Kategori: Asayiş

  • Marmara’da biriken enerji artıyor! Sona doğru gidiyoruz…

    Marmara’da biriken enerji artıyor! Sona doğru gidiyoruz…

    Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından, 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla Türkiye’de deprem riskleri konusunda farkındalık yaratmak, Türkiye’deki depremsellik hakkında bilgi paylaşmak ve Rasathane’nin yeni mobil uygulamasını tanıtmak amacıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Enstitü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Pınar ve

    BÜ KRDAE Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat katıldı.

    “TAHMİNİ DEPREM BÜYÜKLÜĞÜ 7 ÜZERİNDE”

    Toplantıda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, deprem tahminlerinin yapılabildiğini ancak zamanını söylemenin mümkün olmadığına dikkat çekti.

    Prof. Dr. Özener, “Marmara depremi için vakit geldi mi bilmiyoruz. Bir sona doğru gidiyoruz ama sonun ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Bir enerjinin biriktiğini biliyoruz, olabilecek potansiyel depremin de büyüklüğünü görüyoruz ama ne zaman açığa çıkacağını bilmiyoruz. Bugün, yarın, 6 ay sonra olacak demenin bir anlamı yok ama süre geçtikçe biriken enerji artıyor. Biriken enerji artıyor demek olası depremin büyüklüğünün artması demek. Marmara için tahminim 7’nin üzerinde olur. Bu konuda yapılmış çok bilimsel çalışma var. Farklı senaryolar da var. Benim içinde olduğum bir grubun yapmış olduğu bir çalışma 7.2 diyor” dedi.

    DEPREM SAYISINDAKİ ARTIŞ ALGI EŞİĞİMİZLE ALAKALI

    Geçmişe kıyasla bugün Marmara Denizi içindeki 0.2 büyüklüğündeki depremleri bile çözebildiklerini ifade eden Prof. Dr. Özener, “Bizim algı eşiğimiz daha iyi duymaya başladı. Deprem sayısındaki artışlara baktığımız zaman hem daha iyi duymaya başladık, daha iyi duyunca da olan 5’in üzerindeki büyük depremlerin de artçılarını da çok net kaydedebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

    DEPREM OLMADAN ERKEN UYARI MÜMKÜN DEĞİL

    Depremin olmadan bilinme şansının olmadığını söyleyen Prof. Dr. Özener, “Deprem olmadan bir şey bilme şansınız yok. Depremin P ve S dalgası var, deprem olduktan sonra depremi çözüp size ‘yıkıcı dalga geliyor’ diye bilgi veriyor. Deprem erken uyarısı demek olmadan bulmak değil” diye konuştu.

    7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLASILIĞI YÜZDE 64

    BÜ KRDAE Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat ise, istatistikler yaptıklarına dikkat çekerek, “Marmara’da 2030 yılına kadar 7 büyüklüğünde bir depremin olma olasılığı yüzde 64, 2050’ye kadar yüzde 75, 2090 kadar yüzde 95 olasılıklı. 2090’a kadar bu iş bitecek diyemeyiz. Böyle istatistikler var ancak bu hiçbir depremin önceden belirlenmesi değildir. Bu bize şunu veriyor ‘Marmara’da depremin tehlikesi belli, bu deprem olacak.’ Bizim yapmamız gereken toplum olarak deprem bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmemiz, dirençli bir toplum olabilmemiz ve depremin vereceği zararları en aza indirebilecek, riskleri azaltma çalışmaları yapmaktır” dedi.

    UYGULAMA İLE ÖNEMLİ BİLGİLER ULAŞACAK

    Türkiye’de gerçekleşen son deprem bilgilerine ulaşılabilen, deprem hissettiğinde kişinin bilgi girebileceği Rasathane Mobil Uygulamasının kullanmasıyla önemli bilgiler edinileceğini belirten Enstitü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Pınar, “Depremi hissettiğinizde uygulamaya dönüş yaparsanız rasathaneye kıymetli bilgi ulaşacak. Sizden gelen bilgiyi de ileriye dönük çalışmalar yaparak, özellikle deprem zararlarını azaltma konusunda önemli bir bilgi elimize ulaşmış olacak” dedi.

