Kategori: Asayiş

  • Cübbeli Ahmet’ten cemaat açıklaması: “Resmiyette tarikat yok ki kapatılsın”

    Cübbeli Ahmet’ten cemaat açıklaması: “Resmiyette tarikat yok ki kapatılsın”

    İsmailağa Tarikati’ndan Cübbeli Ahmet Hoca, cemaat yurdunda kalmak zorunda bırakılan ve burada gördüğü baskıyı çektiği bir videoyla anlatan üniversite öğrencisi Enes Kara‘nın intiharına ilişkin konuştu. 

    Sözcü’den Saygı Öztürk’ün aktardığına göre, Ahmet Mahmut Ünlü, devletin yurtları yetmediği için ailelerin çocuklarını güvendikleri yurtlara yerleştirdiğini belirtti. Ünlü, yapılması gerekenin yurtların denetilmesi olduğunu belirterek,“ Hiçbir yerde teftiş yok. Gidilip çocuklara ‘Memnun musunuz?’ diye sorulmuyor. Anne-babalara da bu konuda görev düşüyor. Elazığ’daki yurt ya da ev denilen yerle ilgili özel bilgim yok. O yüzden yorum yapamıyorum. Ana, babalara çok iş düşüyor çocuklarını nereye verirlersetakip etsinler. Çocuğu kazanmak istiyorsak bu şekil devam edilmeli. Baba, çocuğunu yerleştirdikten sonra devamlı durumunu, sıkıntısı olup olmadığını sormalı” dedi.

    “RESMİYETTE TARİKAT YOK Kİ KAPATILSIN”

    Enes’in hayatına son vermesinin ardından sosyal medyada birçok kişi tarafından ‘tarikatlar kapatılsın’, ‘cemaatler kapatılsın’ çağrısı yapıldı. Bu çağrılara ilişkin olarak konuşan Ünlü, “Resmiyette tarikat yok ki kapatılsın. Herkes merdiven altı bir yerde iş yapıyor.” dedi.

    “Günümüzde kimse ‘Ben tarikatım’ demiyor…” diyen Ünlü, “Resmi olsa teftişe tabi olunur lakin resmi değil. Resmi olanları ne kadar teftiş ediliyor, teftiş için heyet kim? Hadisi inkâr eden adam var. O zaman diyor ki ‘Beni bu mu teftiş edecek?’ Şimdi tarikatın kurumsallaşmış durumu yok. Dernek, vakıf altında faaliyet gösteriyor. Burada da vakıflar müfettişlerine, dernekler masalarına iş düşüyor. Mutlaka denetim yapması lazım. Tarikat adı altında olanlara daha çok denetim yapmalı. ‘Irz düşmanlığı, sübyancılık var mı, haşa af edersin kadın işi var mı’ diye daha çok denetlenmeli.”  diye konuştu.

  • İstanbul’un köklü lisesine ‘porno yıldızı’ öğretmen şoku

    İstanbul’un köklü lisesine ‘porno yıldızı’ öğretmen şoku

    İstanbul Çekmeköy’deki eğitim kurumlarından birinin lise bölümünde Almanca öğretmeni olan Alman vatandaşı Patrick H.’nin porno filmlerinde rol aldığı ortaya çıktı. Yetişkin filmlerde rol alan öğretmeni ise, öğrencileri yakaladı.

    Tv100’den Devrim Tosunoğlu’nun aktardığına göre; Patrick H.’nin rol aldığı porno filmi videolarının internet üzerinden öğrencileri arasında yayılmasıyla birlikte olay gün yüzüne çıktı. Öğrencilerin durumu ailelerine bildirmesiyle veliler okul yönetimine şikayette bulundu.

    Okul yönetimi, yaptığı incelemede porno filmlerinde rol alan kişinin Almanca öğretmeni Patrick H. olduğunu belirledi. Bunun üzerine Patrick H. görevinden alındı ve okuldaki işine son verildi.

    Aileler ise öğretmenin araştırılmadan işe alınmasına tepki gösterdi.

