Türk Eczacıları Birliği Başkanı Arman Üney, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sağlıkla ilgili kamu kurumlarına “Hastaların tedavileri için ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimi, hastaların ödemek durumunda kaldığı ek tedavi maliyetlerinin azaltılması, zamanında ve doğru müdahalelerle hastalıkların tedavisi ve olası ek komplikasyonların engellemesi adına GSYH içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması zaruridir” çağrısında bulundu.
Türk Eczacıları Birliği, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2024 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri öncesinde, bütçeden sağlığa ayrılan payın artırılması için çağrıda bulundu. Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney, bu kapsamda; Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na yazılı olarak taleplerini iletti. Üney, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“GSYH İÇERİSİNDE SAĞLIĞA AYRILAN PAYIN ARTIRILMASI, SAĞLIK BÜTÇESİ İÇERİSİNDE İLACA UYGUN ORANLARDA PAY AYRILMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”
“Hastalarımızın tedavileri için ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimi, ödemek durumunda kaldıkları ek tedavi maliyetlerinin azaltılması, zamanında ve doğru müdahalelerle hastalıkların tedavisi ve olası ek komplikasyonların engellemesi için Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması gerektiğine inanıyoruz. Bu sayede, hem artan ilaç yokluklarının önüne geçebiliriz hem de hastalarımızın yeni nesil ilaçlara ulaşmasının yolunu açabiliriz. Çağrı metnimizde aynı zamanda güçlendirilmiş eczacı iş gücü modeli önerimizi de kamu otoriteleri ile paylaştık. Bu modelin hayata geçmesi halinde biz eczacılar, hem koruyucu hem de sürdürülebilir sağlık hizmetlerine daha etkili şekilde katkı vereceğiz.”
“DÜNYADA, SAĞLIK HARCAMALARININ ÜLKE EKONOMİLERİ ÜZERİNDEKİ GİDEREK AĞIRLAŞAN BASKISI, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SORUNUNU HİSSEDİLİR HALE GETİRMEKTEDİR”
Kurumlara iletilen metin şöyle:
“Tüm dünyada, sağlık harcamalarının ülke ekonomileri üzerindeki giderek ağırlaşan baskısı, sürdürülebilirlik sorununu daha fazla hissedilir hale getirmektedir. Doğuştan beklenen yaşam süresinin artması, yaşlanan nüfus, iklim değişiklikleri, ortaya çıkan yeni hastalıklar ve salgınlar, bulaşıcı olmayan hastalıkların prevalansındaki artış, hareketsiz/sağlıksız yaşam, hastalık risk faktörleri gibi nedenler, sağlık hizmetlerine olan ihtiyacı ve dolayısıyla sağlık-ilaç harcamalarında ciddi artışları beraberinde getirmektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) göre, sağlık harcamaları, tüm Avrupa ülkelerinde artarken bu artış genellikle ekonomik büyümeden daha hızlı gerçekleşmektedir. Bu ise ülkelerin GSYH içerisinde sağlığa her geçen yıl daha da artan bir pay ayırmalarına yol açmaktadır.
“ÜLKEMİZ, OECD ÜLKELERİ İÇERİSİNDE GSYH’DE SAĞLIK İÇİN AYRILAN PAYIN EN DÜŞÜK OLDUĞU ÜLKE KONUMUNDADIR”
OECD 2021 verilerine göre, toplam cari sağlık harcamalarının GSYH’ye oranı, OECD ülkelerinde ortalama yüzde 9,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Ülkemiz, OECD ülkeleri içerisinde yüzde 4,6’lık bir oranla GSYH’de sağlık için ayrılan payın en düşük olduğu ülke konumundadır. Aynı şekilde gerek tedavide gerekse sağlığın korunmasında sağlık sisteminin olmazsa olmaz bir unsuru olarak tanımlayacağımız ilaçlara ilişkin GSYH içerisinde ilaca ayrılan pay OECD ülkelerinde ortalaması yüzde 1,8 olarak gerçekleşmişken Türkiye yüzde 0,84’lük bir pay ile yine ortalamanın en alt sıralarında kendine yer bulmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde, GSYH içerisinde sağlığa ayrılan bütçe ve bu bütçe içerisinde ilacın aldığı oran, OECD ve Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça yetersiz bir düzeyde olduğu görülmektedir.
“BU DURUM PEK ÇOK İSTENMEYEN SORUNU ZİNCİRLEME ŞEKİLDE BERABERİNDE GETİRMEKTEDİR”
Bu durum; geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamalara gidilmesi, hastaların tedavileri için gerekli ilaçlara erişebilmeleri için kendi bütçelerinden ödedikleri ek ücretlerin her geçen gün daha da artması, her geçen gün daha da artan ilaç yoklukları ve ilaçlara kısıtlı erişim sıkıntıları, yeni keşif/yeni nesil ilaçların ülkemizde erişime açılamaması ve hastaların yeni tedavi olanaklarından faydalanamamaları, hastaların tedavilerinin hızlı ve eksiksiz biçimde sağlanabilmesi, yarım kalan tedaviler nedeni ile oluşan yeni komplikasyonların hasta güvenliğini ve sağlık bütçelerini daha fazla tehdit etmesi şeklinde özetlenebilecek pek çok istenmeyen sonucu da zincirleme bir şekilde beraberinde getirmektedir.
