Kategori: Asayiş

  • Yemeksepeti’nden 29 Ekim’de Nutuk jesti

    Yemeksepeti’nden 29 Ekim’de Nutuk jesti

    Yemeksepeti’nin hızlı market servisi Banabi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı‘nın anlam ve önemine özel ‘Nutuk’ kitabı jesti müşterilerini sevindirdi. 29 Ekim’de gerçekleştirilecek alışverişlerde kitap bedava olarak verilecek.

    Yemeksepeti’nin hızlı market alışverişi hizmeti Yemeksepeti Banabi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 98’inci yıl dönümünde müşterilerin her siparişinde Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Nutuk’ kitabını ücretsiz veriyor. Firmadan paylaşılan açıklamaya göre, Yemeksepeti Banabi, kullanıcılarının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutluyor.

    Cumhuriyet heyecanını ve sevincini evlerde yaşatmayı amaçlayan Yemeksepeti Banabi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda müşterilerine, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Nutuk’ kitabını ücretsiz gönderiyor. Yemeksepeti Banabi üzerinden verilen siparişler, kapıda nakit ya da kredi kartı seçeneklerine ilave olarak hijyen ve sosyal mesafe tedbirleri çerçevesinde hayata geçirilen ‘Temassız Teslimat’ özelliğiyle gönderilebiliyor.

    Yemeksepeti bünyesinde 2019 senesinden beri faaliyet yapan Yemeksepeti Banabi, bugün 52 ilde 300’ü aşan hizmet noktasıyla milyonlarca vatandaşa 4 binin üstünde ürünü ulaştırmaya devam ediyor.

  • Ahmet Kaya kimdir? Ahmet Kaya neden öldü

    Ahmet Kaya kimdir? Ahmet Kaya neden öldü

    Ünlü sanatçı Ahmet Kaya’nın hayatı ve ölümü sosyal medyada aranan konular arasına girdi. İşte Ahmet Kaya’nın hayat hikayesi…

    Ahmet Kaya, 1957 senesinde Malatya’da Kürt asıllı bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Köken olarak Adıyamanlıdır. Babası Sümerbank dokuma fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya’da bitirdi. Müzikle altı yaşında babasının hediyesi olan bağlama ile tanıştı. Okuldan artan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkânda çalıştı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi sebebiyle 1972’de İstanbul Kocamustafapaşa’ya taşındılar ve okulu bırakmak mecburiyetinde kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Bu yıllarda küçük bir yerleşim yerinden büyük bir kente taşınmanın ve alışmanın problemlerini yaşadı.

    Ahmet Kaya, 1980 ve 1990’larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle ününe ün kattı.

    AHMET KAYA’NIN ÖLÜMÜ

    Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000’de, Hoşçakalın Gözüm adlı albümünün kayıtlarını yaptığı sırada, Paris’in Porte de Versailles bölgesindeki evinde bir gece kalp krizi neticesinde yaşamını yitirdi. 17 Kasım 2000’de 30 binin üstünde kişinin katıldığı törenle Paris’in Père Lachaise Mezarlığı 71. bölümde toprağa verildi.

  • Konya’da köpekler diri diri gömüldü

    Konya’da köpekler diri diri gömüldü

    Konya’nın Sarayönü ilçesinde akıl almaz bir olay yaşandı. Başrolünde belediyenin olduğu olayın görüntüleri ‘bu kadar da olmaz’ dedirtti.

    Sarayönü ilçesinde 25 Ekim’de kaydedilen videoda uyuşturucu iğneyle bayıltılan çok sayıda köpek, belediye görevlileri tarafından belediyeye ait şantiyede kazılan çukura atılarak iş makinası ile gömüldü.

    KÖPEKLERDEN BİRİ KAÇMAYI BAŞARDI

    Videoda ayrıca atılan köpeklerden bir tanesinin de iğnenin etkisinden kurtularak, çukurdan kaçıp hızla uzaklaştığı da yer aldı.

    O anları cep telefonu ile görüntüleyen vatandaş ise, “Sarayönü Belediyesi köpekleri vurup, kuyu kazarak atıyor. Dün de vurup getirdiler” dedi.

    Olayla alakalı Sarayönü Kaymakamlığı da adli ve idari soruşturma açtı.

