Kategori: Asayiş

  • Yunanistan’ın hava sahasına sokmadığı Rus uçağı İstanbul’da kaldı

    Yunanistan’ın hava sahasına sokmadığı Rus uçağı İstanbul’da kaldı

    Yunan hava sahasına kabul edilmediği için İstanbul Havalimanı’na iniş yapmak zorunda kalan Rus yolcu uçağının bekleyişi sürüyor. Aeroflot Havayolları’na ait yolcu uçağının bu gece Rusya’ya gitmek üzere yeniden havalanması bekleniyor.

    Rusya’nın Ukrayna harekatı sonrası Avrupa Birliği (AB) yeni bir yaptırım kararı daha alarak, Avrupa hava sahasını Rus uçaklarına kapatmıştı. Kararın ardından Aeroflot Havayollarının Moskova- Verona seferini gerçekleştiren SU 7236 sefer sayılı yolcu uçağı, Yunan hava sahasına girişine izin verilmemesi üzerine İstanbul Havalimanı’na inmişti. Dün akşam saat 21.00 sıralarında iniş yapan uçak aprondaki açık park pozisyonuna yanaştırılarak beklemeye başladı. Yakıt ikmali yapılan uçağın bu gece saatlerinde Rusya’ya gitmek üzere yeniden havalanması bekleniyor.

  • 21 yıllık ŞOK gazetesi maliyetlere dayanamayarak kapandı

    21 yıllık ŞOK gazetesi maliyetlere dayanamayarak kapandı

    ŞOK gazetesi 21 senelik basılı yayın yaşantısına, yüksek maliyetler sebebiyle son verdiğini duyurdu.

    Gazetenin dünkü sayısında ‘Veda ve teşekkür’ başlığıyla paylaşılan haberde, “21 yıl boyunca halkı tutan korkusuz ve cesur haberleriyle yayın yapan ŞOK Gazetesi, yarından itibaren yayın hayatına son veriyor. Bundan böyle www.sokgazetesi.com.tr’de birlikteyiz. Teveccühünüz için sonsuz teşekkürler…” denildi.

    Gazeteci Tevfik Yener, ŞOK’un vedasından bugünkü köşe yazısında bahsetti. Yener “Ne yazık ki gazeteler çağımızın utancı olarak teker teker ölmekte… Onlar da sevilir, hergün aranırdı” dedi.

    ŞOK gazetesi, 9 Ocak 2002 tarihinde Dinç Bilgin tarafından kuruldu. Ardından Sabah gazetesi ile beraber Turgay Ciner tarafından satın alınan gazete, 4 Nisan 2004’te ise ABC Medya’ya satıldı.

  • Bakan Akar hem Montrö Sözleşmesi hem de Yunanistan hakkında konuştu

    Bakan Akar hem Montrö Sözleşmesi hem de Yunanistan hakkında konuştu

    Bakan Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Akar, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısına ilişkin, iki ülkenin de Türkiye ile denizden komşu olduğuna dikkati çekti. Arzu edilmeyen olayların yaşandığını vurgulayan Akar, “Gelişmeleri üzüntü ve endişeyle takip ediyoruz. Yaşanan ölümler bizleri üzüyor. Ukrayna ve Rusya ile bizim son derece olumlu ilişkilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımız ilişkilerimizin çerçevesini net şekilde çizdi, bunları tanımladı. Gelinen noktada gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Mazisi şan ve şerefle dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dış politikasını ilkelerle yürütmeye devam ediyor. Tüm tarihimiz boyunca olduğu gibi bugün de komşularımız başta olmak üzere tüm ülkelerin egemenlik haklarına, sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygılıyız, saygılı olmaya devam ediyoruz. Bu ilkeden hareketle Ukrayna için de aynısını söylüyoruz. Temennimiz bir an önce barışçıl, diplomatik yollarla birtakım çözümlerin bulunmasıdır” dedi.