  • Tantunicide mide bulandıran olay! Çöpten turşu topladılar

    Tantunicide mide bulandıran olay! Çöpten turşu topladılar

    Fındıkta kulaç atan, ekmek hamuru ile top oynayan, süt kazanında süt banyosu yapan kişiler halen hafızalardaki yerini korurken gıda skandallarının bir yenisi daha ortaya çıktı. İstanbul Kadıköy‘de, her gün yüzlerce vatandaşın yemek yediği bir tantunicide akıllara durgunluk veren görüntüler kaydedildi.

    NTV’nin aktardığına göre Kadıköy’deki tantunicide servis edilen fakat müşterilerin tabağında bırakıp yemediği biberler işletme sahibinin talebine göre çöpten alınıp yeniden servis için hazırlanıyor.

    Videoya kaydedilen görüntülerde çalışanların hem azarlandığı, hem de çöpe atılan biberleri ve etleri topladığı fark ediliyor. Söz konusu skandal videoda, işletme sahibi, ”Müşteri tabağında elini bile sürmüyor, ısırmıyor niye çöpe atalım? Yıkayıp koyacağız” derken çalışanlara da ”Burayı kendi yeriniz gibi görmediğiniz müddetçe ensenizdeyim. İzinlerinizi de iptal ediyorum” tehdidinde bulundu.

    Şikayetlerin ardından zabıta birimleri olayla alakalı inceleme başlattı. İlçe sağlık müdürlüğü ekipleri de ürünlerden numune aldı.

  • Bakan Varank’tan Şahan Gökbakar’a alay eder gibi cevap

    Bakan Varank’tan Şahan Gökbakar’a alay eder gibi cevap

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yangın söndürme araçlarına ilişkin açıklamasına karşılık “Maalesef yeterli değil” diye yorumda bulunan oyuncu Şahan Gökbakar’a cevap verdi.

    Bakan Varank, Şahan Gökbakar’ın 4 Ocak’ta Twitter gönderisine sosyal medya hesabından verdiği yanıtta, Gökbakar’ın geçen yaz Muğla‘daki orman yangınlarına lişkin olarak sık sık canlı yayın yapıp hükûmeti yeterli yangın söndürme uçağı temin etmemekle ilgili eleştirmesine göndermelerde bulundu.

    Varank, “Orman yangınlarıyla mücadele uzmanı Sn. Şahan Gökbakar keşke uzay ve havacılık endüstrisi alanında da biraz uzmanlaşsaymış” ifadelerini kullanarak, “Orman yangını, resmi üretim programı açıklanmamış, ne zaman teslim edileceği belli olmayan, daha bir tane bile seri üretimi yapılmamış uçağı mı bekleyecek?” diye yazdı.

  • Cemaat yurdunda intihar eden Enes Kara’nın babası hakkında suç duyurusu

    Cemaat yurdunda intihar eden Enes Kara’nın babası hakkında suç duyurusu

    Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı gelecek kaygısını ve ailesinin baskıları sebebiyle intiharının ardından Enes’in babası Mehmet Kara hakkında harekete geçildi. Halkların Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları, Mehmet Kara hakkında, “İntihara Yönlendirme ve Çocuk Koruma Kanunu’na Aykırılık” suçlarını işlediğini ifade ederek Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 

    HKP avukatlarınca Başsavcılığa verilen dilekçede, baba Mehmet Kara hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılması, Enes Kara’nın kardeşlerinin koruma altına alınması istendi.

    “ASIL KATİL, MEHMET KARA’DIR”

    HKP avukatı Doğan Zafer Çıngı yaptıkları suç duyurusuna ilişkin yaptığı açıklamada, asıl katilin Enes Kara’nın babası Mehmet Kara olduğunu belirterek, “Halkın Kurtuluş Partisi olarak geçtiğimiz gün Enes Kara cinayetini yargıya taşımış ve cinayetin sorumlularından olan İçişleri Bakanı, Nur Cemaati Yurdu Sorumluları, Elazığ Valisi ve Yurtlardan sorumlu Vali Yardımcısı hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Ancak suç duyurumuzdan bu yana ortaya çıkan yeni haberlerde ve yeni delillerde gördüğümüz, Halkımızın da bize Twitter ve diğer sosyal medya platformlarından ilettiği üzere asıl katilin Enes Kara’nın babası olan Mehmet Kara olduğunu görmüş olduk ve bu ortaya çıkmış oldu.” ifadelerini kullandı.

