Kategori: Eğitim

  • CHP öğrencilerin barınma sorunu için seferberlik ilan etti

    CHP öğrencilerin barınma sorunu için seferberlik ilan etti

    YKS yerleştirme sonuçlarının yayınlanmasının sonrasında geride bıraktığımız sene meydana gelen büyük barınma probleminin tekrar yaşanması olasılığı, öğrencileri ve ailelerini telaşlandırdı. Son 12 ayda meydana gelen büyük kur krizini takiben gelen derin enflasyon ve konut fiyatlarının patlaması da bu endişeyi katlıyor.

    Geride bıraktığımız sene meydana gelen barınma sorunu esnasında CHP’li belediyeler öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla acil adımlar atmış ve belediyelerin ellerinde olan pek çok tesisi öğrenci yurtları yapmıştı. Bu sene ise CHP’den, üniversite sınavı yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının hemen sonrasında bir adım geldi.

    TÜM BELEDİYELERE YAZI GÖNDERİLDİ

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısının sonrasında CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, partinin yönetimi altındaki bütün belediye başkanlıklarına yurt probleminin çözümü için bir seferberlik başlatılması çağrısı içeren resmi yazı yolladı.

    AK Parti iktidarının öğrencileri ağır bir barınma problemi ile karşı karşıya bıraktığı ifade edilen yazıda “Ülkemizdeki öğrenci sayısı artarken, yurt kapasitelerinin bu artışı karşılayamaması, ne yazık ki öğrencilerimizi konut kiralama yoluna itmektedir. Ancak konut kiralarında yaşanan olağanüstü artışlar göz önüne alındığında, dar gelirli öğrencilerimiz bu seçeneği kullanmakta da zorluk çekmektedir. Bu sorun, öğrencilerimizi ve ailelerini ağır mağduriyetler altında bırakmış, pek çok öğrencimiz var olan hayat pahalılığının üzerine eklenen barınma sıkıntısı karşısında eğitim hayatlarını noktalamak zorunda kalmıştır” açıklaması yapıldı.

    HÜKÜMET ADIM ATMIYOR

    Hükümetin problemin çözümü amacıyla etkili hiçbir adım atmadığı ve bu sebeple halkın belediyelerine önemli bir sorumluluk düştüğü kaydedilen yazıda, şunlar söylendi:

    “Belediyelerimiz, devlet yurtlarına yerleşemeyen ve özel yurt ücretlerini ya da ev kiralarını karşılayacak gelir düzeyine sahip olmayan öğrencilerimiz için yeni bir seferberlik başlatmalı, yeni imkânlar yaratarak öğrencilerimizin yanında durmaya devam etmelidir.

    “EN ETKİLİ YÖNTEM ŞİMDİDEN BELİRLENMELİ”

    Belediyelerimiz, yeni eğitim-öğretim yılı için gelebilecek taleplere yönelik araştırmalara başlamalı, bu taleplerin karşılanmasında en etkili yöntemi şimdiden belirlemelidir. Öğrenci yurdu bulunmayan ya da mevcut kapasitesi talepleri karşılamaya yeterli olmayan belediyelerimiz; hizmet binalarını, lojmanlarını, misafirhanelerini ya da kiralama yolu ile bölgelerindeki özel tesisleri öğrencilerimizin kullanımına sunmak için gayret göstermelidir.

    Belediyelerimiz, barınma desteği yanında, dar gelirli olduğu tespit edilen öğrencilerimizin ev kiralarına ya da özel yurt ücretlerine imkânlar ölçüsünde nakdi yardım desteği sunmalıdır.”

  • Doğu Perinçek ve Ethem Sancak Suriye’ye gidiyor! Ufukta Beşar Esad ile görüşme var

    Doğu Perinçek ve Ethem Sancak Suriye’ye gidiyor! Ufukta Beşar Esad ile görüşme var

    Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve ona bağlı olan bir heyetin Şam’a giderek Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşme yapacağı açıklandı.

