İzmir İş dünyası, net 11 bin 402 TL olarak açıklanan yeni asgari ücreti değerlendirdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Yüzde 34’lük artış önemlidir, ancak ekonomimiz üzerindeki en büyük risk enflasyondur. Yeni ekonomi yönetimimizden beklentimiz, öncelikli olarak enflasyonu düşürecek adımların ivedilikle atılmasıdır” dedi. İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise "Yaşanan dalgalanmanın yarattığı satın alma gücü tahribatı elbette giderilmeli, ülkenin emek kesimi geride bırakılmamalıdır" değerlendirmesini yaptı.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bugün yaptığı yazılı açıklamada, temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücrete ilişkin şunları kaydetti:
“2023 yılı ikinci yarısı için 11 bin 402 lira olarak belirlenen net asgari ücret çalışanlarımıza, işverenlerimize hayırlı olsun. Bir önceki dönemde 400 TL olarak uygulanan asgari ücret desteğinin 500 TL’ye çıkartılması, asgari ücrete kadar olan tutardan vergi alınmaması uygulamasının devam edecek olması ve tabii ki yüzde 34’lük bir artış önemlidir. Ancak çalışanlarımızın artan giderleri, işverenlerimizin artan maliyetleri, yüksek enflasyon karşısında elde edilen geliri de kârı da eritmektedir. Ekonomimiz üzerindeki en büyük risk enflasyondur.
Yeni ekonomi yönetimimizden beklentimiz, öncelikli olarak enflasyonu düşürecek adımların ivedilikle atılmasıdır. Ancak o zaman asgari ücret memnuniyet düzeyi sağlıklı bir şekilde belirlenecektir. Beklentimiz, yılın ikinci yarısında uygulanacak yeni ekonomi programı ile risklerin azaltılması, öngörülebilirliğin sağlanmasıdır.”
“SATIN ALMA GÜCÜ TAHRİBATI ELBETTE GİDERİLMELİ, ÜLKENİN EMEK KESİMİ GERİDE BIRAKILMAMALIDIR”
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de asgari ücrette yapılan artışı şöyle değerlendirdi:
“Türkiye ekonomisi, farklı unsurların etkisiyle bir süredir ciddi bir dalgalanma yaşıyor. Seçimlerin sona ermesinin ardından ekonomide rasyonel düzleme dönüleceğinin en yetkili ağızlardan ifadesi bizim için memnuniyet verici oldu. Asgari ücret, memur maaşları ve emekli aylıklarındaki artışlara da bu perspektif ile bakmak gerektiğini düşünüyoruz. Yaşanan dalgalanmanın yarattığı satın alma gücü tahribatı elbette giderilmeli, ülkenin emek kesimi geride bırakılmamalıdır. Ancak verilen artışların kamunun mali dengesini, özel sektörün rekabet gücünü negatif etkilememesi mutlaka gözetilmelidir. Bütün düzenlemelerin, ülkenin üretim gücünü artıracak, rekabet gücünü yükseltecek bir amaca hizmet etmesi elzemdir. Bu nedenle bir yandan emek kesiminin satın alma gücü iyileştirilirken diğer yandan üretimin önündeki engellerin kaldırılması ve rekabet gücünün yükseltilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda da en uygun adımların kısa zamanda atılacağına inanıyoruz.”