derse bakın Sovyetler Birliği'nin durumu ortada.
Biz nasıl terörle mücadele ettiysek onlar da kendi devletleri için terörle mücadele etti, kendi ülkelerinin, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin nasıl bir politikayla yönetilebileceğini gayet iyi biliyorlar. O yüzden onlara herhangi bir politika dayatarak bu işin içinden çıkamazsınız. Bir de şöyle bir şey var; siz şu anda Suriye’de meşru hükümetin istemediği bir aktörsünüz. O yüzden orada öncelikli olarak onların taleplerini kabul ederek, onların bu konudaki isteklerini ve arzularını yerine getirerek bu süreci götürebilirsiniz. Şu anda da buna yönelik de adımlar atılacağını düşünüyorum. Türkiye’nin bu konuda artık bir şekilde akıllandığına inanmak istiyorum.
İlay Aksoy: Şöyle bir sorun da var; Türkiye belli insanların Suriye'de siyaset yamasını dayatır Suriye de belli güvenlik sıkıntılarını gerekçe göstererek 'bunlarla siyaset yapmamız mümkün değil' derse ne olacak? Bu insanları Türkiye mi alacak?
Ahmet Özdemir: Bugün Suriye Arap Cumhuriyeti'ne 'Anayasanızda değişiklik yapın' dediğiniz an PYD'den bir farkınız kalmıyor çünkü onlar da aynı şeyi söylüyor. Bence şu an Suriye Arap Cumhuriyeti'nin mevcut anayasası çerçevesinde bir mutabakatla bu işin sonuçlandırılması gerekiyor. Suriye devlet medyasına yakın kaynaklar da Türkiye ile Suriye'nin mutabakatının bu şekilde neticelendiğini, en azından ön mutabakatın bu şekilde gerçekleştiğini belirtiyor.