    “MARMARA’DA SENEDE 1-2 DEPREM ÇOK DEĞİL”

    Pınar, “Marmara Bölgesi’nde deprem etkinliği çok yüksek diyoruz ama neredeyse senede 1-2 4’ten büyük deprem aslında çok değil. Marmara’da senede 1-2 tane 4’ten büyük deprem çok değil. Marmara Denizi içinde deprem sayısının düşük olması iki türlü açıklanabilir. Biri gelen sismik enerjinin tamamı birikiyor olabilir. İkincisi de sismik enerjiyi depremlerle değil de akıp gidiyor olabilir, birikmiyor” ifadelerini kullandı.

  • Sedat Peker’in son halini oğlu paylaştı

    Sedat Peker’in son halini oğlu paylaştı

    Geride bıraktığımız senenin Mayıs ayında paylaşmaya başladığı videolarla gündem olan ve organize suç örgütü kurmakla suçlanan Sedat Peker, hayatına devam ettiği Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) talimatıyla 24 Kasım’dan beri herhangi bir tweet atmadı, 3 Temmuz’dan sonra da video yayınlamadı.

    Son olarak haftalar önce eşi Özge Peker’in bir paylaşımında görülen Sedat Peker’in son halini oğlu Celal Han Peker paylaştı. İkilinin birlikte göründüğü fotoğrafa Celal Han Peker, “Baba Komutan Lider Reis” notunu yazdı.

    Geride bıraktığımız hafta Interpol, Peker için 194 ülkede kırmızı bülten çıkardı. Bu gelişmenin ardından Adalet Bakanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Peker’in Türkiye’ye iadesi için geçici tutuklanmasını istedi.

  • Ukrayna’dan Haluk Levent’e özel teklif

    Ukrayna’dan Haluk Levent’e özel teklif

    Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği, sanatçı Haluk Levent’e Kırım Türkü sanatçısı Jamala ile ortak konser teklifinde bulundu.

    2016 yılında Eurovision şarkı yarışmasında birinci olan Kırım Türkü şarkıcısı Jamala, Ukrayna’dan gelerek Türkiye’ye sığınmıştı. Ukrayna Büyükelçiliği, Haluk Levent’e Jamala ile ortak konser teklifinde bulundu.

    Büyükelçiliğin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Eurovision 2016 birincisi Jamala, Rusya’nın sürdürdüğü savaştan dolayı iki çocuğuyla birlikte Türkiye’ye geldi. Ukrayna halkı için başlattığımız yardım kampanyamıza destek olmak adına bir konserde Jamala ile barış ve özgürlük şarkıları söylemek ister misiniz?” denildi.

  • Mahsur kalanları almak için gönderdiğimiz uçaklar Kiev’de mahsur kaldı

    Mahsur kalanları almak için gönderdiğimiz uçaklar Kiev’de mahsur kaldı

    Hürriyet yazarı Uğur Cebeci Ukrayna’ya gönderdiğimiz uçaklarla alakalı “Her biri ortalama 110 milyon Euro değerindeki uçakların zarar görmemesi için çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

    Cebeci, “2 uçağımız Kiev’de mahsur kaldı” başlıklı bugünkü köşe yazısında, Türk Hava Kuvvetleri’ne ait A400 M tipi stratejik nakliye uçaklarının, Kiev havalimanı pistleri bombalandığı için getirilemediğini söyledi. Cebeci şunları yazdı:

    “Rus işgalinin başlamasından birkaç saat önce Eskişehir’den havalanan iki A400M stratejik nakliye uçağı Türk vatandaşlarının tahliyesi için gönderilmişti. Uçaklar birbiri ardına Kiev havalimanına indikten kısa süre sonra Ruslar’ın bombardımanı başladı. Pistler ve taksi yollarının bombalanması sonucu havalimanı kullanılamaz hale geldi. Buna rağmen pistin az hasarlı bölgelerinden geçirilerek uçakların havalandırılması için çalışmalar yapıldı. Ancak bunun imkânsız olduğu görüldü. Yarı hazırlanmış toprak pistlerden bile kalkabilen Airbus’ın askeri kanadının imalatı olan A400M uçaklarının ekipleri de Ukrayna Büyükelçiliğimize sığındılar.

    TANESİ 110 MİLYON EURO

    Her biri ortalama 110 milyon Euro değerindeki uçakların zarar görmemesi için Dışişleri Bakanlığı, Rus Dışişleri bakanlığı ile görüşmeler yaptı. Uçakların ne zaman Türkiye’ye getirilebileceği bilinmiyor.

