Kategori: Eğitim

  • Erdoğan’dan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’ne ilişkin paylaşım

    Erdoğan’dan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’ne ilişkin paylaşım

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Özbekistan’da gerçekleştirilen Şanghay İşbirliği Teşkilatı Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi 22. Zirvesi’nde dostlarımızla bir araya gelmekten memnuniyet duyduk. Teşkilat ile iş birliğimizi müşterek çabalarımızla çok daha yukarıya çıkaracağımıza yürekten inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaşımında zirvede liderlerle yaptığı görüşmelerin görüntülerini içeren video da yer aldı.(İLKHA)

  • Yapıcıoğlu: İnancımıza aykırı hiçbir kanun çıkarmayacağız

    Yapıcıoğlu: İnancımıza aykırı hiçbir kanun çıkarmayacağız

    Konya’da bir konferans salonunda üyelerine seslenen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu; partisinin çalışmaları, güncel siyasi meselelere bakışı, seçim çalışmaları ve diğer partilerle aralarındaki farklardan söz etti.

    Halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılara da değinen Yapıcıoğlu, partililere de söz hakkı vererek sorularını cevapladı, önerilerini dinledi.

    Yapıcıoğlu, memleket gezileri kapsamında yapmış olduğu çalışmalardan bahsedersek, parti üyelerinin seçim çalışmalarına hız vermelerini istedi.

    Seçimlerde HÜDA PAR’ın hedeflerine ilişkin konuşan Yapıcıoğlu, ilk olarak barajı aşmayı bu olmazsa da en azından yüzde 3’lük bir oy oranına ulaşmayı hedef olarak seçtiklerini söyledi.

    Seçim anketlerine ilişkin medyada verilen sonuçların doğruları yansıtmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, çoğu ankete dahil edilmedikleri için HÜDA PAR’ın oy oranının kamuoyundan gizlendiğine işaret etti.

    “Anket sonuçları gerçekleri yansıtmıyor”

    Yapıcıoğlu, yanıltıcı anketleri şu örnekle açıkladı:

    Önümüzdeki pazar seçim olursa oyunuzu hangi partiye verirdiniz? sorusunun ardından partileri sayıyorlar ama HÜDA PAR’ı saymıyorlar ve HÜDA PAR’ı sorduklarında diyorlar kusura bakmayın ama HÜDA PAR seçeneklerde yoktur. Eğer HÜDA PAR seçenekler arasında yok ise anketlere HÜDA PAR yansımaz. Bu bir defa iki defa olmadı, birden fazla kez oldu. Bir de bazı kamuoyu araştırma şirketleri bazen bizim genel merkezimizi arıyorlar ve ‘Biz bir anket çalışması yaptık, görüyoruz ki HÜDA PAR’ın oylarında bir tırmanma, bir yükseliş var. Biz bu anketin sonuçlarını falan zamanda açıklayacağız ve kamuoyu ile paylaşacağız, sizinle görüşelim.’ diyorlar. Ardından ‘Siz bize bir şey verecek misiniz?’ diyorlar. Birilerinin adına birilerinden karşılığını alarak anket ücretlerini almışlar ve diyorlar ki ‘Siz de anketlerde görünüyorsunuz ama sizi göstermemiz için bize şu kadar para vermeniz lazım.’ Emin olun ki anketlerin gösterdiği sonuçlar doğru sonuçlar değil. Üstelik daha fazla para verirseniz sizin oy oranlarınızı daha fazla gösterirler. Bir ankete bakıyorsunuz bir partinin oyu başkadır, başka bir ankete bakıyorsunuz aynı partinin oyunda neredeyse yarı yarıya fark vardır. Bu fark duygusaldır. Bu nedenle anketlere takılmayın, inşallah HÜDA PAR katlaya katlaya geliyor.

    Diğer siyasi partilerle diyalog konusuna değinen Yapıcıoğlu, “Biz siyasi partiler arasında diyalog kapılarının açık olması gerektiğini söylüyoruz. Görüştük, görüşüyoruz. Bundan sonra da görüşeceğiz ama sadece bir parti ile değil, birkaç parti ile görüşüyoruz. Bu görüşmeler ittifak ya da birlikte hareket etme gündemi ile değil, memleket meselelerine birlikte çözüm arama ya da bazı projelere birlikte imza atma ya da fikir alışverişinde bulunma adına görüşüyoruz. Düzenli görüştüklerimiz de vardır. İnşallah biz memleket meselelerine çözüm bulma adına ve kendi çözüm önerilerimizi onlara anlatma konusunda cimri davranmayacağız. Bazılarının bir proje ya da bir çözüm önerisi olur, ben iktidara gelince uygulamaya kurayım, kimse benim projemi çalmasın diye onu kendine saklar. Biz buna hayır diyoruz. Keşke bütün partiler bizim parti programımızı ya da çözüm önerilerimizi alıp uygulamaya koysa. O zaman biz siyaset yapmak zorunda bile kalmayacağız. Eğer bizim yapacaklarımızı zaten yapsalar biz niye yorulalım ki! Siyaset kısaca şöyle tarif edilebilir: İnsanın kendi düşüncelerini, kendi bakış açısını, kendi değerlerini kamusal alana ya da yönetime taşımak ister. Siyaset bunun için vardır.” İfadelerini kullandı.

