Türkiye Seyahat Acenteları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Konaklama Vergisi'ne ilişkin yasal düzenlemenin Türkiye’de kitle turizmi yapıldığının farkında olmayanlar tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, "Konaklama Vergisi’ni kimin nasıl ödeyeceği ile ilgili ciddi bir karmaşa var. Bu sorun kervan yolda düzülür mantığıyla çözülecek sanırım. Sonuçta çok net bir şey var; tam bir Vahşi Batı vaziyeti olacak. Diş geçirebilen tur operatörü Konaklama Vergisi'ni otelciye ödettirecek. Ancak diş geçiremeyen tur operatörü bu vergiyi kendisi ödeyecek" dedi.
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de turizm gündemini değerlendirdi. Bağlıkaya, iki gün önce yayınlanan programda yaptığı değerlendirmeleri de yazılı bir açıklamayla duyurdu. Daha önce de “Turizmcilerin ciroları üzerinden alınan katkı payı ile finanse edilen Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı turizm tanıtımı ve pazarlama pratiğine uzak yapısı ile maalesef hedeflenen başarıyı gösteremedi” şeklindeki eleştirilerine yenilerini ekleyen Bağlıkaya, Konaklama Vergisi'ne yönelik tepkilerini dile getirdi.
Bağlıkaya’nın sektöre dair açıklamaları şöyle:
"KAÇAK FAALİYETLERLE MÜCADELE İÇİN YÜKSEK İDARİ PARA CEZALARI VERİLMELİ: TÜRSAB’ın 100’e yakın denetim elemanı var ancak yine de kaçak faaliyetlerin takibine yetişemiyorlar. Turizmde ciddi bir ekonomi var. Bazılar bilinçli, bazıları ise bilinçsiz bir şekilde bu ekonomiden pay almaya çalışıyor. Türkiye’nin tamamında bu sorunlar yaşanıyor. Bizim önerimiz; idari yüksek para cezası verilmesi ve bu faaliyetlerde kullanılan araçların trafikten menedilmesidir. Bunun başka bir yolu yok. Yüksek cezalar, sıkı denetim, araçların trafikten menedilmesi ve belgesiz faaliyet gösterenlerin iş yerlerinin, internet sitelerinin kapatılması lazım.
ACENTE KURULUŞ BEDELLERİNİN YÜKSELTİLMELİ: Seyahat acentesi kuruluşlarıyla ilgili sorunlar da TÜRSAB’ın gündeminde. Acente kuruluşunun kolaylığı ve herhangi bir bariyerin olmaması acentelerin sorunu olmaya devam ediyor. Seyahat acentesi açmanın maliyetinin (226 bin 856,51 TL) daha yüksek olması gerekiyor. Acentelerin aidatlarının da (11 bin 342,83 TL) daha düşük olması gerekiyor. Bunu hem üyelerimizi korumak için hem de bu işin mesleki bir yönü var, bunu korumak için istiyoruz. Şu anda parayı veren herkese acente belgesi vermek zorundayız. Birtakım engeller koymaya kalktığımızda hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalıyoruz. Hem mesleki olarak bunun bir standarda oturtulması lazım hem de çok cüzi miktarlarla belge alınıyor, bunların düzenlenmesi gerekiyor.
İSPANYA, İTALYA VE YUNANİSTAN’IN GERİSİNDEYİZ: Ülkemizin turizm potansiyeli konusunda bir sıkıntı yok. Şu andaki duruma bakıldığında Türkiye çok iyi noktada. Geçen yıllara göre gelen turist sayısı çok daha iyi. Otelciler de memnun, acenteci da memnun, tedarikçi de memnun. 2023’te çok daha iyi bir sezon geliyor bunu görüyoruz. Bizim burada baktığımız nokta 2022 yılının ilk 9 ayında yaşanan artışlarda rakip ülkelerimiz İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın gerisindeyiz. Bizim uyarmaya çalıştığımız nokta bu. Yoksa başarıları hep konuşuyoruz.
RAKİPLERİMİZİN GELİRİ BİZDEN ÇOK DAHA YÜKSEK: Ocak-eylül döneminde geçen yıl yaşanan değişimde İspanya’nın artışı yüzde 183. İtalya’nın yüzde 104, Yunanistan’ın yüzde 103. Türkiye’ninki ise yüzde 87. Bu dönemde İspanya’nın kişi başı geliri bin 182 euro iken gecelik kişi başı harcama 169 euro. İtalya’nınki 120 euro, Yunanistan’ın 130 euro iken Türkiye’nin ilk üç çeyrekte sadece 90 dolar. Bizim söylemeye çalıştığımız biz daha iyisini yapabiliriz. Bizden daha iyi yapanlar var ve üstelik ayırdıkları bütçeler bizden çok daha düşük. Bizlerle mukayese edilemeyecek kadar düşük. Bunlarla ilgili uyarı görevimizi yapıyoruz. Yoksa kimseyi kötülemek ve yermek değil amacımız.
