Yazar: odakhaber

  • Rengi cezbediyor ama tehlikeli

    Muğla’nın Yatağan ilçesinde, termik santralde kullanılan kömür atıklarından oluşan kül dağının kıyısındaki sağlık açısından sakıncalı olduğu belirtilen gölet, mavi ve turkuaz rengiyle doğa fotoğrafçıları ve piknikçilerin çekim merkezi haline geldi.

    Yatağan’da 35 yıldır faaliyet gösteren termik santralde elektrik üretmek için kullanılan kömürlerin kül halindeki atıkları, santrale yaklaşık bir kilometre uzaktaki Kapubağ Mahallesi’nin kırsalına dökülüyor.

    Yöre halkının kül dağı olarak nitelediği atık dökülen sahada yıllardır yağmur sularının birikmesiyle büyük bir gölet oluştu.

    Sağlık açısından tehlike oluşturması nedeniyle belediyenin etrafına uyarı levhaları diktiği gölet, gün ışığına göre farklı saatlerde büründüğü mavi, yeşil ve turkuaz renkleriyle doğa fotoğrafçıları, piknikçiler ve çevredekilerin ilgisini çekiyor.

    “İçeriğinde ağır metaller var”

    Yatağan Belediye Başkan Yardımcısı Tarcan Oğuz, yaptığı açıklamada, görüntüsüyle herkesi kendine çeken Kapubağ Mahallesi’ndeki kül göletinde ağır metaller bulunduğunu, bu nedenle çevresine uyarıcı tabelalar koyduklarını söyledi.

    Göletin suyunun son olarak TÜBİTAK’a yaptırdıkları analizlerde zararlı olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Oğuz, “İçilmesi ve suya girilmesi sağlık açısından tehlikeli. Bu yüzden santral yetkilileriyle de çalışma yapıyoruz ve burası koruma altına alınacak. Burada su kanalları yapılması doğrultusunda çalışmalarımız olacak.” dedi.

    Etrafı tel örgüyle çevrilecek

    Yatağan Termik Enerji Üretim AŞ Santral Direktörü Serdar Toprak da göletin kendiliğinden oluştuğunu ve çevreye zarar vermemesi için gerekli önlemleri aldıklarını belirterek şöyle konuştu:

    “Kül depolama sahası, kömürün yanması sonucu oluşan kül ve cürufun depolanması amacıyla 1993 yılında işletmeye alınmış. Santral sahasına yakınlığı coğrafi özellikleri ve zemininin geçirimsiz olması, kül depolama alanı olarak seçilmesinde etkili olmuş. Kül depo sahasında su ile kül serme işlemi yapıldığından zamanla sahanın güney kısmında bir gölet oluşmuş.”

    Toprak, 2018’de planladıkları yatırımla kül depolama sahasının etrafının tel örgüyle çevireceklerini ve kuşaklama kanalı yapılarak yağmur sularının alana girişini önleyeceklerini ifade etti.

    Santral sahasına yapılacak atık su geri kazanım tesisiyle gölette biriken suyun santralde kullanılması ve oluşan göletin kurutulmasının planlandığını da aktaran Toprak, kül depolama sahası çevresinde yer alan kuyulardan düzenli olarak numune aldıklarını bildirdi.

    Toprak, bu sahanın yer altı sularına etkisini takip ederek izleme raporlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderdiklerini de anlattı.

    Ağaçlar ve otsu bitkiler kuruyor

    Muğla Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Çevre Mühendisi Murat Türköz ise insanların kül göletinin manzarasına aldanmaması gerektiğini vurguladı.

    Kömürün, organik içerikli bir madde olmasına rağmen oluşum aşamalarında içeriğine metal ve ağır metalleri de dahil edebildiğine işaret eden Türköz, şunları söyledi:

    “İçerik olarak bakıldığında ağır metal ihtiva eden küller, su ile temas ettirildiğinde su bünyesine geçebilmektedir. Kül barajının tehlikesi de bu noktada başlamaktadır. Yatağan linyit kömürü içeriğinde radyoaktif veya ağır metal içeriği olduğu bazı bilimsel kaynaklarda geçmektedir. Bu nedenle kül göletini oluşturan su içeriğinde canlıları olumsuz etkileyecek maddeler bulunur.”