    MONTRÖ UZUN SENELERDİR DEVAM ETTİ VURGUSU

    Rusya’nın Ukrayna’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne yapılan bu harekatı kabul etmelerinin mümkün olmadığı savunan Akar, “Bunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylüyor ve görüyoruz. Başta insani yardım olmak üzere buradaki insani dramın son bulması için bize düşen ne varsa bugüne kadar yaptık, aynı şekilde yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan insani yardım diğer yandan da diplomatik, siyasi, uluslararası anlamda barışçıl yol ve yöntemleri destekleyici her türlü katkıyı sağlıyoruz. Yıllardan beri gayet başarılı şekilde Montrö statüsü devam etti. Söz konusu sözleşme bütün kıyıdaş ülkelere yararlı olmakla birlikte diğer ülkelerin giriş-çıkışlarını da düzenlemiş vaziyette. Herhangi bir şekilde Montrö’nün aşındırılması, statükonun bozulması kimseye yarar sağlamaz. Montrö’nün korunmasında fayda görüyoruz. Bu çerçevede çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bütün tarafların Montrö ve Montrö’nün getirdiği kurallara uymasının yararlı olduğunu değerlendiriyoruz. Dileğimiz bir an önce barışçıl yöntemler ve diplomatik yollarla bu sorunların çözülmesi ve bölgede sulhun, sükunun yeniden hakim olmasıdır. Bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.

    MONTRÖ SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULAMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

    Bakan Akar, Karadeniz’in bir rekabet alanına dönüşmemesi için gayret gösterdiklerini söyleyerek, “Karadeniz’e en uzun kıyısı olan ülke olarak bu anlayışı bir ilke şeklinde muhafaza ettik. Tüm görüşmelerimizde Türkiye olarak Karadeniz’deki barışın, huzurun, güvenli ortamın devam etmesi için gayret gösterdik. Türkiye olarak bugüne kadar tüm meselelere bu çerçevede baktık. Bu olayda da aynı şekilde bakıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19, 20, 21’inci maddelerinin uygulamasını sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    İki ülke arasındaki gerilimin geleceğine ilişkin görüşlerine de değinen Akar, “Geleceğe dönük tahminleri bir tarafa bırakıp somut verilere göre değerlendirme yapmak gerekir. Olayların başında askeri hareketlilik, yığınaklar oldu. Sonrasında askeri hareket başladı. Şimdi görüşmeler oluyor. Bu krizin diplomatik, barışçıl yol ve yöntemlerle bir an önce bitirilmesi ve bölge halklarının güven ve rahat içinde yaşaması için çalışıyoruz” dedi.

    YUNANİSTAN GÖRÜŞMEDEN KAÇIYOR

    Bakan Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki faaliyetlerini başarıyla yerine getirmeye devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Biz daima iyi niyetli, görüşmeden, diyalogdan, barışçıl yol ve yöntemlerden yana olmamıza rağmen özellikle komşumuz Yunanistan ve özellikle bazı siyasileri, bilinçli ve saldırgan bir şekilde olayları ve gerçekleri çarpıtmak suretiyle gerginliği tırmandırıcı eylem ve söylemlerle Türkiye karşıtı söylemlerini sürdürüyor. Gözleri kararmış şekilde saldırgan tavırlarını öylece sürdürüyorlar ki Ukrayna olaylarını dahi Türkiye’ye karşı bir saldırı unsuru olarak kullanmaya çalışıyorlar. Bu gidişin iyi olmadığını iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, NATO ittifakı içinde yaptığımız iyi niyetli çağrılara karşı yapılanların son derece yanlış olduğunu herkes görüyor. Biz ısrarla ve inatla ilkeli tutumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Diyalogdan, görüşmeden kaçan Yunanistan’ı her fırsatta tekrar diyaloğa, masaya çağırıyoruz. Güven Artırıcı Önlemler toplantısının 4’üncüsü için Yunanistan Savunma Bakanlığı heyetini Ankara’ya beklediğimizi de bir kez daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Türk vatandaşları sınırda mahsur kaldı

    Türk vatandaşları sınırda mahsur kaldı

    Rus işgal harekatı sonrasında Ukrayna’da mahsur kalan ve ülkeyi terk etmeye çalışan Türk vatandaşlarının Ukrayna’ya komşu ülkelerden Polonya’ya tahliyesi sürüyor.

