Kategori: Eğitim

  • Eren Erdem Altılı Masa toplantısının perde arkasını anlattı

    Eren Erdem Altılı Masa toplantısının perde arkasını anlattı

    CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti Genel Başkanlarınca oluşturulan Altılı Masa, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde dün 10’uncu kez bir araya geldi. 9 saatten fazla süren Kritik toplantı sonrası liderlerden ortak açıklama geldi.

    Toplantı devam ederken TELE1’de yayınlanan Gökmen Karadağ ile Açıkça programına konuk olan Eren Erdem, Altılı Masa’nın 10. toplantısına ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

    Kamuoyunun merakla beklediği ‘Cumhurbaşkanı adayı’ tartışmalarına yönelik “Uzun bir süredir şöyle bir tartışma zaten var. Bizce de doğru olan aday masadan olmalı ve tüm liderler geçiş hükümetinde yer almalıdır. Yani bir denklik hukuku esas alınarak tüm liderler geçiş hükümetinde yer almalıdır.” ifadelerini kullanan Erdem sözlerini şöyle sürdürdü; “Masa bir aday değil bir hükümet açıklamalıdır. Başında cumhurbaşkanının olduğu, cumhurbaşkanı yardımcılarının belli olduğu, kabinenin tamamı açıklanmalıdır. Böylece vatandaşı bir ikilemin içine sokmak gerekmektedir. Bir tarafta tek kişi var, burada da bakın bir hükümet var. 

    Bu tarafta memura, emekliye  yüzde 25 zam yapıp, yarım saat sonra bunu 30’a çıkartan, ne yapacağını bilmeyen, hiçbir yazılı metni olmayan, hiçbir programı olmayan bir şahıs var. 

    Burada da anayasa taslağı, hükümet programı olan ortak akıl var. Yani biz seçim sathında zaten Türkiye’yi bu tercihin odak noktasına çekmek istiyoruz, Bir kişiyle bir kişiyi yarıştırmak istemiyoruz, bir kişiyle bir fikir yarıştırmak, bir sistemi yarıştırmak istiyoruz.”

    “Kanaatimce Masa, Bir hükümeti, kabineyi topyekün açıklamak eğiliminde olacaktır” diyen Erdem Altılı Masa’nın sahadaki seçim çalışmaları için de “Eş zamanlı olarak bütün liderlerin çalışacağı bir kampanya göreceğiz. Aynı gün Türkiye’nin altı noktasında altı büyük miting göreceğiz. Bazen aynı sahnede altı lideri göreceğiz.  Bir gün bir bakacağız Kemal Bey Diyarbakır’da, Meral Hanım Bursa’da, Ahmet Bey Konya’da… Yani liderler harıl harıl sahada olacak. Sadece liderler de değil, kurmayları, milletvekili adayları parti yöneticileri. Türkiye’nin her noktasında Altılı Masa’nın tüm sözcüleri aynı programı anlatacak, aynı vaatlerde bulunacak, aynı şeyleri söyleyecek. Vatandaşımızla temas edecek, bunun sonucunda da ben hep şu cümleyi kurarım; masa kazanacak, masanın adayı 13. cumhurbaşkanı olacak” ifadelerini kullandı.

    “6 LİDER TAM BİR MUTABAKATLA MASAN KALKMIŞ”

    Yayın sürerken açıklanan ortak mutabakat metnine ilişkin değerlendirme yapan ve toplantıda 9 üst başlık, 72 alt başlığın kunuşulduğunun altını çizen Erdem şunları söyledi:  “Yani toplantıyı uzatan faktörlerin başında o var. Tüm maddeler tek tek masaya yatırılmış ve ortak metin oluşmuş. Artık Altılı Masa’nın sadece bir anayasa teklifi yok, artık Altılı Masa’nın bir hükümet programı da var. 

    İş başına geldiğimizde Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi, kısa uzun ve orta vadede neler yapacağımızı, vatandaşa arz edeceğimiz program bugün itibariyle yüzde doksan dokuz bitmiş vaziyette. 

    Bu çok önemli bir gelişmedir. Girmemem gereken yerler var ama şunu söyleyeyim seçim ittifaklarına kadar geniş bir sohbet yapılmış. İttifak içindeki partilerin seçime nasıl girebileceğine kadar, çok kapsamlı değerlendirmeler yapılmış. Vatandaşlarımızı belki en memnun edecek cümleyi kurayım; Masa konuştuğu bütün konularda tam mutabakatla kalkmış. Bu çok kritik. Konuşulan her konuda altılı masa liderleri tam bir mutabakatla masadan kalkmışlar.”

  • AK Parti ile HÜDA PAR ittifak mı kuracak? Zekeriya Yapıcıoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıcak görüşmesi!

    AK Parti ile HÜDA PAR ittifak mı kuracak? Zekeriya Yapıcıoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıcak görüşmesi!

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HÜDA PAR Dava Partisi  Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile görüştü. HÜDA PAR Genel Başkanvekili İshak Sağlam ve Genel Sekreter Şehzade Demir de hazır bulundu. Basına kapalı yapılan görüşme, yaklaşık 1 saat sürdü. HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, AK Parti Genel Merkezinden ayrılırken gazetecilerin görüşmeye ilişkin sorularını yanıtladı.

