Kategori: Eğitim

Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:

“Örgütlü nefret siyasetinin İstanbul temsilcilerinden biri Cumhurbaşkanımızı “diktatör” diyerek hedef almış. Bu siyasi ahlaksızlığı yapanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlık ediyorlar. Aynı zamanda milli iradeyi hedef alıyorlar. Demokrasi düşmanlığı budur.

Milli iradeyle kavgalı bu zihniyet daha önce de “Erken seçimle veya başka bir şekilde” iktidarı devirmekten söz ederek, demokrasi düşmanı müdahale çağrısında bulunuyordu. Seçimle iktidar değişimi nasıl olur herkes biliyor. Seçim dışında neyi kastettikleri ise asıl niyetleridir

Örgütlü nefret siyaseti, gerçek niyetini demokratik söylemin arkasına saklayarak sinsi bir oyun oynuyor. Gerçek demokrasi sınavlarında ise sürekli sınıfta kalıyorlar.

Milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanına “diktatör” demek, demokratik siyaseti nefret siyasetinin örtüsü olarak kullananların dilidir.

Cumhurbaşkanımıza muhalefet diliyle değil Yassıada diliyle hitap etmek, demokratik siyasetin namusuna kastetmektir.

Yassıada Zihniyeti ile arasına mesafe koyamayanlar Cumhuriyetten, demokrasiden ve milli iradeden söz edemez!

Yassıada zihniyetine yaslanarak sözde demokrat görünmeye çalışanların bu süreçlere ilkesel değil keyfi yaklaştıkları ortadadır.

CHP yönetiminin, milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza karşı söylenen söz hakkında net bir tavır alması gerekmektedir.

Asıl diktatörlük, milli iradeye saygısızlıktır. Partimizin kuruluş yıldönümünde bir kere daha ilan ediyoruz ki, millet egemenliğini, Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi milli iradeye saygısızlık yapan dikta zihniyetine karşı korumaya devam edeceğiz.”

Örgütlü nefret siyasetinin İstanbul temsilcilerinden biri Cumhurbaşkanımızı “diktatör” diyerek hedef almış. Bu siyasi ahlaksızlığı yapanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlık ediyorlar. Aynı zamanda milli iradeyi hedef alıyorlar. Demokrasi düşmanlığı budur

— Ömer Çelik (@omerrcelik) August 14, 2022

(İLKHA)

Daha önceleri “bahar şenlikleri” adı altında yapılan konserler, bu yıl itibarıyla özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Ankara’daki birçok belediye tarafından “yaz etkinlikleri” kapsamında ifsat edici konserler tertip ediliyor.

Yapılan konserlerin milletten alınan vergilerle yapıldığına dikkat çeken Karaarslan, halktan alınan paraların manevi değerlerden uzak ifsat edici programlara aktarılmasının yanlış olduğunu ifade etti. 

Ankara’nın birçok yerinde düzenlenen konserlere ayrılan kamu kaynaklarının çok daha güzel alanlarda kullanılması gerektiğinin altını çizen Karaarslan, “Konserlerin sayısı, icra edildiği mekanlar, konserlere getirilen sanatçılar, düzenleme şekli ve neticesini kısaca ele almak istiyoruz. Öncelikle bu konserlere ayrılan kamu giderleri normalde vatandaşa açıklanmalıdır. Çünkü bir sanatçı ve organizatörlere verilen bedel ortalama 2 buçuk milyon liradır. Şu an bu gelenek haline getirilmiş, her gün, her hafta Ankara’nın birçok noktasında bu tür etkinlikler planlanmaktadır. Bu kaynakların bu şekilde pervasızca kullanılması doğru değildir. Yakın zamanda Ankara’mıza gelecek öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimizin barınma ile ilgili problemleri olacak. Bu kaynakların; buralara aktarılması, yetimlerin, yoksulların ve dar gelirlilere aktarılması konusunda bir çalışma yapılması gerekirdi. Gençliğin bu şekilde kültürel olarak kültürel emperyalizme kurban edilmesinden ziyade bu kaynakların eğitime ayrılması aslında çok daha mantıklı bir yol olacaktır. Umarım bundan sonra bu tercih edilir.” dedi.

