REMZİ ÇAYIR: “FAİZ İNER ENFLASYON İNER DİYEN KİMDİ? HANİ BİR ERDOĞANİZM VARDI? TÜRK MİLLETİ SENİN DENEKLERİN DEĞİL, TÜRK YURDU DA SENİN LABORATUVARIN DEĞİL”

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “Hani faizi savunmak, Kuran’a karşı gelmekti, Allah’a karşı gelmekti. Niye yükseltiyorsunuz? Hani bundan 3-4 yıl önce, hatta 6 ay önce; faiz iner enflasyon iner diyen kimdi? Bunun tersini söyleyen Merkez Bankası başkanlarını gönderen kimdi? Ne oldu? Hani bir Erdoğanizm vardı? Senin, biz ayaklara yere basmayan teorilerinin denekleri olamayız. Türk milleti senin deneklerin değil, Türk yurdu da senin laboratuvarın değil” dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “Hani faizi savunmak, Kuran’a karşı gelmekti, Allah’a karşı gelmekti. Niye yükseltiyorsunuz? Hani bundan 3-4 yıl önce, hatta 6 ay önce; faiz iner enflasyon iner diyen kimdi? Bunun tersini söyleyen Merkez Bankası başkanlarını gönderen kimdi? Ne oldu? Hani bir Erdoğanizm vardı? Senin, biz ayaklara yere basmayan teorilerinin denekleri olamayız. Türk milleti senin deneklerin değil, Türk yurdu da senin laboratuvarın değil” dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, bugün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Çayır, şunları söyledi:

“MİLLET BİR ÇUKURUN İÇİNDE”

“İnsanlarımızı geçinememekte, yarına ait hayal kuramamakta. Siyaset, hayatımızı kolaylaştırmak, yaşanır kılmak için varken; siyaset, siyasetçiler ve bizi yönetenler hayatımızı karartmak, umudumu yok etmek için her yılı açıyorlar… Türkiye kötü yönetiliyor. Türkiye son yıllarda alabildiğine kötü yönetiliyor. Ortak akıl ile bilimle, fikirle ve gerçeklikle yönetilmiyor. Günübirlik kaygılar, kararlar, uygulamalar. Bir toplum üç yıl sonrasını, beş yıl sonrasını görerek hareket eder… Ömrümüz zamlarla geçti… 70’lerde aynı sözler, aynı bıkkınlıklar söz konusuydu. Yine enflasyon canavarı. Böyle bir dünya kurmuşlar. 80’de öyle, 90’da öyle. 2002’de… Hepimiz heyecanlandık. Aynı mahallenin çocukları değildik. Ama sonuçta ortak paydada; vatan ve din, millet sevdasında birbirimize benziyorduk. Dedik ki, başarılı olsunlar. Geldiler, doğru söylediler. Tespitler doğruydu… Türkiye yasaklar ülkesi yapılıyordu, yolsuzluk, hadsizlik, adaletsizlik diz boyuydu… Ne demişti o dönemin Başbakanı, ‘Bu araba saltanatı nedir, bu konut saltanatı nedir, rüşvet alabildiğine yaygınlaşmış.’ Bütün bunlar doğruydu. Sonra ne oldu? Döndü dolaştı, aynısını kendileri yapmaya başladı. İtiraz ettikleri ne varsa… Adalet herkese gerekli, adalet ayakta olursa millet ayakta kalır bir anlayış yerine; ben ayakta kalırsam, herkes ayakta kalır demeye başladı. Varsa yoksa iktidarı nasıl devam ettiririm, nasıl devletleşirim telaşına düştüler. Milletin problemlerini çözmek ile ilgili hiçbir kaygıları olmadı. Olsaydı, milletin problemlerinin önüne kendi problemlerini koymazdı. Önce ben dediler, benim iktidarım dediler. 22 yıllık iktidarın sonunda geldiğimiz yer, her anlamda gökyüzünü sadece gördüğümüz kapalı bir hapishane, çukur. Çukurun içindeyiz. Millet bir çukurun içinde.

“VATANI ARSALAŞTIRMANA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Ülkede değişim ve dönüşümü başaramayanlar hiçbir şey başaramazlar. Siyaset kurumu çözüm üretme merkezi olmak yerine, problemin temel kaynağı. Siyaset kurumunun öncelikle şeffaf, hizmet üreten bir kuruma dönüştürülmesi lazım. Bunun dışında her şey siyasette var… Eğer milletin arsasını milletin tarlasını satacaksanız, bunun yolu yöntemi var, kurallar var, hukuk var. Sana ne? Kupon arsaya niye karışıyorsun sen? Vatanı arsalaştırmana izin vermeyeceğiz.