    Partinin genel sekreteri Özgür Bursalı, Ulusal Kanal’da konuya ilişkin açıklama yaptı. Bursalı şu ifadeleri kullandı:

    “Vatan Partisi önümüzdeki 10-15 gün içerisinde Doğu Perinçek başkanlığında Suriye’yi ziyaret edecek ve en üst düzeyde görüşme yapacak. Sayın Doğu Perinçek, Ethem Sancak ve önemli isimler yer alacak. 10-15 gün içerisinde bu ziyaret Şam’a yapılacak.”

    Bursalı, ziyarete ilişkin ayrıntılı takvimin ilerleyen zamanlarda açıklanacağını belirtti.

    “Türkiye’nin önündeki çok önemli bir düğüme kılıç atıyoruz” diyen Bursalı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Suriyeli mevkidaşıyla görüştüğünü duyurmasına yönelik açıklamasına da gönderme yaparak “Bu adım şarttı. Türkiye’nin geleceği açısından şarttı. Bu koşullarda Türkiye’nin Suriye ile işbirliğine gitmesi tarihi önemdeydi. Açıklamalar çok doğru. Kutluyoruz kendilerini. Bu süreçten geri dönüş yok” diye konuştu.

  • ‘Bahçeli erken seçim çağrısı yapacak’ iddiası gerçek mi? MHP’den flaş bilgilendirme

    ‘Bahçeli erken seçim çağrısı yapacak’ iddiası gerçek mi? MHP’den flaş bilgilendirme

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili önemli bir iddia ortaya atılmıştı. Gazeteci Barış Yarkadaş, çıktığı bir televizyon programında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Sivas’ta 4 Eylül tarihinde gerçekleştireceği mitingde erken seçim çağrısında bulunabileceğini öne sürdü.

    TV100’de bir canlı yayına katılan gazeteci Barış Yarkadaş, bu haberi almasının ardından birçok AKP’li ismi aradığını ve kulaklarına böyle bir şeyin gelip gelmediğine dair istihbarat toplamaya çalıştığını ifade etti. AKP idarecileri ise Devlet Bahçeli’nin böyle bir karar alması durumunda Tayyip Erdoğan ile beraber alacağını söylediğini ve ayrıca “Tayyip Bey’in de gezilerini artırması bizde de böyle bir hava uyandırıyor’ dediklerini ifade etti.

    “ERDOĞAN İLE BAHÇELİ ARASINDA ANLAŞMA VAR”

    Ayrıca Barış Yarkadaş açıklamasının devamında Ankara kulislerinde Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan arasında bir anlaşma olduğunu söyleyerek, erken seçim çağrısı yapılacağını iddia etti. Barış Yarkadaş erken seçimin hedefinin ise ekonomiyi rahatlatmak olduğunu ileri sürdü.

    MHP’DEN İLK AÇIKLAMA

    MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, Yarkadaş’ın erken seçim iddialarının ardından sosyal medya hesabından konuya dair açıklamada bulundu. Yalçın,

    “CHP’de vekil iken yalan ve iftira müstahsili, gazetecilik ederken de asparagas haber tüketicisi olan Barış Yarkadaş, katıldığı bir TV programında yine mesleki ihtisasını konuşturmuş” diyen Yalçın, “Yarkadaş, Sayın Genel Başkanımızın 4 Eylül’de Sivas’tan erken seçim çağrısı yapabileceğini öne sürmüş. Yalanı avuç avuç içen, gerçeğin bir damlasını bile yutamaz. Sonunda, kendisi de ona inananlar da yalanda boğulur” ifadelerini kullandı. Ardından şu şekilde devam etti:

    “Bize medya çevrelerinden ulaşan son bilgilere göre, TV kanalları çalışanlarını boğulma tehlikesinden koruma kararı almış. Martavalcı Yarkadaş’a 4 Eylül’den itibaren ekran yasağı uygulanacakmış!”

  • HÜDA PAR Gemlik İlçe Başkanı Çil: Kentsel dönüşümde hak sahiplerine adaletli davranılsın

    HÜDA PAR Gemlik İlçe Başkanı Çil: Kentsel dönüşümde hak sahiplerine adaletli davranılsın

    Bursa’nın Gemlik ilçesinde yıllardır vatandaşlara kentsel dönüşüm sözü verildiği halde henüz bir adımın atılmamış olması mağduriyetlere yol açıyor.

