Yazar: odakhaber

  • Yeniliğin ve arınmanın tam zamanı

    Yeniliğin ve arınmanın tam zamanı

    Yeniliğin, yenilenmenin, arınmanın ve sağlıklı yaşama adım atmanın şimdi “Tam Zamanı”! Demet Kutluay ve uzman diyetisyen Selahattin Dönmez, Tam Zamanı’nda bu hafta; doğal antidepresan kaynağı, mutluluk verici besinler üzerine konuşuyor. İkili, önce hafif ve sağlıklı “fırında susamlı somon”; ardından enerji verici “muz içeceği” tariflerini veriyor.

    Bu haftanın özel konuğu İtalyan şef Claudio Chinali de mutfak sırlarını paylaşmak için Selahattin Dönmez’le bir araya geliyor. Şimdi yenilenmenin tam zamanı! “Tam Zamanı” yepyeni bilgiler ve zengin içeriğiyle 4 Şubat Cumartesi 12.15’te NTV’de.

  • Tarihe kayıt düşen haber kameramanları

    Tarihe kayıt düşen haber kameramanları

    Türkiye Haber Kameramanları Derneği’nin 21. Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Yarışması ödülleri sahiplerini buldu. Al Jazeera Türk’ten Güray Ervin, röportaj haber kategorisinde birinci oldu.

  • Kış diyeti ile kilo almaktan kurtulun

    Kış diyeti ile kilo almaktan kurtulun

    Kışın sağlıksız ve düzensiz beslenme sonucu yaşadığımız rahatsızlıklardan dolayı diyet yapmakta zorlanabiliyoruz.

    Kışın uygulayacağınız bu diyetle kilo vererek yaz gelmeden daha fit ve sağlıklı bir vücuda kavuşabilirsiniz.

    Fazla kilolarından rahatsız olanlar bu kış diyetini mutlaka denemeli…

    1 Gün. Pazartesi

    Kahvaltı: tam buğday ekmekli peynirli tost
    Öğle: 1 tabak kuru fasülye, 1 kase yoğurt
    Ara Öğün: 1 tane yeşil elma
    Akşam: 6 kaşık bulgurlu pırasa yemeği, 1 kase yoğurt

    2 Gün. Salı

    Kahvaltı: 1 kase süt, 4 kaşık kuru meyveli müsli
    Öğle: ızgara köfte ve ayran, salata
    Ara Öğün: sütlü kahve
    Akşam: 100 gram kepekli, peynirli makarna

    3 Gün Çarşamba

    Kahvaltı: 1 bardak süt, 2 hurma, 3 ceviziçi
    Öğle: ton balıklı salata ve esmer ekmek
    Ara Öğün: 1 avuç kadar leblebi
    Akşam: 6 kaşık bulgurlu ıspanak, yemeği, 1 kase yoğurt

    4.Gün. Perşembe

    Kahvaltı: 2 dilim tam buğday ekmeği, 2 dilim peynir, domates kurusu
    Öğle: tam buğdaylı salata ve 1 kutu ayran
    Ara Öğün: 4 tane kestane
    Akşam: etli, bulgurlu kuru biber ve patlıcan dolması, 1 kase yoğurt

    5.Gün. Cuma

    Kahvaltı: 1 bardak kefir, 10 iç badem ve 2 gün kurusu
    Öğle: 1 porsiyon etli nohut yemeği ile yanında 1 kase yoğurt
    Ara Öğün:1 kupa sıcak çikolata
    Akşam: ızgara balık ve esmer ekmek, salata

    6.Gün. Cumartesi

    Geç Kahvaltı: 2 yumurtalı yulaf kepekli omlet, 2 dilim çavdarlı ekmek ve 2 dilim peynir, 5 adet zeytin, roka, maydanoz, kaypa biber, 1 greyfurt, 1 tatlı kaşığı bal
    Ara Öğün: 1 bardak boza
    Akşam : 120 gram ızgara et, 4 kaşık bulgur pilavı ve salata

  • İkiz doktorlardan ilginç deney

    İkiz doktorlardan ilginç deney

    İngiliz ikiz doktorlar ilginç bir deney yaparak beslenme ve kilo verme ilişkisini çözmeye çalıştı. İkisinin de doktorluk yapması ve tek yumurta ikizi olmaları araştırmaları için bir avantaj sağlarken, yaşadıkları deneyimin bilimsel anlamda önemli olabileceğini söylüyorlar. İkizlerden biri bir ay karbonhidratı diğeri ise aynı süre içerisinde yağı hayatından çıkarıyor. Peki hangisi daha çok kilo veriyor? İşte sonuç.