  • Bülent Ersoy’dan şemsiye olayı sonrasında ilk açıklama

    Bülent Ersoy’dan şemsiye olayı sonrasında ilk açıklama

    Tekerlekli sandalye üstünde Anıtkabir’e giden ünlü sanatçı Bülent Ersoy‘a bir subayın şemsiye tuttuğu görüntü, tepki toplamıştı. Bu görüntülerin sonrasında Milli Savunma Bakanlığı olayla alakalı inceleme başlatırken Anıtkabir Komutanı’nın da görev yerinin değiştirildiği iddia edildi. İddiaların merkezindeki Bülent Ersoy da mesele ile alakalı sessizliğini bozdu.

    Bülent Ersoy’a yağmur altında gittiği Anıtkabir’de, üniformalı bir asker şemsiye tuttu. Alınan bilgiye göre, Milli Savunma Bakanlığı, söz hususu görüntüler ardından mesele ile alakalı inceleme başlattı.

    Odatv’nin haberine göre; Anıtkabir Komutanı Hava Savunma Albay Hakan Osman Sert görevinden alındı. Albay Hakan Osman Sert, Anıtkabir Komutanlığı’ndan alınıp Hakkâri Yüksekova’ya atandı. Sert’in çevresine üzgün olduğunu belirttiği, tayin yapılmasının ardından emekliye ayrılmayı düşündüğünü söylediği iddia edildi.

    Erol Köse’ye özel açıklamalarda bulunan Bülent Ersoy, “Sadece ve sadece Ata’ya duamı ettim. Mozalesinin başında saygı duruşunda bulundum. Kimse bana şemsiye versin, sandalye versin demedim. Sandalyeyi zaten kendim götürdüm. Komutanın ve garip asker çocuğun sürülmesi doğru şeyler mi? Şemsiye tutulmasına gerek de yoktu. Ben oraya gittiysem yağmur da olsa sel de olsa kar da yağsa ki yağıyordu zaten. Saygı duruşunda dururken şapkamı çıkardım. Adamdan böyle bir talebim olmadı zaten. Çünkü başımda şapkam vardı. Şapkam çıktığı zaman da yanımda ve arkamda görevli yoktu. Bir ara demek ki tutmuş. Bunda benim ne gibi dahlim olabilir. Ben istemesem görmesem de şemsiye tutmuşlar. Ne olacak ne var bunda?” ifadelerini kullandı.

  • Yargıtay kusurlu eşe verilen nafakaya ‘dur’ dedi

    Yargıtay kusurlu eşe verilen nafakaya ‘dur’ dedi

    Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre, Amasya Merzifon’da ikamet eden çiftin boşanmasının sonrasında kadın, eski eşine nafaka, eşi ve eşinin babasına da tazminat davası açtı.

    Aile mahkemesi sıfatıyla davayı gören Merzifon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kısmen kabul edilmesine karar verdi ve davacı kadına 250 lira nafaka verilmesine, tazminat isteklerinin ise reddedilmesine karar verdi. Kararın netleşmesinin sonrasında davalı tarafın talebi ardından Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü, kanun yararına bozma talebinde bulundu.

    Kanun yararına bozma talebini görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı sonuca etkili olmamak üzere bozdu.

    “DAHA AĞIR KUSURLU OLMAMASI LAZIM”

    Yerel mahkeme kararına göre kadının kusurlu davranışları sebebiyle eşlerin boşanmasına karar verildiği söylenen kararda, Türk Medeni Kanunu’nun 175’inci maddesine göre nafakaya hak kazanmak için kişinin daha ağır kusurlu olmaması gerektiği belirtildi.

    Bu açıdan kadına nafaka verilmesi kararının hatalı olduğuna dikkat çekilen kararda, “Tarafların kesinleşen boşanma davasının gerekçesinde boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlu olduğu kabul edildiğine göre, mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine aykırı olacak şekilde davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” tespitine yer verildi.

    Öte taraftan, davacı kadının açtığı tazminat davasına bakma yetkisinin de Merzifon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bulunmadığı aktarılan kararda, mahkemenin tazminat talebi ile alakalı dosyayı tefrik etmesi gerekirken bu doğrultuda karar vermesinin de yasaya aykırı olduğu belirtildi.