    “HÜDA PAR’ın iktidarında ilk hedef adaletin yeniden tesis edilmesidir”

    İktidara geldikleri taktirde çok şeyin değişeceğinin altını çizen Yapıcıoğlu, “HÜDA PAR iktidara gelirse çok şey değişecek. Her şeyden önce ilk hedef adaleti yeniden tesis etmektir. Adaletin terazisi bozulmuş onu tamir edeceğiz. Adalet sadece üzerinde ‘adalet sarayı’ yazılan binalardaki mahkemelerdeki adalet değil, ondan bahsetmiyoruz. Türkiye’nin en yüksek gelir grubundaki yüzde 10’luk kesim, toplam gelirin yüzde 67’sini alıyor. Gelir dağılımında çok ciddi bir adaletsizlik var. Şu ekonomik sistem içinde zengin gittikçe zengin olurken, fakir ise daha da fakirleşiyor. Çünkü vergi yükü fakir/fukaranın sırtında. Siz markette aldığınız her üründe, bindiğiniz otobüste dahi vergi veriyorsunuz ama zenginler vermiyor. Bütün iktidarlar diyor ki ‘biz vergiyi tabana yayacağız.’ Biz de diyoruz ki, geldiğimizde vergiyi tavandan yani zenginden alacağız, refahı da tabana yayacağız.” şeklinde konuştu.

    “Biz gelirsek…”

    İktidara gelmeleri halinde eğitim sisteminin baştan aşağıya değiştirileceğini söyleyen Yapıcıoğlu, tarım politikasından ekonomiye, plansız eğitimden dış politikaya kadar tüm sistemin adalet temelinde yeniden dizayn edileceğini söyledi.

    Yapıcıoğlu, “Biz başa gelirsek; eğitim sistemini baştan aşağıya değiştireceğiz. Biz başa gelirsek tarım politikasını değiştireceğiz.

    Biz gelirsek; bütçe açık vermeyecek,

    Biz gelirsek; ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Ve o yorganı daha çok fakir-fukarayı ısıtacak şekilde dizayn edilmesine azami gayret sarf edeceğiz,

    Biz gelirsek; eğitim planlı olacak. Planlı eğitimde üniversiteden mezun olan genç, diplomasız işsizler ordusuna katılmayacak. Hangi branşta kaç elemana ihtiyaç varsa o kadar mezun verecek,

    Biz gelirsek; Allah’ın izniyle evlilikleri teşvik edeceğiz. Boşanmaların azaltılması ve ailelerin ayakta kalması için gerekli tedbirleri alacağız, gençlerin yuva kurmasının önündeki engelleri kaldırıp daha kolay bir şekilde kendi yuvalarını kurabilmeleri, kendi gelecek nesillerini yetiştirebilmeleri için imkân sağlayacağız. Gençler için bir evlilik fonu oluşturacağız,

    Biz gelirsek; 25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik maaşı bağlayacağız,

    Biz gelirsek; hiçbir insan -hangi inanca mensup olursa olsun, memleketin hangi köşesinde oturuyor olursa olsun- zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir geliri yoksa bütün zaruri ihtiyaçlarını devlet karşılayacak,

    Biz gelirsek; ifsat çalışmalarının önüne set çekeceğiz,

    Biz gelirsek; uyuşturucuyu sokakta gençlere pazarlayanları bölük bölük alıp cezaevine sevk edip öbür taraftan kısa bir süre sonra af kanunlarıyla serbest bırakmayacağız. Büyük uyuşturucu baronlarının uykusu kaçacak, onlar rahat yüzü görmeyecek, inşallah yakalanıp bir daha gün yüzü görmeyecek şekilde cezalandırılacaklardır.

    Biz gelirsek; dış politikanın ekseni de adalet olacak,

    Biz gelirsek; ekonomik politikalarının merkezinde insan olacak, üretim artacak, biz gelirsek işsizlik azalacak,

    Biz gelirsek; Avrupa’dan bize uymayan, ithal edilen tercüme yasalar bohçalarını toplayıp memleketi terk edecekler. Biz kendi kanunlarımızı oturtacağız. Geldiğimizde bu değişiklikler gün gün kendini gösterecektir inşallah.” İfadelerini kullandı.

    12 Eylül Anayasası ve Laiklik konusu

    İktidara geldiklerinde ve güçleri yettiğinde yeni bir yasa yapacaklarına vurgu yapan Yapıcıoğlu, bu anayasada milletin inancına, tarihine, örfüne, kültürüne aykırı hiçbir maddenin olmayacağına dikkat çekti.