    Türköz, yaptıkları incelemelerde, gölet içerisindeki ağaçların ve otsu bitkilerin kuruduğunu gözlemlediklerini de sözlerine ekledi.

    “Yeşil, mavi ve bulutlar harika bir kompozisyon”

    Kül göletine gelerek fotoğraf çeken Marmaris Fotoğraf Dostları Derneği (MARFOD) Yönetim Kurulu Başkanı Koray Ürkmez, fotoğrafçı arkadaşlarının tavsiyeleriyle gölete geldiklerini, burada muhteşem bir manzarayla karşılaştıklarını dile getirdi.

  • Küba Google ile anlaştı

    Google ve Küba devlet telekomünikasyon şirketi Etecsa arasında başkent Havana’da imzalanan anlaşmaya göre, Gmail ve YouTube dahil Google servislerine erişim hızı artırılacak. Google’dan yapılan açıklamada, “Bu anlaşma, Etecsa’nın, yerel düzeyde YouTube videoları gibi en popüler yüksek bant genişliği içeriklerimizden bazılarını, ön belleğe alarak gecikmelerini azaltmak için teknolojimizi kullanmasına izin veriyor” ifadesine yer verildi.

    Dünyanın en düşük çevrimiçi bağlantı oranlarından birine sahip Küba’da halkın büyük bölümünün evden internete bağlanmasına izin verilmiyor. Küba’da halkın internet hizmetinden faydalanabilmesi için özel erişim noktalarında saatte yaklaşık iki dolar ödemesi gerekiyor.

    ABD Başkanı Barack Obama Küba ziyaretinde, internet erişiminin eğitim ve sağlık hizmetleri gibi ülkenin refahı açısından önemine dikkat çekerek, Google’ın Küba’ya internet sağlayacağını açıklamıştı.

    Başkan seçilen Donald Trump ise seçim kampanyası döneminde Obama’nın Küba ile ilişkilerin düzeltilmesine yönelik attığı adımları sert bir şekilde eleştirmişti.

  • Burçin Terzioğlu: “Seri katil olurdum”

    Burçin Terzioğlu: “Seri katil olurdum”

    Poyraz Karayel dizisiyle tüm dikkatleri üzerine çeken başrol oyuncusu Burçin Terzioğlu dizinin final yapması sonrası hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.

    Bavul Dergi’ye röportaj veren ünlü oyuncu; “Çocuklara ve hayvanlara zarar verenler için değişik planlarım var. Yok yok, çok fazlalar, seri katil olurdum” dedi.

    “SERİ KATİL OLURDUM”
    “Bir suç işleyecek olsaydınız ne olurdu?” sorusuna, “Katil olurdum. Çocuklara ve hayvanlara zarar verenler için değişik planlarım var. Yok yok, çok fazlalar seri katil olurdum” diyen Terzioğlu, okulun haylaz kızlarındanmış… Okuldayken izin kâğıdı imzalayıp sattığını itiraf eden Terzioğlu, tahammül sınırları zorlandığında zor sakinleştiğini şu sözlerle dile getirdi: “Arada bir şeyler kırıyorum. Bir de ben söylenince komik oluyormuşum öyle diyorlar. Onlar gülünce daha da sinirleniyorum.”

  • Avrupa kentleşmede nerede hata yaptı

    Avrupa kentleşmede nerede hata yaptı

    Avrupa Birliği (AB) özelinde düşünüldüğünde Maastricht Anlaşması’na giden süreçte ve sonrasında neredeyse otuz yıldan fazla bir süredir, küreselleşmenin siyasi ve yönetsel ayağının ulus-ötesi oluşumlar tarafından gerçekleştirileceği hatta gelecekte bir vakit dünyanın tek bir devlet altında birleşebileceği rüyası ile birlikte, bu hedefin ana omurgasını kozmopolitleşmiş, çeşitliliği, demokrasiyi, katılımı ve farklılıkları benimsemiş kentler ve bu kentlerden oluşan bir ağ tarafından oluşturulacağı öngörüsü ciddi bir darbe aldı.