Hani faizi savunmak, Kuran’a karşı gelmekti, Allah’a karşı gelmekti. Niye yükseltiyorsunuz? Hani bundan 3-4 yıl önce, hatta 6 ay önce; faiz iner enflasyon iner diyen kimdi? Bunun tersini söyleyen Merkez Bankası başkanlarını gönderen kimdi? Ne oldu? Hani bir Erdoğanizm vardı? Senin, biz ayaklara yere basmayan teorilerinin denekleri olamayız. Türk milleti senin deneklerin değil, Türk yurdu da senin laboratuvarın değil…

“EY ÜLKÜCÜLER SİZE SESLENİYORUM: NİYE İKTİDARIMIZI İSTEMİYORUZ?”

Geçmişte beraber yürüdüğümüz arkadaşlara seslenmek istiyorum. Ey ülkücüler, Türk milliyetçileri, vatanı sevenler, dine bağlı olanlar; size sesleniyorum: Niye iktidarımızı istemiyoruz? Milli Yol Partisi, yol açıyor. Kendi iktidarımız için milletten oy talep ediyoruz. Sizi de bu çizgiye, yanımıza çağırıyorum.

Millet gerçekten zorda. Alım gücü sıfıra doğru indi. 1 yıl önce 100 liranın bir değeri vardı. Ülke neredeyse yarıdan fazla fakirleşti. 2002’de bir asgari ücretli 7, 8, 9 çeyrek altın alabilirken, bugün üç… Sebebi; milleti yıllardır ırgat yapmak isteyen anlayışın ta kendisi. Artık yeter demek zorundayız. Yeter demenin yolu çalışmaktır. Doğrunuz var, millete söylememişsiniz.

Dün bir siyasi partinin genel başkanına dedim ki, sadakat sistemi nasıl oluştu biliyor musunuz? Süresiz siyaset sadakat sistemini getirir. Devam edebilmek için… 30, 40, 50 sene genel başkan oluyorlar. Türkiye bu kadar genci mi yok? Akıldan mı yoksun? Birikimli gençlerinden mi yoksun? Bir kişinin varlığı ile var olup, bir kişinin yokluğu ile yok olanın adına Türk milleti denir mi? Türk milletine hakarettir, hepimize hakarettir. İçinde bulunduğumuz ekonomik çöküşün sebebi, bu anlayışın ta kendisidir.

Para pul olmuş. Sizin ihraç ettiğiniz ürünler, ithal ürünlerinizi karşılayamaz vaziyette. Sen yurt dışına ham madde, hizmet almak zorundasın. Sınırları çizilmiş bir ekonomiden bahsetmiyoruz. Bu alışverişte sizin daha çok satıp, ülkeye daha çok para kazandıracaksınız ki, refah artsın.

Bir dönem Merkez Bankası’na başkan yetiştiremedik. Sebebi Cumhurbaşkanımız büyük düşünür olmasından kaynaklanıyor… İstanbul, Manhattan’dan pahalıymış diyor. Ey Cumhurbaşkanı ülkeyi yaşanmaz kıldın demiyor da… Ben ev bulamıyorum diyor, anamın yanına yerleştim diyor. Vay babam, vay. Duydun mu Sayın Cumhurbaşkanı. Seni suçluyor. Yönettiğin ülke pahalı, diyor. Atadığın Merkez Bankası Başkanı. Sesin çıkmıyor, sebebini de bilmiyorum.

İşçisi, memuru en az ücret alan ülke Türkiye. Ondan sonra da konuşuyor. Gittikçe ekili alanları kaybediyoruz. Bir tarafta ekili alanları terk ediyoruz, bir tarafta beyinleri kaybediyoruz. Yetişmiş çocuklar, Kanada’ya gidiyor, Avrupa’ya, Amerika’ya gidiyor… Bu, bir milletin, bir toplumun geleceğinin karartılması demektir. Ama onlar için bunların önemi yok. Dünya liderimiz iktidarda kalsın. Ben anlamıyorum bu masalları…Artık bizim bir an önce normalleşmemiz lazım…”

Gündem Haberleri