    Yapıcıoğlu, “12 Eylül 1980’de bir askeri darbe yapıldı, bu askeri darbe sonucunda 5’li bir çete, onlar kendilerine ‘Milli Güvenlik Komitesi’ dedi. Ama 5 tane general; sivil siyasetin önünü kapattı, parlamentoyu, partileri kapattı, pek çok kanunu değiştirdi ama en önemlisi 1961 anayasasını ilga etti bunun yerine 1982 anayasasını sipariş etti ve o 1982 Anayasasının ilk üç maddesinde daha önceki anayasalara benzer şeyler yazıldı, fakat şöyle bir farkla ‘Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ maddesini de dördüncü madde olarak eklediler. Birileri zannediyor ki bu değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler 1920’de ilk Meclis kurulduktan sonra yapılan ilk anayasada da var. Öyle bir şey yok. Onlara sorduğunuzda, ‘İmparatorluk bakiyesi topraklar üzerinde yeni bir devlet kuruldu, o devleti kuran kurucu irade ne ise siz onu istediğiniz zaman değiştiremezsiniz.’ diyorlar. Kocaman bir yalan. 1921 Anayasası, 1920’de açılan Meclis’in yapmış olduğu ilk anayasa ve o anayasanın başında ‘Devletin dini, Din-i Mübin-i İslam’ diye yazıyor. O Meclis sonradan feshedildi, ikinci Meclis toplandığında ise şöyle bir madde koydular, ‘Devletin dini, Din-i İslam’dır. 1924 Anayasasında da bu böyleydi.” Dedi.

    “Anayasada dayatmacı bir maddenin olması demek gelecek nesillerin iradesine peşinen ipotek koymak demektir”

    Anayasaya konulan Laiklik ilkesinin sonradan eklendiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:

    Laiklik ilkesi ilk defa 1930 yılında tek parti diktatörlüğü döneminde diğer ilkelerle birlikte girdi. CHP’nin 6 oku var biliyorsunuz, bu 6 oktan biri laikliktir. CHP’nin 6 okunu anayasanın içine koydular ama o zaman bile ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ demediler. Kimsenin aklına böyle bir şey gelmedi. 1961 Anayasasında yine bu ilkeleri koyup muhafaza ettiler ama yine ‘değiştirilemez’ demediler. 1982 Anayasasını yazan o hukukçu ekip dahi böyle demedi. Sadece dediler ki ‘Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğuna dair madde değiştirilemez.’ Ne zaman darbeci generallerin önüne bu anayasa taslağı geldi, onlar, ‘Şuraya biz dördüncü maddeyi ilave ediyoruz. Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.’ diye eklediler. Biz de diyoruz ki, 1982 Anayasası askeri cuntanın yapmış olduğu faşist bir anayasadır, dayatmacıdır, bu anayasa ilga edilmeli, yürürlükten kaldırılmalı, milletin temsilcisi olan siyasi partiler yuvarlak bir masa etrafında toplanmalı ve sıfırdan bir anayasa yazılmalıdır. Bu yazılacak anayasada ‘değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ hiçbir madde olmamalıdır. Böyle dayatmacı bir maddenin olması demek; gelecek nesillerin iradelerine peşinen ipotek koymak demektir. HÜDA PAR güç yitirebilirse tamamen yeni bir anayasa yapacak ve bu anayasada milletin inancına, tarihine, örfüne, kültürüne aykırı hiçbir madde olmayacak.

    “Hiç kimse sosyal medyayı, sokağı, parkı, otobüs durağını kullanarak ahlaksızlığını yayamaz”

    Sosyal medyada yayılmaya çalışılan ifsat çalışmaları hakkında da konuşan Yapıcıoğlu, bu konudaki görüşlerini şöyle aktardı:

    Dinde zorlama yoktur. Biz hiç kimsenin evinin içerisini gözetleme, tecessüs etme, kim hangi günahı işliyor diye takip etme hakkını kendimizde görmüyoruz. Ama toplumu ifsat edecek, toplumun ahlakını bozacak, toplumu suça ve günaha teşvik edecek fiilleri işleme özgürlüğü hiç kimsede yoktur. Biz hiç kimsenin mahremine, özeline karışmayız. Ama birileri sosyal medyayı, medyayı, sokağı, parkı, otobüs durağını kullanarak ahlaksızlığını yayamaz, suç olan bir fiili övemez, onun yapılmasını teşvik edemez. Biz iktidar olsak; halkın din, can, mal, akıl ve nesil emniyetini garanti altına almak ve bunları tehdit eden bütün hareketleri engelleme misyonu üstleneceğiz. O sosyal medyada kim bu beş temel haktan herhangi birine tehdit oluşturacak şekilde bir hareket yapacak olsa onun hesabını vermek zorunda kalacak.