    Uzlaşma komisyonlarına giden vatandaşlar ise, kentsel dönüşüm ofislerinde kendilerine önerilen evler konusunda adaletli davranılmadığından şikayetçi.

    Kentsel dönüşüm kapsamına alınan Cumhuriyet, Yenimahalle, Orhaniye, Balıkpazarı ve Halitpaşa mahalle sakinlerinden şikayetler aldıklarını belirten HÜDA PAR Gemlik İlçe Başkanı Kenan Çil, aynı metrekareye sahip ev sahiplerine farklı metrekarelerde evler önerilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını söyledi.

    Çil, söz konusu mahallelerde ikamet eden 3 bin 500 vatandaşın kentsel dönüşüm kapsamına alınan evleri konusunda uzlaşma komisyonlarında evlerini verip vermeyeceği, kentsel dönüşümü isteyip istemediği konusunda bir ön sözleşme yapıldığını ancak uzlaşı ofisinde görüşmeler yapan vatandaşların durumdan şikayetçi olduklarını aktardı.

    Gemlik’in eski bir yapılaşmaya sahip olduğunu dile getiren Çil, yapılarda genelde deniz kumumun kullanılması nedeniyle mevcut binaların çoğunun olası bir depreme karşı sağlam ve dayanaklı olmadığını söyledi.

    “5 mahallede kentsel dönüşüm söz konusudur”

    Gemlik’teki siyasilerin seçim zamanlarında bu konu hakkında halka projeler sunduklarını hatırlatan Çil, “Mevcut belediye başkanının da seçilmeden önce kentsel dönüşüm projesi vardı. Gemlik Belediyesi, kentsel dönüşüm için bakanlığa bir proje sundu. Aynı zamanda bu proje bakanlıktan ödül de aldı. Gemlik’te şu an 5 mahallede kentsel dönüşüm söz konusudur. Bu mahallerde ikamet eden 3 bin 500 vatandaş ile kentsel dönüşüm konusunda evlerini verip vermeyeceği, kentsel dönüşümü isteyip istemediği konusunda bir ön sözleşme yapılıyor.” dedi.

    “Mağdur olacak bir vatandaş dahi olsa bu vebaldir”

    Yapılacak kentsel dönüşüm çalışmasıyla olası bir depremde büyük yıkımların önüne geçilebileceğini belirten Çil, “Kentsel dönüşüm, vatandaşların yararına olacak bir dönüşümdür. Böyle bir çalışmayı destekliyoruz. Yalnız uzlaşı ofisinde görüşmeler yapıldıktan sonra vatandaştan bize gelen bazı şikayetler var. Bu konuda mağduriyetler yaşanmaması için yetkililere uyarıda bulunmak istiyoruz. Çünkü mağdur olacak bir vatandaş dahi olsa bu vebaldir. Vatandaşlardan gelen bazı şikâyetler var. Vatandaşlara ‘100 metrekarelik evine karşılık 80-90 metrekare hiç ücret talep etmeden size yeni bir ev vereceğiz.’ deniliyor. Vatandaşlar da bu sözleşmeyi kabul ediyor. Hiç ücret alınmaması, böyle bir hizmet yapılması güzel bir seçenektir. Müstakil bir evde yaşayan vatandaşa da ‘Gel hiç ücret ödemeden sana 90-100 metrekare ev vereceğiz.’ diyorlar. Ancak aynı metrekareye sahip iki arsada beş katlı bir binaya geri ödeme yapılırken, tek katlı müstakil olan vatandaşa da 80 metrekare ödeneceği söyleniyor.” diyerek tekliflerde çelişkili bir durumun yaşandığını aktardı.

