İSTANBUL ENERJİ AŞ, SOLEREX İSTANBUL FUARI’NDA… YÜKSEL YALÇIN: "BU FUARDA ÖZELLİKLE YENİLENEBİLİR ENERJİ ALANINDA GÜNEŞ ENERJİ SİSTEMLERİNE ÇOK AĞIRLIK VERİYORUZ"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Enerji AŞ, dünyanın en büyük enerji firmalarının katılımıyla, bini aşkın markanın temsil edildiği ve bu yıl 15’cisi düzenlenen Solerex İstanbul Fuarı'na katıldı. Şirket Genel Müdürü Yüksel Yalçın, “Bu fuarda, özellikle yenilenebilir enerji alanı...

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Enerji AŞ, dünyanın en büyük enerji firmalarının katılımıyla, bini aşkın markanın temsil edildiği ve bu yıl 15’cisi düzenlenen Solerex İstanbul Fuarı'na katıldı. Şirket Genel Müdürü Yüksel Yalçın, “Bu fuarda, özellikle yenilenebilir enerji alanında güneş enerji sistemlerine çok ağırlık veriyoruz. Çünkü Türkiye'de hızlı seyrediyor ama çok fazla yol almışlığımız yok. Bu konunun yaygınlaşması lazım. Özellikle konutlarda, sanayi çevresinde, okullarda, eğitim kuruluşlarında, yani kurumsal binalarda ve yerel yönetimlerde bu yenilebilir enerji dönüşümlerinin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Biz bu konudaki yaptığımız çalışmaları burada örnekleriyle anlatıyoruz” dedi.

Dünya’nın en büyük enerji firmalarının katılımıyla, bini aşkın markanın temsil edildiği ve bu yıl 15’cisi düzenlenen Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı - Solerex İstanbul, dün İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. Temiz, yenilenebilir ve sürekli enerji kaynağı güneş enerjisinin çevre dostu çözümlerle, sektör temsilcilerini bir araya getiren fuar, çok sayıda yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirdi. İBB iştiraki İstanbul Enerji AŞ de fuarda yerini aldı.

Yarın akşama kadar açık olacak fuar alanında ANKA haber Ajansı'na konuşan İstanbul Enerji AŞ Genel Müdürü Yüksel Yalçın, fuarın özellikle solar enerji ve teknolojileri üzerine kurgulandığını belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:

“FOSİL KAYNAKLI YAKITLARDAN YENİLENEBİLİR ENERJİYE GEÇİŞ DÜNYADA ARTIK BİR TREND: Bu fuar solar enerjisi ve teknolojileri üzerine kurgulanmış bir fuar. Tabii dünyada son dönemlerde özellikle küresel iklim değişikliğinin etkileriyle özellikle gezegenin bozulması, canlıların yaşam standartlarının değişmesi gibi birçok faktörler bir araya gelince artık fosil kaynaklı yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş, dünyada artık bir trend. Bu trendi tabii çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü bunun sonuçları gelecek kuşakların yaşanabilir bir dünya bulup bulamayacağıyla alakalı bir konu. Dolayısıyla yenilenebilir enerji konusu artık sanayi sektörünün, eğitim kuruluşlarının, yerel yönetimlerin her kesimin çok önemli konuları haline geldi. Biz de İstanbul enerji olarak solar teknolojilerinin yer aldığı bu fuarda zaten şu ana kadar çok kez katılım sağladık. Ana iş alanlarımızdan biri İstanbul Enerji'nin yenilenebilir enerji konusu. Bu hem yenilebilir enerji santrallerinin kurulması başta güneş enerjisi, biyokütle enerji santralleri, işte rüzgâr enerjisi konusunda çalışmalarımız var. Yani yenilenebilir enerji konusunu şirketimiz iş merkezlerinden birine almıştır.

DÜNYANIN GELECEĞİ AÇISINDAN, YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YAYGINLAŞTIRILMALI Dolayısıyla bu sektörde de sürekli gelişen teknolojik değişimlere de hem adapte olmak durumundayız hem de faaliyetlerimizi piyasayla bu işlerin içerisinde olan sektörle kamuoyuyla paylaşmaya çalışıyoruz. Tabiİ İstanbul Enerji, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir iştirak şirketi olarak, bir taraftan da kamusal yükümlülük hissediyoruz. Dolayısıyla bizim için başarı faktörü çok karlı bir işletme ortaya koymaktan ziyade, özellikle dünyanın geleceği açısından, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması bizim için birincil beklenti. Bunları yaparken de şirket olarak yaşamak, şirket olarak yapısını idame ettirmek tabiİ bu da önemli bir parametre. Ama biz her iki başlığı gözeterek burada çalışmalar yapıyoruz.