    Yapıcıoğlu, son olarak seçim çalışmaları konusunda özellikle gençlere ve kadınlara büyük sorumluluk düştüğünü ifade etti. (İLKHA)

  • DSÖ’den Covid-19 açıklaması: Vaka sayıları azalıyor

    DSÖ’den Covid-19 açıklaması: Vaka sayıları azalıyor

    Ghebreyesus, yeni bildirilen vaka sayılarının geçen hafta, Mart 2020’den bu yana en düşük seviyeye gerilediğini belirtti.

    Ghebreyesus yaptığı açıklamada, “Pandemiyi sona erdirmek için daha önce hiç bu kadar iyi bir konumda olmamıştık. Henüz sonda değiliz ama son görünüyor.” ifadelerine yer verdi.

    DSÖ Başkanı dünyanın “bu fırsatı değerlendirmek” için adım atması gerektiğini belirterek, “Bu fırsatı şimdi değerlendirmezsek, daha fazla değişken, daha fazla ölüm, daha fazla aksama ve daha fazla belirsizlik riskiyle karşı karşıyayız.” dedi.

    DSÖ’nün Covid-19 ile ilgili son raporuna göre, bildirilen vaka sayısı 4 Eylül’de sona eren haftada bir önceki haftaya göre yüzde 12 düşüşle 4,2 milyona geriledi. (İLKHA)

     

  • HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu halkın içinde! Tek tek oturup esnafların dertlerini dinledi

    HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu halkın içinde! Tek tek oturup esnafların dertlerini dinledi

    Memleket gezileri kapsamında Isparta’ya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Mimar Sinan Caddesi esnafını ziyaret etti.

    VATANDAŞLARIN SIKINTISINI DİNLEDİ

    Kentin en işlek noktalarından olan Mimar Sinan Caddesi esnafını ziyaret eden Yapıcıoğlu, vatandaşların sorun ve sıkıntılarını dinledi. 

     

  • Yapıcıoğlu, Bediüzzaman Hazretleri’nin evini ziyaret etti

    Yapıcıoğlu, Bediüzzaman Hazretleri’nin evini ziyaret etti

    Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Isparta’ya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gerçekleştirdiği esnaf ziyaretinin ardından Üstad Bediüzzaman’ın evini ziyaret etti.

    Yapıcıoğlu, burada Üstad’ın talebeleriyle bir araya geldi.

    Üstadın talebeleri tarafından ilgiyle karşılanan Yapıcıoğlu, Üstad ile ilgi anektodlar dinledi ve Üstadın hayatına dair eserleri inceledi.

    Yapıcıoğlu, burada yaptığı açıklamada, Üstadın yolunun takipçileri olduklarını dile getirdi. (İLKHA)

  • Zafer Partisi’nden İstanbul’u karıştıran pankart! Polis apar topar indirdi

    Zafer Partisi’nden İstanbul’u karıştıran pankart! Polis apar topar indirdi

    İstanbul’da Zafer Partisi tarafından asılan bir pankart gündem oldu. İstanbul’da imzasız ve dikkat çekici bir pankart sokağa asıldı.

    Pankartta kel bir kafa ile beraber şu yazı bulunuyordu:

    “Yerli ve milli Escobar.”

    Zafer Partisi Fatih İlçe Başkanlığı tarafından asılan pankart, polis tarafından zorla indirildi.

    Zafer Partisi Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Dinçer Çolak, “Savcılığın sözlü talimatı üzerine” pankartın indirildiğini ve “polisin sağduyulu davranışları sayesinde olayların büyümeden kontrol altına alındığını” belirtti.

  • HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığından artan kira fiyatlarına ilişkin açıklama

    HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığından artan kira fiyatlarına ilişkin açıklama

    Arnavutköy Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına, HÜDA PAR Genel Başkanı Mahmut Şahin, İl Başkanı İsa Güvendik, ilçe başkanı ve çok sayıda partili katıldı.

    Gün boyunca meydanda kurulan parti standı ve çadır ile artan kiralara dikkat çekilen eylem, gün sonunda İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik tarafından okunan basın açıklaması ile son buldu.

    Artan hayat pahalılığı ve derinleşen ekonomik krizin başta İstanbullular olmak üzere tüm vatandaşların alım gücünü düşürerek belini büktüğünü belirten Güvendik, yaşanan sıkıntıların üzerine son dönemde artan kira fiyatları ve konut krizinin İstanbulluları daha da derinden etkilediğini söyledi.

    Yetkililerin İstanbul’un sorunlarını hafife almamaları gerektiğini kaydeden Güvendik, İstanbul’da yaşanan bir sorunun yalnızca İstanbul’u değil tüm memleketi etkilediğine dikkat çekti.