    Alexander ve Chris Van Tulleken; tek yumurta ikizi doktorlar. Bir dönem farklı ülkelerde yaşadıkları için aralarındaki benzerliğin giderek azaldığını ve bundaki en önemli nedenin kilo problemi olduğunu fark ediyorlar. Tekrar aynı ülkede yaşamaya başladıklarında bu durum onları bir deney yapmaya itiyor. Alexander ve Chris bir ay boyunca beslenme alışkanlıklarını değiştirerek kilo vermekle ilgili önemli bir sonuç elde etmek istiyor ve biri bir ay boyunca karbonhidratı diğeri ise yağı hayatından çıkararakdeneye başlıyorlar. Peki sizce hangi yöntem daha başarılı oldu?

    Doktor olduktan sonra sürekli kilo alıp verdiğini söyleyen Alexander, kardeşi Chris’in genellikle kilosunu koruduğunu belirtirken“Ben resmen onun şişko bir versiyonu gibiydim. Sağlıklı olsam böyle görünürdüm diye düşünüyordum.” şeklinde konuşuyor.

    Neden Alexander daha fazla kilo alıyor? Alexander aldıkları eğitimdeki eksikliği böylece görmüş oluyor: “Problem şurada: Doktor olmamıza rağmen, ikimiz de kilo verme ve sağlıklı beslenme hakkında çok şey bilmiyorduk. Bu konular genelde tıp okulunun kenarında köşesinde kalıyor. Evet, biyokimyayı anladık, metabolizmayı biliyorduk ve kilolu olmanın sonuçlarından haberdardık. Ama hangi diyetin işe yarayacağını, neyi çok neyi az yememiz gerektiğini bilmiyorduk.”

    Alexander bir dönem yaşadığı Amerika’dan İngiltere’ye döndükten sonra da kilolar peşini bırakmıyor, üstelik bu kez Chris de aynı sorunları yaşamaya başlıyor. Alexander, Amerika’dan İngiltere’ye kardeşinin yanına döndükten sonra da hızla kilo alıp vermeyle ilgili sorunlar yaşıyor.30’lu yaşların ortalarına gelen kardeşler, kiloları ne kadar ideale yakın olursa olsun, bel bölgelerindeki yağlanmadan ve vücutlarındaki şekilsizlikten kurtulamıyorlar.

    Ve deney başlıyor

    Kilo problemine bilimsel bir sonuç elde edebilecekleri bir deneyle açıklama getirmek isteyen Chris ve Alexander, bu süreçte sahip oldukları bilgileri ve tabii ki ikiz olmalarının verdiği avantajı kullanarak bir ay sürecek deneylerine başlıyorlar. Biri karbonhidratı hayatından çıkarıyor diğeri ise yağı…

    Alexander bu süreci şöyle anlatıyor:

    “Bizim gibi tek yumurta ikizleri, buna benzer deneyler için oldukça kullanışlı çünkü aynı genlere sahibiz. Bu da demek oluyor ki, vücudumuzdaki en ufak değişikliğe hemen hemen aynı şekilde karşılık veriyoruz. Yani olası bir değişiklik, genetik değil diyetle alakalı olacaktı.”

    Sadece yağ ve karbonhidrat yok

    Diyet süresince ikisi de sadece yağı ve karbonhidratı hayatlarından çıkarıyor ancak diğer her şeyi istedikleri kadar yiyorlar. Alexander hiç karbonhidrat yemezken Chris yağı çok az olan yemekler yiyor.Chris, yağ yaşam için önemli bir besin grubu olduğu için tamamen hayatından çıkaramıyor ancak yemeklerini yüzde 2’ye kadar yağı azaltılmış şekilde tüketiyor. Egzersizler yapan ve benzer hayat tarzlarına sahip olan ikizler, diğer değişkenleri mümkün olduğunca benzer tutmaya çalışıyorlar.