    Tahliyeler kapsamında yola çıkan Türk kafileleri ise Ukrayna-Polonya sınırında zor anlar yaşarken, Polonya’ya doğru 25 Şubat günü yolculuğa başlayan bir grup vatandaşımız, 28 Şubat günü sabaha karşı saat 3 sularında Polonya’ya giriş yaptı.

    Sonrasında Türk kafilesi, Polonya’nın başkenti Varşova’da Polonya Türk İş Adamları Derneği (POTİAD) tarafından tahliye merkezi olarak tahsis edilen otele yerel saatle 11.00 sularında ulaştı. Kafilede yer alan ve kafilenin sınır kapısında yaşadığı sıkıntıların sosyal medya üzerinden duyulmasını sağlayan Metecan Çarklı ve Umut Kanber, Ukrayna’dan Polonya’ya sınır geçiş sürecini anlattı. Ukrayna’dan Polonya’ya geçişte yaşadıkları olayları ve Ukrayna güvenlik güçlerinin göstermiş olduğu tepkilere ilişkin açıklamada bulunan Çarklı, “Biz 25 Şubat Cuma günü saat öğlen 2 itibariyle kendi imkanlarımızla Lviv’den yola çıktık. İki otobüs yaklaşık 80 kişi kadar. Bunun üzerine Lviv’den yaklaşık 80 kilometre mesafedeki bu Medyka sınır kapısına ulaştık. Ama Medyka sınır kapısına ulaşmadan önce yaklaşık yani bu sınır kapısından yaklaşık 4,5-5 kilometre öncesinde Ukrayna askerinin kontrol noktasında durdurulduk.
    Otobüsümüzün daha fazla ileri gitmesine izin verilmedi. Orada indirildik, yaya olarak devam etmemiz söylendi. Geceyi burada geçirdik, yaklaşık 10 saatten fazla süre burada geceyi ayakta, aç ve susuz halde geçirdik. Ukrayna askeri hiçbir şekilde buradan sınır kapısına geçmemize izin vermedi. Geceyi burada geçirdikten sonra bir şekilde askerin de artık gösterdiği müsamaha sonrasında kontrol noktasından geçtikten sonra sınır kapısına 4,5 kilometre olan mesafeyi yaya olarak 80 kişi bavullarla beraber yürüdük, sınır noktasına ulaştık. Sınır noktasına ulaştıktan sonra bize verilen bilgi önce Polonya’nın bizi almadığına dairdi. Fakat biz daha sonra öğrendik ki, bizim geçemememizin asıl nedeni Ukrayna tarafının bizi Polonya sınırına geçirmemesiymiş. Ukrayna askeri hiçbir şekilde bizim Polonya sınırına geçmemize izin vermedi” ifadelerini kullandı.

    SESLERİNİ SOSYAL MEDYADAN DUYURDULAR

    Sınır bölgesinde zor şartlar altında kaldıklarını ve sığınmak için ev dahi bulmakta sıkıntı çektiklerini belirten Çarklı, sınırda kaldıkları sürecin nasıl ilerlediğini ve sınırdan geçiş anlarını da açıkladı. Çarklı, “Zordu, zor bela ve para karşılığı bunun adına rüşvet mi dersiniz, ne dersiniz bilmiyorum ama para karşılığı bir sığınabileceğimiz bir binaya kendimizi atabildik. 48 saatten fazla süreyi burada geçirdik ve bu binada hiçbir şekilde ısıtma yoktu, su yoktu, tuvalet ihtiyacımızı bu binanın bitişiğindeki farklı bir binada karşılıyorduk ve tuvaletten bile para aldılar bizden. Sığındığımız binanın içerisinde sadece sabah ve akşam olmak üzere iki öğün yemek veren bir aile işletmesi gibi yemek veren bir işletme vardı. Bizden buradan da para talep edildi. Bunun ardından ikinci günün bitmesi ve üçüncü günün başlamasıyla sesimizi sosyal medya veya medya kuruluşları üzerinden duyurma ihtiyacı duyarak, artık bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. Bunun üzerine başta sosyal medya olmak üzere tüm ekip olarak kişisel çabalarımızla sesimizi duyurmaya çalıştık ve karşılığında bazı medya kuruluşlarından geri dönüşler aldık. Bizim kendi kişisel çevremizden başka bizim orada ne yaşadığımızı bilen başka kimse yoktu”