    “Vatandaşlarımıza yapılacak her türlü haksızlığın karşısındayız”

    Kentsel dönüşüm konusunda kendilerine teklif edilen evler konusunda bir adaletsizliğin yaşandığına dair vatandaşlardan şikayetler aldıklarına dikkati çeken Çil,” Adaletsizlik üzerine kurulan hiçbir yapı başarıya ulaşmaz. Hak sahiplerine haklarını verirken, adalet temeli üzerinde hak paylaşımı yapılması gerekir. Bu konunun takipçisi olacağız. Vatandaşlarımızla da görüşüyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız. Biz vatandaşlarımızın yanındayız. Vatandaşlarımıza yapılacak her türlü haksızlığın karşısındayız. Her yapılan hizmet adalet terazisi üzerinde yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu. (İLKHA)

  • Beşar Esad ile iletişim kurulacak mı? Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan kritik Suriye açıklaması

    Beşar Esad ile iletişim kurulacak mı? Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan kritik Suriye açıklaması

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Letonya Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics ile buluştu ve ardından ortak basıl toplantısı düzenledi.

    Şam ile yeni bir sürecin başlayıp başlamayacağı üzerine bir süredir devam eden tartışmalara değinen Çavuşoğlu, “Suriye’de kalıcı çözüm siyasi çözümdür. Rejimle muhalefetin uzlaşması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

    Çavuşoğlu, “Sadece Suriye içindeki bazı provokatörler değil Türkiye içinde de bu işi kızıştırmak isteyenler bizim sözlerimizi çarptırdılar” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Şam ile ilişkilerin düzelmesine destek vermesine ilişkin de açıklama yapan Çavuşoğlu, “Sayın Bahçeli’ye teşekkür ederiz” dedi. 

    BAHÇELİ NE DEDİ?

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuyla alakalı olarak, “Dışişleri Bakanımızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir” demişti.

    Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek olmadığını belirten Bahçeli, “Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan işbirliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir” diye konuştu.

  • Piar Araştırma son anket sonucunu paylaştı! İşte partilerin oy oranları

    Piar Araştırma son anket sonucunu paylaştı! İşte partilerin oy oranları

    Piar Araştırma’nın Ağustos ayı seçim anketinde vatandaşlara sorulan “Bu Pazar genel seçim olsa oyunuzu hangi siyasi partiye verirsiniz?” sorusuna verilen yanıtlara göre AK Parti yüzde 28,1 ile ikinci parti konumuna düştü. Ana muhalefet partisi CHP ise yüzde 28,5 oyla birinci parti oldu.

    Anketin sonuçlarına göre partilerin oy oranları şöyle oldu:

    • CHP: Yüzde 28,5.
    • AKP: Yüzde 28,1.
    • İYİ Parti: Yüzde 12,9.
    • HDP: Yüzde 11,2.
    • MHP: Yüzde 7,8.

    Piar Araştırma, geride bıraktığımız seçimlerin en başarısız anket şirketlerinden birisi oldu. Piar’ın 8 Haziran 2018’de gerçekleştirdiği anketin sonuçlarına göre Recep Tayyip Erdoğan yüzde 39,7, Muharrem İnce yüzde 26, Meral Akşener yüzde 21,2, Selahattin Demirtaş yüzde 11,1 oy alıyordu. Ayrıca ankete göre Millet İttifakı yüzde 43,1, Cumhur İttifakı yüzde 42,1, HDP ise yüzde 14,1 oy alıyordu.

    Seçim sonuçları ise bunun çok ötesinde oldu. AK Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi Piar anketinin tersine ilk turda kazanırken Akşener yüzde 10’un altında oy topladı. Ayrıca Cumhur İttifakı yüzde 50’nin üstünde oy alarak Millet İttifakı’na fark attı.

  • Bahçeli erken seçim çağrısı yapacak iddiası! Tarih belli oldu

    Bahçeli erken seçim çağrısı yapacak iddiası! Tarih belli oldu

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile alakalı bomba gibi bir iddia ortaya atıldı. Gazeteci Barış Yarkadaş, çıktığı bir televizyon programında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Sivas’ta 4 Eylül tarihinde gerçekleştireceği mitingde erken seçim çağrısında bulunacağını iddia etti.

    TV100’de bir canlı yayına çıkan gazeteci Barış Yarkadaş, bu haberi almasının ardından birçok AK Parti’liyi aradığını ve kulaklarına böyle bir şeyin gelip gelmediğini sorduğunu söyledi. AK Parti idarecileri ise Devlet Bahçeli’nin böyle bir karar alması durumunda Tayyip Erdoğan ile beraber alacağını söylediğini ve ayrıca “Tayyip Bey’in de gezilerini artırması bizde de böyle bir hava uyandırıyor’ dediklerini öne sürdü.