Konserlere çağrılan sözde sanatçıların yaşam tarzlarının halkı Müslüman olan bu ülkenin manevi değerlerine uymadığını belirten Karaarslan, “Bu konserlere getirilen sanatçılar bizim dini vecibelerimize uymayan bir kıyafette ve tarzda maalesef getirilmektedir. Ve bu sanatçılar bizim gençlerimize bir rol model olarak sunulmaktadır. Bu da işin ikinci boyutu. Bu tür etkinliklerde kız ve erkeklerin tamamen iç içe bulunması. Bunun yanında yüksek dozda verilen müzik, dalgalı verilen ışık gibi gençlerin tamamen uyuşturulması, uyuşuk ve eğlenceye daldırılmış bir gençlik hedeflenmesi veya buna alet olunması gerçekten bizim için ciddi bir kayıptır. Bu anlamda düzenlenecekse de bu tür etkinliklerin helal dairede düzenlenmesi, kamu kaynakları noktasında tasarruf düşüncesi ile hareket edilmesi ve gençlerimizin manevi değerlerine aykırı ortam ve şahıslar üzerinde yürütülmemesi gerekmektedir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)

Son zamanlarda Ağrı’da bir takım olumsuz olayların cereyan etmesi kamuoyunda ciddi rahatsızlığa neden oldu.

HÜDA PAR Ağrı İl Başkanı Şaban Gökhan, yaşanan bu olumsuzluklar ve bunlara karşı sergilenmesi gereken tavırlar hakkında değerlendirmede bulundu.

Gökhan, yaptığı açıklamada, elinde yetki bulunan herkesi harekete geçmeye davet ederek hep beraber kentte yaşanan sorunların üstesinden gelinebileceğini söyledi.

“İlimizin çok ciddi sorunlar vardır”

Ağrı’da hizmet açısından birçok sorunu varken, kentin gündeminin çatışma dili ve söylemleri ile meşgul edilmesinin rahatsızlık verici olduğunu dile getiren Gökhan, “İlimizin çok ciddi sorunları vardır; bu sorunlar özelikle temizlik sorunu, alt yapı sorunu, yol sorunu, köylerimizde özelikle ulaşım sorunu, birçoğu köy ve mahalle camilerinde imamların olmaması, eğitim alanındaki ciddi sorunlar, aynı zamanda gençlerin uyuşturucuya bağımlı hale gelmesi ciddi sorun teşkil etmektedir. Ağrı’da son zamanlarda hırsızlık olaylarının çoğalması güvenlik sorununu da ön plana çıkarıyor. İlimizin böyle ciddi manada çözüm bekleyen sorunlar var iken, çatışma dilinin, söylemlerinin Türkiye kamuoyuna mal edilmesi ve dışardan ilimize farklı bir göz ile bakılması bizi rahatsız etmiştir. Bizler de HÜDA PAR olarak üzerimize düşen bu sorumluluğu yerine getirmek adına, tüm STK’ları, elinde yetki bulunan ve toplum nezdinde etkin olan tüm kesimleri ziyaret ederek sükûnete davet ettik. Elinde yetki bulunan herkesi memleketimizi olumlu yönleri ile tanıması, halkın dindar, gelenek ve göreneklerine bağlı olduğu, misafirperver bir halk olduğu, aynı zamanda ilimizin tarihi ve turistik yönleri ile ön plana çıkması açısından herkesi elinden geleni yapmaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bütün Ağrı sevdalıları Ağrı’nın olumsuzluklarla anılmasında ciddi anlamda rahatsızdırlar”

Yapmış oldukları ziyaretlerde de aynı şikayetleri duyduklarını belirten Gökhan, “Ağrı’daki tüm kesimler de Ağrı’nın olumsuzluklarla dile gelmesinden ciddi manada mustariptirler, esnaf ziyaretlerinde esnafların rahatsızlıklarını dile getirmesi, halkın rahatsızlığını dile getirmesi, ilimizin kanaat önderlerinin rahatsızlıklarını dile getirmesi, şunu gösteriyor ki bütün Ağrı sevdalıları, Ağrı’nın olumsuzluklarla anılmasından ciddi anlamda rahatsızdırlar.” şeklinde konuştu.

“Elinde yetki olan herkesi kendi memleketine, kendi halkına hizmete davet ediyoruz”

Ağrı’da yapılması beklenen çok güzel projelerin gündeme gelmesini beklerken, ilin olumsuzluklarla gündeme gelmesinden tüm halkın rahatsız olduğuna dikkat çeken Gökhan, “Özelikle ilimizde yapım aşamasında olan büyük projelerin hayata geçirilmesi noktasında atılması gereken adımlar var iken ve ilimizin ekonomisine ciddi manada katkı sunmasını beklediğimiz çalışmalar ve projeler var iken, ilimizin güzel yönleri ile anılmasını bekler iken ilimiz üzerinden bazı olumsuz gündemlerin oluşturulması halkımızı gerçek manada rahatsız ettiğine ziyaretlerimizde şahit olduk. Bizler bu sorunların bir an önce çözülmesi için elinde yetki olan herkesi kendi memleketine, kendi halkına hizmete davet ediyoruz. HÜDA PAR olarak bizim anlayışımız budur.” şeklinde belirtti.  