  • Suriyelilerden tepki çeken ‘akım’

    Suriyelilerden tepki çeken ‘akım’

    Geçtiğimiz günlerde yapılan bir sokak röportajında vatandaşın muz yiyemediğini dile getirmesinin ardından sosyal medyada başlatılan bir akım tepkilere neden oldu. Suriyeli sığınmacıların başlattığı akım Türk vatandaşlarından yoğun tepki topladı.

    Röportajda ekonomik sıkıntılara dikkat çeken bir vatandaş muz alıp yiyemediğini dile getirirken Suriyelilere de değinerek “Onlar bizden daha rahat muz yiyebiliyor” ifadesini kullanmıştı. Bu sözlerin ardından çirkin bir akım başlatan bazı Suriyeli sığınmacılar muz yedikleri videoları sosyal medyada paylaştı.

    Videolar yoğun tepki çekerken toplumsal bir karışıklığa yol açmasından da endişe ediliyor.

  • Kaşıkçı olayı gizemini koruyor

    Kaşıkçı olayı gizemini koruyor

    Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine katkı veren ve aynı zamanda Washington Post gazetesinde de yazılar yazan Cemal Kaşıkçı’dan, resmi işlemler için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girdiği 2 Ekim Salı gününden beri haber alınamıyor.

    Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması, uluslararası kamuoyunun da gündemine oturdu. Gelişmeleri, ulusal ve uluslararası medya da yakından takip etti.

    Olayın yankıları devam ederken gözler Türkiye, ABD ve Suudi Arabistanlı yetkililerin açıklamalarına çevrildi.

    ABD Başkanı Donald Trump, olayın ilk günlerinde Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetiyle ilgili açıklamasında, “Bu konuda endişeliyim” ifadesini kullandı.

    Kaşıkçı’nın kaybolmasına dair belirsizlik sürerken ABD Başkanı Trump bir açıklama daha yaparak, Suudi Arabistanlı üst düzey bir isimle Kaşıkçı konusunu konuştuğunu ifade etti.

    Kaşıkçı’yla ilgili Suudi Arabistan’dan kiminle görüştüğünü gizleyen Trump, “Bu durum Beyaz Saray’da bizim için çok önemli bir mesele. Sonuna kadar gideceğiz” diyerek, Türkiye ile yakın çalıştıklarını da vurguladı.

    Trump ayrıca Kaşıkçı’nın nişanlısıyla da görüştüklerini dile getirerek, kendisini Beyaz Saray’a davet etti.

    ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz ile kayıp olan Kaşıkçı konusunu görüştüğünü ve Kral Selman’ın, “Kaşıkçı’ya ne olduğu konusunda bir bilgiye sahip olduklarını kesin bir dille reddettiğini” belirtti.

    Donald Trump, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu Kral Selman ile görüşmesi için acilen Suudi Arabistan’a göndereceğini açıkladı.

    Trump, son açıklamasında Kaşıkçı’nın öldürülme ihtimaliyle ilgili, “Bunlar serseri katiller olabilir. Kim bilir? Bunun sonuna kadar gitmeye çalışıyoruz” dedi.

    “Sonuç neyse onu da dünyaya bizler bildireceğiz”

    Kaşıkçı olayıyla ilgili gelişmeleri yakından takip eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz ile telefonda görüştü.

    Olayın aydınlatılması meselesinin ele alındığı telefon görüşmesinde, soruşturma çerçevesinde ortak çalışma grubu oluşturulmasının önemi vurgulandı.

    Erdoğan, “Cumhurbaşkanı olarak takibindeyim, kovalıyorum, buradan çıkacak sonuç neyse onu da dünyaya bizler bildireceğiz. Büyükelçiliğe giriş çıkışlar hepsi inceleniyor. Süratle bir netice alalım istiyoruz” dedi. 

    “Bu refleksler olayın içinde birçok şüphenin olduğunu gösteriyor”

    Kaşıkçı’nın kaybolduğunu kamuoyuna ilk duyuran nişanlısı, konsolosluk binası dışında bekleyen Hatice Cengiz oldu.

    Cengiz, olayı Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı ile AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay’a haber verdi.

    Amerikan Washington Post gazetesine yazdığı makalede, “Şu bir gerçek ki Cemal o binaya girdi ve çıktığına dair hiçbir delil yok” değerlendirmesini yapan Cengiz, Türk yetkililerin durumu yakından takip ettiğini belirtti.

    Cengiz, ABD Başkan Trump ve eşi Melania Trump’tan, Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolması konusunu aydınlatmaya yardımcı olmalarını istedi.