    “ERDOĞAN İLE BAHÇELİ ARASINDA ANLAŞMA VAR”

    Ayrıca Barış Yarkadaş açıklamasının ilerleyen kısmında Ankara kulislerinde Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan arasında bir anlaşma olduğunu söyleyerek, erken seçim çağrısı gerçekleceğini iddia etti. Barış Yarkadaş erken seçimin hedefinin ise ekonomiyi rahatlatmak olduğunu söyledi.

  • HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Halkın alım gücü her geçen gün daha fazla erozyona uğramakta

    HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Halkın alım gücü her geçen gün daha fazla erozyona uğramakta

    HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, iç ve dış gündemi değerlendirdi.

    Emiroğlu, iç gündem değerlendirmesinde; cari açık, yüksek enflasyon, dar gelirlilere verilen destek, adli tatil uygulaması ve atama ile azillerde liyakat gibi konulara değinirken dış gündeme de ise siyonist işgal rejiminin Filistin’e yönelik saldırıları ve Afganistan’da gerçekleşen saldırıya ilişkin konuştu.

    Cari açığın son 15 ayın en yükseğine çıktığını belirten Emiroğlu, “Merkez Bankası verilerine göre geçtiğimiz haziran ayı itibariyle yıllıklandırılmış cari açık son on beş ayın zirvesine çıktı.

    İthalata dayalı enerji fiyatlarının önemli etken olduğu cari açığın giderek artması, Yeni Ekonomi Modeli’nde öngörülen daha fazla ihracat yaparak oluşacak cari fazla ile enflasyonun düşürülmesi planlarını, işlemez hale getirmektedir. Yerel paranın döviz karşısında değer yitirmesi ithalatın azaltılmasına karşı bir yöntem olarak benimsenmişken, ithalatın bu süreçte hız kesmemesi bu konuda yeni yöntemlerin geliştirilmesini kaçınılmaz kılmaktadır.

    Cari denge tutturulmadığı müddetçe de bu ortamda enflasyonun düşürülmesi imkânsız hale gelmektedir. Enflasyon artış trendini sürdürürken halkın alım gücü de her geçen gün daha fazla erozyona uğramaktadır. Başta gıda olmak üzere temel tüketim maddelerinde neredeyse günübirlik hal alan fiyat artışları büyük kitleleri oluşturan dar ve sabit gelirlileri hayli zorlamaktadır.

    Başta gıda olmak üzere temel tüketim maddelerinde esaslı bir indirim ve fiyat istikrarı için maliyet düşürücü tedbirlerin alınması, üretim ve imalat aşamasındaki girdi maliyetlerinin düşürülmesi için gerekli kaynakların sağlanması ve fırsatçılığa karşı etkili bir mücadele gerekmektedir.

    Aksi halde sadece belli noktalarda ve belli ürünlerde yapılacak fiyat iyileştirmeleri geçici pansuman tedbirler olarak kalacak ve beklenen sonucu vermeyecektir.” dedi.

    “Verilen destekler yetersiz kalıyor”

    Yüksen enflasyon nedeniyle hayat pahalılığına dikkat çeken ve verilen desteklerin yetersiz kaldığını belirten Emiroğlu, “Enflasyon oranlarındaki artışın halkın büyük çoğunluğunu etkilemesinden dolayı hükümetin düşük gelir grubuna vermiş olduğu (doğalgaz, elektrik vd.) destekler hem yetersiz kalmakta hem de amacına ulaşamamaktadır. Özellikle yaz aylarında doğalgaza gelen zamlar, devlet desteklerinden yararlanamayan düşük gelirli vatandaşları kış aylarında ciddi şekilde zorlayacaktır. Elektrikte yapılan kotalı fiyat artışının bir benzeri doğalgaza da getirilmeli, fiyatlar ciddi şekilde sübvanse edilmeli veya tüm hanelerde kullanılan doğalgaza kış ayları için ciddi bir indirim yapılmalıdır. Sosyal devletin gereği olarak ihtiyaç sahibi tüm karşılanmalıdır.” dedi.

