KADIN CİNAYETLERİ PLATFORMU GENEL SEKRETERİ FİDAN ATASELİM: "HERKESİ KENDİ PANKARTLARIYLA 12 KASIM'DA KARTAL'DAKİ LAİKLİK VE ÖZGÜRLÜK İÇİN BÜYÜK KADIN YÜRÜYÜŞÜ'NE DAVET EDİYORUM"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, 12 Kasım'da düzenlenecek, "Laiklik Ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü" öncesinde, "Tarihin en gerici meclisi oluştuysa eğer, en ileri örgütlenmeyi hayata geçirmek zorunluluğumuz var. Herkesi kendi pankartı ve döviziyle, kendi politik fikriyle, bir bedenen, bir akılla orada bir arada omuz omuza olmaya davet ediyorum" dedi.

Haber- GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera- SADIK KARAKULOĞLU

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, 12 Kasım'da düzenlenecek, "Laiklik Ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü" öncesinde, "Tarihin en gerici meclisi oluştuysa eğer, en ileri örgütlenmeyi hayata geçirmek zorunluluğumuz var. Herkesi kendi pankartı ve döviziyle, kendi politik fikriyle, bir bedenen, bir akılla orada bir arada omuz omuza olmaya davet ediyorum" dedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 12 Kasım'da düzenlenecek, "Laiklik Ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü" öncesinde Şişli Mecidiyeköy'de bulunan Eğitim- Sen İstanbul 3 No’lu Şube'de basın açıklaması yaptı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "Tarihin en gerici meclisi oluştuysa eğer, en ileri örgütlenmeyi hayata geçirmek zorunluluğumuz var" diyerek şunları söyledi:

"LAİKLİK VE ÖZGÜRLÜK İÇİN BÜYÜK KADIN YÜRÜYÜŞÜ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ: 12 Kasım saat 14.00'da Kartal Meydanı'nda buluşacağız. Laiklik ve özgürlük için büyük kadın yürüyüşü gerçekleştireceğiz ve yürüyüşün ardından bir miting olacak. Mitingde de çeşitli sanatçı dostlarımızla bizlerle birlikte olacak. Şimdi bu duyuruyu yaptıktan sonra elbette ki neden böyle bir yürüyüşe ihtiyaç duyduğu anlatmak gerekiyor. Bu da başka bir ihtiyaç ve seçimlerin genel seçimlerin ardından bir sonuç olarak maalesef ki tarihin en gerici meclisi oluşmuş durumda. Bu sebeple tarihin en gerici meclisi oradaysa eğer biz de kadın meclisleri olarak buradayız. 'Korkma kadın meclisleri var' diyerek çalışmalarımızı yürütüyoruz. Tarihin en gerici meclisi oluştuysa eğer, en ileri örgütlenmeyi hayata geçirmek zorunluluğumuz var.

ÇAĞ DIŞI ZİHNİYETLERİN YER ALDIĞI BİR MECLİSİN SONUCU: Özgürlüklerimiz için, laiklik için ve bu gerici kurulmuş olan Meclis'te dile getirilen, kadın cinayetleri artarken kadınları koruyan 6284 sayılı kadına şiddetten koruyan yasaya, can simidimiz dediğimiz yasaya karşı yasama organında, Meclis'te buna karşı konuşma gerçekleştirebiliyorlar. Örneğin; Yeniden Refah Partisi milletvekili, '6284'teki toplumla uyuşmayan yönlerini ayıklayacağız' diyebiliyor. Yasama organında bunu diyebiliyor. 'Yasalara ihtiyacımız yok kadınları korumak için' bunu söylüyor. Ya da her gün kadınların nerede kiminle ne yaptığıyla ilgili düşünün ki öldürülen kadınların dahi hayatlarını sorgulayıp, kıyafetlerini sorgulayıp, kararlarını sorgulayıp bu şiddetin ve cinayetlerin cinsel saldırıların bir sebebiymişçesine anlatmaya çalıştıklarına ilişkin söylemleri hala duyuyoruz. Hatta bu oluşan gerici ve çağ dışı zihniyetlerin yer aldığı Meclis'in bir sebebi ve sonucu olarak artık sosyal medyada bu yönüyle gerçekleşen saldırılar artmış durumda. Bir kadın cinayeti olduğu zaman bile onunla ilgili paylaşımların altına, 'İşte süresiz nafaka alıyormuş. O yüzden öldürüldü. Sebebi budur. 6284 yüzünden bu kadın öldürüldü. Ya da o tip erkeklerle birlikte olmasalar başlarına bunlar gelmezdi. Zaten o yolun yolcusuydu' gibi cümleleri çokça duymaya ve görmeye başladık.