    “STRESLİ GÜNLER YAŞADIK”

    “Medya kuruluşları sayesinde, bu çabamız sayesinde birazcık sesimiz duyulmaya başlandı ve çok da fazla zaman geçmeden, o bahsettiğim günün gece saatlerinde bir haber geldi. Ukrayna askerinin, sadece bizim ekibimiz için bir geçiş izni oluşturacağına dair bir bilgi aldık. Toparlandık ve geçişimiz sağlandı. Ama bu süre zarfında Ukrayna’nın, Ukrayna askerinin veya Ukrayna devletinin neden böyle bir muamele yaptığını hala bilmiyoruz. Çünkü biz Ukrayna’da kaçak insanlar değildik, biz Ukrayna hükümetinin de onayıyla çalışma izni ve oturum izni olan insanlardık. Geçişten sonra Polonya’nın bize yaptığı muamele kolay ve insancıl gözüküyordu. Çünkü Ukrayna’dan geçtikten sonra Polonya tarafında hiçbir şekilde sıkıntı yaşamadık. Zordu, atlattık, emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Gergin ve stresli günler yaşadık. Şu an Varşova’dayız, otelimizdeyiz. Umarız en kısa zamanda ülkeye döneceğiz” dedi.

    POLONYA’YA GEÇİŞE İZİN VERMEDİLER

    Polonya-Ukrayna sınır kapsısında mahsur kaldıkları süreç içinde yetkililerden yardım istemek ve seslerini duyurmak amacıyla Çarklı, yaşadıkları anları kayda alarak bu görüntüleri sosyal medya üzerinden paylaştıklarını ifade etti. Yardım istediği görüntüler de ise Çarklı, “Şu anda Ukrayna-Polonya sınır kapısındayız. Lviv’e yaklaşık 80 kilometre mesafedeki Medyka sınır kapısındayız. Dün itibariyle buradaydık. Ukrayna vatandaşları dışında kimsenin, hangi milletten olursa olsun, yaya olarak Polonya tarafına geçmesine izin vermiyorlar. Bu nedenle yaklaşık 24 saattir burada Medyka sınır kapısında mahsur durumdayız. Şurada görmüş olduğunuz yeşil binada geceyi geçirdik, ısıtma yok, su yok. Ayrı bir tarafta tuvalet imkanı var ama tuvaletten bile para alıyorlar, tuvaletler çok kötü. Bu binanın içerisinde bir mutfak alanı var ama mutfak da bir işletme gibi kullanılıyor. Hani para karşılığı sadece hizmet veren bir yer. Burada yaklaşık 70 kişiyiz, 70 Türk’üz, dün gece itibariyle 7 kişiyi tahliye edebildik. Bazı diplomatik imkanlar dahilinde ama bu 7 kişiyi tahliye ederken çok zorluk çektik. Ukrayna askeri tarafından araba içine silah doğrultmaya kadar giden bazı olaylar yaşandı. Hatta ilk grup bu sebep nedeniyle geri döndü. Bir mutfak, para karşılığı kahvaltı gibi imkanlar sunabiliyor ama çok komik şeyler yiyoruz. Bir bu kadar insan da dışarda var. Bunların hepsi Türk değil tabii ki, farklı milletten de insanlar var. Bu şekilde Medyka sınır kapısında yardım bekliyoruz. Açız, yorgunuz, psikolojik olarak tükenmiş durumdayız. Umutlanmak istiyoruz. Somut adımlar, bize bilgi verilmesi, bir gelişme. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz dört bir koldan. Umarım en kısa zamanda güvenle Türkiye’ye döneriz. Buradaki tek amacımız Polonya sınırına geçip Varşova’ya ulaşmak çünkü Türkiye’ye en kolay dönebilme imkanımız Varşova havalimanından olabilecek ilk uçuşu yakalamak ama Polonya sınırına geçemediğimiz için kitlenmiş durumdayız. Durum bundan ibaret, 24 saattir buradayız 48 saattir yoldayız. 25 Şubat öğlen saatlerinde Lviv’den yola çıktık” ifadelerini kaydetmişti.

