UĞUR İSTANBULLU
Halkevleri’nin düzenlediği 18. Kemalpaşa Halk Festivali, çocuk şenlikleri ve halk konserleriyle sona erdi. Festival alanında konuşan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk “Ne yazık ki, ülkemizin dört bir yanında gericiler festivalleri ve konserleri yasaklıyorlar. Kadınlarla erkekler ayrı yerlerde otursunlar istiyorlar ve bizim birlikte eğlenmemize karşı çıkıyorlar. Bugün çeşitli tarikatlarda çocuklara istismar yapılırken, onlar protokollerle okullara imamlar atıyorlar ve kuran kurslarına çeviriyorlar okulları. Bizler yıllardır ülkemizde laiklik mücadelesi verenler olarak, buna asla izin vermeyeceğiz ve bu yüzden kız ve erkek çocuklarının bir arada eşit koşullarda laik bir eğitim alması için mücadele edeceğiz" dedi.
Bu yıl 18'incisi düzenlenen Kemalpaşa Halkevleri Halk Festivali’nde çok sayıda müzik grubu sahne alırken, festival Kemalpaşalıların ve Artvin’in bir çok ilçesinden gelen yurttaşların katılımıyla sona erdi.
“ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA GERİCİLER TARAFINDAN FESTİVALLER VE KONSERLER YASAKLANIYOR”
Festival alanında konuşan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, şunları söyledi:
“Bugün Metin Lokumcu’nun, Kazım Koyuncu’nun, Erkan Erkan Uzuneminağaoğlu’nun kentinden ve kendi memleketimden bu güzel günü paylaştığım için çok mutluyum. Arkadaşlarımız bahsetti biz Halkevleri olarak yıkıntıların arasından yeni bir ülke kurmak umuduyla mücadele ediyoruz. Bugün bu festival 18'inci yılında hiçbir reklama, sponsora yaslanmadan ve tek gücünü halktan alan festival olarak, hepimizin emeğiyle 18 yıldır ayakta duruyor ve hep birlikte eğleniyoruz ve hep birlikte üretiyoruz. Ama ne yazık ki, ülkemizin dört bir yanında gericiler festivalleri ve konserleri yasaklıyorlar. Az önce türkülerini dinlediğimiz, Grup Yorum yıllardır yasaklı ve konserlere çıkarılmayan onlarca gruplar var ve yasaklanan bizim eğlence kültürümüz. Ve onlar çünkü ne istiyorlar, kadınlarla erkekler ayrı yerlerde otursunlar istiyorlar ve bizim birlikte eğlenmemize karşı çıkıyorlar. Bugün çeşitli tarikatlarda çocuklara istismar yapılırken onlar protokollerle okullara imamlar atıyorlar ve kuran kurslarına çeviriyorlar okulları. Bizler yıllardır ülkemizde laiklik mücadelesi verenler olarak, buna asla izin vermeyeceğimiz ve bu yüzden kız çocuklarıyla erkek çocukları bir arada eşit koşullarda laik bir eğitim alması için mücadele edeceğimizi söylemek istiyorum.
"ÇAY BİZİM OKUL PARAMIZ, ÇAY BİZİM DÜĞÜN PARAMIZ, ÇAY BİZİM DOKTOR PARAMIZ”
Bugün festivali düzenlerken, çay üreticileri ve emekçileri olarak da aynı zamanda buradayız. Yıllardır emeğimiz sömürülüyor ve onlar ise ceplerini dolduruyorlar. Bizler her geçen gün daha da fakirleşiyoruz ve her gün cebimizdeki para her geçen gün daha da eriyor. Çayın parası bizim okul paramız, üniversitedeki çocuğumuza çay parası gönderiyoruz. Çay bizim düğün paramız ve biz çay parasıyla düğünümüzü yapıyoruz. Çay bizim doktor paramız. Ama biliyoruz ki bu saydıklarımızın parasız olması lazım. Elbette çay üreticileri kendi hak ettiği parayı isteyecek. Ama barınma gibi, ulaşım gibi, eğitim gibi, sağlık gibi tüm haklarımızın parasız olması için Halkevleri bunun mücadelesini veriyor. Çünkü biz insanca yaşam istiyoruz, daha kaç gece yataklarımızdan umutsuz kalkıyoruz ve biz her geçen gün umutsuz bir ülkede yaşıyoruz. Bu şekilde umutsuz yaşamaya devam etmek istemiyoruz. Bizden umudumuzu ve bizden geleceğimizi çalanlar karşısında 21 yıldır nasıl mücadele ettiysek, aynı şekilde mücadeleye devam edeceğiz. O yüzden diyoruz ki, 'Üretenlerin yönettiği bir ülke olmak' için hep birlikte kapı, kapı dolaşalım ve mahalle, mahalle dolaşalım ve diyelim ki bizim bizden başka kurtarıcımız yok. Bizi seçimden seçime hatırlayanlara inat kapı, kapı dolaşalım ve üretenlerin yönettiği bir ülkeyi hep birlikte kuralım. Bunu ancak bizler yapabiliriz.
“ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA MÜCADELE EDİYORUZ”
Peki bu kadar olumsuzluklar karşısında yaşadıklarımız bunlar mı tabii ki de hayır ve ülkenin dört bir yanına bakalım emeklerine göz koyan patronlara karşı mücadele ederek umutlarımız yeşertiyorlar. Ne olursa olsun diktatöre boyun eğmeyen, haklarından ve hayatlarından vazgeçmeyen kadınlarımız mücadeleden bir an olsun geri adım atmıyorlar. Bugün çocuklarının geleceği için öğretmenler ve veliler bir olup mücadele veriyorlar. Bugün Hopa’da ve Kemalpaşa’da olduğu gibi, Akbelen’de, Cudi’de doğası ve vatanı için mücadele veriyorlar ve bizim yüzümüzü dönmemiz gereken yerledir burasıdır. O yüzden bugün sözlerimi bitirirken hep birlikte alkışlarla bitirelim istiyorum. Ülkenin dört bir yanında direnen işçiler için hep beraber alkışlayalım. Akbelen’de, Cudi’de ve ülkenin dört bir yanında direnen doğaseverler için alkışlayalım. Ülkenin dört bir yanında mücadele eden kadınlarımıza, çok büyük alkışlarla destek olalım. Bugün laiklik için, eşitlik için mücadele için ve kendi özgürlüğünden ödün vermeyenler için hep birlikte alkışları yükseltelim. Ve elbette en büyük alkış ne olursa olsun umutsuzluğa kapılmayan, başına ne gelirse gelsin bir an bile geri adım atmayan ve mücadeleye devam eden ve bu ülkeyi yarınlara aydınlık bir ülke bırakmak için mücadele eden, sizlere yani kendinize en büyük alkışlarımız. Daha fazla direneceğiz ve bizim emeğimizi sömürenlere bırakmayacağız. Üreten biziz yönetende biz olacağız ve hepinize iyi akşamlar diliyorum.”