    İngiltere’nin AB’den çıkması ile sonuçlanan referandumdan tüm Avrupa’da güvenlik ve istikrarın zedelenmesine, terör saldırılarına kadar birçok gelişmeyi Avrupa’nın kentsel alanda yaşadığı krizlerle ilişkilendirmek mümkün. Zira bu gelişmeleri salt diplomasi ve iktisadi yapı odaklı analizlerle açıklamaya çalışmak yetersiz kalabilir. Göz ardı edilen mekânsal boyut ve Avrupa kentlerinin durumu üst ölçekte uluslararası dinamikleri inşa eden ve belirleyen çok önemli etkenleri oluşturuyor.

    AB’nin son yirmi yıldaki en önemli meydan okuması Avrupalılaşma değil, evrenselleşme, kimlik siyasetinden mümkün olduğu kadar arındırılmış bir dünya düzeni kurma mücadelesiydi. Bunun iki sebebi vardı. Birincisi, Avrupa kentlerinin yaşadıkları demografik dönüşüm ve bunun karşısında istikrarsızlaşan Orta Doğu.

    Yakın coğrafyasındaki gelişmeleri yönlendirmede başarılı olamayan AB, dış ve iç dinamiklerin baskısı altında alışılageldik kalıpların dışında Avrupa çapında geçmişten çok daha farklı bir kentleşme süreci yaşadı. Bu süreç, Avrupa kentlerini demografik, iktisadi ve göç hareketlerinin etkisi altında şekillendirdi.

    Avrupa kentleşmesi nerede çıkmaza girdi?

    Aslında Avrupa kentleşmesi merkez ülkelerde İkinci Dünya Savaşı sonrası 1970’lerde büyük ölçüde tamamlanmıştı. Avrupa’nın çevre ülkelerinde ise 1990’ların sonuna kadar devam etti. Ama Avrupa kentlerinin önemli bir kısmında yaşlanan, doğum oranlarının düşmesi sebebiyle gerileyen bir nüfus yapısı ortaya çıktı. Bu değişim, ekonomik dinamizmi koruma kaygıları ile bir araya geldi.

  • ‘Dadaşlar’ ciritten vazgeçmiyor

    ‘Dadaşlar’ ciritten vazgeçmiyor

    Erzurum’da hafta sonları bir araya gelerek “Türklerin savaş oyunu” cirit karşılaşmasına çıkan “dadaşlar”, kışın da sıfırın altında 30 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı ve yarım metrelik kara rağmen bu sporu yapmaya devam ediyor.

    Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya taşıdığı savaş oyunu cirit, “dadaşlar diyarı” Erzurum’da yüzyıllardır yaşatılıyor.

    Kentteki cirit sahaları ve açık alanlarda hafta sonları bir araya gelen dadaşlar, önce atlarını kaşağıyla tımar ediyor. Ardından atlarını nalından eyerine kadar kontrol ederek hazır hale getiren cirit meraklıları, daha sonra özel çizme ve formalarını giyiyor.

    Bir süre atlarını fazla yormadan koşturan ciritçiler, ardından rakip oyuncularla karşılaşma yapıyor. Soğuk ve karlı havada nefesleri buharlaşan atlar, yarım metrelik karda dört nala koşarak karşılaşmaya renk katıyor.

    Kışın sıfırın altında 30 dereceye düşen hava sıcaklığına rağmen cirit oynamaktan vazgeçmeyen dadaşlar, atlarını dört nala sürüp adrenalin yaşarken, ata sporunu da geleceğe taşıyor.

    Kentteki cirit müsabakalarına katılan Uzmanlar Atlı Spor Kulübü Başkanı Cüneyt Sayım, yaklaşık 10 yıldır cirit yaptığını belirterek, “Cirit, anlatılmaz yaşanır. Bunu adlandıracak olursak iki canlının tek vücut olduğu bir spor dalıdır. Bu spor dalının dünyada bir benzeri yok. Bu spordaki adrenalin diğer sporlardaki gibi değildir.” dedi.