    Zekeriya Yapıcıoğlu, “Bir ittifaka dahil olabiliriz.” sözlerinin hatırlatılması ve bu görüşmenin bir ittifak görüşmesi olup olmadığının sorulması üzerine, bugün detaylı bir açıklama yapamayacağını söyledi.

    “BAŞLIKLARDAN BİR TANESİ SEÇİMLERLE İLGİLİ”

    ,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile daha önce de görüştüklerini hatırlatan Yapıcıoğlu, “Diğer partilerin genel başkanlarıyla da görüşmemiz oldu. Görüşmelerimiz sürecek. Biraz daha sabretmeniz gerekecek. Konular netleşince, mevzular inşallah sizler aracılığıyla kamuoyuyla da paylaşılacaktır. Birkaç başlığımız vardı. Evet, konuştuk. Seçimler de bu başlıklardan bir tanesiydi.” diye konuştu.

    “Teklif gelirse ittifakın içerisinde yer alabiliriz demiştiniz.” denilmesi üzerine Yapıcıoğu, birden fazla teklifin bulunduğunu aktardı.

    “Bugün teklif geldi mi?” sorusuna Zekeriya Yapıcıoğlu, “Biraz daha sabır. Evet, konuştuğumuz konulardan bir tanesi de seçimlerdi. Görüşmelerimiz sürecek. Netleşince, bir karar aşamasına gelince bunu paylaşacağız. Gizli saklı iş yapmayacağız.” dedi.

    SEÇİM TARİHİ AÇIKLAMASI

    HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, “Seçim tarihi de konuşulmaya başlandı, karar aşamasına ne zaman gelirsiniz? Nasıl bir takvim işler?” sorularına karşılık, seçim tarihinin henüz netleşmediğini dile getirerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Öyle anlaşılıyor ki seçim tarihi de yoğun bir şekilde konuşuluyor. Ne zaman seçim tarihi netleşir? Bu konuda bugünden bir şey söylemek mümkün değil ama görünen o ki seçim tarihinin netleşmesine çok uzun bir zaman kalmadı. Muhtemelen ocak veya şubat ayı içerisinde en geç seçim tarihinin netleşmesi gerekiyor. Zaten zaman kalmadı. Çünkü YSK’nin hazırlık yapabilmesi için üç ay gibi bir zamana ihtiyacı var. İhtimal ki bu ay içerisinde, belki bir ihtimal şubat ayı içerisinde tarih netleşir. Seçim tarihi netleşince kuvvetli ihtimal bizim de kararımız netleşir. O zaman paylaşırız.”

    İTTİFAK OLACAK MI?

    “Hangi ittifaka kendinizi yakın görüyorsunuz?” sorusuna Yapıcıoğlu, “Bakacağız. Zaman gösterecek.” karşılığını verdi. Zekeriya Yapıcıoğlu, “Millet İttifakı’ndan da bir teklif var mı?” sorusu üzerine, “Detaylara şimdi girmeyeyim. Görüşmelerimiz devam ediyor. Eğer takip ederseniz kimlerle, hangi partilerle görüştüğümüzü ya da bundan sonra kimlerle görüşeceğimizi net bir şekilde görürsünüz.” ifadesini kullandı.  HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bir başka soru üzerine, görüşmede detayların konuşulmadığını, verilmiş bir karar yokken bu detaylara girmenin doğru olmayacağını söyledi. 

  • Dev anket sonuçları açıklandı! 55 bin kişilik ankette flaş sonuç

    Dev anket sonuçları açıklandı! 55 bin kişilik ankette flaş sonuç

    HBS Araştırma ve Danışmanlık Şirketi, 2022 senesinin son ayında yaptığı ve 61 şehirde toplam 55 bin kişinin katıldığı seçmen anketinde AK Parti’nin oyu yüzde 30’un altında kaldı.

    HBS Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin aralık ayında gerçekleştirdiği anket neticesine göre AK Parti yüzde 30’una altına düştü, MHP baraj altında kaldı. Gazete Duvar’ın haberine göre HBS Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin aralık ayında 61 şehirde yaptığı ankete 55 bin kişi katıldı. Ankette “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltildi. Anket sonucuna göre, partilerin oy oranları şu şekilde oldu:

    AK Parti yüzde 29,1;

    CHP yüzde 23,8;

    İYİ Parti yüzde 19,6;

    HDP yüzde 9,8;

    MHP yüzde 5,9;

    Diğer yüzde 6,1;

    Kararsız yüzde 5,7.

  • DP’li İlay Aksoy, Gazeteci Ahmet Özdemir ile konuştu: Türkiye-Suriye görüşmesi YPG ve PKK’nın en büyük korkulu rüyası

    DP’li İlay Aksoy, Gazeteci Ahmet Özdemir ile konuştu: Türkiye-Suriye görüşmesi YPG ve PKK’nın en büyük korkulu rüyası

    Demokrat Parti Göç ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı İlay Aksoy YouTube kanalında hazırlayıp sunduğu ‘kervan yolda dizilmez’ programında Suriye çalışmalarıyla bilinen gazeteci Ahmet Özdemir’i konuk etti. İlay Aksoy’un Suriye’deki son gelişmeleri ve Türkiye-Suriye görüşmelerinin bölgeye yansımalarını sorduğu Özdemir, “YPG ve PKK’nın en büyük korkulu rüyası buydu. Türkiye ve Suriye’nin özellikle istihbarat ve askeri komuta kademelerinin görüşmesi YPG ve PKK’da ‘Acaba Türkiye ve Suriye aynı anda bir operasyona mı girişecek?’ kokusu yarattı. Özellikle son dönemde Esad güçlerinin Mümbiç bölgesine yaptığı zırhlı araçlarla destekli askeri yığınak da bu korkuyu güçlendirdi.” dedi.