  • ABD’den Montrö Sözleşmesi açıklaması

    ABD’den Montrö Sözleşmesi açıklaması

    ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı hakkında ve yaşanan kriz sürecinde boğazların kontrolüne ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Kirby yaptığı açıklamada, kriz karşısında Boğazların nasıl kontrol edileceği sorusuna, Montrö’nün uygulanmasında Türkiye’nin karar sahibi olduğuna dikkat çekti. Kirby, “Montrö’yü nasıl uygulayacağına Türkiye karar verecektir. Bu onların konuşacağı bir meseledir, fakat Rusya’nın hala Karadeniz’e iniş yapan savaş gemilerinin olduğunu biliyoruz. Karadeniz hakkında konuşmak için son bir güncelleme veremeyeceğim fakat açıkça biliyoruz ki Rusya’nın fırsatını bulursa hala geri gelme yeteneği var” ifadelerini kullandı.

    ABD’nin, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmaları önlemek için her iki ülke arasında bir tür potansiyel seçenekler bulmaya çalıştığını belirten Kirby, Rusya’nın bununla ilgileneceğinden emin olmadığının altını çizdi. Kirby yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturmayacağını kaydederek, “NATO’nun her karışını koruyacağız. Bu hava sahalarını da kapsıyor” dedi.

    BAŞKENTE HAREKET EDİYORLAR

    ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Kirby, Rus güçlerinin Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaklaşmaya çalıştığını, fakat şu anda Kiev’in dışında olduklarını belirtti. Kirby, “Rus kuvvetlerinin ilerlediğini veya Kiev’e karadan hareket edebilmek için yaklaşmaya çalıştıklarını açıkça görüyoruz. Hala kent merkezinin dışında olduklarını değerlendiriyoruz fakat bildiğimiz şey, açıkça Kiev ile ilgili niyetlerinin olduğu ve başkentte hareket etmeye devam etme isteklerinin olduğudur” ifadelerini kaydetti. Ukraynalıların Kiev çevresinde oldukça etkili bir şekilde direndiklerini aktaran Kirby, “Ukraynalılar Putin’in yapabilecekleri karşısında sert ve kararlı bir direnişle ülkeleri için savaşıyorlar. Rusların daha güneye hareket etmesini zorlaştırdılar” şeklinde konuştu.

  • Resmi Gazete’de yayımlandı! Zeytinlik alanlar madenciliğe açıldı

    Resmi Gazete’de yayımlandı! Zeytinlik alanlar madenciliğe açıldı

    Türkiye kurulu gücün yarısını kullanabilirken, “elektrik ihtiyacının karşılanması” sebebiyle zeytinliklerin maden sahasına dönüştürülmesinin önü açıldı.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın maden yönetmeliğine yönelik madde ekleyen yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Tapuda zeytinlik olarak geçen yerlerde ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan madencilik faaliyetlerine izin verilebilecek.

    FAALİYET BİTİMİNDE REHABİLİTE EDİLECEK

    Buna göre, ülkenin elektrik ihtiyacını gidermek için yapılan madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak geçen yerlere denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yapılmasının mümkün olmaması halinde, bu faaliyetlerin bitiminde sahanın rehabilite edilerek eski şekline getirileceğinin taahhüt edilmesi koşuluyla zeytin sahasının madencilik faaliyeti yapılacak bölümünün taşınmasına izin verilebilecek.