    “En temel insan haklarından biri konut ve barınma hakkıdır”

    Güvendik, “Artan kira fiyatları dar gelirli vatandaşlarımızı ve şehir dışından gelen öğrencilerimizi daha fazla etkilemektedir. Özellikle hızla artan konut fiyatları, düşen alım gücü ile birlikte değerlendirildiğinde, herkes için dayanıklı, sağlıklı ve güvenilir konuta erişimi zorlaştıran sonuçlar doğurmakta. Son bir yılda artan kira oranlarına baktığımızda yüzde 200’ü aşan rakamlar söz konusu. Ve bu sorun yalnızca burada kalmıyor. Ev sahibi ve kiracıları da karşı karşıya getiren sosyal bir çatışmayı da doğruyor. En temel insan haklarından biri konut ve barınma hakkıdır. Bu Anayasal bir hak olup bizzat Anayasa ile korunma altına alınmıştır. Devlet, vatandaşlarına barınma olanağı sağlamakla mükelleftir. Özellikle dar gelirli kesimlerin konut ve barınma haklarının gerçekten var olabilmesi için devlet yalnız üst düzenleyici rolünden ziyade, düzenleyici hukuk kurallarının uygulanmasını takip eden bir politika uygulamalıdır.” dedi.

    “TOKİ’den dar gelirliler değil üst gelir grubu faydalanıyor”

    Türkiye nüfusunun 85 milyona dayandığını, hane halkı büyüklüğünün ortalamam 3,23 olduğunu vurgulayan Güvendik, “Yani her evde ortalama 3-4 kişinin yaşadığı düşünüldüğünde ülkede yaklaşık 26 milyon eve ihtiyaç vardır. Türkiye’de var olan konut sayısı ise 26 milyonun oldukça üzerindedir. Ancak buna rağmen Türkiye’de ev sahibi olanların oranı yüzde 58’dir. Nüfusun geri kalan yüzde 42’si ise kiracıdır. Ülkemizde dar gelirli vatandaşlarımız için sosyal konut ihtiyacı had safhaya çıkmıştır. TOKİ tarafından üretilen konutlar ise ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Kaldı ki TOKİ tarafından üretilen sosyal konutlardan dar gelirliler yerine daha çok üst gelir grubundaki vatandaşlar yararlanmaktadır. Bu bilgiler ışığında özelde İstanbul ve genelde tüm ülke olarak büyük bir sorun ve çıkmaz ile karşı karşıya olduğumuz su götürmez bir gerçektir. Sosyal devlet olmanın gereği ise yaşanan bu kriz karşısında sorumluluk almak ve tüm vatandaşlarımız için makul ve insani bir yaşam standartı sağlamaya yönelik adımlar atmaktır.” diye konuştu.

    “Köklü ve yapıcı adımlar bekleyen sorun ivedilikle çözülmeli”

    İnsani bir hak olan barınma hakkından mahrum kalan tüm vatandaşlar adına yetkililere seslenen Güvendik, şu soruları sorarak cevap beklediğini dile getirdi.

    Barınma hakkından mahrum kalanlar olarak çadır da mı yaşayalım? Fahiş kira artışlarından dolayı sokakta mı kalalım? Kiralık ev bulamayanlar olarak ne yapalım? Vatandaşlarımız adına sorduğumuz bu sorulara yetkililerden bir an önce tatmin edici cevaplar bekliyoruz. Buradan çadırda ve sokakta yaşamaya mahkûm edilmiş tek bir vatandaşımız kalmayana dek konunun takipçisi, ısrarcısı ve çözüm arayıcısı olarak kalacağımızı açık yüreklilikle kamuoyuna taahhüt ediyoruz. Halkımızın sorunlarını dile getirirken çözüm odaklı bir yaklaşımı esas alıyoruz.

    Bu vesile yaşanan konut krizi ve fahiş kira artışlarına karşın çözüm adına HÜDA PAR olarak şu çağrıda bulunuyoruz;

    1. Yerel yönetimler ve merkezi hükümet acilen kira desteği projeleri hayata geçirmeli ve barınamayan halkımızın hizmetine sunmalıdır.

    2. Fahiş kira artışları denetlenmeli hem ev sahibi hem de kiracıların hukuku korunmalı.

    3. Yeni konut inşasını hızlandırması adına İnşaat malzemelerindeki vergilendirmelerde indirime gidilmeli.

    Sorun köklü ve yapıcı adımlar bekliyor ivedilikle çözüme odaklanılmalı ve İstanbullular rahat bir nefes almalı. (İLKHA)

  • Yapıcıoğlu Antalya’da teşkilat üyeleriyle bir araya geldi

    Yapıcıoğlu Antalya’da teşkilat üyeleriyle bir araya geldi

    Antalya’da bir konferans salonunda üyelerine seslenen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu; partisinin çalışmaları, güncel siyasi meselelere bakışı, seçim çalışmaları ve diğer partilerle aralarındaki farklardan söz etti.