    Aksoy ve Özdemir Türkiye-Suriye görüşmelerinin siyasal zeminini de masaya yatırdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuğoğlu’nun ocak ayının ikinci yarısında gerçekleşecek Türkiye-Suriye görüşmelerine ilişkin yaptığı açıklamaya dikkat çeken Aksoy, Özdemir’e “Anladığım kadarıyla Sayın Çavuşoğlu, halen Suriyeli muhaliflerin, Suriye Devleti’yle siyaset yapması konusunda ısrarcı. Şimdi iki konuda Türkiye halen Suriye kimlerle siyaset yapabileceğini ısrar edebilir mi?” sorusunu yöneltti.

    Soru üzerine Özdemir “Herhangi bir politika dayatarak bu işin içinden çıkamazsınız. Siz şu anda Suriye’de meşru hükümetin çok da istemediği bir aktörsünüz. O yüzden öncelikli olarak onların taleplerini kabul ederek, onların bu konudaki isteklerini ve arzularını yerine getirerek bu süreci götürebilirsiniz. Buna yönelik adımlar da atılacağını düşünüyorum. Türkiye’nin bu konuda artık bir şekilde akıllandığına inanmak istiyorum. ifadelerini kullandı…

    İşte İlay Aksoy’un soruları ve Ahmet Özdemir’in bölgeye dair değerlendirmelerinden öne çıkanlar:

    İlay Aksoy: Suriye’nin talepleri olabilir, elbette olacaktır. Hükümet bunu yerine getirirken, Türk halkının da taleplerini gözönünde bulundurması lazım. Çok kalıcı boyutlara gelen hasarlar var toplumumuzda. Dolayısıyla bunları değerlendirmemiz lazım. Şimdi siz iki gün önce bir tweet attınız YPG’nin ve PKK’nın bir demecini paylaştınız. “Şam yönetimi Türkiye’yle diyaloğu sonlandırmalı, Şam özerklik talebimizi karşılamalıdır. Türkiye, Rusya, Suriye koalisyonu derhal bozulmalıdır” diye talimat vermiş YPG adeta. Bu talimatı nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Ahmet Özdemir: Şimdi söyle başlamak gerekiyor aslında; YPG ve PKK’nın en büyük korkulu rüyası buydu. İstihbarat ve askeri komuta kademesinin bir araya gelip, Moskova’da gerçekleştirilen bu görüşmeler dizisi. Daha öncesinde de bunun ön ayaklarının olduğu hem Suriye medyasında hem de Türk medyasında bu işi takip edenlerden biliyoruz. Örneğin Dışişleri Bakanlığı’nın Beşar Esad’la görüştüğüne yönelik iddialar da gündeme geldi. Bunun daha öncesinde istihbarat başkanlarının da bir araya geldiği biliniyor. YPG ve PKK’nın buna yönelik bir takım çıkışlarını zaten biliyoruz. Çünkü YPG ve PKK sahada da bunu bir şekilde hissetmeye başladı.

    Özellikle Münbiç bölgesinde Esad güçlerinin şu anda bir yığınağı var. Benim aldığım son rakamlara göre Esad 600’e yakın bir askeri yığınak yaptı. Bunun yanı sıra bir takım askeri unsurlar, zırhlı araçlar da gönderdiler oraya. Tabi

    Münbiç’in kuzey tarafında Türk ordusu ve Türkiye destekli SMO’nun, yığınağı olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili de YPG ve PKK’nın sözde yetkilileri verdikleri demeçlerde ‘biz burada bu durumdan çekiniyoruz’ dediler. Yani açık açık ‘Acaba Türkiye ve Suriye aynı anda bir operasyona girişecek mi?’ endişesi yaşıyorlar. YPG ve PKK’nın bu görüşmeler dizisinden çok ciddi anlamda çekindiğinin bilincindeyiz.

    İlay Aksoy: Sayın Çavuşoğlu ocak ayının ikinci yarısında tekrar bir görüşme olabileceğini açıklamıştı. Suriye ve Türkiye Dışişleri Bakanları ile Rusya’dan Dışişleri temsilcisiyle bir toplantı olabileceğini söylemişti. Şimdi anladığım kadarıyla Sayın Çavuşoğlu, halen Suriyeli muhaliflerin, Suriye Devleti’yle siyaset yapması konusunda ısrarcı. Kullandığı kelime de bizim öncesinde ifade ettiğimiz gibi ‘rejim’. Şimdi iki konuda Türkiye halen Suriye kimlerle siyaset yapabileceğini ısrar edebilir mi?

    Ahmet Özdemir:Türkiye şunun kararını vermeli. Suriye Devleti’nin toprak bütünlüğü topyekün bir şekilde, 2011 öncesi gibi kalacak mı kalmayacak mı?

    ÖSO güçlerinin her yerde olduğunu biliyoruz. Türk askeriyle bir şekilde dirsek temasları devam ediyor. Türkiye içerisinde Suriyelilerin mevcut durumu da ortada, göçmen politikamız maalesef.