“İlimiz ile ilgili sorunlar sadece belediyecilik alanı ile ilgili sorunlar değildir”

Gökhan, ildeki sorunları doğru bir biçimde gündeme getirilmesi gerektiğini ve sorunlara hep birlikte çözüm aranması gerektiğini söyledi.

Konuşmasına devam eden Gökhan, “Bir diğer önemli husus ise; ilimiz ile ilgili sorunlar sadece belediyecilik alanı ile ilgili sorunlar değildir. İlimizde alt yapı sorunu var ise bu belediyeye ilgilidir, ilimizde temizlik ile ilgili, çöp ile ilgili sorun varsa bu belediyeyle ilgilidir, ilimizde ulaşım ile ilgili bir sorun varsa bu belediyeyle ilgilidir ama ilimizin sorunları sadece belediyeyle ilgili sorunlar değildir. İlimizin eğitim sorunu var, ilimizin güvenlik ile ilgili sorunları vardır. Biz ilimizin bütün sorunlarını doğru bir şekilde gündeme taşırsak ve bunlara uygun çözüm önerileri de sunarsak hep beraber ilimizdeki sorun ve sıkıntıları çözeriz.” dedi. (İLKHA)

Van’da ki programı kapsamında bugün, kentteki radyoların ortak canlı yayınına katılan Yapıcıoğlu, ardından Muradiye ilçesine bağlı Ünseli Mahallesi’ne bir ziyaret gerçekleştirdi.

Açık alanda halkla buluşma gerçekleştiren Yapıcıoğlu, burada toplanan insanlara bir konuşma gerçekleştirdi.

Siyasette en çok şikayetçi oldukları konulardan birinin siyasetin sert üslubu olduğunu dile getiren Yapıcıoğlu, siyasete bakış açılarını özetle anlattı.

“Doğrulara el birliğiyle sahip çıkıp destek verirsek hep beraber kazanırız”

“Maalesef bizim memleketimizde siyasetin dili çok serttir. Siyaset yapmamın muhalefet etmenin üslubu bize biraz terstir.” diyen Yapıcıoğlu, muhalefet ve iktidar arasında cereyan eden siyasi üslubu şöyle anlattı:

Bir parti eğer iktidarda ise o çok doğru bir şey yapsa da muhalefetteki diyor ki ‘Ben muhalefetim ve onu eleştiririm. Ya da tam tersi… muhalefetteki bir parti çok haklı bir eleştiri, haklı bir tepki gösterse iktidardaki diyor ki ‘O ki muhalefet söylemiş at çöpe gitsin.!’ Böyle olmamalı… Eğer hepimiz, bütün siyasi partiler, bütün ehli siyaset ya da onların peşinden gidenler şu noktada anlaşabilsek; biz doğruya doğru, eğriye eğri, yanlışa yanlış diyebilsek bu hepimiz için daha iyi olacaktır. Hiçbirimiz yanılmaz değiliz. Her birimiz yanlış yapabiliriz. Bir kişinin doksan dokuz doğrusu, bir tane yanlışı olabilir, bir başkasının 50 doğrusu 50 yanlışı olabilir ya da birisi 20 doğruyla beraber 80 yanlış yapabilir. Beşeriz… bana göre doğru sana göre yanlış olabilir, sana göre doğru olan benim gözümle baktığında yanlış görülebilir. Problem değil bu. Ama herkes şunu bilmeli ki hiç kimse yüzde yüz haklı değildir, hiç kimse yüzde yüz doğru değildir. En doğru zannettiğin insan yanlış yapabilir en yanlış zannettiğin bir insan bazen doğruyu söyleyebilir. Öyleyse biz bu konuda ittifak içerisinde olursak, biz doğrulara, biz hakka-hakikate el birliğiyle sahip çıkıp destek verirsek inşallah hep beraber kazanırız. Doğruyu kim söylerse söylesin; doğru doğrudur. Yanlış bir adam da doğruyu söylerse o doğru değerinden bir şey kaybetmez.

“Eleştiride insaf ehli olmak lazım”

İktidar ve muhalefet partileri ya da onların takipçilerinin birbirlerinin doğrularına karşı ön yargılı davrandığına işaret eden Yapıcıoğlu, her iki tarafın da bu konuda yanlış davrandığına vurgu yaptı.