    Riyad yönetimine de çağrı yapan Hatice Cengiz makalesinde, “Ayrıca Suudi Arabistan’ı ve özellikle Kral Selman ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı aynı hassasiyeti göstermeye ve konsolosluktaki kamera kayıtlarını yayınlamaya çağırıyorum” dedi.

    Cengiz, şunları söyledi: 

    “Suud tarafından gelen açıklamaları hem yeterli hem de ikna edici bulmuyorum. Ayrıca Suudi Arabistan genelinde benim hakkımda ciddi düzeyde karalama kampanyası başlatılmış durumda. Bunu hem Suud destekli haber ajansları hem de troller yürütüyor. Bu elbette ki oldukça üzücü. Zaten başlı başına bu refleksler bile olayın içinde birçok şüphenin olduğunu gösteriyor.”

    15 kişilik ekip gizemini koruyor 

    Emniyet kaynaklarınca yapılan değerlendirmede, Kaşıkçı’nın gittiği başkonsolosluktan bir daha çıkmadığı teyit edildi.

    Başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul’a gelen, aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğu belirlendi.

    Daha sonra geldikleri ülkelere döndükleri belirlenen bu kişilerin Atatürk Havalimanı’ndaki görüntüleri, medyaya da yansıdı.

    Suudi vatandaşları taşıyan ilk uçak 2 Ekim’de saat 03.28’de İstanbul Atatürk Havalimanı’na indi ve 17.40’ta buradan ayrıldı. Suudi Arabistan’dan kalkan diğer uçak da 17.30’da Atatürk Havalimanı’na iniş yaptı ve 21.44’te Atatürk Havalimanı’ndan kalktı.

    Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunca, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan 4 Ekim’de yapılan açıklamada, vatandaşları Kaşıkçı’nın başkonsolosluk binasından çıktıktan sonra ortadan kaybolduğu iddia edildi.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 6 Ekim’de soruşturma başlatıldı.

    Konsoloslukta 9 saat süren inceleme

    Kaşıkçı’nın başkonsolosluğa girmesinin ardından kendisinden haber alınamamasıyla ilgili kurulan, Türkiye ve Suudi Arabistanlı yetkililerden oluşan ortak çalışma grubu ilk önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bir araya geldi.

    Ortak çalışma grubunda yer alan Türk ve Suudi yetkililer ile olay yeri inceleme ekipleri, dün akşam saatlerinde geldikleri konsolosluk binasında 9 saat süren inceleme yaptı.

    Konsolosluktaki incelemelere, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen ve heyetin başında yer alan başsavcıvekili ile cumhuriyet savcısı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele, Asayiş ve Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüklerine bağlı uzman personelin yanı sıra Suudi Arabistanlı yetkililer katıldı.

    Gözler şimdi, incelemelenin ardından elde edilen bulgulardan çıkacak sonuçlara çevrildi.

  • Trump’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür

    Trump’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür

    ABD’li Brunson, 3 yıl 1 ay hapis cezası aldı. Hapiste kaldığı süre dikkate alınarak serbest bırakıldı. Önce Almanya’daki ABD askeri üssüne gitti. Ardından da Washington’a doğru yola çıktı.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li Brunson hakkında verilen kararı, Londra’da değerlendirdi. ABD’nin dava sürecindeki yaklaşımını eleştirdi.

    “Bu süreçte ABD’nin konuya bazen yaklaşımı bizim de kabul edebileceğimiz bir boyutta değildi. Hatta 2 bakanımızla ilgili yaptırım kararının alınması. Bu işler yaptırımlarla tehditlerle çözülmez. Yargı çözer.”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de, Adana’da konuştu Brunson kararıyla ilgili Brunson’un suçu sabit görülerek ceza aldığını hatırlattı. Kararın dayatma ile alındığı eleştirilerine sert çıktı. 

    “Türkiye dayatmalara teslim olmamıştır. Milli çıkarları temelinde, Türkiye’nin egemenlik haklarının korunması temelinde tutumunu sürdürmüştür.”

    ABD Başkanı Donald Trump ise, konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

    “Yardımları için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etmek istiyorum. Brunson kararı Türkiye ile ABD arasında iyi ilişkilere yol açacak” paylaşımında bulundu.