    Yani şu anda bunlar kendi içlerinde hala bir sıkıntı yarattıkları için Türkiye süreci biraz daha ağırdan alıyor. Türkiye yani bu politikaları ortaya koyarken şunu düşünmesi gerekiyor; eğer Sovyetler Birliği zamanında, batının Gorbaçov’a dayattıkları gibi ‘şeffaflık, yeniden yapılandırma gibi bunları gerçekleştir, biz seninle yeniden masaya oturalım’ derse bakın Sovyetler Birliği’nin durumu ortada.

    Biz nasıl terörle mücadele ettiysek onlar da kendi devletleri için terörle mücadele etti, kendi ülkelerinin, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin nasıl bir politikayla yönetilebileceğini gayet iyi biliyorlar. O yüzden onlara herhangi bir politika dayatarak bu işin içinden çıkamazsınız. Bir de şöyle bir şey var; siz şu anda Suriye’de meşru hükümetin istemediği bir aktörsünüz. O yüzden orada öncelikli olarak onların taleplerini kabul ederek, onların bu konudaki isteklerini ve arzularını yerine getirerek bu süreci götürebilirsiniz. Şu anda da buna yönelik de adımlar atılacağını düşünüyorum. Türkiye’nin bu konuda artık bir şekilde akıllandığına inanmak istiyorum.

    İlay Aksoy: Şöyle bir sorun da var; Türkiye belli insanların Suriye’de siyaset yamasını dayatır Suriye de belli güvenlik sıkıntılarını gerekçe göstererek ‘bunlarla siyaset yapmamız mümkün değil’ derse ne olacak? Bu insanları Türkiye mi alacak?

    Ahmet Özdemir: Bugün Suriye Arap Cumhuriyeti’ne ‘Anayasanızda değişiklik yapın’ dediğiniz an PYD’den bir farkınız kalmıyor çünkü onlar da aynı şeyi söylüyor. Bence şu an Suriye Arap Cumhuriyeti’nin mevcut anayasası çerçevesinde bir mutabakatla bu işin sonuçlandırılması gerekiyor. Suriye devlet medyasına yakın kaynaklar da Türkiye ile Suriye’nin mutabakatının bu şekilde neticelendiğini, en azından ön mutabakatın bu şekilde gerçekleştiğini belirtiyor.

  • Doğru Parti lideri Rıfat Serdaroğlu cezaevine girecek

    Doğru Parti lideri Rıfat Serdaroğlu cezaevine girecek

    Doğru Parti lideri Rıfat Serdaroğlu, yarın cezaevine girecek. Eski Sağlık Bakanı Serdaroğlu, AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 2 ay hapse çarptırılmıştı. Rıfat Serdaroğlu’nun 47 yıllık siyasi hayatı süresince, kendisine karşı 145 dava açılmıştır.

  • CHP Parti Meclisi Üyesi Müslim Sarı, Karadeniz’de keşfedilen yeni gaz rezerviyle ilgili değerlendirmelerde bulundu

    CHP Parti Meclisi Üyesi Müslim Sarı, Karadeniz’de keşfedilen yeni gaz rezerviyle ilgili değerlendirmelerde bulundu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan 2022 yılının son kabine toplantısında Karadeniz’de yeni keşfedilen doğal gaz rezerviyle vatandaşa müjde verdi. Erdoğan konuşmasında “Fatih Sondaj Gemimiz, Çaycuma-1 sondajında denizin 3023 metre altında 58 milyar metreküplük doğalgaz rezervini keşfetti. Karadeniz’deki gaz rezervimiz Çaycuma-1’deki yeni keşfimizle birlikte 170 milyar metreküp artarak toplam 710 milyar metreküpe ulaştı. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır. Yeni keşfimiz bölgeye komşu diğer jeolojik sahalardaki benzer keşiflerimize kapı aralayacak. En kısa zamanda yeni sondajlara başlayacağız. Hazar’ın, Akdeniz’in, Orta Doğu’nun enerjide merkez noktasının Türkiye olmasını sağlamakta kararlıyız. ” ifadelerini kullandı.

    “BÜYÜK RESME BAKTIĞINIZ ZAMAN DURUM ÇOK FARKLI”

    HaberTürk ekranlarında Kübra Par’ın sunumuyla yayınlanan Açık ve Net programının konuğu olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi Üyesi Müslim Sarı Erdoğan’ın açıklamalarını rakamlar ışığında masaya yatırdı.

    “Sevindirici bir gelişme biz muhalefet olarak bunu destekliyoruz” diyen Müslim Sarı, “Türkiye’nin kendi yerli kaynaklarına sahip çıkması, bu kaynakları potansiyele çevirmesi, bunları çıkartması, ekonomiye katkı sağlaması tüm bunlar güzel gelişmeler ancak büyük resme baktığımız zaman durum çok farklı. Az önce sordunuz ya ‘faturaları ne kadar etkileyecek?’ diye işte bu kadar büyük etki yaratacak bir gelişme değil.” ifadelerini kullandı.