  • Almanya ‘Turkovac’ı’ tanımadı: Turkovac yaptıranlar ülkeye giremeyecek

    Almanya ‘Turkovac’ı’ tanımadı: Turkovac yaptıranlar ülkeye giremeyecek

    Türklerin yoğunlukta yaşadığı ülke Almanya, Türkler’e verilecek vize şartlarını yeniledi. 7 Ocak 2022’de yapılan güncellemeye göre, ‘Almanya’da geçerli olan aşılardan yaptırmayanlar, hiç aşı olmayanlar; negatif testi olsa dahi ülkeye alınmayacak. 

    Türkiye‘nin yerli koronavirüs aşısı Turkovac aşısı olanların da Almanya’ya alınmayacağı duyurulurken, bu aşıyı yaptıranların hiç aşı olmamış sayılacakları öğrenildi. Alınan bilgiye göre ülkeye yalnızca Avrupa Birliği’nin (AB) tanıdığı aşıları yaptıranlar girebilecek. Öte yandan, Türkiye ve Almanya’da türeyen ‘Alman vizesi şirketlerine’ gidilmemesi belirtildi.

    Tam aşılarını olmayıp da, Almanya’ya girmesi gerekenler (duruşma, mahkemede şahitlik gibi) bu ‘zorunluluk’ durumlarını kanıtlamaları halinde, karantina şartıyla girebilecek. Aşılarını yaptırmamış olan kişiler ise, vize başvurusunda bulunabilecek ama vizesi olsa dahi Moderna, BioNTech, AstraZeneca ya da Johnson&Johnson aşılarını olmamışsa, Almanya’ya alınmayacak.

    İKİ DOZ TURKOVAC DA YETERSİZ

    Sözcü’nün haberine göre, ”Zorunlu seyahat nedeni yoksa da aşı olmamış kişiler başvurabilir. Fakat ülkeye girişe, tüm dozlar tamamlanınca izin verilecek.” diye özetlendi. Türk aşısı Turkovac da, Çin aşısı ve Rus aşısı gibi Almanya’da geçerli görünmüyor. Turkovac aşısı olanlar, iki dozunu da olsa bile Almanya’ya giremeyecek.

    Türkiye’den seyahat kısıtlamaları devam ettiği için, korona virüsü kurallarına hep uyulması da istenirken, aşılarla ilgili Robert Koch Enstitüsü’nün sitesine bakılması tavsiye edildi. Bu sitede, AB’nin tanıdığı dört aşı dışında aşı bulunmuyor.

    Ayrıca Alman ARD televizyonu, Turkovac’ın henüz bütün test sonuçları verilerinin açıklanmadığını ve şüpheyle yaklaşımlar olduğunu açıkladı.

    ARD, Erciyes Üniversitesi’nin etkinliğini yüzde 100 olarak açıklamasına rağmen, aşının etkisinde şüpheler olduğunu belirtti. ARD, ”Etkinlik olarak Çin aşısına benzeyen bir vektör aşı. Henüz aşılanmamış ve milliyetçilik sloganlarına ihtiyaç duyanlara yapılabilir. Yandaş medya, bu aşıyı Erdoğan‘ın sözleriyle övüyor ama bilim adamları çalışmanın üçüncü doz sonuçlarının açıklanmasını talep ediyor.” değerlendirmesini yaptı.

    ‘VİZE İÇİN TEK YETKİLİ İDATA’DIR’

    Türkiye’deki ‘Alman vize merkezi’ gibi, Almanya’da da son zamanlarda benzer ve resmi olmayan ‘Alman vize şirketleri’ açıklaması da Berlin’in dikkatinden kaçmadı.

    Alman Dışişleri Bakanlığı, bu şirketlere gidilmemesi önerisinde bulundu.

    Açıklamadan dikkat çeken detaylar şu şekilde;

    ”Tek yetkili, harici hizmet sağlayıcısı iDATA’dır. Üçüncü şahıs ve şirketlerin Vize Bölümü’ne veya randevu sistemine erişimi yoktur. İşlem için Vize Bölümü tarafından sadece vize ücreti (en fazla 80 Euro) tahsil edilir. Ayrıca iDATA, 32,81 EUR (en fazla) tutarında hizmet bedeli alır. Vize başvuru formları, bilgi notları ve randevu kaydı oluşturulması ücretsizdir.”