    “Türkiye ile harika bir ilişkiye sahip olma şansımız var”

    ABD Başkanı Trump, dün hakkındaki hüküm uygulanarak İzmir’de serbest bırakılan Brunson’ı Oval Ofis’te kabul etti.

    Brunson konusunda özellikle son dönemde çok çalıştıklarını belirten Trump, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum. Şu anda Türkiye ile harika bir ilişkiye sahip olma şansımız var.” ifadesini kullandı.

    Trump, Brunson’ın serbest kalmasının ardından Türkiye’ye yaklaşımlarının düne göre farklı olduğunu vurgulayarak, “Şu anda Türkiye ile harika bir ilişkiye sahip olma şansımız var.” diye konuştu.

    “Türkiye’yi seviyoruz. Türk halkını seviyoruz”

    Daha sonra söz alan Papaz Brunson ise serbest kalması için çaba gösteren Amerikalı yetkililere teşekkür etti.

    Trump’ın Türkiye’ye yeniden dönmek isteyip istemediği şeklindeki sorusuna yanıt veren Brunson, “Türkiye’yi seviyoruz. Türk halkını seviyoruz. Orada 25 yıl yaşadık.” dedi.

    Brunson’ın sözlerinin ardından ABD Başkanı Trump da “Türk halkı büyük bir halk, bunu biliyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Kral Selman’ı arayacağım. Bu akşam ya da yarın kendisini arayacağım”

    Trump, kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili, “Olay en üst düzey soruşturuluyor. Ne olduğunu öğrenmek için çalışıyoruz. Asıl umudumuz öldürülmemiş olması. Kaydı görürsek ya da duyarsak ona göre karar veririz. Kral Selman’ı arayacağım. Bu akşam ya da yarın kendisini arayacağım” dedi.

  • Yıldırım: Teröristler insanlığın düşmanıdır

    Yıldırım: Teröristler insanlığın düşmanıdır

    TBMM Başkanı Binali Yıldırım, İsviçre’nin Cenevre kentinde Asya Parlamenter Asamblesi (APA) Koordinasyon Toplantısı’nda Dönem Başkanı sıfatıyla yaptığı açılış konuşmasında, Asya kıtasının yükseldiğini söyledi.

    Dünyadaki sorunlardan tüm ülkelerin etkilendiğine işaret eden Yıldırım, terör, aşırı eğilimler, bölgesel krizler, yasa dışı göç, kalkınma farklılıkları, yoksulluk ve insani krizlerin dünya gündeminin değişmez krizleri haline geldiğini kaydetti.

    Yıldırım, parlamenter diplomasinin gücünün göz ardı edilemeyeceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Aynı zamanda dünya üzerinde yaşanan belirsizlikler diğer coğrafyaları olduğu gibi Asya’yı da çok etkiliyor. Evet, sorunlarımız ortak. Bizleri bir araya getiren sebep de bu. Artık sorunlarımıza samimiyetle çözüm aramak mecburiyetindeyiz. Bugün ertelediğimiz yahut görmezden geldiğimiz sorunlar, yarın mutlaka tekrar kapımızı çalacak. Bu sefer daha daha ağırlaşmış, daha da derinleşmiş şekilde bu sorunlarla yüz yüze geleceğiz.”

    “İnsanı yaşat ki dünya yaşasın”

    “Türkiye olarak barış içinde, huzurlu ve mutlu bir dünya görmek için kendi çapımızda gayret ediyoruz.” diyen Yıldırım, Türkiye’nin dış politikasının da bu gayretlerin tezahürü olarak “girişimci ve insani” yaklaşıma dayandığını vurguladı.

    Yıldırım, “insanı yaşat ki dünya yaşasın” anlayışıyla Türkiye’nin dış politikasının hedefinde insanın bulunduğunu her zaman ifade ettiklerini aktararak, şöyle konuştu:

    “Güvenliği çok önemsiyoruz. Günümüzde maalesef hiçbir ülke ve kimse tam olarak kendini güvende hissedemez, göremez. İstanbul ne kadar güvenliyse Londra da o kadar güvenlidir. Kahire ne kadar güvenliyse Washington da o kadar güvenlidir. Dolayısıyla küresel terör sınır ve ülke tanımıyor. Gelecek endişesi insanlarda gittikçe çok yaygınlaşıyor. Mevcut gidişat devam ettiği takdirde yarının dünyasında yaşama şartlarının zorlaşacağına dair bir umutsuzluk var.”