    “Osmanlı’da ‘çavgan’ adı verilmiş”

    Ciridin Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bir gelenek olduğunu ve Osmanlı döneminde de sultanların bu oyunu oynattığını dile getiren Sayım, şunları kaydetti:

    “Cirit, geçmişte savaşçıların ellerindeki mızrakları düşmana atma talimlerinden ortaya çıkan bir oyun. Mızrak atma antrenmanı daha sonra cirit oyununa dönüşmüş. Osmanlı’da buna ‘çavgan’ adı verilmiş. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ise cirit adını almış. Şu an yaklaşık 20 ilde bu sporla ilgilenen kulüpler var ama cirit, ağırlıklı olarak Erzurum ve Uşak’ta oynanmaktadır.”

  • Dijital dünyanın yeni oyuncuları

    Dijital dünyanın yeni oyuncuları

    Futbolu bıraktıktan sonra bir ara FIFA Başkanlığı’na da aday olan, sonra da çekilen Luis Figo, futbolcuların yeteneklerini videolar aracılığıyla paylaşabileceği, online scout telefon uygulaması projesini, hayata geçirdi. Bunu da Lizbon’daki bir web konferansında tanıttı:

    “Teknoloji herkesin olmak istediği bir alan. Herkes başarılı olabileceği bir pazar bulmaya çalışıyor”

    Figo “Bizim kariyerimiz kısa. 35 yaşından sonra yeni bir hayata başlamak zorundasınız. Fakat hepimiz de futbol antrenörü olmak istemiyoruz” dedi.

    44 yaşındaki Figo’nun projesinin adı Rüya Futbol. 5 yıl önce bir internet sitesi olarak kurulan sistemin 100 bin civarında kullanıcısı var. Figo’nun amacı ücretsiz mobil uygulamasının 100 milyon indirilmesi.

    Saha’nın projesi: Axis Stars

    Luis Figo, digital dünyaya yönelen futbolcularda ilk değil. Eski Manchester Unitedlı Louis Saha, spor dünyasının dijital platformlarda kendilerini tanıtmak için bir şirket kurmuştu.

    Eski Fransız futbolcu “Siz futbolcu olarak çok para kazanırken menajerler hep etrafınızda oluyor. Ama bıraktığınız zaman işler zorlaşıyor. Sponsor, iş fırsatı bulmak kolay olmuyor. Kurduğumuz bu Axis Stars ile siz kontaklarınızı tutabilirsiniz” açıklamasını yaptı.

    Saha’nın dijital ağı, aralarında eski futbolcu Rio Ferdinand, Fransız tenisçi Gael Monfils, ragbi oyuncusu Maxime Mermoz’un da aralarında bulunduğu 250 üyeden oluşuyor. Saha’nın amacı bu sayıyı iki yıl içinde 1000’e çıkarmak.

  • Çocukların uykusu nasıl düzenlenmeli?

    Çocukların uykusu nasıl düzenlenmeli?

    Çocuklarda uyku, yemek içmek kadar önemlidir. Çocuğunuzun güzel bir uyku düzeni var ise, günlük hayatta hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha az sorunla karşılaşırsınız. Uyku düzeninde bir bozukluk var ise çocukta dikkat dağınıklığı, huzursuzluk, fiziksel dayanıklılığın az olması, kilo artışı gibi durumlarla da karşılaşılması olasıdır. Ben sizlere biraz bizimkilerde yaşadığım uyku deneyimlerinden bahsedeceğim.

    Çocuğunuzun düzenli bir uykusu olsun istiyorsanız hayatınıza sokmanız gereken birkaç kural var. Öncelikle bir uyku saati belirleyin ve her gün bu saatte çocuğunuzun yatağına girmesini sağlayın. Fakat yatağa girer girmez uykuya dalmasını beklemeyin. Düzenli olayım derken katı bir ebeveyne dönüşmemeye özen gösterin. İkinci olarak uyku için çocuğunuzla hazırlık yapın, dişlerinizi fırçalayıp, yüzünüzü yıkadıktan sonra yatağa girmesini sağlayın ve bir kitap okuyun. Uykudan en az 1 saat önce televizyonu kapamış olun, hatta çocuğunuzun odasında özel durumlar dışında açık, hiç bir elektronik eşya bırakmayın. Çok geç saatte yemek yemekten hem siz kaçının hem de çocuğunuz kaçınsın, ama yatağa aç karnına da girmesin. Özellikle uyku öncesi şeker çikolata gibi yiyeceklerden uzak durmalısınız. Uyku öncesi açlık hissi var ise yoğurt veya süt içebilir. Çocuğunuzu her sabah belirli bir saatte uyandırmalısınız ki bu düzen doğruca işlesin. Peki kaç saat uyuyacak benim çocuğum diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Aşağıda hangi yaş grubunun günde toplam kaç saat uyuması gerektiğini sizlerle paylaşıyorum;