    “ÇIKARILAN GAZ TÜRKİYE’NİN İHTİYACININ YÜZDE 5’İ”

    Yapılan projeksiyonlara göre Türkiye’nin yıllık doğalgaz ihtiyacının 55-60 milyar metreküp olduğunu vurgulayan Sarı, “Toplam 710 milyar metreküp doğalgaz çıkartılırsa ve hiç yurtdışından kaynak kullanmazsak 11 yıl 12 yıl yetebilecek kadar doğalgaz rezervi keşfetmiş bulunuyoruz. Birincisi Bunu küçümsemiyorum, faturaları neden etkileyemeyecek çapta olduğunu anlatıyorum. İkincisi 2023’te günlük 10 milyon metreküp gaz rezervi kullanır hale gelecek. Bu da yıllık 3.6 milyar metreküp yapar. Yani Türkiye’nin 1 yıllık ihtiyacının yüzde 5’i kadar. 2027’de maksimuma çıkacak çıktığında ise günlük 40 milyon metreküp olacak. Erdoğan o yüzden ‘ben bunu sanayiye vermeyeceğim, tamamını hanelere vereceğim diyor.” diye konuştu.

    “VATANDAŞ VAATLERE DEĞİL FATURASINA BAKACAK”

    Keşfedilen gazın 2023’ün ilk çeyreğinden sonra sisteme gireceğini hatırlatan Sarı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kış geçmiş olacak ve vatandaş gerçeği görecek; faturalarında indirim olacak mı olmayacak mı buna bakacak. Yani vaatler, sözler de bir yere kadar. Ne diyecek vatandaş? bir sonraki sene faturalar düşecek diye şimdiden sana oy mu verecek. Şuana bakacak vatandaş, şu anki faturalarına bakacak.”

    “İNDİRİM OLACAK ALGISI YARATMAK DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİL”

    Tüm bunları doğalgaz keşfini küçültmek için söylemediğinin altını çizen Sarı, “Kuşkusuz bunlar çok önemlidir. Az önce siz dediniz ya ‘siyaset üstü değerlendirdiğimizde çok olumlu’ diye. Biz de siyaset üstü bakmak isteriz bu meseleye. Bunu bir seçim propagandası haline getirmek, ‘faturalarınız ucuzlayacak’ demek ve vatandaşlara hemen sanki ocak ayında indirim olacakmış hissi yaratarak bir politik algı yaratmak doğru bir yaklaşım değil” dedi.

    “2015’TE ÇIKARDIĞIMIZ KANUNUN GEREĞİNİ DAHA YERİNE GETİRMEDİK”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arz güvenliği ile ilgili geçmişte yaptığı açıklamalara da dikkat çeken Sarı şunları kaydetti:

    “Erdoğan iki tane doğalgaz deposundan bahsediyor. ‘Biz 2023 hedefleri çerçevesinde yıllık doğalgaz ihtiyacımızın 5 de biri kadar depolama yapma ile ilgili olarak kanun çıkarttık’ diyor. Yani ne demek ’20 milyar küp doğalgaz depolama tesisi kurmalıyız ki doğalgazda arz güvenliği sağlayabilelim.’ Bugün 4.5 milyar ile övünüyor. 2023’e kaldı şurada 5 gün 4.5 milyar ile övünüyor ve diyor ki bu 4.5 milyar artı boru hatlarıyla biz gaz merkezi olacağız. Biz zaten 2015’de çıkarttığımız kanunun gereğini bile daha doğalgaz depolama tesisleri olarak gereğini yerine getirmemişiz”

  • Aralarında soğuk rüzgarlar estiği konuşulan Kılıçdaroğlu ile Akşener’den en güzel cevap! İlk poz geldi

    Aralarında soğuk rüzgarlar estiği konuşulan Kılıçdaroğlu ile Akşener’den en güzel cevap! İlk poz geldi

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na YSK üyelerine hakaretten 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesinin ardından aralarında kriz çıktığı öne sürülen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara’da bir araya geldi.

    GÖRÜŞMEDEN İLK KARE GELDİ

    Görüşme teklifinin Kılıçdaroğlu’ndan geldiği öğrenildi. İki liderin Ahlatlıbel’deki zirvesinden ilk fotoğraf da geçildi.

  • Hukukçu Figen Çalıkuşu Diyanet’in yılbaşı kutlamalarına haram demesine sert çıktı! “Laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyet”

    Hukukçu Figen Çalıkuşu Diyanet’in yılbaşı kutlamalarına haram demesine sert çıktı! “Laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyet”

    Hukukçu Figen Çalıkuşu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu hafta yayınladığı Cuma Hutbesinde yılbaşı kutlamalarına ve şans oyunlarına haram demesine sert çıktı. Diyanet’in ‘Kültürel yozlaşmalardan birisi yılbaşı kutlamalarıdır’ ifadelerine ilişkin, “Tarihimiz ve kültürümüz ile ilgili doğru olmayan bilgiler verilmemektedir” ifadelerini kullanan Çalıkuşu, “Türkiye laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyetin tahakkümü altında yönetiliyor” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı, bu hafta yayınladığı “Bizi biz yapan değerlere sahip çıkalım” başlıklı cuma hutbesinde yılbaşı eğlencelerini ve piyangoyu sert dille ele aldı. Hutbede “Ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin bozulmaya başladığı, kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu kültürel yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır” denildi…

    Diyanet’in bu açıklamalarına çok sayıda eleştiri gelirken Avukat Figen Çalıkuşu da tepkisiz kalmadı.

    “Alkollü içki, piyango, loto toto dinimizce haram olduğu söylenmiş.
    Devletin koruması altında olan din ve vicdan hürriyetine müdahale edilmekte, bir yerde devletin laik devlet anlayışı yok sayılmakta” diyen Çalıkuşu ayrıca Diyanet’in tarihimiz ve kültürümüz ile ilgili doğru olmayan bilgiler yaydığını ifade etti.