    Dünyanın her köşesinin güvenilir hale getirilebileceğinin altını çizen Yıldırım, terörün kurtulunması gereken en büyük küresel sorun olduğuna işaret etti.

    “Teröristler insanlığın düşmanıdır”

    Yıldırım, terör konusunda dünyada çifte standart bulunduğunu ve terörle mücadeleden asla taviz verilmemesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

    “Neye mal olursa olsun terör belasını insanlığın gündeminden düşürmemiz gerekiyor. Terörün ve teröristin etkisiz hale getirilmesi bütün ülkelerin öncelikli sorunu haline gelmek zorundadır. Çoğunlukla ‘İslami terörist’ diye terör tanımlarının yapıldığına şahit oluyoruz ama şunu herkes bilmeli ki terörün dini, etnik kökeni, inancı, mensubiyeti fark etmeksizin bütün teröristler insanlığın düşmanıdır.”

    Türkiye’nin terörden dolayı 40 yıldır büyük bedeller ödediğini dile getiren Yıldırım, Suriye’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla hem DEAŞ hem de PKK/PYD/YPG terör örgütlerine ciddi anlamda darbe vurulduğunu, orada yaşayan insanların hayatının teminat altına alındığını ve ayrıca Türkiye’nin Suriye ile 900 kilometreyi aşan sınırın önemli bir kısmının emniyetinin sağlandığını anlattı.

    Yıldırım, konuşmasının sonunda APA 11. Genel Kurul Toplantısı’nın 29 Kasım-2 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleştirileceğini belirterek, üye ülkeleri bu toplantıya davet etti.

    Kavakcı’dan Suriyeli vekile sert tepki

    Öte yandan toplantıda konuşarak Türkiye’ye yönelik saldırı niteliğinde ifadeler kullanan Suriye rejimi yanlısı milletvekili Jirair Reisan’a sert tepki geldi.

    İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan, söz hakkı alarak Reisan’ın Türkiye’ye karşı yönelttiği suçlamaların tamamen gerçek dışı olduğunu vurguladı.

    Kavakcı, “2011’de Suriye’de katliam başladı, insanlar ölmeye başladı. Çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar ve erkekler hayatlarını kurtarma mücadelesine başladı. Onlar Türkiye’nin sınırında hemen yanı başındaydı, sırtımızı dönemezdik. Bu insanlara kapılarımızı açtık, kalplerimizi açtık.” dedi.

    Türkiye’nin Suriye’de barış istediğinin altını çizen Kavakcı, bu ülkenin geleceğine yine Suriye halkının karar vereceğini belirti.

    Kavakcı, Suriye’de 500 binden fazla sivilin hayatını kaybettiğini, Türkiye’nin 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını anımsatarak, “(Bazı) Suriyelileri yerinde ziyaret ettim. Kadınların hikayelerini dinledim. Burada tekrar etmeyeceğim, çünkü bir insan olarak (bu hayat hikayelerini) anlatmaktan hicap duyuyorum.” ifadesini kullandı.

    Türkiye’nin Suriyeliler de dahil yardım isteyen tüm insanlara kapısının sonuna kadar açık olduğunu dile getiren Kavakcı, “Sivil savaştan eşit şartlarda bahsedilebilir. Suriye’de sivil savaş yok ama katliam var. İnsan olarak hep birlikte bunun (katliamın) sona erdirilmesini söylemek zorundayız.” diye konuştu.

    Toplantının ardından TBMM Başkanı Yıldırım ve beraberindeki parlamenterler heyeti İsviçre’deki Türk vatandaşlarıyla buluşmak üzere Lozan’a hareket etti.

  • TSK’ya 22 yeni Anka geliyor

    TSK’ya 22 yeni Anka geliyor

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesinde (SSİK), sınır içinde ve dışında güvenlik birimlerinin etkinliğini daha üst seviyeye çıkaran yerli ve milli sistemlere yenilerinin eklenmesi kararlaştırıldı.

    Bu sistemler arasında insansız hava araçları da yer alıyor. TSK’nın keşif, gözetleme, hedef teşhis ve tespit ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir yandan daha önce verilen siparişlere ilişkin teslimatlar sürerken, bir yandan da yeni sistemlerle bu konudaki imkanlar artırılacak.

