Yazar: odakhaber

  • Zuhal Olcay’ın anne acısı

    Zuhal Olcay’ın anne acısı

    Dün Sahrayıcedid Camisi’ndeki cenaze töreninde taziyeleri kabul eden Olcay, “Annem herkesin pamuk teyzesiydi. Dünyanın en iyi insanıydı. Üç ay önce beyinde pıhtı atması oldu, tedavi görüyordu. 79 yaşındaydı ama gayet dinçti. Sekiz ay önce babamı kaybetmiştim, şimdi de annem. Arka arkaya gittiler, Allah geride kalanlara ömür versin” dedi. Bu acı gününde ünlü oyuncuyu sevgilisi Mazlum Çimen, oyuncu dostları Deniz Çakır ve Oktay Kaynarca da yalnız bırakmadı. Süheyla Takmaz, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazı sonrası Beykoz Çayırbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Zuhal Olcay, taziyeleri bir yıldır beraber olduğu Mazlum Çimen ile birlikte kabul etti. Cenaze törenine Deniz Çakır ve Oktay Kaynarca da katıldı.

  • Fırat Tanış ‘İstanbullu Gelin’ dizisinde

    Fırat Tanış ‘İstanbullu Gelin’ dizisinde

    Yapımcılığını O3 Medya’nın üstlendiği, yönetmenliğini Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş’un yaptığı, Star TV’nin büyük beğeni toplayan yeni dizisi “İstanbullu Gelin’e” 2. bölümden itibaren sevilen oyuncu Fırat Tanış dahil oluyor.

    Beklenmedik bir sırla Boran ailesinin hayatına, bomba gibi düşecek olan Adem Sezgin karakterini canlandıran Tanış, rolü için saçlarını kestirdi ve sakallarını uzattı. Tanış; başta Faruk olmak üzere tüm Boranlardan hesap sormaya gelen Adem Sezgin’i şu sözlerle anlatıyor; “Sıradan bir kötü değil, Adem. Alışılmışın dışında farklı yönleri var. Kendini haklı görüyor ve sebeplerine inanıp onlardan güç alıyor. Harika bir ekip, özenle seçilmiş bir kadro ile inanılmaz keyifle çalışıyoruz. Umarım hak ettiği karşılığı bulur.”

    Başrollerini Özcan Deniz ve Aslı Enver’in paylaştığı, oyuncu kadrosunda İpek Bilgin, Salih Bademci, Fırat Tanış, Güven Murat Akpınar, Berkay Hardal, Neslihan Yeldan, Dilara Aksüyek, Nergis Çorakçı, Pelinsu Pir, Eren Balkan, Ahmet Sabri Özmener, Muharrem Türkseven, Hakan Altıner, Nilay Erdönmez, Hira Koyuncuoğlu ve Fatih Koyunoğlu’nun da yer aldığı “İstanbullu Gelin” merak dolu gelişmelerle 10 Mart Cuma akşamı Star TV’de.

  • Çocuğunuza Asla Söylememeniz Gereken 3 Cümle

    Çocuğunuza Asla Söylememeniz Gereken 3 Cümle

    Tabii bu cümle anneler babaların ağzından değil de genelde büyük kardeşlerin ağzından çıkıyor. Ve küçük kardeşlerimizden duyduğumuz kadarıyla çocukluk anılarının en beteri olarak akılda yer ediyor, hayat boyu silinmeyen bir korku hissine dönüşüyor. Abiler ablalar, kabul edin! Hepimiz etmedik mi bu lafı!?

    İlk paragrafımız kişisel yaşanmışlıklarla ilgili de olsa, küçük kardeşlerimizin zorlamalarıyla da yazılsa, yazımızın geri kalanı öyle değil. Psikologların önerileriyle, çocuk psikolojisinden örneklerle dolu bir liste hazırladık sizlere. Buyrunuz;

    Ya da ”Ağlayıp durma be…”, ”Ay hemen de küser bu zaten!” gibi formasyonları da var bu cümlenin. İşte o formasyonların hiçbirini kurmayın, çocuğunuzun hassaslığına yönelik alaycı tavırlara katiyen girmeyin. Çünkü:

    Çocukların sinir sistemleri, bizlere göre çok daha hassastır, daha ince ayarlıdır. Bu yüzden hemen her şeye, çok hızlı şekilde tepki verebilirler. Kendilerini tutmadan gülerler, sinirlenirler, küserler, ağlarlar. Bu ince ayar yaş ilerledikçe zaten kendiliğinden azalır. Bu hassaslığı zamanından önce ehlileştirmeye çalışmak ebeveynlerin sıkça yaptığı bir hatadır.