    “Adli tatil uygulamasına son verilmeli”

    Uzun yargılama sürecinin beraberinde getirdiği mağduriyetlere dikkat çeken Emiroğlu, “İstatistiklere göre Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarının yüzde 60’ı uzun yargılama şikâyeti ile yapılan başvurular hakkında verilmektedir. Çünkü insanımız, hakkına zamanında ulaşamamaktan şikâyetçidir ve bu şikâyetinde de haklıdır. Darbe girişiminin ardından hâkim ve savcıların neredeyse üçte biri görevden ihraç edilmiş ve yerlerine yenileri getirilmiştir. Bu süreçte hâkim ve savcı adayları yeterli bir eğitimden geçmeden, stajlarını dahi doğru dürüst tamamlamadan kürsülere oturtulmuştur. Yanlış kararlara ve haksız uygulamalara yönelik eleştirilere rağmen yargıdaki bu zafiyetin zamanla aşılacağı ümit edilmiş ancak bu ümit, gelinen aşamada boşa çıkmıştır. Bununla beraber yargılamalar uzadıkça uzamış ve uzun yargılama şikâyetiyle yapılan başvurularda patlama yaşanmıştır. Yoğun başvurular sebebiyle Anayasa Mahkemesi adeta tıkanma noktasına gelmiş ve başvuruları incelemeyi dört ay süreyle erteleme kararı almıştır.” İfadelerini kullandı.

    “Yargılamaları hızlandırmak için ciddi bir adım atılmadığı için sorunlar da çığ gibi büyümüştür.” diyen Sözcü Emiroğlu, “Adliyelerde davaların ağır aksak ilerlemesi yetmezmiş gibi üzerine adli tatil, yaz aylarında kullanılan izinler ve müstemir yetki süreçleri de eklenince yılın neredeyse dörtte biri boş geçirilmekte ve zaman israf edilmektedir. Türkiye’de adalet sisteminin üzerindeki atalete artık bir son verilmelidir. Hâkim, savcı ve personel sayısı artırılmalı, bu yapılırken de referansa değil liyakate bakılmalıdır. Avrupa’nın bile neredeyse hiçbir ülkesinde olmayan adli tatil uygulaması ise kaldırılmalıdır. Adaletin tatile çıkarılamayacağı ve geç gelen adaletin de adalet olmadığı artık anlaşılmalıdır.” şeklinde konuştu.

    “Atama ve azillerde liyakat esas alınmalı”

    “Son yıllarda idareci ataması adeta yazboz tahtasına dönüşmüş durumdadır.” diyen Emiroğlu şunları kaydetti: “Özellikle de Millî Eğitim bünyesinde görev yapan okul idarecilerinin, sahip oldukları liyakate göre değil; siyasi destek ve referansa göre değerlendirildikleri yönündeki şikâyetler dikkati çekmektedir. Görevden el çektirilen idarecilerin tamamına yakınının mahkeme kararlarıyla tekrar aynı göreve gelmelerine karşın bir bahane ile yeniden görevlerinden alındıkları kamuoyuna da yansımaktadır.

    Eğitim, yazboz tahtası değildir. Eğitimciler de siyasilerin ve idarecilerin şahsi isteklerini yerine getirmek için atanmamışlardır. Hükümet buna acilen el koymalı ve haksızlıkların önüne geçerek mağduriyetleri gidermelidir. Atamalarda adamcılık yapmaktan vazgeçilmeli, liyakatli idareciler atanmalıdır.”

    İşgalci siyonist rejimin Nablus ve Gazze’ye yönelik saldırıları

    Siyonist işgal rejiminin Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatan Emiroğlu, işgal rejiminin, Filistin’de katliamlarına hız kesmeden devam ettiğini söyledi.