    Partilerinin sadece seçim zamanına odaklı çalışan bir parti olmadığının altını çizen Yapıcıoğlu, “Bundan bir sene önce de memleketi dolaşıyorduk. Antalya’ya bundan önceki gelişimiz ağustos başına denk geliyordu, 13 ay sonra tekrar geldik. Bundan sonra seçim biterse yine geleceğiz, seçim olmasa da geleceğiz. Geçen sene temmuz ayında başladığımız memleket gezilerine şimdi 2’nci tur yapıyoruz. Hem teşkilatlarımızla hem de halkın çeşitli kesimleriyle bir araya gelmeye niyetimiz var. Seçim odaklı değiliz fakat seçimin gelmesiyle bizim de seçime dayalı çabalarımızı artırmamız gerektiğini söylemeye gerek yoktur.” dedi.

    Seçime 8 aylık gibi kısa bir süre kaldığına vurgu yapan Yapıcıoğlu, “Zaman kısa, yol uzun, yük ağır; bu ağır yükün altından bu uzun mesafeyi yürüyebilmek için mutlaka kendimizi biraz daha donanımlı hale getirmeli ve bilemeliyiz. Kendi kendimizi biraz daha motive etmek gibi bir ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

    “Menfaat üzeri dönen siyaset canavardır”

    Memleket gezilerimizde edindiği izlenimleri paylaşan Yapıcıoğlu, “Memleket genelinde vatandaşta bir ümit kırılması var. Bu ümitsizlik o kadar yaygın bir halde ki; vatandaşın yüzde 50’si siyasi çizgisini terk etmeye hazır. Takip ettiği çizgiden, takip ettiği partiden şüpheye düşmüş durumda. Maalesef siyaset öyle bir hal almış ki mevcut siyaset vatandaşa ümit veremez bir halde. Alternatif olduklarını söyleyenler aslında herhangi bir ümit doğuramıyor ve yeni bir şey de söyleyemiyor. Bütün kardeşlerimden ricam: kabuklarınızı kırın, daha fazla halkın arasına karışın. Halkımız HÜDA PAR nedir? Nasıldır? Kimdir? Meselelere nasıl yaklaşır? Bunları görsün, duysun.” şeklinde konuştu.

    HÜDA PAR’ın diğer partilerden en bariz farkının “menfaat-çıkar” düşüncesinden uzak olmaları olduğunun altını çizen Yapıcıoğlu, şunları söyledi:

    Her şeyden önce öyle bir devirde yaşıyoruz ki siyaset menfaat üzeri dönüyor. Bu o kadar kanıksanmış ki siyaset yaparken kendi menfaatini düşünmeyen birisi görüldüğünde ona ‘siyasi enayi’ olarak bakılıyor. Vatandaş neden böyle düşünüyor? Halbuki Üstad Bediüzzaman’ın deyimiyle ‘menfaat üzeri dönen siyaset canavardır’. Bir taraftan yeri geldiğinde kendi menfaatini öteleyen ve toplumun ıslahı için çalışan bir siyasi parti, öte taraftan bugün bir yerde konumlandığında bir şekil konuşurken yarın yeri, mekânı, makamı, kimliği ya da ittifak yaptığı kişi değiştiğinde söylemi değişen ve şartlar ne olursa olsun kendi menfaatini önceleyen bir siyaset. Aradaki farkı vatandaşa gösterebilmeliyiz.

    “Diğer partilerde başkanlık yarışı, HÜDA PAR’da başkanlık devri var”

    Siyasette partizanlığın oluşturduğu duruma dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Bir gün ya da bir hafta önce birisini göklere çıkaran bir zât yarın menfaatleri çakıştığında yerin dibine sokuluyor, ya da tam tersi. Halkın arasına karışın dedik, niye? Bu farklar görünsün, halk partizanlık yapmadığımızı, menfaat peşinde olmadığımızı, toplumun ıslahı için çalıştığımızı görsün.” ifadelerini kullandı.

    Diğer partilerde yoğun şekilde bir hiyerarşi düzen varken HÜDA PAR’da ilişkilerin kardeşlik esası üzerinden yürüdüğüne vurgu yapan Yapıcıoğlu, “Bugün hasbelkader kardeşlerimiz bu genel başkanlık yükünü bize teslim etmişlerse bu salonda bulunan veya bulunmayan kardeşlerimizden bir fazlalığımız olduğundan değildir. Biz bekliyoruz ki yarın öbür gün bir kardeşimiz gelsin bu ağır yükü omuzlarımızdan alsın. Pek çok siyasi parti içerisinde genel başkanlık yarışına girmiş, başkanlığı alamayınca yönetime geçenler tarafından kapı dışarı edilmiş kişiler veya kendi partisini kurarak ‘ben burada genel başkan olamıyorsam gider kendi partimin genel başkanı olurum’ dercesine fikren birbirine uzak olmayan kişilerin farklı partilerde siyaset yaptıklarını görürsünüz.” dedi.