    Bir çocuğu hassas olmakla suçlamak, baskılamak, çocuğun ilerleyen yaşlarında empati yeteneğini kaybetmesine, dolayısıyla da başarılı ilişkiler kuramamasına sebep olur.

  • Kadın polisler gece gündüz görev başında

    Kadın polisler gece gündüz görev başında

    Emniyet Teşkilatında görevli kadın polisler, ailelerine karşı taşıdıkları sorumlulukları yerine getirirken bir taraftan da vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak için gece gündüz görev yapıyor.

    Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru F.A, Özel Harekat Daire Başkanlığında görevli komiser yardımcısı ile Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde çalışan polis memuru Leyla Demir, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” öncesinde polislik mesleğinde kadın olmanın olumlu ve zor yanlarını AA muhabirine anlattı.

    TEM Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru F.A, babası ve eşinin de polis memuru olduğunu belirterek, 12 yılını verdiği mesleğinin çocukluk hayali olduğunu anlattı.

    Eşi ile görev yaptığı karakolda tanıştığını söyleyen F.A, kadın olmasının mesleğiyle ilgili herhangi bir sıkıntıya yol açmadığını belirterek, erkek meslektaşlarıyla saygı ve sevgi çerçevesinde görev yaptıklarını ifade etti.

    Polislik ile annelik görevini birlikte yürütmenin zorluklarına değinen F.A, şunları söyledi:

    “Belirli bir mesai saatimiz yok. Görevden sonra eve gidip, ortalığı toplayıp yemek yapmayı, eşine ve çocuğuna zaman ayırmayı planlarsın ama kapıdan girdiğinde telefon çalar, göreve çağrılırsın. Bu esnada evde yemek bekleyen çocuğun ve eşin vardır. Ama görev seni bekler. Aynı mesleği yaptığımız için eşim yaşadığım zorluğun farkında ve her konuda olduğu gibi ev işlerinde de bana destek olur.”

    15 Temmuz darbe girişimi

    15 Temmuz darbe girişimi sırasında mesai arkadaşı başpolis Varol Tosun’un şehit olduğunu, kendisinin de dizinden yaralandığını anımsatan F.A, o geceyi anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

    Tosun’un şehit olduğunu meslektaşından öğrendiğini kaydeden F.A, yüzünden vurulan şehit Tosun’u saati ve spor ayakkabılarından teşhis ettiğini ifade etti.

    F.A, aldığı “gazilik” unvanının kendisi için onur verici olduğunu vurgulayarak, kalkışmayı gerçekleştiren hainlerin, ailelerine sadece utanç bırakabildiğini belirtti.

    “Çok fazla zorluk çekmiyoruz”

    Güvenlik gerekçesiyle ismi yayınlanmayan Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığında görevli komiser yardımcısı ise evli ve iki kız çocuğu annesi olduğunu belirterek, “Biz bu işi severek ve gönüllü yaptığımız için çok fazla zorlandığımızı söyleyemeyeceğim. Hiyerarşi mesleğinde görev yapıyoruz ama bizde kardeşlik bağları, arkadaşlık ilişkileri çok kuvvetlidir. O yüzden çok fazla zorluk çekmiyoruz.” dedi.

    Kendisinde en fazla iz bırakan anının, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarınca 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişimi sırasında yaşadıkları olduğunu anlatan komiser yardımcısı, çok sayıda mesai arkadaşını şehit verdiklerini, buna inanmanın zor olduğunu kaydetti.