    Emiroğlu şu ifadeleri kullandı: “1 Ağustos’ta Cenin Mülteci Kampı’na baskın düzenleyen siyonistler, Filistinliler arasında saygın bir kişilik olan İslamî Cihad Hareketi’nin ileri gelenlerinden Bessam es-Sadi’nin evinin mahremiyetini çiğnemiş, ailesine ağır hakaret ve saldırılarda bulunarak Bessam es-Sadi’yi esir almıştır. Buna müteakiben iki Filistinliyi şehit ederek 40 kişiyi de yaralamıştır. Daha sora Gazze’ye yönelik hava saldırıları düzenleyerek aralarında çocuk ve kadınların da olduğu onlarca Filistinliyi şehit etmiş ve yine yüzlercesini de yaralamıştır.

    Siyonist rejim açısında bu saldırıların iki ana amacı vardır:

    Mayıs 2021 tarihindeki Kudüs’ün Kılıcı Savaşı’nda kaybettiği imajını tekrar kazanmak ve Kasım 2022 seçimlerine yatırım yapmak.

    Son saldırılar bir kez daha gösterdi ki Siyonistler, Filistinlilere saldırmak için herhangi bir bahaneye ihtiyaç duymamaktadır. Bu zulüm, katliam ve pervasızlığa karşı bütün dünya kamuoyu ayağa kalkmalıdır. İslam ülkeleri siyonistlerle kurdukları ilişkileri sona erdirerek Kudüs davasının yanında durmalıdır.”

    Afganistan’da gerçekleşen saldırılar!

    İşgalci ABD karşısında zafer kazanan Afgan halkının saldırılarla cezalandırıldığına dikkat çeken Emiroğlu, “Afganistan’da bir hafta içerisinde gerçekleştirilen suikast ve bombalı saldırılarda Hizbu’t-Tahrîr üyesi Abdulaziz Muhammedî, Hakkanî Grubu’nun önde gelen isimlerinden Şeyh Rahimullah Hakkanî ve birçok sivil katledildi. Söz konusu menfur saldırıları kınıyor, Afganistan halkına ve tüm İslam âlemine taziyelerimizi sunuyoruz.

    20 yıl boyunca ABD işgaliyle mücadele eden ve nihayetinde işgalcilere karşı zafer kazanan Afgan halkı bugün emperyalistler ve piyonları tarafından cezalandırılmaktadır. Afganistan’da gerçekleşen bombalı saldırılar, yeni yönetimi başarısız kılmayı hedeflemektedir. İşgalcilerin Afganistan’a yönelik kaos projelerinin devamı niteliğindeki bu saldırıları endişe verici buluyoruz. İslam ülkeleri, Afganistan’ın toparlanma sürecine katkıda bulunmalı, istikrarsızlığı amaçlayan projelere karşı Afganistan yönetimine her türlü desteği sağlamalıdır.” dedi. (İLKHA) 

  • HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu Iğdır ve Doğubayazıt’ta esnaf ziyareti gerçekleştirdi

    HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu Iğdır ve Doğubayazıt’ta esnaf ziyareti gerçekleştirdi

    HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Ağrı merkezde yürüttüğü çalışmaların ardından önce Iğdır merkeze, ardından Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi.

    Yapıcıoğlu, Iğdır merkezde bulunan esnafı ziyaret ederek esnafın yaşadığı sorun ve sıkıntıları dinledi.

    Beraberindekilerle birlikte daha sonra Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine geçen Yapıcıoğlu, ilçe merkezindeki esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinledi.

    Esnafın sorunlarını not aldıran Yapıcıoğlu, sorunların çözümü noktasında gayret sarf edeceklerini, yetkililere sorunları aktararak çözüm arayışında olacaklarını söyledi.

    Halkın ilgi gösterdiği Yapıcıoğlu, vatandaşların çay davetlerini karşılıksız bırakmadı.

    Gürbulak Sınır Kapısı’nda PCR testinin uygulamasından dert yanan bazı vatandaşlarla konuşan Yapıcıoğlu, testin Van Kapıköy Sınır Kapısı’ndan alınmadığını hatırlatarak, “Van ili ile Ağrı ili farklı cumhuriyetlerde bulunmuyor ki, bu farklılık sadece iller bazında söz konusu. Van ilinde bulunan sınır kapısında PCR testi alınmazken Ağrı’da neden alınıyor?” diyerek bu konuyu gündemlerine alacaklarını söyledi. (İLKHA)

  • HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu Ağrı’da halkla bir araya geldi

    HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu Ağrı’da halkla bir araya geldi

    Ağrı merkez ve ilçelerinde çeşitli temaslarda bulunmak için kente bir ziyaret gerçekleştiren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Gümüşyazı (Sırdo) köyü sakinlerinin sorularını yanıtladı.