    Farklı inanlara sahip olan ya da herhangi bir inanca sahip olmayan kişilerin laik devlet korumasında olması gerektiğini söyleyen Çalıkuşu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 85 milyon vatandaşın farklılığını yok sayarak din üzerinden yaşam biçimine müdahale ederek fetva verdiğini bildirdi.

    Çalıkuşu ayrıca yılbaşı eğlencesinin yozlaşma olarak ifade edilmesinin kültürel bir yanlış olduğunu ifade ederek, yılbaşı ve noel zamanında çam ağacı süsleme geleneğinin İslamiyet öncesi Asya Türklerine ait Hayat Ağacı inancına dayandığını belirtti.

    Diyanet’in açıklamaları ile Türkiye’deki yönetim anlayışının laik devlet düzeninden uzaklaştığını söyleyen Çalıkuşu açıklamasında şunları ifade etti;

    “Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbesinde Erbaş yılbaşı eğlencesini kültür yozlaşması olarak görmüş.
    Alkollü içki, piyango, loto toto dinimizce haram olduğu söylenmiş.
    Görünen o ki hem Devletin koruması altında olan din ve vicdan hürriyetine müdahale edilmekte, bir yerde devletin laik devlet anlayışı yok sayılmakta hem tarihimiz ve kültürümüz ile ilgili doğru olmayan bilgiler verilmemektedir.
    Kayda geçmesi için kısaca özetlemek isterim:

    1-Anayasamız ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre;
    ‘’Farklı dini inançlara sahip olanlar ya da herhangi bir inanca sahip olmayanlar laik devletin koruması altındadır. Dini konulardaki bireysel tercihler ve buna bağlı olarak şekillenen yaşam tarzı devletin müdahalesi dışında ancak koruması altındadır.’’

    2-Bu ülke insanlarının vergileri ile 35 milyar bütçesi, 98 milyon günlük harcaması olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı Ali Erbaş, laik bir ülkede olduğumuzu  ve 85 milyon vatandaşın farklılığını yok sayarak  din üzerinden yaşam biçimi fetvası vermektedir.
    Bu anayasa teminatı altındaki laik devlet özelliğine taban tabana zıttır.

    3-Yılbaşı eğlencesini kültür yozlaşması olarak görmek ise kültürel bir yanlıştır.

    Noel döneminde süslenen çam ağacı kültürü kaynağını Türk gök tanrısı Ülgen’in en çok sevdiği ağaçtan almaktadır.

    Araştırmalara göre Noel Ağacı süsleme geleneğinin kökenini İslamiyet öncesi Asya Türklerine ait Hayat Ağacı inancına dayandırmıştır.
    “Tarıma ve hayvancılığa dayalı bir ekonomiyle yarı göçebe yaşam süren Türkler için ağaç kültü önemlidir. Ve yerin dokuz kat aşağısından başlayarak gökyüzünün dokuzuncu katında bulunmakta olan Tanrı Ülgen’e kadar uzanan bir ağacın varlığına olan inanç doğal olarak beraberinde birçok ritüeli geliştirmiştir. Türkler çam ağacı olarak gösterdikleri bu hayat ağacından soylarının türediğine inanıyorlardı. Aynı zamanda ölümsüzlük ağacı olarak da görülen çam ağacı Türkler’den başka birçok kültür tarafından da (yapraklarını hiç dökmediği için) ölümsüzlük, sonsuz süreklilik ağacı olarak anlamlandırılmıştır.

    Türkler 21 Aralık’tan itibaren en uzun gecenin egemenliğini artık güneşe bırakmaya başlamış olması münasebeti dolasıyla da oldukça büyük bir çam ağacını Tanrı Ülgen’in sevdiği gibi kırmızı süslemelerle süsler, ağacın altına hediyeler bırakırlardı. Bütün aile en yeni ve temiz kıyafetlerini giyerek ağacın etrafında kol kola vererek daire oluşturarak eğlenirdi. Çam ağacının etrafında daire oluşturarak güneşe öykünürlerdi.”

    Türkiye son zamanlarda artan bir şekilde laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyetin tahakkümü altında yönetiliyor.

    Bunun inanan, inanmayan kısaca tüm topluma hayır getirmeyeceği açıktır.
    Meri evrensel hukuk ile yönetilen bir ülkede temel hak ve özgürlükleri aşındırmanın, din üzerinden bir yaşam biçimi dayatması yapmanın sakıncalarını bir kez daha yeni bir yıl arifesinde hatırlatmakta fayda var.”

  • Demokrat Parti Ankara İl Başkanı Erkin Delikanlı sözleriyle gündemde! “Bu tencere bu iktidarı götürecek, var mısın AKP’ye, fakirlik sonuçtur demeye!”

    Demokrat Parti Ankara İl Başkanı Erkin Delikanlı sözleriyle gündemde! “Bu tencere bu iktidarı götürecek, var mısın AKP’ye, fakirlik sonuçtur demeye!”

    Demokrat Parti Ankara’da halkla buluştu. Ankara İl Başkanlığı, İl Başkanı Erkin Delikanlı öncülüğünde Yenimahalleliler ile bir araya geldi. “Yeter Söz Milletin” şiarıyla toplantıda konuşan Erkin Delikanlı, “Devleti bitirdiler, tenceredeki bir kaşık aşımıza göz diktiler. Boş Tencere iktidarı götürür. Var mısınız mutfakları bile bize dar eden bu iktidarı götürmeye? Var mısınız bu gidişata itiraz etmeye?” dedi.