  • Kadınlar bunları bekliyormuş!

    Kadınlar bunları bekliyormuş!

    Türkiye genelinde konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,8 artışla 95 bin 389 oldu.

    Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, monut satışlarında, İstanbul 15 bin 807 konut satışı ve yüzde 16,6 ile en yüksek paya sahip oldu.

    Satış sayılarına göre İstanbul’u, 10 bin 686 konut satışı ve yüzde 11,2 pay ile Ankara, 5 bin 665 konut satışı ve yüzde 5,9 pay ile İzmir izledi.

    Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 8 konut ile Hakkari, 11 konut ile Ardahan ve 48 konut ile Şırnak oldu.

    Kredili konut satışı yüze 35 arttı

    İpotekli (kredili) konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,4 oranında artış göstererek 35 bin 993 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 37,7 olarak gerçekleşti.

    İpotekli satışlarda İstanbul 6 bin 272 konut satışı ve yüzde 17,4 pay ile ilk sırayı aldı. Toplam konut satışları içerisinde ipotekli satış payının en yüksek olduğu il yüzde 69 ile Artvin oldu.

    Yabancıya konut satışı azaldı

    Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,2 azalarak 1386 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, ilk sırayı 441 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 264 konut satışı ile Antalya, 137 konut satışı ile Bursa, 72 konut satışı ile Ankara, 70 konut satışı ile Sakarya ve 62 konut satışı ile Yalova izledi.

    Ocak ayında Irak vatandaşları Türkiye’den 279 konut satın aldı. Irak’ı sırasıyla, 144 konut ile Suudi Arabistan, 115 konut ile Kuveyt, 107 konut ile Afganistan ve 60 konut ile Rusya Federasyonu izledi.

  • Atamalarda yeni gelişme!

    Atamalarda yeni gelişme!

    Bakanlar Kurulu’nun Resmi Gazete’de yayınlanan kararına göre, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında artık Farsça, Korece ve Urduca dillerinin eğitim ve öğretimi yapılacak.

    Özel okul ve özel kurslarda verilecek eğitim, 2’inci sınıftan 12’inci sınıfa kadar olan bölümü kapsıyor.

    14/10/1983 tarihli ve 2983 sayılı “Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında Kanun’a gereğince öğretimi yapılabilen yabancı diller arasında, İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca, Hollandaca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Çince, Arapça, İbranice ve Yunanca bulunuyordu.

  • Herkes bu reklamı konuşuyor

    Herkes bu reklamı konuşuyor

    Nike Women yeni reklamıyla sosyal medyada büyük ses getirdi. Kadınların hayatın içerisindeki varlığına vurgu yapan ve spordaki ‘gücünü’ yansıtan reklam, büyük beğeni topladı. Nike, Beyonce’un Who Run The World şarkısıyla kadınlara bir çağrıda bulunuyor: Kendinize ve yeteneklerinize inanın.

    Reklam, her zaman güzel görünmek zorunda olmak, narin olmak, sessizce bir kenarda oturmak, altın ve gösterişi sevmek, elinin hamuruyla her işe karışmamak gibi toplumda kadınlar üzerine yüklenmişbirçok klişeyi yıkmasıyla herkesinbeğenisini topladı. Reklamın en çok dikkat çeken repliği ise kadının herkesin içerisinde gülmesini ayıp karşılayan zihniyete gönderme yaptığı kısmı oldu.

  • Stresi azaltmak mümkün

    Stresi azaltmak mümkün

    Son KHK ile ihraç edilen 330 akademisyen arasında bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi’nde görevli 27 akademisyen dün eşyalarını toplayarak üniversiteden ayrıldı. Duygusal anların yaşandığı uğurlama töreninde öğrencileri, hocalarını çiçeklerle uğurladı. Hocaları da odalarındaki kitaplarını onlara hediye etti.