    Seçimlerin yaklaşmasıyla sık sık gündeme gelen ittifak görüşmeleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, “HÜDA PAR olarak herhangi bir ittifakın içerisinde de arayışında da değiliz. Eğer millete ve memlekete menfaat sağlayacak nitelikte ciddi bir ittifak teklifi gelirse ‘evet’ diyebiliriz ama o özellikleri taşımıyorsa ve ilkelerimize ters bir şey ise o ittifakta yer almayız.” ifadelerini kullandı.

    Kürd meselesi konusuna değinen Yapıcıoğlu, hükümetin şartlı tutumunu eleştirerek bir toplumun hak ve hürriyetlerinin eli silahlı bir kesimin pazarlığına bırakmanın doğru olmadığını söyledi.

    “Kürd meselesi hak-hukuk meselesidir, çözüm süreci dedikleri yöntemle bu işler çözülmez”

    Yapıcıoğlu, “Biz diyoruz ki bir sorun var ve bu mutlaka çözülmelidir. Fakat adına çözüm süreci dedikleri yöntemle bu işler çözülmez. Bu, hak ve hukuk meselesidir. Devlet olarak halkın talepleri yanında kayıtlı ve bu kayıtlardan ‘listemi tuttum, bu listede makul talepler var ben bunları yerine getireceğim’ açıklamasında bulunsan ve bir şarta da bağlamazsan kendiliğinden çözüme girer. Kimseyle pazarlık yapmaya, birileriyle oturup ‘sen şunu yaparsın ben bunu yaparım’ demeye gerek yok.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki gurbetçi Türkiye vatandaşları için ana dilde eğitim çalışmalarını değerlendiren Yapıcıoğlu, “Ana dili Kürtçe olan insanlar var ve bunlar çalışmak için buraya gelmemişler, 3-4 bin yıldır buradalar ve bir yere gidecekleri de yok. Almanya’daki vatandaşına hak olan ana dilde eğitim buradakine hak değil mi? Var mı bunun cevabı? Yoktur.” diye belirtti.

    “Doğruyu kimin yaptığı önemli değil, önemli olan adaletli olmasıdır”

    HÜDA PAR’ın siyaset anlayışından bahseden Yapıcıoğlu, “Kim yanlış yaparsa yapsın hakaret ve küfür etmeyiz. Küfür etmediğimiz için bizlere ‘Muhalefet etmiyorsunuz’ diyorlar. Muhalefet etmek, küfür ve hakaret etmek değildir. Bu işi edebince yapamaz mısınız? Herhangi bir partinin yanlışını söyleyince doğrusunu ne olması gerektiğini de söylüyorum. Bana göre eleştiri budur. Maksat o işin doğru bir şekilde yürümesi değil midir? Doğru yürüsün hangi parti yapıyorsa yapsın, önemli değildir. Baştakinin kim olduğuna çok bakmam, önemli olan baştaki kişinin doğru yapması ve adaletli davranmasıdır. ‘O koltukta oturacağım’ sevdası yok. O koltukta oturan kişinin adaletli olmasını isterim.” ifadelerini kullandı.

    Yapıcıoğlu, “Bizim inancımız şudur: Kardeşim bir yanlış yaptığında onu uyarmak zorundayım. Kur’an okuyor, namaz kılıyor, Allah’ın kelamını dinliyorum. Ayetleri okuyup birbirimize hakkı tavsiye etmeyecek isek nerede kaldı Müslümanlığımız? Benim en yakınımdaki hata yaparsa ve ben onu uyarmazsam kendimden şüpheye düşerim ya da ben hata ettiğimde o beni uyarmazsa ondan da hayır yoktur. Biz meselelere böyle bakıyoruz.” dedi. (İLKHA)