    Yaş Gece uykusu Ortalama toplam uyku

    • 5 yaş 10 – 12 saat 10 – 12.5 saat
    • 6 yaş 10 – 11.5 saat 10 – 11.5 saat
    • 7 yaş 9.5 – 11.5 saat 9.5 – 11.5 saat
    • 8 yaş 9.5 – 11.5 saat 9.5 – 11.5 saat

  • Sanal gerçeklikle kurtardığı kasabaya döndü

    Sanal gerçeklikle kurtardığı kasabaya döndü

    Londra’daki The Royal Chelsea Hospital (Chelsea Kraliyet Hastanesi) huzurevinde kalan 91 yaşındaki İkinci Dünya Savaşı gâzisi Frank Mouque, sanal gerçeklik teknolojisiyle Nazilerden kurtarılmasına yardım ettiği Fransız kasabasına döndü.

    Samsung Gear VR (sanal gerçeklik) cihazında önceden kaydedilmiş ve her yöne bakabileceği görüntüleri izleyen Mouque, deneyimi için ‘Harika’ ifadesini kullandı.

    Savaş gâzisine Armentieres Belediye Başkanı’nın videoda kendisine uzattığı madalya da verildi.

  • Annesinin terk ettiği yavrulara işçiler bakıyor

    Annesinin terk ettiği yavrulara işçiler bakıyor

    Bursa’da yaklaşık bir ay önce konut inşaatının yapıldığı şantiyeye gelen bir köpeğin doğumdan sonra terk ettiği 10 yavruya sahip çıkan işçiler, sütle büyüttükleri yavrularla yemeklerini paylaşıyor, üşümemeleri için ellerinden geleni yapıyor.

    Merkez Nilüfer ilçesi Demirci Mahallesi’nde devam eden konut inşaatında çalışan işçilerin 10 yavru köpeğe gösterdiği ilgi, çevredeki vatandaşların ve duyanların takdirini topluyor.

    Çoğu gurbetten gelerek soğuk hava şartlarında kendilerinin ve ailelerinin geçimini sürdürmek için alın teri döken 6 inşaat işçisi, yaklaşık bir ay önce annelerinin şantiyede doğum yaptıktan sonra terkettiği yavru köpeklerle yakından ilgileniyor.

    İlk günden bu yana sütle besledikleri yavrularla yemeklerini paylaşan, yağışlı havalarda üşümemeleri için yalıtımlı özel bölümler yapan işçiler, bekçi kulübesini de bu köpeklere tahsis etti.

    Şantiye sorumlusu Bahattin Ergene, yaptığı açıklamada, hayvan sevgisinin tarif edilemez bir duygu olduğunu söyledi.

    Bekçi kulübesinde işçilerin destekleriyle yaşayan yavru köpeklerin anne özlemi çektiklerini söyleyen Ergene, yavru köpeklerin daha iyi bir ortamda bakılması için yetkililerden ve hayvanseverlerden destek beklediklerini sözlerine ekledi.

  • Cem Adrian’dan çok anlamlı kampanya

    Cem Adrian’dan çok anlamlı kampanya

    Cem Adrian, Trump Cadde’de 9 Mart’ta sahne alacak. Ünlüşarkıcı, cem sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımda, konseri izlemeye gelenlerin getirecekleriilkokul öğrencilerine hitap eden Kitapları, köy okulları için toplayacağını duyurdu.

    Ücretsiz gerçekleşecek konserde Cem Adrian, sevilen şarkılarınıseslendirecek.