    Bu çerçevede, sahada madencilik faaliyetleri yapılmasına ve bu faaliyetler ile alakalı geçici tesisler yapılmasına kamu yararı dikkate alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından izin verilebilecek.

    Verilecek izinler için madencilik faaliyeti yapacak kişinin madencilik faaliyetleri sonunda sahayı rehabilite edip eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uygun görülecek bölgede dikim normlarına uygun, faaliyet yapılacak saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi mecburi olacak.

    Zeytin sahasının taşınması ile alakalı bütün masraf ve taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi doğrultusunda lehine karar verilen kişi sorumlu olacak.

  • Hakkari’den şehit haberi geldi

    Hakkari’den şehit haberi geldi

    Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Narlı köyü Kasran Harabeleri Taşlık mevkiinde yapılan ‘Şehit Komando Çavuş Ersin Selimoğlu ErenKış-25 Operasyonu’nda arazi arama tarama faaliyeti sırasında Jandarma Uzman Çavuş Mürsel Sunal şehit düştü.

    Şehit uzman çavuş için Hakkari Fatih Jandarma Kışlası’nda tören yapıldı.

    Törene Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, vali yardımcıları, Cumhuriyet Başsavcısı Bayram Ögrenci, Adalet Komisyonu Başkanı Cenk Özbaş, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ahmet Kavukçu, Dağ Komando Tugay Komutan Vekili Piyade Albay Metin Kahraman, İl Emniyet Müdürü Salavat Mete Pınar, kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri, polis ve askerler katıldı.

    NAAŞI VAN’A GÖNDERİLDİ

    Sunal’ın Türk bayrağına sarılan tabutunun cenaze aracıyla tören alanına getirilmesinin sonrasında bir dakikalık saygı duruşu yapılarak, şehidin özgeçmişi okundu. Okunan duaların sonrasında şehit Sunal’ın naaşı, helikopterle memleketi Van’ın Gevaş ilçesine gönderildi. Şehidin yarın Van’da yapılacak törenin sonrasında toprağa verileceği belirtildi.

    Öte taraftan Hakkari Valiliği’nin Twitter sayfasından paylaşılan açıklamada, “Çukurca Jandarma Tabur Komutanlığı emrinde görevli iken düzenlenen operasyonda kazara silahla ateş edilmesi sonucu şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Mürsel Sunal ilimizde düzenlenen törenle memleketine uğurlandı” ifadeleri kullanıldı.

  • Alkışlanacak hareket! Atatürk heykeline saldırmışlardı! Samsunlu vatandaşlar nöbette

    Alkışlanacak hareket! Atatürk heykeline saldırmışlardı! Samsunlu vatandaşlar nöbette

    Atatürk Parkı’nda yer alan anıt önü ve çevresinde toplanan sivil toplum kuruluşu üyeleri ile vatandaşlar, bekleyişini sürdürüyor.

    BELEDİYELER KANDİL SİMİDİ DAĞITTI

    İlkadım ve Atakum belediyeleri de çadır kurarak, buradaki vatandaşlara çay ve Regaip Kandili dolayısıyla kandil simidi ikramında bulunuyor.

    SABAHA KADAR NÖBET TUTACAKLAR

    Meşale yakan vatandaşlar, zaman zaman İstiklal Marşı, İzmir Marşı ve Onuncu Yıl Marşı’nı okuyor. Emniyet güçlerinin önlem aldığı bölgede vatandaşların sabaha kadar nöbet tutmaya devam edeceklerini belirtildi.

  • Türkiye ve Ermenistan arasında yeni dönem başladı! Uçuşlar yeniden başladı

    Türkiye ve Ermenistan arasında yeni dönem başladı! Uçuşlar yeniden başladı

    Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, uçuşların haftada üçer kez yapılacağını duyurdu. 1993 yılından bu yana diplomatik ilişkilerin kurulmadığı, sınırların kapalı olduğu Türkiye ile Ermenistan arasında doğrudan görüşmeler 14 Ocak’ta başladı.