    “Yeter Söz Milletindir” sloganı ile halkla bir araya gelen Demokrat Parti Ankara İl Başkanlığı ilk toplantısını Yenimahalle’de gerçekleştirdi. Toplantıya Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Neslihan Çevik de katıldı.

    “Günün en karanlık zamanı, gün doğumuna en yakın olan zamanıdır aynı zamanda” diyerek konuşmasına başlayan Ankara İl Başkanı Erkin Delikanlı, “Ülkede her yer zifiri karanlık. Merak etmeyin, endişe etmeyin. Aydınlığa bir adım kaldığındandır. Umudun meşalesini Yenimahalle’den yakıyoruz. Umudu yaymaya Ankara’yı aydınlatmaya var mısınız? Karanlığı yırtıp atmaya, başkenti ayağa kaldırmaya var mısınız?” dedi.

    “MİLLET SİZE 20 YIL VERDİ! NE YAPTINIZ?”

    “İktidar sahipleri malum sonun yaklaştığını görüyor. Bu yüzden “son bir kere daha” diyerek oy dileniyor.Millet size koskoca 20 yıl verdi
    Ne yaptınız? Kimimizin çocukluğunu, kimimizin gençliğini, kimimizin kafasını dinleyeceği yaşlarını çaldınız.” diyen Delikanlı sözlerini şöyle sürdürdü;
    “Her vahim hatanızda, işleri her batırdığınızda kandırıldık dediniz ama asıl siz kandırdınız. Çok değil daha 4 yıl önce 2018’de ekonomide işlerin iyiye gitmediği belliydi. Türkiye unuttuğu devalüasyonla yeniden tanışmıştı. Bir buçuk liralardan kopup gelen dolar kısa sürede 3 kat artıp 4 buçuk lirayı aşmıştı. Ne dedi o zaman AKP Genel Başkanı; ‘verin kardeşinize yetkiyi görün doların halini’ dedi. Dedi de ne oldu? Dolar 19 lira oldu”

    “MİLLET BORÇLA GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR, MUTFAKLAR YANIYOR”

    AKP iktidarında enflasyonun yüzde 20’lerden üç haneli rakamlara çıktığına dikkat çeken Delikanlı, “TÜİK rakamlarıyla bile yüzde 80 ama ENAG rakamlarıyla yüzde 180, Ayşe teyzenin hesabıyla yüzde 300 yüzde 300.Ateş pahası her yer. Mutfaklar yanıyor.Maaşlar daha bankaya yatar yatmaz bitiyor. Millet borçla geçinmeye çalışıyor” dedi.

    “AKP TUZLA BUZ OLACAK”

    “Yeter Söz Milletin” diyerek AKP iktidarının sona ereceğini 2023 seçimlerinde 20 yıllık iktidarın muhalefeti tadacağını dile getiren Delikanlı sözlerine şöyle devam etti, “Her siyasetçi gibi Tayyip Erdoğan da muhalefeti tadacak. Onları iktidar tutkalı bir arada tutuyor. AKP 2023 Haziranında çatlak vazo gibi tuzla buz olup dağılacak. Bunu da siz yapacaksınız, bunu da biz yapacağız, bu salonu dolduranlar, davasına inananlar, demokrasiye sarılanlar yapacak… İşte buradayız. 76 yıl önce bu davayı bize miras bırakanlar gibi haykırıyoruz. Yeter Söz Milletin, Yeter Söz Yeni mahallenin”

    Erkin Delikanlı şöyle devam etti: “Üç beş yerden birden ballı maaş alanlar, manda yoğurduna kestane balı karıştıranlar, dolar garantili hastane, köprü, yol yapanlar, pudra şekeri koklayanlar, gazetecilik yerine tetikçiliğe soyunanlar, abisi ablası sayesinde devlet arazilerini yok pahasına kapatanlar, Sınav sorularını değil gençlerin geleceğini çalanlar, iktidara yaslananlar, yandaşlıktan medet umanlar için yolu sonu göründü. Onlar için ayrılan sürenin sonuna geldik”

    “BOŞ TENCERE İKTİDARI GÖTÜRÜR”

    20 yıllık AKP iktidarında Türkiye’nin geldiği durumu gözler önüne seren Delikanlı, “Süleyman Demirel’in dediği gibi Boş Tencere iktidarı götürür” diyerek şunları ifade etti,
    “TÜİK yalanlarıyla enflasyona ezdirilen memur ve işçiler, aldığı yüzde 50 artış 3 ayda zamlarla buharlaşan asgari ücretliler, kaderine terk edilen emekli ablalar abiler, traktörüne mazot koyamayan, tarlasına gübre-tohum atamayan çiftçiler, taksimetre tarifesi mazotuna yetmeyen taksiciler, elektrik faturası kirasını sollayan esnaflar, nereye isterseniz gidin diye kapıya konulan doktorlar, 3600 ek göstergeye layık bulunmayan hemşire ve polisler, anasının ak sütü gibi helal emekliliğini 20 yıldır AKP iktidarında elde edemeyen EYT’liler, üniversiteyi kazanan ama gittiği şehirde başını sokacak yurt bulamayan öğrenciler, torpilli yandaş yüzünden yazılıyı geçip mülakatta elenenler, KPSS’yi kazanan ama atanamayan öğretmenler, çocuğuna pantolon alamayan babalar, evde karısının yüzüne bakamayan kocalar, mutfaktaki yangın yüzünden ne pişirsem de çocuklarımı doyursam diye kara kara düşünen analar, bacılar…