FUARDA DALYAN'IN RESMİNİ KOYUP MARMARİS YAZIYORLAR: Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın yapısına itiraz ederken de gerçekten iyi niyetliyiz. Tanıtım ve pazarlama işi konaklama sektörünün değil, seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin işidir. Bu gerçek ortada dururken hala bir inat uğruna 15 otelci gerçeği saklamak için ‘İtalya’yı geçtik, İspanya’yı geçtik’ diye açıklama yapıyor. Sonra da fuarda Dalyan'ın resmini koyup Marmaris yazıyorlar. Biz turizmin kötü gittiğini söylemiyoruz. Türkiye 2023’te ziyaretçi sayısı bakımından daha da büyük rekorlar kıracak. Sadece şunu söylüyorum; çok ciddi bir bütçeyle ama yanlış bir yapılanmayla yapılan işlerin sonucunda rakiplerimizin çok gerisindeyiz. Yoksa Türk turizminin doğal bir artışı var. 2019’da TGA mı vardı? Seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin tırnaklarıyla yaptıkları her şey Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na yazılıyor. İspanya’yı, Yunanistan’ı İtalya’yı ne zaman geçeriz o zaman TGA düzgün iş yapıyorlar deriz.
BU SEKTÖRÜN HAYRI İÇİN KİMSENİN KİMSEYE KÜSME HAKKI YOK: Turizmde 100 milyon turist, 100 milyar dolar turizm geliri hayal değil. Yeter ki hedefe kilitlenip doğru işleri yapalım. İnat etmeden yanlış gördüğümüz şeylerden vazgeçebilelim. Kamu bu alanda düzenleme yapıyor ama kamudaki düzenlemeleri de hep beraber istişare edip değerlendirerek düzenlememiz, bu işten vazgeçmememiz lazım. Bu sektörün hayrı için kimsenin kimseye küsme hakkı yok. Beraber çalışacağız. Hiç kimsenin kibirli olmaya, hiç kimsenin önyargılı olmaya hakkı yok. Yanlış yapıyorsak evet yanlış yapmışız, bunu düzeltelim deme olgunluğunu da hepimizin göstermesi lazım.
TANITIM VE PAZARLAMA DESTİNASYON ODAKLI OLMALI: Tanıtım ve pazarlama açısından Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın yapısı doğru bir yapı değil. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın, merkezden yönetilen, merkezden pazarlayan, her işi merkezden halletmeye çalışan bir yapısı var. TÜRSAB olarak merkezi değil de tam tersine destinasyon odaklı tanıtımın çok daha doğru olduğunu savunuyoruz. Bu işin destinasyonlara önem verilip destinasyonlarda bir sinerji yaratılarak, oranın yerel dinamikleriyle tanıtım yapılıp oranın işin içine katılmasıyla olacağını söylüyoruz. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, şehir eğer bu işte birlikte çalışmıyorsa, şehrin dinamikleri sizinle birlikte değilse hiçbir şey yapamazsınız. Şehirdeki esnafın, ticaret odasının emniyetin, valiliğin aynı bilinç içinde olması lazım. Her şey yalnız para değil. Biz bütçe ile rakamlarla mukayese ediyoruz ama turizm biraz da gönül işi, biraz da sevme işi. Bizim Bölge Temsil Kurullarımız da bu mantıkla hareket ederek çalışıyor. Bölge Temsil Kurullarımız aracılığıyla bölgelerdeki belediyeler valiliklerle birlikte o bölgeyi, hareketlendirecek çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
KONAKLAMA VERGİSİ'NDE TAM BİR VAHŞİ BATI VAZİYETİ HÂKİM OLACAK: Konaklama Vergisi'ni tartışacak noktayı çoktan geçtik, çünkü artık yasalaştı. Yasalaşma sürecinde ise biz bu haliyle çıkmaması için çok ciddi mücadele verdik. Konaklama Vergisi’ni kimin nasıl ödeyeceği ile ilgili ciddi bir karmaşa var. Bu sorun kervan yolda düzülür mantığıyla çözülecek sanırım. Sonuçta çok net bir şey var; tam bir vahşi batı vaziyeti olacak. Diş geçirebilen tur operatörü Konaklama Vergisi'ni otelciye ödettirecek. Ancak diş geçiremeyen tur operatörü bu vergiyi kendisi ödeyecek. Bu kanun, Türkiye’de kitle turizmi yapıldığının farkında olmayanlar tarafından yapılmış. Müşteri ödeyecek deniyor ama müşterinin otelle para ilişkisi yok ki!
BU VERGİ DÜZENLEMESİ ÇOK DAHA DİKKATLİ YAPILMALIYDI: Tur operatörü getiriyor, 400 odaya müşteriyi yerleştiriyor. Otelci müşteriye ‘Tamam tur operatörü paketi size 480 euroya, 680 euroya sattı ama siz bir de Konaklama Vergisi ödeyeceksiniz mi diyecek? Resepsiyonun önünde kuyruklar mı oluşacak? Ya tur operatörü üstlenecek ya otelci üstlenecek bu belli. Bu verginin 2023’te ödeneceği belliydi. Tur operatörünün ve otelcilerin bu vergiyi fiyatlarına koymuş olması lazım. Oteller tur operatörü ile çözecek bu işi. Bakanlık ortaya karışık bir şey attı, özetle 'Aranızda çözün' diyor. Misafirle çözülmeyecek. Misafirle çözmek en tehlikelisi ve hiçbir tur operatörünün kabul edeceği bir şey değil. Tur operatörünün alış fiyatını ortaya çıkartacak bir uygulamayı hiçbir acente ya da tur operatörü kabul etmez. Otelciler de bu fiyatları müşteri ile paylaşamaz. Zira acente ve tur operatörünün maliyeti sadece otelden aldığı oda fiyatı değildir, ön ödemesi var, garantisi var. Kitle turizmi yapan bir ülkenin bu vergi düzenlemesi çok daha dikkatli yapılmalıydı.”