    Bu uçaklardan Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde mahsur kalanlarla birlikte 9 uçak bulunuyordu. Anlaşma gereği alacağımız 10’uncu uçak ise mart ayı ortalarında Airbus Askeri fabrikasının bulunduğu İspanya’nın Sevilla kentinden getirilecek.”

  • Montrö hükümleri uygulandı! Rus gemileri Boğazlara alınmadı

    Montrö hükümleri uygulandı! Rus gemileri Boğazlara alınmadı

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Habertürk TV’de katıldığı canlı yayında Rusya’nın dört savaş gemisi için Boğazlar’dan geçiş izni istediğini, fakat Türkiye’den gelen talep sonrası bildirimin geri çekildiğini açıkladı.

    Çavuşoğlu, “Dostane bir şekilde Rusya’ya ‘bu gemileri göndermeyin’ dedik. Rusya da bunun üzerine gemileri göndermekten vazgeçti” açıklamasında bulundu.

    Daha önce yaptığı ‘kıyıdaş olan, olmayan tüm savaş gemilerinin geçişini engelleyecekleri yönündeki açıklamasınının gündeme getirilmesi sonrası Çavuşoğlu, “Orada bir yanlış anlaşılma olmuş. Ayaküstü diplomasi muhabirleriyle sohbet ediyorduk. Biz Montrö Anlaşması’nı harfiyen, çifte standarda düşmeden, şeffaf biçimde uygulayacağımızı söyledik. Kıyıdaş olmayan ülkelerin Karadeniz’e geçireceği gemilerin Boğazlardan geçişleri, Karadeniz’de kalma sürecini, toplam tonajını Montrö düzenliyor. Hiç merak etmeyin uygulayacağız diyorduk. Şimdi savaş durumu var. Bir savaş olduğuna göre bu sebep savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili Montrö’nün 19. maddesini uygulamak durumundayız” ifadelerini kullandı

    Çavuşoğlu, Rusya’nın Boğazlar’dan geçiş isteği ile alakalı yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “GEMİLERİ GÖNDERMEYİN DEDİK”

    “Genel hükme istisna getiren paragraf da var, ona da uymak durumundayız. Bunu Ruslara da söyledik, diğer ülkelere de söyledik. 19. madde nedir? Şu anda savaş var, iki tarafı var. Rusya’nın savaş gemisinin fazla olması var. 19. madde savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin savaş gemilerinin boğazdan geçişinin engellenmesi. Şöyle bir istisna var. Eğer o savaş gemisi Karadeniz’de kendi üssüne, savaş öncesinde kayıtlı olan üssüne ya da bağlama limanına, daha çok sivil gemiler için kullanılıyor, döneceğini söylerse o zaman o savaş geminin geçişini engelleyemiyoruz. Çünkü üssüne dönecek. En son Rusların 27-28 Şubat’ta 4 gemisinin geleceğini söylemişti. Bunlardan 3 tanesi Karadeniz’de üslere kayıtlı değildir. Biz ‘Bu gemileri göndermeyin’ dedik. Rusya da bunun üzerine gemileri göndermekten vazgeçti. Montrö’ye taraf olan ülkelere bildirdik. Resmi şekilde bildirdik.

    Dostane bir şekilde Rusya’ya bu gemileri göndermeyin dedik. O zaman savaş olup olmama kararı yoktu. Burada Rusya veya diğerleri alınganlık göstermesin. Montrö geçerli olduğu sürece biz bunu uygulayacağız. Bu dört gemiden üç tanesinin savaş durumunda geçiş hakkı yoktu. Bizdeki bilgiye göre Karadeniz’deki üslere kayıtlı gemiler değildi. Böyle bir durumda gelseydi 1 tanesi geçebilirdi, 3 tanesi geçemezdi.”

  • Amerikan kanalından skandal İstanbul haritası hakkında açıklama! İstanbul’u Yunan toprağı olarak göstermişti

    Amerikan kanalından skandal İstanbul haritası hakkında açıklama! İstanbul’u Yunan toprağı olarak göstermişti

    İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; Fahrettin Altun, CBS News’in Rus savaş gemilerinin boğazlardan geçişine dair haberinde İstanbul’u Yunanistan toprağı gibi göstererek dezenformasyon faaliyetinde bulunması üzerine uyarı mektubu göndererek, bu yanlışın ivedi düzeltilmesini ve gerekli izahatın yapılmasını istedi.

