Gol atmayı bilmiyoruz!

“Gençlerle yeni bir oyun felsefesi kuracağım” diyor Mircea Lucescu…

Bosna Hersek karşısında oyunu gördük, ancak felsefeyi pek çözemedik. Genç dediğimiz oyuncuların tamamı takımlarında ilk 11’de oynuyor. Üstelik sahaya çıkan takımın 7’si Avrupa’nın çeşitli kulüplerinden çağrılmış…

Artık, günümüz futbolunda gençleşme modeli yerine performansı iyi olan her futbolcu “genç” sayılıyor. Üstelik Milli Takım düzeyinde olunca, oyuncu seçimi de bu yönde ağırlık kazanıyor…

İşin bu yönü tartışılır…

Romen teknik adamla bugüne kadar 14 maça çıktık. İnişli çıkışlı bir grafik ortada… Çokta başarılı olduğu söylenemez.

Pazar günü Rusya ile oynayacağımız UEFA Uluslar Ligi öncesi yapılan hazırlık maçı önemliydi. Elde ki oyuncuların durumunu görmek ve uygulanacak taktiği prova etmek için iyi bir fırsattı…

Lucescu, Rusya karşılaşmasının kadrosunu sahaya sürmek yerine, “gençleri görmek” istedi anlaşılan. Elbet bir bildiği vardır…

Bosna Hersek, fizik gücüyle oynayan yüksek toplarda etkili bir takım. Bize göre zayıf bir takım. Teknik becerisi üst düzey oyuncu sayımızı daha fazla. Tecrübe anlamında yine öndeyiz…

Üstelik kendi seyircimiz önünde oynuyoruz. Neresinden bakarsanız bakın avantajlıyız anlayacağınız…

Karşılaşmaya bakıldığın da oyun kontrolü Türkiye’nin elinde. İyi paslar yapıyoruz. Orta alanda bir tepkiyle karşılaşmayınca rahat oynuyoruz açıkçası…

Fakat, bir eksiklik söz konusu. Atakları bir türlü sonuçlandıramama gibi… İlk yarı rakip takım iki kez kalemize gelirken, çok sayıda atağımızın olduğu ortada. Atılan şutlar, karşı karşıya kaçırılan fırsatlar…

Karşılaşmanın tamamında senaryo değişmiyor. Bosna Hersek takım olarak sahasına kapanınca topla oynayan, atak yapan, fırsat bulan Milli oyuncularımız son vuruş bir türlü yapamadılar…

Zayıf bir takım karşısında sonuçlandırılamayan atakların nedeni, organizasyon eksikliğiydi. Dün oynanan maçın tek eksiği “felsefeydi” bizce. Romen teknik adam bu eksikliği yani felsefeyi nasıl oturtur bilemeyiz…

Ancak, telaşlı ve bir planı olmayan oyun çok amatörceydi. Belki “bu kadar üstün oynadık” daha ne yapsın diyenler olabilir…

Ancak, amaçsız takımların mücadelesi gibi bir maç izlediğimizi söylemeliyiz. Böylesine üst düzey takımların bir planı, taktiği, oyun anlayışı olmalı. “Haydi aslanlar bildiğiniz gibi oynayın” mantığı ile ancak bu kadar oynayabilirsiniz.

Beklerin ileri kaç kez çıktığı, kaç orta yaptığı istatistiklerle ortada. Savunma arkasına atılan top sayısı, savunma boşluklarına kaçışlar, şut kalitesi, bireysel becerisi yüksek oyuncuların performansı sorgulanmalı…

Çok zayıf bir takıma karşı gol atamadıysak, bunu tek başına beceriksizlik ve şansla açıklamak herhalde hayal satmak olur…

Dileriz, Rusya karşısında daha ciddi ve disiplinli bir taktiği olan oyun anlayışı ile mücadele ederiz. Elbette, Türkiye hak ettiği başarıyı yakalamak zorunda. Futbolcuları motive edecek ve onları bir taktiğin uygulayıcıları olarak hazırlamak şüphesiz teknik direktörün işi…

Bosna Hersek maçının son bölümünde ki istekli oyun, daha koordineli olabilirse gelecek adına umutlanmak mümkün…

Haberleri