    İşte bıraktıkları tablo budur. Geride bıraktıkları mazlumlar, mağdurlardır. Devleti bitirdiler, tenceredeki bir kaşık aşımıza göz diktiler. Tencereler önce ufaldı, şimdi hepten boşaldı. Biz de sürekli günah keçisi arayan, bir gün çiftçiye bir gün esnafa bir gün bürokrata saydıran ama kendisi hiçbir eleştiriyi üstüne alınmayan, halktan kopan saray ve şürekasına buradan boş tencere gönderiyoruz. Süleyman Demirel’in dediği gibi Boş Tencere iktidarı götürür. Var mısınız mutfakları bile bize dar eden bu iktidarı götürmeye? Var mısınız bu gidişata itiraz etmeye?

    “MUHALEFET OLMASA TÜRKİYE’DE GÜZEL TEK BİR HAREKET OLMAYACAK”

    DP Ankara İl Başkanı Erkin Delikanlı, emekliler bayramda ikramiye alıyorsa, asgari ücret yıl ortasında güncelleniyorsa, 3600 ek gösterge çıktıysa, KYK borçları ana parayla sınırlandırıldıysa hepsinin altılı masa sayesinde olduğunu ifade etti.

    Delikanlı sözlerinE şöyle devam etti,
    “Bakın emekliler bayramda ikramiye alıyorsa muhalefet sayesinde, asgari ücret yıl ortasında ilk defa güncellendiyse muhalefet sayesinde, 3600 ek gösterge çıktıysa muhalefet sayesinde, KYK borçları ana parayla sınırlandırıldıysa muhalefet sayesinde… 
    Hepsinde 6’lı masanın bileşenleri “tek ses” oldu. İktidar üzerinde baskı kurdu. Şimdi soruyorum size, muhalefette bunları yapanlar iktidarda neler yaparlar?”

    “CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ KİM OLURSA OLSUN ARKASINDA DİMDİK DURACAĞIZ”

    Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Saraçhane’de yaptığı konuşmaya da değinen Delikanlı sözlerini şöyle tamamladı:
    “Umudun meşalesini buradan Ankara’nın dört bir yanına taşıyacağız. Genç Genel Başkanımızın ardından koşacağız
    Gecesine gündüzüne katan Sayın Gültekin Uysal’a ayak uyduracağız.
    Bakınız Genel Başkanımın Saraçhane Buluşmasındaki sözleri beni derinden etkiledi. Ülkemizin kurucusu Atatürk Bandırma Vapuru ile denize açıldığında vapurun yolunu keserler, arama yapmak isterler. İzin verir Büyük Atatürk. Arar tararlar bir şey bulamazlar. İşte o vakit mavi gözlü dev der ki; ‘Onlar silah ve mühimmat aradılar, oysa biz Anadolu’ya silah ve mühimmattan daha önemli bir şey götürüyoruz’. Biz Anadolu’ya cesaret ve irade götürüyoruz.

    Bu 6 ay uyumak da, yorulmak da, durmak da bize haram, çocuklarımız için bu savaşı vermeye var mısınız? Var mısınız sokaklara çıkmaya, evlerin zillerini birer birer çalmaya… Yenimahalle yeni bir geleceğin kapısını aralıyor. 25 ilçemizi tek tek gezeceğiz, inşallah sandıkta AKP’yi de işbirlikçilerini de ezeceğiz. Bizi küçümsüyor görünen ama içten içe endişe edenlerin korkularını gerçek edeceğiz.

    Altılı masaya sonuna kadar sahip çıkacağız. Masadaki genel başkanlarımız gibi biz de halk olarak sahada kucaklaşacağız

    Cumhurbaşkanı adayımız kim olursa olsun dimdik arkasında duracağız. Bu karanlığı yırtıp atacağız. Yeter Söz Milletin
    Yeter Söz Yenimahalle’nin!”

  • AK Partili vekil Rümeysa Kadak’tan beyin yakan sözler: Cevap vermek için dinlemem genelde

    AK Partili vekil Rümeysa Kadak’tan beyin yakan sözler: Cevap vermek için dinlemem genelde

    AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak, sosyal medya üstünden vatandaşlarla yaptığı sohbetten bir kesit paylaştı. Kadak’ın ‘beyin yakan’ sözleri sosyal medyada alay konusu oldu.

    Kadak’ın yayınladığı görüntülerde şu ifadeleri dikkat çekti;

    “BEN CEVAP VERMEK İÇİN DİNLEMEM GENELDE”

    “AK Parti kadroları gece gündüz çalışıyor, ben zaten cevap vermek için dinlemem genelde, anlamak için dinlerim, çünkü zaten bütün siyasetçiler cevap veriyor. Siz bir şey söylüyorsunuz, cevap veriyor, bir şey söylüyorsunuz, ikinciye cevap veriyor, üçüncüyü söylüyorsunuz, üçüncüye cevap veriyor, sabahtan akşama kadar tartışma. Biz sizi anlamak için sahadayız bugün valla anlamak için dinlemek için geldim. Dinleyen çok insan da yok maalesef. İyi ki geldiniz, iyi ki tanıştık, kartımı da vereyim, herhangi bir şey olunca her zaman arayabilirsiniz.”