    Bunun üzerine kanal yönetiminden özür yazısı geldi. CBS News kanal yönetimi, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin haberde gösterilen haritadaki Türkiye ve İstanbul’a ilişkin yanlış nedeniyle özür diledi.

    Kanal yönetiminin özür yazısında, “İstanbul’u Türkiye’nin değil, yanlış bir şekilde Yunanistan’ın parçası olarak gösteren bu grafik, yapılan hatanın dikkatimize getirildiği anda düzeltilmiştir. Tüm haberlerimizde doğruluk ilkesine bağlı kalıyoruz ve gelecekte böyle bir hatanın tekrarlanmaması için yayın süreçlerimizi tekrar gözden geçireceğiz. Bize ulaştığınız ve CBS News adına sizden özür dileme imkanı verdiğiniz için teşekkür ederim” denildi.

  • Ukrayna’da Türk gazetecilere ateş açıldı

    Ukrayna’da Türk gazetecilere ateş açıldı

    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları devam ederken, gazeteciler de bölgede yaşananları ve saldırı sonrasını görüntülemeye devam ediyor. Başkent Kiev’de daha önce saldırıya uğrayan bir askeri üssün çevresinde çekim yapan TGRT Dış Haberler Müdürü Tuna Öztunç ve ekibine ateş edildi. Öztunç tarafından çekilen görüntülerde silah sesleri duyuluyor.

  • 6 Ayda 8 ferdi koronavirüsten ölen aileye genetik tarama! 14 kişi daha risk altında

    6 Ayda 8 ferdi koronavirüsten ölen aileye genetik tarama! 14 kişi daha risk altında

    İstanbul’da yaşayan Muhammet Genç ve oğlu Burak Genç, rahatsızlanınca yakınları tarafından hastaneye götürüldü. Burada baba ve oğlunun yapılan Covid-19 testleri pozitif çıktı. Tedaviye alındıktan sonra 6 Kasım 2020’de önce Burak, 1 hafta sonra da babası Muhammet Genç hayatını kaybetti. Aileden Bünyamin Genç 1 Aralık’ta,

    İbrahim Genç 4 Aralık’ta, Ali Genç ise 11 Aralık’ta yaşamını yitirdi. Ali Genç’in tedavi gören kardeşleri Fatma Duman 18 Aralık’ta, Aysel Peçe de 21 Şubat 2021’de hayatını kaybetti. En son Ahmet Genç (de 13 Nisan’da hayatını kaybetti. Muhammet, İbrahim ve Ahmet Genç’in kardeş oldukları belirtildi.

    Diğerlerinin ise Muhammet Genç’in oğlu Burak Genç, kayınbiraderi Ali Genç, Ali Genç’in oğlu Bünyamin ile kız kardeşleri Fatma Duman ve Aysel Peçe olduğu öğrenildi.

    9 KİŞİ ÖLDÜ

    6 ayda 8 ferdini yitiren, yaşadıkları korku nedeniyle 10 yeni mezar yeri daha hazırlayan ailenin aşı önceliği çağrısına cevap verildi. Geçen yıl Haziran ayında İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerince ailenin 25 üyesi aşılandı.

    GENETİK ARAŞTIRMA

    Koronavirüs nedeniyle 9 ferdini kaybeden Genç ailesinin genlerinin araştırılması çağrıları üzerine devreye giren Sağlık Bakanlığı, genetik araştırma başlattı.
    Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şenol Çitli ve ekibi, genetik tarama testi için temasa geçilen aile fertleri ile görüştü.

    Araştırmalarda, ailede çeşitli kronik rahatsızlıkları olan, bazı semptomlar görülen 14 ‘riskli birey’ tespit edildi. Takibe alınan kişilerden çeşitli numunelerin laboratuvarda incelenmesiyle yapılacak genetik analiz sonucu koronavirüs ölümlerine yol açan etkenler araştırılacak.

  • Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın işçilere ‘nankör’ dedi

    Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın işçilere ‘nankör’ dedi

    Yemeksepeti’nin kurucusu ve eski CEO’su Nevzat Aydın’ın, düğünü için 5 milyon dolar bütçe ayırıp Maldivler’de ada kapatıp, arkadaşlarını özel uçakla adaya götürdüğü ile alakalı iddialar sosyal medyada gündem oldu. Şirketin kurucusu Aydın, kendisine düğünüyle ilgili yapılan eleştirilere sosyal medya hesabından Yemeksepeti işçilerinin haklarını aramasına gönderme yaparak cevap verdi.

    Takvim’in haberine göre, Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın, ikinci evliliği için 5 milyon dolar bütçe ayırıp Maldivler’de ada kapattı. 150 arkadaşını özel uçakla adaya götürdü. İddiaların sonrasında Twitter’dan açıklama yapan Nevzat Aydın, “Kopan yaygaranın sebebi; benim 3 yıl önce ‘kuryeler de bunu hak ediyor’ diyip ‘onları da tıpkı hepimizin olduğu gibi kendi bordromuza alalım’ diye ısrar etmemdir” ifadelerini kullandı.

    Aydın’ın açıklamaları şu şekilde:

    “7 SENE ÖNCE SATTIM”

    “Benim hakkımda ne yazık ki gereksizce biraz fazla atıp tutuluyor son zamanlarda. Ben Yemeksepeti’ni 7 sene önce sattım ve epey bir zaman önce de yönetimini de bıraktım. Lütfen bu konuda bilinçli bir şekilde eleştirin veya tweet atın arkadaşlar.

    Yönetim kurulu Delivery Hero’da aktif bir görev değildir. Yakın bir zamanda o da düşecek zaten. Bu arada iyi ki Mert işin başında; bana kalsaydı ilk işim, o işi yavaşlatan nankörlerin tamamını göndermek olurdu.

    Kopan yaygaranın sebebi ise; benim 3 yıl önce ‘kuryeler de bunu hak ediyor’ diyip ‘onları da tıpkı hepimizin olduğu gibi kendi bordromuza alalım’ diye ısrar etmemdir. Taşeron olarak hiçbir ekstra imkanları – mesela özel sağlık sigortası – olmadan çalıştırsak sorun yoktu.

    Bu bu konudaki son tweetimdi. İsteyen istediğine inanır.”

    CÜNEYT ÖZDEMİR TEPKİ GÖSTERDİ

    Gazeteci Cüneyt Özdemir, Twitter sayfasından Nevzat Aydın’ın Yemeksepeti direnişindeki işçilere ‘nankör’ demesine tepki gösterip şunları söyledi:

    “Yemek Sepeti’nde yeni bir seviye ‘nankörler’!! (Ah benim kurye kardeşim sen misin hakkını savunan?) Bu nankörler olmasa Nevzat kardeşiniz Maldivler’de ada kapatıp party yapardı. Ahh pardon o yeni yapıldı değil mi!!!”

    Nevzat Aydın, Özdemir’e şu sözlerle cevap verdi:

    “Yine her zaman olduğu gibi hiç anlamadığınız konularda popülizm yapıyorsunuz. Ben son kuruşuna kadar vergisini verdiğim helal para ile istediğimi yaparım. Kimsenin de sırtından para kazanmadım hayatım boyunca. Yazık.”

  • Halkı böyle zehirlemişler! Tarım ve Orman Bakanlığı 559 hileli ürünleri tek tek sıraladı

    Halkı böyle zehirlemişler! Tarım ve Orman Bakanlığı 559 hileli ürünleri tek tek sıraladı

    Hileli ürünler listesi olarak da bilinen liste, Bakanlık tarafından duyuruldu. Bakanlık, cezai yaptırım uygulandığını belirtirken firma firma hileli ürünleri paylaştı. Bazı et ve et ürünlerinde tek tırnaklı eti kullanıldığı tespit edilirken bazılarında domuz eti kullanıldığı belirlendi.

    Tarım ve Orman Bakanlığı, belirli aralıklarla duyurduğu hileli ürünler listesini açıkladı. Bakanlığın son dakika açıklamasında, vatandaşın sağlığı ile oynayan firmalar ifşa edilirken hileli ürünler tek tek açıklandı. Gıda boyasından sildenafil etken maddesine kadar çeşitli yöntemlerle gıdada tağşiş ve hile yapıldığı tespit edilirken kimi et ve et ürünlerinde domuz, tek tırnaklı eti kullanıldığı belirlendi. İşte, hileli ürünler listesi…