    HAFTADA 3 KERE UÇUŞ YAPILACAK

    İki tarafın da atadığı özel temsilciler Serdar Kılıç ve Ruben Rubenyan’ın Moskova’da yaptığı toplantı öncesi, taraflar güven artırıcı önlemler konusunda uzlaştı.

    TÜRK ÜRÜNLERİNE UYGULADIĞI YASAKTA KALKTI

    İlk olarak Ermenistan, Eylül 2020’de başlayan Dağlık Karabağ savaşındaki Azerbaycan’a destek verdiği gerekçesiyle bazı Türk ürünlerine getirdiği yasağı kaldırdı.

  • Emniyet’in canlı bomba listesindeki IŞİD’li serbest kaldı

    Emniyet’in canlı bomba listesindeki IŞİD’li serbest kaldı

    IŞİD’in Türkiye örgütlenmesi içinde olan örgüt yöneticilerinin Suriye’de senelerce kalan eşleri hakkında Türkiye’ye döndükten sonra yapılan yargılamalarda ” ceza verilmesine yer olmadığı” doğrultusunda kararlar çıktı. Bu çerçevede IŞİD’in “Türkiye emiri” olduğu iddia edilen İlhami Balı’nın eşi H.B’nin aralarında olduğu 6 kadınla alakalı davada ceza verilmemesine karar verildi.

    DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, bir dönem örgütün Türkiye sorumluluğunu üstlenen Mustafa Dokumacı’nın eşi olan ve emniyetin “canlı bomba” listesinde yer alan Azerbaycan vatandaşı Ulkar M., 9 Ekim 2021’de teslim olduktan 1 ay 20 gün sonra gerçekleştirilen yargılamada ceza almadı ve tahliye edildi. Gene Suriye’de bir dönem emirlik yapan ve ailece örgüte katılan “Gar katliamı” davasının firari sanığı Ahmet Güneş’in eşi “Umeyme” lakaplı E.G. hakkında da “gönüllü teslim olduğu” nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildi.

    HEPSİ TÜRKİYE’YE DÖNDÜ

    IŞİD’in Türkiye örgütlenmesinde olan ve 2014’ten itibaren Suriye’ye girip örgüte katılan başta İlhami Balı ve Mustafa Dokumacı olmak üzere örgütün kilit isimleri, bir süre sonra yanlarına eşi ve çocuklarını da almıştı. IŞİD saflarına katılan bu kadınlar, Suriye’de dini ve örgütsel eğitim gördü. Örgütün Suriye’deki topraklarını kaybederek dağılmasının sonrasında IŞİD’li kadınlar, tek tek Türkiye’ye gelmeye başladı. Suriye sınırında ya da Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bölgesinde gözaltına alınan IŞİD ilişkili bu kadınlar, “eşlerinin baskısı ve tehdidiyle, çocuklarını götüreceği korkusuyla Suriye’ye gitmek zorunda kaldıkları” doğrultusunda benzer ifadeler verdi.

    Böylece Türkiye’ye dönen İlhami Balı’nın eşi H.B., Mustafa Dokumacı’nın eşi Ulkar M., Ahmet Güneş’in eşi E.G., Kasım Dere’nin eşi S.D., Deniz Büyükçelebi’nin eşi Ş.B, Mehmet Taşar’ın eşi D.T, Ersel Ocak’ın imam nikahlı eşi Ayşenur İ, Mahmut Gazi Dündar’ın eşi M.D. güvenlik güçlerine teslim oldu. “Etkin pişmanlık hükümlerinden” faydalanan bu isimler, bir süre sonra serbest kaldılar.

    Muhammet Zana Alkan’ın eşi B.Ş. hakkında da ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildi. Döndüğü belirlenen 9 kadından 6’sı böylece cezadan kurtuldu.