YENİLEBİLİR ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİNİN HIZLI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR: Bu fuarda işte özellikle yenilenebilir enerji alanında güneş enerji sistemlerine çok ağırlık veriyoruz. Çünkü Türkiye'de hızlı seyrediyor ama çok fazla yol almışlığımız yok. Bu konunun yaygınlaşması lazım. Özellikle konutlarda, sanayi çevresinde, okullarda, eğitim kuruluşlarında, yani kurumsal binalarda ve yerel yönetimler de bu yenilebilir enerji dönüşümlerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Biz bu konudaki yaptığımız çalışmaları burada örnekleriyle anlatıyoruz. Artık güneş panelleri sadece çatılarda, arazilerde değil işte yüzey sistemleri var, dikey binaların mantolama gibi özellikle panel yapmak suretiyle yani güneş ışığının değdiği her yerden enerji üretecek bir teknik artık şu anda günümüzde var.

STATÜYE UYGUN OLAN HER ÇATIDA MUTLAKA GES OLMALI: Bizim şöyle bir mottomuz var. Bunun yaygınlaşması ve farkındalığın artması için çabalar gösteriyoruz. Binaların statiğine uygun olan, statüye uygun olan her çatıda mutlaka güneş enerji sistemi (GES) olmalı. Çünkü her metrekare potansiyel bir enerji kaynağı. Yani güneş ışığının yer aldığı her yerde mutlaka enerji üretebilecek bir potansiyel var bunları harekete geçirmek gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak biz önce kurumsal binalarımızın enerji dönüşümlerini yaptık. Şu anda 10 megavatı aşkın güneş enerjisi sistemleri kurduk. Bu yenilenebilir enerjilerin en önemli alanlarından biri.

İBB ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETECEK KAPASİTEYE ERİŞMİŞ OLACAK: Öte taraftan, İBB olarak biyokütle enerji santrallerimiz var. Çöp gazından enerji elde ediyoruz. İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakalarında atık çöpler, atıklar toplanarak düzenli çöp sahalarında metan gazı çekmek suretiyle buradan enerji üretiyoruz. İşte Seymen'de var bir tesisimiz. Odayeri’nde var. Ayrıca geçtiğimiz yıl açtığımız 87 megavatlık çöp yakma tesisimiz var. Yani neticede sanıyorum önümüzdeki yıllarda artık İBB kendi enerjisini üretecek kapasitede bir yapıya erişmiş olacaktır. Bizler bu çalışmaları hem İBB kurumsalında hem de kamuoyunda yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. İBB'de tabii ki bunlar olmalı ama öte taraftan sanayi tesisleri, sanayi kuruluşları ki en çok fosil kaynak tüketen enerji alanları buralar. Dolayısıyla bunların dönüşümü, yenilenebilir enerjiye geçiş planında bizler baskın bir rol üstleniyoruz. İşte organize sanayi bölgelerini, iş adamları topluluklarını toplayarak sanayi tesislerin de enerji dönüşümü, enerji yatırımları ve tüketimi verimli kullanımı konularında bilgilendirme programları yapıyoruz.

GELECEKTE DE HİDROJEN ENERJİSİYLE ÇALIŞACAK SİSTEMLERİ MUTLAKA TARTIŞIYOR OLMAK LAZIM: Netice itibariyle yapmamız gereken iki şey var. Bir; enerjiyi doğru kullanmak. İki; üretebildiğimiz kadar yenilenebilir enerji üretmek. Bu konularda gayret sarf ediyoruz. Tabii sadece binalar enerji tüketim alanı değil. Ulaşım alanında da enerji dönüşümleri var. Fosil kaynaklı enerji tüketim alanlarından ulaşımda, artık şu sıralar elektrikli araç sistemleri çok fazla konuşuluyor. Biz son 4 yıldan beri bu konuya çok güçlü ağırlık verdik. Şarj Park adıyla bir markamız var. Burada da örneğini sergiledik. Artık E -Mobilite denen işte küçük, tekil araçların, elektrikli araçların yaygınlaşması toplu taşımaların yaygınlaşması ve mümkünse bunların fosil kaynaklı olanların değil de bugünün teknolojisi elektrik ama gelecekte de hidrojen enerjisiyle çalışacak sistemleri mutlaka tartışıyor olmak lazım. Başka misyonumuz da İBB bir çatı mekanizma ama diğer il ve ilçelerde başarılı uygulamaların yaygınlaşması gerekiyor.