    16 Anka-S, 6 Anka-B

    Komitede yapılan değerlendirmeler sonunda, Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda 16’sı Anka-S, 6’sı Anka-B olmak üzere toplamda 22 Anka sisteminin güvenlik güçlerinin kullanımına sunulmasına karar verildi. Bu sistemlerle birlikte yer kontrol istasyonları, son dönemde milli olarak geliştirilen radar ve kameraların da teslimatı gerçekleştirilecek.

    Bu gelişmeye paralel olarak önceki Anka siparişlerinin teslimatları da devam ediyor. Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine 8 Anka-S kazandırırken, yakın zamanda 2 aracın daha teslimatıyla toplam 10 adetlik sipariş tamamlanacak.

    30 bin feette 24 saat görev yapabiliyor

    TUSAŞ tarafından tasarlanıp üretilen Anka’lar, gece ve gündüz, kötü hava şartlarında bile gerçek zamanlı görüntü istihbaratı sunuyor. Faydalı yük kapasitesi 200 kilogram olan Anka’lar, 30 bin feet yüksekliğe çıkabiliyor, 24 saat görev yapabiliyor.

    Anka’lar, zaman içinde farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek donanımların entegrasyonuyla çeşitlendi, yeni kabiliyetler kazandı.

    Milli uydudan kontrol imkânı

    Milli uydular üzerinden kontrol edilebilme özelliği olan Anka-S ile görev menzili binlerce kilometreye ulaşıyor. Anka-S’te milli kriptolu haberleşme sistemi, milli olarak geliştirilen full HD çözünürlükte gece ve gündüz kamerası, düşük ışık kamerası, lazer işaretleyici ve lazer mesafe ölçücü sistemlerden oluşan keşif gözetleme sistemi gibi donanımlar bulunuyor.

    4 adet füze taşıyabiliyor

    Gelişmiş gözetleme sistemleriyle donatılan Anka’nın yeni nesil versiyonu Anka-B, burun kısmında bulunan kamera sistemi sayesinde hedefi tespit edip lazer işaretlemesi gerçekleştirirken, 4 adet de füze taşıyabiliyor.

    Bunlara ilave olarak elektronik harp ve istihbarat sistemleriyle donatılan farklı bir Anka sistemi daha bulunuyor.

    Anka’lar, Hava ve Deniz Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı hizmetinde 10 bin uçuş saatini geride bıraktı.

  • Çamlıca Camii’nde incelemelerde bulundu

    Çamlıca Camii’nde incelemelerde bulundu

    İstanbul’da inşası devam eden Çamlıca Camii’nin tamamlanmasına sayılı günler kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki aylarda ibadete açılması beklenen camide incelemelerde bulundu.

    İnşasına 2013 yılında başlanan İstanbul’daki Çamlıca Camii’nin yapımında sona gelindi. Son rötuşların yapıldığı camide Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha incelemelerde bulundu.

    Kısıklı’daki konutundan Çamlıca Camii’ne giden Erdoğan burada yarım saat kaldı. Caminin yapım sürecini yakından takip eden Cumhurbaşkanı yetkililerden bilgi aldı. 

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kızı Esra Albayrak ve İstanbul Valisi Vasip Şahin’de eşlik etti.

    Bin 500 kişilik dev ekip gece gündüz caminin bitirilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Tamamlandığında aynı anda 63 bin kişi ibadet edebilecek. 

    Çamlıca Camii bir afet anında 100 bin kişiyi barındırabilecek şekilde tasarlandı. Caminin önümüzdeki aylarda ibadete açılması bekleniyor. 

    Erdoğan, Beylerbeyi’nde bir pastaneden alışveriş yaptı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çamlıca Camisi’nde incelemelerde bulunduktan sonra Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’ne geçti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre sonra Kısıklı’daki konutuna geçmek için buradan ayrıldı. Yolu üzerinde vatandaşların sevgi gösterilerine aracından el sallayarak karşılık veren Erdoğan, alışveriş yapmak için bir pastaneye girdi.

    Erdoğan, alışveriş sonrası dışarıda kendisini bekleyen vatandaşlarla da hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Güler, ABD’li mevkidaşı ile görüştü

    Güler, ABD’li mevkidaşı ile görüştü

    Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Şiddet Yanlısı Aşırı Örgütlerle Mücadele Genelkurmay Başkanları Konferansı’na katılmak üzere ABD’de bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford ile ikili görüşme gerçekleştirdi.

    Görüşmede, bölgesel güvenlik ve terörle mücadele konuları ele alındı.