    Yıldız Teknik Üniversitesinin Davutpaşa Kampüsünde toplanan ihraç edilen akademisyenler, meslektaşları ve öğrenciler, kampüsün giriş kapısı önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi. Ellerinde “Akademi Susturulamaz. Geri Döneceğiz” yazılı pankart taşıyan grup giriş kapısının önünde toplandı. Burada sloganlar ve gözyaşları içerisinde hocalarına çiçek veren öğrencileri onları alkışlar arasında yolcu etti.

    Öğrencilerden Açıklama

    Üniversite öğrencileri adına yapılan basın açıklamasında da “Adaletsizliğin yanında hocalarımızın yanındayız. Bu süreçte başta anayasa olmak üzere, yaslarla ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler ihlal edildi. Yayınlanan KHK’lar ile üniversitemizin çok değerli hocaları okulumuzdan uzaklaştırıldılar. Hocalarımızın ifade, seyahat ve çalışma özgürlükleri ellerinden alındı” denildi. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı görülürken, grup açıklamanın ardından sınıflarına gitti.

    kademisyenlerin odalarını toplarken kitaplarının bir kısmını, onları uğurlayan öğrencilerine verdikleri, bir kısmını da üniversitenin kütüphanesine bağışladıkları öğrenildi.

  • HDP’nin tercihi ve umutsuzluk

    HDP’nin tercihi ve umutsuzluk

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Fethullah Gülen’in iadesi için ABD Başkanı Obama’ya mektup yazmayı düşünüyor musunuz” sorusuna, “Ben zaten bu konuyu kendisiyle daha önce görüştüm” yanıtını verdiğini yazdı.

    Çevikcan, 2014 TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri’nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’ın Barack Obama nezdinde “Yeni bir girişimiz olur mu?” sorusuna “Vakti zamanı gelince o da olur” yanıtını verdiğini, “yakın zamanda olur mu?” ısrarı üzerine de, “Şimdi konuşturmayın beni. Vakti saati gelince o da olur” dediğini aktardı.

    Serpil Çevikcan’ın Milliyet gazetesinin bugünkü (25 Aralık 2014) nüshasında yayımlanan, “Erdoğan: Vakti gelince o da olur” başlıklı yazısı şöyle:

    Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda dün güzel bir tören vardı. 2014 TÜBİTAK Bilim Özel ve Teşvik Ödülleri sahipleriyle buluştu.

    Bilimsel yetkinlikleri ve alanlarına uluslararası düzeyde yaptıkları çok önemli katkılar nedeniyle el üstünde tutmamız gereken bilim insanları ödüllendirildi. Törenin Cumhurbaşkanı’nın ev sahipliğinde yapılması da dikkatle not edilmeli.

    Çünkü, dün törenin açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak’ın İbn-i Sina’dan alıntıyla söylediği gibi, “Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göçer.” TÜBİTAK Başkanı’nın bu sözlerinin reel politikteki karşılığını da.

  • Fast food osteoporoz yaşını düşürüyor

    Fast food osteoporoz yaşını düşürüyor

    Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneğinin düzenlediği 22. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi, Antalya’nın Serik ilçesinin Belek beldesindeki bir otelde başladı.

    5 Kasıma kadar devam edecek kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Nedim Doral, kemik erimesinin (osteoporoz) yavaş gelişen bir hastalık olduğunu, genetik yatkınlık ve beslenmenin kemik erimesi üzerinde doğrudan etkisi olduğunu söyledi.

    Doral, kemik erimesinin çocuk yaşta oluşmaya başlayan ancak yaşlılık döneminde fark edilen bir hastalık olduğunu belirterek, çocukluk çağındaki fast food beslenmenin de osteoporoz riskini artırdığını kaydetti.

    Doral, fast food tarzı yemek yiyen çocukların beslenmediklerini, sadece yemek yediklerini belirterek, ”Kemikte kalsiyum emilimi azaldıkça osteoporoz 12-13 yaşlarından itibaren başlayabiliyor” dedi.

    Çocukluk döneminde yeterli kalsiyumun tüketilmesinin kemik yoğunluğuna yapılacak en iyi yatırım olduğunu belirten Doral, “Çocuğun beslenmesi için besin oranları ayarlanmış maddeler verilmeli. Süt ağırlıklı beslenme önemli” diye konuştu.