TÜRKİYE'DE SÜRDÜRÜLEBİLİR İKLİM ENERJİ EYLEM PLANINI YAPMAMIŞ HİÇBİR BELEDİYE KALMAMALI: Şu anda da yine trend bir konu var 'sürdürülebilir iklim enerji eylem planı' çalışmaları. Belediyeler nezdinde 2030 yılında karbon salınımının yüzde 40 azaltılması 2050 yılında da karbon nötr olma hedefi var, bu her ülkenin, dünyanın hedefi aynı zamanda. Çünkü Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın hedefinde 2050 karbon nötr bir dünya teşekkülü var. Türkiye de bu mutabakatın altında imzası olan bir ülke. Dolayısıyla yerel yönetimlerde de bizim mutlaka sürdürülebilir iklim enerji eylem planlarını hazırlamamız gerekiyor. Şu anda 7-8 ilçede bu çalışmayı yaptık. İllerde de bu çalışmayı yapıyoruz Marmara Bölgesi başta olmak üzere, artık Türkiye'de 2023, 2024 sonrası sürdürülebilir iklim enerji eylem planını yapmamış hiçbir belediyenin kalmaması gerekiyor. Çünkü bu sürdürülebilir iklim enerji planı, aynı zamanda hem belediyelerin kendi tesisleri, kendi binalarındaki enerji dönüşümlerini içeriyor hem de o il veya ilçe sınırlarındaki tüm enerji tüketim noktalarını içeriyor. Bu toplumsal bir katılım şeklinde yürüyen bir proje. Çorlu Belediyesi'nde yaklaşık 8 aylık bir çalışmayla, tüm enerji tüketim noktalarının çalışmalarını, hesaplamalarını yapmak suretiyle Çorlu bölgesinin karbon salınımını 2030’da yüzde 40 azaltacak, 2050’de de sıfırlayacak bir yol haritasını çıkarmış bulunuyoruz. Bu tamamen oraya özel bir şey. Bu, Bahçelievler, Kartal, Maltepe, Beşiktaş'a kadar tüm ilçelerin ve nihayetinde illerin yerel yönetimlerin tamamının bu çalışmayı tamamlaması son derece önemli. Çünkü tüm kurumların bunu artık bir yol haritası olarak ortaya koyması lazım. Bizlerin de bu çalışmaları yaparken bu konuda deneyimli uzman ekip arkadaşlarımız var. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın bu konuda en iyi çalışmalar yapmış yol almış mühendislik çalışmalarını inceleyerek belli bir şeyde çalışma sonrası o yerele özel hazırlamış olduğumuz bir çalışmanın raporudur. Şimdi işte önümüzdeki hafta Büyükçekmece'ninkini, daha sonra Tekirdağ, Kırklareli. Yani iller düzeyinde de bu çalışmalarımızı tamamlayıp belediyelerimize, yerel yönetimlerimize bu yol haritasını sunmuş olacağız

YAKLAŞIK 3,5-4 YILDA KENDİNİ AMORTİ EDEN BİR SİSTEM: Bizim amacımız burada daha çok fazla sayıda endüstriyel binalarda fiilen bu çalışmaları, bu dönüşümleri yapmak değil. Biz aslında bu işin motive eden unsuru, rolüyle bu işi yapmaya çalışıyoruz. Az önce de ifade ettiğim gibi karlılık bizim için birincil ölçüt değil. Bizim için önemli olan bu çalışmaların, bu dönüşümlerin İstanbul'da hızlı bir şekilde yaygınlaşmasını temin etmek. Dolayısıyla biz buradaki aktörlerden biriyiz ama diğer firmalarla yoğun bir şekilde rekabet eden bir eğilim içerisinde değiliz. Ama tabii ki tercihlerini bizden yana kullanmış olan müşterilerimizin projelerini gerçekleştiriyoruz. Burada çok yüksek marjlarla bu işleri yapmıyoruz. Ama piyasada ortalama binadan binaya, binanın konumundan konumuna çatı fizikselliğine göre değişmekle birlikte ortalama bir megavatlık güneş enerjisi yatırımı 750 ile 800 bin dolar arası bir maliyete sahip. Bu da endüstriyel sektörde özellikle sanayi sektörü için hakikaten çok önemli. Çünkü enerji fiyatları sürekli artan bir yapıda seyrediyor. Özellikle enflasyonist ortamlarda. Yaklaşık 3,5 yılda 4 yılda kendini amorti eden bir sisteme sahip. Dolayısıyla özellikle sanayici çevreye şunu ifade etmek istiyoruz. Yani enerji fiyatları bu şekilde artarak değişken bir yapı seyrettiğinden dolayı üretim maliyetleri içerisinde de enerji çok önemli bir maliyet unsuru. Rekabet şartlarını arttırmaları ve bugünden kara geçmeleri için 'düşünelim, ileride bakalım' yerine 'hemen bugün bu işi yapıyoruz, hangi firmayla yapacağımıza karar vermeliyiz' duruşuna geçmek gerekiyor. Başka türlü fosil kaynaklardan kurtulma şansımız yok. Bu hızlı dönüşümü buraya çevirmemiz lazım.