    Yapıcıoğlu, “Bakınız Mehmet Hüseyin Yılmaz; partimizin Kurucu Genel Başkanıdır. Birinci genel kongrede görevi devretti, şu anda görevi; Siyasal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. 4’üncü Olağan Kongremizi yapana kadar bir dönem İshak Sağlam genel başkanlığımızı yaptı, şu anda parti yönetiminde İnsan Kaynaklarından ve Hukuktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır. Onların döneminde de ben genel başkan yardımcılığı yaptım. Peki aramızdan o makama talibim diyeni gördünüz mü? Yine pek çok ilde il başkanlığı yapmış olan kardeşlerimiz il başkanlığını başka bir kardeşine devrettiğinde kendisi ya il başkan yardımcılığı ya da il idare kurulu üyeliği yapmıştır. Bunu başka bir partide görebilir misiniz?” diye sordu.

    “Biz, Allah’a giden yolları açmak ve onlara hizmet etmek için siyaset yapıyoruz”

    HÜDA PAR olarak vatandaşı sisteme değil, sistemi vatandaşın değerlerine uyumlu bir hale getirmek için siyaset yaptıklarının altını çizen Yapıcıoğlu, “Kimileri kendi kitlelerini sisteme entegre etmek, kimileri tepe noktaya geldiğinde insanlara tahakküm etmek için siyaset yapıyor. Biz insanlara tahakküm etmek için değil, Allah’ın kullarına Allah’a giden yolları açmak ve onlara hizmet etmek için siyaset yapıyoruz. Bugün siyasetin alt başlıklarından hangisini ele alırsanız alın HÜDA-PAR farkını çok bariz bir şekilde göreceksiniz.” şeklinde konuştu.

    Partilerinin diğer siyasi partilerle olan farkını anlatmaya devam eden Yapıcıoğlu, “Mesela siyaset arenasında faaliyet yürüten partilerin kahir ekseriyeti sözle itiraz etseler bile kapitalist ekonomik düzene veya faiz sistemine itiraz eden yok. İtiraz edenler de ‘faizler neden yüksek’ veya ‘neden düşürüyorsunuz?’ diye itiraz ediyor. Bu farkların fark edilmesi için bütün kardeşlerimden ricam; insanların arasına karışın, siyasetin bu kadar menfaat üzere döndüğü bir dönemde insanlarımız menfaatsiz siyaset yapanların olduğunu görsün.” diye seslendi.

    Yapıcıoğlu, “Şu anda HÜDA PAR’da siyaset yapanların hangisinde dünyalık bir menfaat bulunmakta? Siyasetin bu kadar çirkefleştiği bir dönemde milletin menfaatini, ümmetin maslahatını önde tutan siyasi kadroların kendi içine kapanması doğru değildir, caiz değildir. Çıkın, dostlarınız sizi görsün. Eğer Rabbimizin bizden razı olacağı Müslüman ahlakını taşıyıp halkın arasına şu rozetlerimizle karışırsak yarın öbür gün onları bırakıp gittiğinizde insanlar yakanıza yapışacak ‘bizi bırakıp nereye gidiyorsunuz’ diyecekler.” ifadelerini kullandı.

    Buluşma programında bayan partililere de seslenen Yapıcıoğlu, “Memleketi dolaşırken her tarafa yetişmeye çalışıyoruz ama takdir edersiniz ki 81 vilayet, 911 ilçenin tümüne gitsek bile yine işimiz yarım kalır, çünkü toplumun yarısı kadınlar ve kızlardan oluşuyor. Onlara dokunmak daha çok sizin işiniz. Sizler menfaatsiz, yapmacıksız, pek çok fedakarlığı göze alarak samimi bir şekilde toplumun arasına karışırsanız bu iş ancak o zaman olur. Genç kardeşlerim, biraz önce söylediğim gibi biz bütün memleketi dolaşıp bütün gençlere teker teker temas etsek bile onların frekansını yakalamak konusunda sizin kadar başarılı olamayız, sizler birbirinizin dilinden daha iyi anlarsınız.” dedi.

    Yapıcıoğlu’nun Antalya programının bugün ve yarın da devam edeceği öğrenildi. (İLKHA)

  • Fatih Erbakan ekonomiyi eleştirdi, erken seçim dedi, tarih verdi

    Fatih Erbakan ekonomiyi eleştirdi, erken seçim dedi, tarih verdi

    Fatih Erbakan, Yeniden Refah Partisi Trabzon İl Başkanlığı’nın dün yapılan olağan kongresinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeniden Refah Partisi’nden bugün yapılan açıklamaya göre; Erbakan, kongrede şu ifadeleri kullandı.