“GSYH İÇERİSİNDE SAĞLIĞA AYRILAN PAYIN ARTIRILMASI, SAĞLIK BÜTÇESİ İÇERİSİNDE İLACA UYGUN ORANLARDA PAY AYRILMASI ZARURİDİR”
Türk Eczacıları Birliği’nin görev ve sorumlulukları içerisinde yer alan halk sağlığını koruma, halk sağlığı ve eczacılık mesleği ile ilgili konularda ilgili resmi makamlarla işbirliği yaparak bu makamların yardımını temine çalışma yükümlülüğümüz ve ‘Topluma, eczacıya, kamuya ilaç olmak’ şeklinde tanımladığımız birlik vizyonumuzun bir gereği olarak aşağıdaki hususları bilginize sunmak istiyoruz: Hastaların tedavileri için ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimi, hastaların ödemek durumunda kaldığı ek tedavi maliyetlerinin azaltılması, zamanında ve doğru müdahalelerle hastalıkların tedavisi ve olası ek komplikasyonların engellemesi adına GSYH içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması zaruridir. Teşhis ve tedavi edici sağlık hizmetlerini merkeze alarak koruyucu sağlık hizmetlerini ikinci aşamada ele alan sağlık sistemlerinde ihtiyaç duyulan sağlık ve ilaç bütçelerindeki artış çok daha yüksek oranlarda gerçekleşmektedir.
“‘İLAÇ KULLANIMI İNCELEME HİZMETİ VE KRONİK HASTALIK TAKİBİ HİZMETİ’ GİBİ HİZMETLER İLE KAMU KAYNAKLARININ ETKİN KULLANIMI ADINA SAĞLIK SİSTEMİMİZE ÖNEMLİ KATKILAR SUNABİLİRİZ”
Toplumun kalbinde yer alan ve kılcal damarlar gibi ülkemizin dört bir yanında hizmet sunan birinci basamak sağlık hizmet noktası eczanelerimizde, meslektaşlarımız toplumla olan yakın iletişimleri ve sahip oldukları gerçek dünya verileri ile sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi, hastalıkların daha baş göstermeden doğru bilgi, doğru davranış değişiklikleri ve doğru koruyucu sağlık destekleri ile engellenmesi, salgınların erken tespiti ve doğru yönetimi, aşı uygulamaları ile bağışıklama oranlarının artırılması gibi daha pek alanda koruyucu sağlık hizmetlerine daha fazla katkı sunma potansiyeline sahip sağlık çalışanlarıdır. İlan edilen, 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ve Orta Vadeli Program (2024-2026) içerisinde yer verilen akılcı ilaç kullanımına ilişkin hedef ve politikalara da katkı sunacak şekilde, gerek toplum eczanelerinde gerekse evde bakım sağlık hizmet ekipleri içerisinde, eczacılara sunulacak ‘İlaç Kullanımı İnceleme Hizmeti ve Kronik Hastalık Takibi Hizmeti’ gibi gelişmiş eczacılık hizmetleri ile hem hastaların ilaç tedavilerinden sağladıkları faydanın en üst düzeye çıkartılarak ilaç kullanımı kaynaklı risklerin en aza indirilmesi hem de kamu kaynaklarının etkin kullanımı adına sağlık sistemimize önemli katkılar sunabiliriz.
“ECZACI SAĞLIK İŞ GÜCÜNÜN İLAÇ ÜRETİMİ VE GELİŞTİRİLMESİ NOKTASINDA DAHA YETKİN VE DAHA ETKİN ŞEKİLDE KONUMLANDIRILMASINA İMKAN SAĞLAYACAK STRATEJİ VE POLİTİKALARIN HAYATA GEÇİRİLMESİ GELİŞİM POTANSİYELİ İÇERMEKTEDİR”
İlaç üretiminde dışa bağımlı, ithalat odaklı yapılara sahip olan sağlık sistemlerinde, yine ilaç harcamalarının çok daha yüksek boyutlarda seyrettiğinden hareketle, eczacı sağlık iş gücünün ilaç üretimi ve geliştirilmesi noktasında daha yetkin ve daha etkin şekilde konumlandırılmasına imkan sağlayacak strateji ve politikaların hayata geçirilmesi ülkemizin sağlıklı gelecek hedefine katkı sunacak önemli bir gelişim potansiyeli içermektedir. Bu bağlamda, eczane laboratuvarlarında meslektaşlarımızca üretilerek yararlanıma açılabilecek ilaç ve sağlık destek ürünleri önemli bir gelişim alanı olarak beklemektedir. Öte yandan ihtiyacın çok daha üstünde ve gerekli altyapı ve eğitim kadrosundan yoksun olarak açılan eczacılık fakültelerinin yapılacak değerlendirme çalışmalarının ardından ilaç AR-GE merkezlerine ve/veya temel eczacılık eğitiminin ötesinde biyoteknoloji, nanoteknoloji, farmakogenetik, geriyatri, pediyatri, psikiyatri, farmakoantropoloji, kalite uzmanlığı gibi yeni uzmanlaşma alanları ile ülkemizi güçlendirecek ileri eczacılık uygulamalarına ilişkin eğitim kurumları haline getirilmesi ‘sağlıklı gelecek’ hedefimize bir yatırım olarak değerlendirilebilir.
“49 BİNİ AŞKIN MESLEKTAŞIMIZIN SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIR OLDUĞUNU SAYGILARIMIZLA ARZ EDERİZ”
Hastaların bakım kalitesi ve güvenliğini sağlama, halk sağlığını iyileştirme, ilaçlara ve sağlık hizmetlerine erişimi garanti etme ve sağlık sistemlerinin gelecekteki sürdürülebilirliğine katkıda bulunma rolleri ile güçlenmiş ve hizmet ettikleri toplumu da güçlendiren bir eczacı iş gücü modelini açığa çıkartma hedefimizle söz konusu alanlarda yürütülecek her türlü çalışma için birliğimizin, bölge eczacı odalarımızın ve ülkemizde farklı uygulama alanlarında hizmet sunan 49 bini aşkın meslektaşımızın sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu saygılarımızla arz ederiz.”