    Kadın trafik polisi Demir

    Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Leyla Demir de mesleğini severek yaptığını belirterek, “Bize yüklenen sorumluluğu yerine getirerek yapmaya çalışıyoruz. Kadın olarak yapmak daha da zor. Özellikle ekipte çalışıyorsanız bunun zorlukları var tabii ki. Vatandaş sizi bir bayan olarak bu kavşakta gördüğü zaman güzel tepkiler verdiğinde ister istemez hoşunuza gidiyor. O zorluklar da ortadan kalkıyor.” dedi.

    Polisliğin olumlu yanlarının da olduğuna işaret eden Demir, erkek sürücülerin trafikte kendisiyle iletişim kurarken konuşmalarına ve tavırlarına dikkat etmelerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

  • Ve Türkler betonu keşfetti

    Ve Türkler betonu keşfetti

    http://www.aljazeera.com.tr/gorus/ve-turkler-betonu-kesfetti

  • Arda’yla önceliklerimiz değişti ayrıldık

    Arda’yla önceliklerimiz değişti ayrıldık

    Geçtiğimiz aralık ayında 31 yaşına bastım. Üniversite yıllarıma kadar eğitimimi FMV Ayazağa Işık Lisesi’nde tamamladım. Bunun yanı sıra yedi sene Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda piyano ve solfej dersleri aldım. Üniversite serüvenim Amerika’da başlayıp Londra’da son buldu. University of Westminster Criminal Justice mezunuyum. İstanbul’da ailemle yaşıyorum. Şimdilik aile işlerimize destek oluyorum.

    Hayatta önceliklerin neler?

    Her şeyden önce ailem gelir; sonra ‘ben’ derim. Kendime olan saygımın, itibarımın, iç huzurumun ve mutluluğumun zedelenmemesi için çaba gösteririm. Prensipleri olan bir insanım ve bunlardan kolay kolay vazgeçmem. Tabii zaman zaman tökezlediğim oluyor ama çabuk toparlıyorum. İnsanın soyadı, hassas noktası. Yaptığım ve yapacağım her şeyde ilk önce bunu düşünüyorum.

  • Eski sandıklardan ‘Kütahya bebekleri’ çıktı

    Eski sandıklardan ‘Kütahya bebekleri’ çıktı

    Kütahya Olgunlaşma Enstitüsü ve Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) işbirliğiyle yürütülen “Kütahya Bebekleri” projesi kapsamında, onlarca yaşlı kadınla görüşüldü, sandıklarından çıkan geleneksel giysiler fotoğraflanıp, desenleri bilgisayar ortamında küçültülerek yapma bebeklere uyarlandı.

    Yüz ve ellerinde yünün iğneyle keçeleştirilmesiyle formlar oluşturulan bebeklerden 5 farklı modelde 60 adet üretildi.

    Projeyi geliştiren DPÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yelda Şener, Kütahya’nın, çok büyük ve çeşitli kültürlerin değerlerini özümsemiş köklü bir tarihi mirasa ev sahipliği yaptığını, kente özgü geleneksel kıyafetlerin, bu zenginliğin kanıtı olduğunu söyledi.

    Şener, proje kapsamında, Kütahya’nın geleneksel kıyafetlerinden esinlenerek hazırladıkları el yapımı bebekleri, turistik bir ürün haline getirmeyi planladıklarını, böylece söz konusu kıyafetlerin nesilden nesile aktarılmasına da katkı sağlayacaklarını ifade etti.

    Yöreye özgü asırlık, geleneksel, orijinal kıyafetlerin sandıklardan çıkarılarak incelendiğini anlatan Şener, “Kütahya’da yaşayan önde gelen onlarca yaşlı kadınla bire bir görüşmeler yaptık. Sandıklarda saklanan ve büyük annelerinden kalan orijinal kıyafetleri inceledik. Bu kıyafetleri fotoğraflayarak desenlerini bilgisayar ortamına aktardık ve modelleri ortaya çıkardık.” ifadelerini kullandı.

    Şener, dikilen geleneksel kıyafetli yapma bebeklerin il dışından gelen ziyaretçilerin uğrak mekanlarında sergileneceğini belirterek, seri üretim konusunda da kararın üniversite yönetimince verileceğini bildirdi.