  • 1’inci sınıf eski emniyet müdürlerine operasyon

    1’inci sınıf eski emniyet müdürlerine operasyon

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında Emniyet mahrem yapılanması içinde yer aldıkları tespit edilen, 1. sınıf emniyet müdürü 19 şüphelinin, Ankara merkezli yapılan operasyonda 12 ilde gözaltına alınmalarına karar verildi.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu´nca yürütülen soruşturma kapsamında yapılan HTS analiz çalışmalarında şüpheli eski emniyet müdürlerinin, sözde üst düzey örgüt mensupları ve bağlı oldukları mahrem imamlarla çok sayıda iletişim kurduğu belirlendi.

    Haklarında örgüt üyesi olduklarına dair ifade ve teşhis tutanağı olan şüphelilerin, örgütsel kodlamaları ile örgüte yüksek derecede bağlı oldukları tespit edilirken, silahlı terör örgütünün Emniyet mahrem yapılanması içinde yer aldıkları belirlendi. Tamamı önceden kamu görevlerinden ihraç edilmiş ve rütbeleri sökülmüş 1’inci sınıf emniyet müdürü 19 şüpheli için gözaltı kararı verildi.

    Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri FETÖ soruşturması kapsamında, şüphelilere yönelik 12 ilde operasyon başlattı.

  • Cemaat yurdunda intihar eden Enes’in babası konuştu: Şikayetim yok

    Cemaat yurdunda intihar eden Enes’in babası konuştu: Şikayetim yok

    Ailesinin zorlaması ile kaldığını söylediği cemaat yurdunda maruz kaldığı baskıları anlatmasının ardından intihar eden tıp öğrencisi Enes Kara‘nın babası Mehmet Kara, “Her anne-baba evladının vefatına üzülür ama bu üzüntünün yanında aile değerlerimize ve inançlarımıza saldırının olması bizi daha da perişan etti. Evladımı ölüme sürükleyen cemaat değil, etrafındaki ateist arkadaşları oldu” ifadelerini kullandı.

    Yeni Akit’in haberine göre, Enes Kara’nın babası Mehmet Kara “Ben 28 yıldır Risale-i Nur okuyorum” deyip şunları belirtti:

    “Çevremde hiç böyle bir olay görmedim. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin kitaplarında intihara teşvik edici, insanı hayattan soğutan, yaşama şevkini kıran tek bir cümleyle karşılaşamazsınız. Biz bu tefsir kitaplarından ‘her şeyi güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır’ sözü ile hayatı güzel yaşamayı öğrendik.

    “ATEİST OLDUĞUNU VİDEO İLE ÖĞRENDİM”

    Çocuğumun iman zayıflığını fark ediyordum ama ateist olduğunu çektiği video ile öğrendim. Evladım Enes’i manevi boşluğa sürükleyen cemaat değil, ateist arkadaşları oldu.

    Ben çocuğumun 20 yaşına kadar her türlü ihtiyacını karşılayarak ona hizmet ettim. Hiçbir zaman baskıcı olmadık ama tavsiyelerimiz oldu. Ona namaz kılmasını tavsiye etmek bir baskı değildir. Bir Müslüman çocuğunun her iki alemde de mutlu olmasını ister. Hem dünyada iyi bir mesleği olsun, rahat yaşasın, hem ahiretini kazansın istemiştik.

    Benim cemaatten hiçbir şikâyetim yok. Keşke çocuğum cemaatçi olsaydı. İslamiyeti kalben kabul etseydi, zaten bizim dinimiz intiharı yasaklamıştır. Çocuğum maalesef bunu kalben kabul etmemiş. Ateist arkadaşlarından etkilenmiş. Telefon bağımlılığı da vardı. Bu, şu anda maalesef bütün gençlerin sorunu.

    Biz şu anda evladımızın acısını yaşıyoruz. Bazı medya kuruluşlarının yazıp çizdikleri de acımızı ikiye katlıyor. Her anne-baba evladının vefatına üzülür ama bu üzüntünün yanında aile değerlerimize ve inançlarımıza saldırının olması bizi daha da perişan etti.”