ELEKTRİK FATURASI ÖDER GİBİ GÜNEŞ ENERJİSİ YATIRIMINI ÖDEYECEĞİMİZ SİSTEM OLURSA HERKES BU YATIRIMIN İÇERİSİNE GİRER: Yatırım teşvik belgesi alanlara devletin birtakım teşvikleri de var. KDV muafiyeti var. İşte başka destekleri var, kurumlar vergisinden indirimler söz konusu. Dolayısıyla sanayi sektörü bu işi kabullenecek. Çünkü Türkiye'de en çok enerjiyi tüketen sanayi sektörü. O yüzden dönüşümün öncüsü bana göre burası olacak. Öbür taraftan konutlar da dönüşümde esas olacak. Yani bugün aslında özellikle bankacılık, enerji kredisi uygulamasını çok daha pazarlayarak ön plana çıkartırsa artık konutlarda da enerji dönüşümünü hızlı bir şekilde yapmak söz konusu olabilir. Yani elektrik faturası öder gibi güneş enerjisi yatırımını ödeyeceğimiz sistem olursa bugün hiç düşünmez herkes bu yatırımın içerisine girer. Türkiye'de yerli panel üreticileri de var. 20'ye yakın firma var. Türkiye panel endüstrisinde hakikaten çok iyi noktaya geldi. Bu talep aynı zamanda hem bu enerjinin, bu teknolojinin güçlenmesini hem de üretim kapasitesinin artmasını sağlayacak. Türkiye'de sadece güneş rüzgâr açısından da verimli bir yer. Özellikle rüzgâr ölçümlerinin yapılarak şu anda bütün iller bazında haritası var. Dolayısıyla yine de yine yerel yönetimlerin kendi il ve ilçe sınırları içerisinde rüzgâr verimliliği yüksek olan yerlerde mutlak suretle rüzgâra geçmeleri çok önemli. Çünkü güneşte aşağı yukarı yüzde 16-18 verimlilik rüzgârda yüzde 30'u geçen bir verimlilik var. Güneş gün saatlerinde var. Ama rüzgâr gece de var gündüz de var. Dolayısıyla rüzgâr enerjisi Türkiye'de biraz daha ağır işliyor güneşe göre. Bunları da hızlandırmak lazım. İSKİ ve Metro İstanbul ile bir rüzgâr tribünü çalışmamız oldu. Ama şu anda yoğun talep var. Buraya da küçük bir örneğini getirdik. Hani bu konuda üzerinde çalışıyoruz. Bu işin bir mühendislik proje ayağı var bir de uygulama ayağı var. Şu anda Türkiye'de de bu yaygınlaşıyor ama üstüne biraz daha desteklenmeli ve bu yatırımlar hızlanmalı.

BU DEPREM DE HİÇBİRİMİZİN ENERJİYE HAZIR OLMADIĞINI DA GÖRDÜK: Mobil tüketimler çok önemli. Bugün hani Tine House’ler özellikle turist bölgelerinde. En önemlisi şunu söyleyelim bir deprem yaşadık. Bu deprem de hiçbirimizin enerjiye hazır olmadığını da gördük. O yüzden ulusal şebeke şebekelerin kesintiye uğradığında kendi enerjimizi kendimiz bir şekilde sağlıyor olmamız lazım. Bunun için de en kolay erişilebilir, en ekonomik yol küçük solar panellerin var olması. Yani arabanın bagajına bile sığacak bir şey minik aydınlatmaları çadırda sağlayabilir. İşte birtakım şeyleri şarj edebiliriz özellikle iletişim araçlarımızı. O yüzden mobil enerji üretimi hakikaten çok önemli. Biz de buna ilişkin bir çalışma yaptık. Burada solar panel var. Onun üzerinde bir rüzgâr var. Bu şekilde mesela Halk Ekmek bürolarının ofislerinin satış noktalarının enerjisini bununla beraber karşılayabiliyor. İşte İSPARK'ın park alanlarındaki mobil ofislerin enerjisini bunlarla karşılayabiliyoruz. Netice itibariyle küçük tüketimli, tekil noktalı yerlerde mobil enerji üretimi hakikaten çok önemli. Özellikle yaylalar vesaire gibi dağ turizmlerinde bu çözümler de yaygınlaşacak.”

 

 

 

Ekonomi Haberleri