ÖZGÜRLÜKLERİMİZ TEHDİT ALTINDA: Özgürlüklerimiz tehdit altında. Sokaklarda özgür gezebilmemizden tutun da ne giyeceğimize kadar mesele haline getirmiş durumdalar. Kadınların şahitliğinin dahi kabul olmayacağını ileri sürme cesaretini ortaya koyuyorlar. Karma eğitime laf ediyorlar. Laiklik tehdit altında, özgür yaşamlarımızla birlikte laiklik de tehdit altında. Bunların bütün haklarımıza yönelik saldırılar olduğunu düşünüyoruz. O yüzden laiklikten bahsederken, özgürlükten bahsetmek durumundayız. Özgürlükten bahsederken laiklik için mücadele etmek durumunda olduğumuzu görüyoruz. Karma eğitim var fakat bunun ortadan kaldırılması gerektiğini ileri sürüyorlar.

OKULLARDA GÖREVLENDİRİLEN İMAMLARDAN KİMİLERİNİN İSTİSMARDAN YARGILANIP TUTUKLANMIŞ KİŞİLER OLDUĞUNU DUYDUK: Bir diğer yanıyla sizler de görüyorsunuz. Bilimsel eğitimden uzak okullar söz konusuyken bunun güçlendirilmesi gerekirken ta kreşlere kadar ilkokullara kadar o okullarda mescitlerin kurulması Kur'an eğitimlerinin ücretsiz fakat dil eğitimlerinin ücretli verilmesi. ÇEDES protokolüyle birlikte okullara imamların görevlendirilmesi. Hatta o imamlardan kimilerinin arkadaşlar istismardan yargılanıp tutuklanmış olan kişiler olduğunun bile haberlerini alıyor durumdayız. Yani siyasal İslam'ın dayatılması, bir din tüccarlığının yapılması belli bir dini yaklaşımın belli bir yorumunun hayatlarımıza bir dayatma olarak getirilmesiyle karşı karşıyayız. Bütün argümanları bu yönde. Kendi değer yargılarına göre açıklamalar yapıyor durumdalar. Ve bunlar artık sadece bu yobazların kendi değer yargıları olarak kalmaması riskiyle de karşı karşıyayız.

MEDENİ KANUNU TARTIŞMAYA AÇMAK İSTİYORLAR: Neyi kastediyorum? Bütün bunlara dayanarak kendi değer yargılarından yola çıkarak Medeni Kanun'u tartışmaya açmak istiyorlar. Nafaka hakkını tartışmaya açmak istiyorlar. Kadınların boşanma hakkını tartışmaya açmak istiyorlar. Ve en önemlisi bir anayasa teklifinden bahsediliyor durumda. Seçimlerden önce de dile getirmişlerdi. İki maddesine ilişkindi. Bu öneri şu anda sivil anayasa denilerek sadece iki maddesi değil, bütün maddelerine ilişkin bir yeniden düzenleme teklifi. Bununla ilgili siyasi iktidarın görüşmeler yapacağıyla ilgili adımlar var. Her fırsatta bunu dile getiriyorlar. Bu konuda muhalefet partilerini de uyarmak istiyoruz. Bu oyuna gelmeyin. Evet, mevcut anayasada eleştireceğimiz çok yönler var. Hala bir darbe anayasasının sürüyor olması, her ne kadar çeşitli değişiklikler yapılmış olsa da eksiklikleri olduğunun farkındayız. Fakat bu siyasi iktidarla bir yeni anayasa masasına, düzenleme masasına oturuyor olmak demek birçok hakkımızın daha elimizden alacağı anlamına gelecektir.

HERKESİ YÜRÜYÜŞÜMÜZE DAVET EDİYORUM: Daha örgütlü bir kuvvet olarak bu gidişatın karşısında güçlü bir beden olarak, vücut olarak daha güçlü, gür sesimiz olarak mitingde bir arada olmaya ihtiyacımız var sevgili kadınlar diye seslenmek zorundayız. Sesimizin ulaştığı bütün kadın örgütlenmelerine ve demokratik kitle örgütlerinden platformlardan inisiyatiflerden, öğrenci kulüplerinden, bütün oluşumlardaki kadın arkadaşlarımıza da seslenmek istiyorum. Herkesi kendi pankartı ve döviziyle, kendi politik fikriyle bir bedenen, bir akılla orada bir arada omuz omuza olmaya davet ediyorum."

Gündem Haberleri