Eleştiride hem muhalefeti hem de iktidar sahiplerini insaflı olmaya davet eden Yapıcıoğlu, “İktidara sorsan memlekette aslında çok sıkıntı yok, muhalefet her şeyi çok abartıyor. Muhalefete sorsan hükümetin doğru yaptığı hiçbir şey yok her şey kökten yanlıştır. Malumunuz, şu son dönemde ekonomik sıkıntılar var… iktidara yakın bir gazeteci ya da bir yorumcu, bir ilim adamı konuştuğunda ‘Siz ekonomiden çok şikâyet ediyorsunuz ama şimdi dünyada bir sıkıntı var, Türkiye’den kaynaklı değildir, her tarafta sıkıntı var.’ diyor. Muhalif birisine sorarsan, ‘Eğer Cumhurbaşkanlığı Sistemi olmasaydı, Başkanlık Sistemi olmasaydı, Parlamenter Sistem olsaydı hiç bu sıkıntılar çıkmayacaktı.’ diyor. Bu ikisi de doğru değil! İkisinde de belki bazı hakikat payları olabilir ama insaf ehli olmak lazım. Eğriye eğri doğruya doğru.” demek gerektiğini söyledi.

“Memlekette doğru yapan insanların sayısı artarsa bütün memleket kazanır”

Halkla buluşmalarının gayesini anlatan Yapıcıoğlu, mevcut sıkıntıları halkın gözünden bakarak gözlemlemek istediklerini kaydetti.

Halkın gözünden memleketin halini görmek için il il dolaştıklarına işaret eden Yapıcıoğlu, siyasetteki yapıcı anlayışlarını şöyle anlattı:

“Şimdi bazı sıkıntılar var. Sadece şu veya bu partiyi eleştireceğiz diye bir şeyi olduğundan farklı görmeyelim, göstermeyelim diye o sıkıntılara halkın gözüyle bakmak istiyoruz. İşin hakikati nedir, doğrudan doğruyu onu öğrenelim, hakikati ortaya koyalım, herkesin hakkını teslim edelim istiyoruz. Yanlışı da net çizgilerle tespit edip ortaya koyalım ki o yanlışı yapanlar kendilerini düzeltme konusunda istekli olsunlar. Kim yanlışından dönerse bu kârdır. A partisi, b partisi, c partisi iktidar ya da muhalefet fark etmez; memur, bürokrat, işçi, köylü kim olursa olsun neticede memlekette doğru yapan insanların, haktan hakikatten yana olan insanların sayısı artarsa bütün memleket kazanır.”   

Konuşmasının ardından mahalleliyi dinleyen Yapıcıoğlu, vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Yapıcıoğlu’nun Van temaslarının yarın da devam edeceği belirtildi. (İLKHA)

HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Refik Alpaya ve il yönetiminden oluşan heyeti, Bingöl Arıcılar Birliği Başkanı Ali Aba ve üyeler karşıladı.

Ziyarette konuşan HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Refik Alpaya, Londra’da düzenlenen uluslararası bal yarışmasında, Bingöl’de üretimi yapılan süzme çiçek balının kalitesinden ötürü altın madalyaya layık görülmesinden dolayı memnuniyetini dile getirdi.

İngiltere’nin başkentinde yapılan yarışmada üreticilerin göstermiş olduğu başarının bal üreticiliği açısından çok önemli olduğunu belirten Alpaya, Arıcılar Birliği Başkanı Ali Aba ve üreticileri tebrik ederek başarılar diledi.

Bingöl’de şu an iyi bir başarının sevincinin oluştuğunu söyleyen Alpaya, Bingöl Balı’nın, 2017 yılında dünya ikinciliği ve bu yıl da kalitesiyle altın madalyaya layık görüldüğünü söyledi.

“Ülke içi ve dışında balın pazarı oluşturulmalıdır”

Bingöl Balı’nın başarılı hikâyesini ve üretimdeki kalitesini Arıcılar Birliği Başkanı Ali Aba’dan dinleyen Alpaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bingöl Balı’nın değeri bilinmelidir. Bingöl denilince akla bal gelir, balla anılan bir ile, coğrafi konumu da göz önünde bulundurularak etki ve yetki sahipleri sahip çıkmalı. Bal pazarını oluşturmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Faizsiz kredi destekleri artırılmalı, ihracata yönelik ciddi adımlar atılmalı, ülke içinde ve dışında pazarlar oluşturulmalıdır. Bingöl Balı sadece birincilikle yetinmemeli, uluslararası piyasada da ciddi anlamda yerini almalı ve bu alanda işsizliği önleyecek ciddi bir sektör haline getirilmelidir.” ifadelerine yer verdi.

Ziyaret karşılıklı fikir alışverişin ardından sona erdi. (İLKHA)