    ERKEN SEÇİM OLABİLİR

    “Kaynak lazım olduğu zaman borç al, o borcun faizini zamla vergiyle millete ödet. Devletin ve milletin varlıklarını sata sata borcu öde. Böyle yapa yapa şimdi deniz bitti. Merkez Bankası’nın rezervi eksi 62 milyar dolara kadar düştü. Dış borç ödeyecek döviz yok. Bir senede geri ödenmesi gereken dış borç 180 milyar doları buluyor. Dış ticaret açığı 100 milyar dolar… Yani bir senede 280 milyar dolar bulmaları lazım. Neredeyse her gün 1 milyar dolar eder bu. Ancak bulunamıyor. Çünkü ülke olarak kredibilitemiz kalmamış. Swap anlaşmaları peşinde koşuyorlar. Katar’ın, Suudi Arabistan’ın peşinde koşuyorlar. Yani borcu borçla kapatma peşindeler. Sayın Cumhurbaşkanı, iki gün önce bunu itiraf etti; ‘Sağ olsun, dostlarımızdan aldığımız borçlarla Merkez Bankası’nı rahata çıkaracağız’ diyor. İktidarın mevcut şartlarda bu kışı geçirmesi zor görünüyor. Çünkü dükkanı döndüremiyorlar. Bu yüzden diyorum ki kasımda erken seçim yapabilirler.

    DAHA FAZLA FAİZ ÖDEMESİ

    Geçtiğimiz günlerde açıkladıkları Orta Vadeli Program (OVP), daha fazla borç, daha fazla bütçe açığı, daha fazla vergi, daha fazla faiz ödemesi, daha yüksek döviz kuru ve yüksek döviz kurundan dolayı da daha yüksek enflasyon demek. Sayın Cumhurbaşkanı her açıklamasında milletten sabır istiyor ama kendi açıkladıkları OVP, sabrederek hiçbir şeyin düzelmeyeceğini gösteriyor. İşte rakamlar ortada; 2021’de 201,5 milyar TL olan merkezi yönetim bütçe açığı, 2022’de 461,2 milyar TL’ye yükselmiş. Yani bir senede 2,5 misli artmış. 2023’te de 659,4 milyar liraya çıkacak. Kimseyi kandırmıyorlar. Çok samimi ve açık bir şekilde oynuyorlar. Diyor ki ‘beni üç sene daha iktidarda tutarsan bu ülkeyi batırmaya devam edeceğim, benden sonra 40 sene bu enkazı düzeltmeye uğraşacaksınız’ diyor. Orta Vadeli Program’ın manası bu.

    ENFLASYON VURGUSU

    Son 24 yılın rekorunu kıran enflasyon vatandaşı her geçen gün daha da yoksullaştırırken iktidar ise sürekli global enflasyonu öne sürerek vatandaştan sabır istiyor. Enflasyon canavarını tek haneye düşürme hedefi ile yola çıkan AK Parti hükümeti, aradan geçen 20 yılda Türkiye’yi uluslararası arenada da dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülke haline getirdi. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) Temmuz 2022 enflasyon oranlarına göre Türkiye, yeni ekonomi modelinin uygulanmaya başlandığı Eylül 2021’den itibaren depara kalkarak yıllardır krizle boğuşan Arjantin’i geçti ve dünyada en yüksek enflasyonu yaşayan ülke oldu. Arjantin’de şu anda enflasyon yüzde 71 seviyesinde, Türkiye’de ise yüzde 81. Gerçek enflasyon ise ENAG’a göre yüzde 181. Ki bunun daha doğru olduğunu çarşıda, pazarda görüyoruz. Yıllık yüzde 181 enflasyonla ne Arjantin ne Venezuela bizimle yarışamaz. Kayıtsız şartsız dünyada enflasyonda şampiyonuyuz. İşte geldiğimiz nokta budur.”

    İŞSİZLİK ELEŞTİRİSİ

    Sayın Erdoğan ‘Yahu utanmadan, sıkılmadan diyorlar ki ‘İşsizlik var’. Ne işsizliği ya? Yeter ki iş istesin vatandaş, iş çok’ dese de rakamlar bizi haklı çıkartıyor. Kendi açıkladıkları rakamlarda, 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 20,3’e yükseldi. Resmi işsizlik oranı yüzde 10,3, geniş tanımlı işsiz sayısı 8,2 milyon kişiye çıktı. Bugün Türkiye’de gerçek işsizlik 10 milyonun üzerinde. Son bir haftada çeşitli kamu kurumları tarafından açılan toplam 455 kişilik işçi kadrosu için tam 113 bin 812 kişi başvuru yaptı. Hani iş çoktu Sayın Erdoğan, bu başvurular ne o zaman?”

    Tek liste ile yapılan kongrede, Yeniden Refah Partisi Trabzon İl Başkanı Süleyman Pulat seçildi. 

  • Ümit Özdağ ve Süleyman Soylu telefonda küfürleşti

    Ümit Özdağ ve Süleyman Soylu telefonda küfürleşti

    Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile telefonda konuştuklarını açıkladı. Bu konuşmada ise küfürleştiklerini itiraf etti.

    Ümit Özdağ sosyal medya platformu Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Süleyman Soylu biraz önce telefonda benim sana iftira attırma mesajı atmam üzerine senin başlattığın bir küfürleşme yaşadık Karşıma çıkacağını söyledin. Hadi bakalım. Yeri ve zamanı sen belirle. En son ben belirlediğim zaman kaçmıştın. Hadi görelim yüreğini korkak iftiracı.” ifadesini kullandı.