Kategori: Eğitim

  • HÜDA PAR Batman İl Başkanı Şahin: Sulama kanalları için acil tedbirler alınmalı

    HÜDA PAR Batman İl Başkanı Şahin: Sulama kanalları için acil tedbirler alınmalı

    Şahin ve beraberindeki heyet, boğulma vakalarının yaşandığı sulama kanalının etrafında tedbir alınması ve halkın şikâyetlerine ses olmak için Devlet Su İşleri (DSİ) Batman Şube Müdürlüğüne bir ziyaret gerçekleştirdi.

    HÜDA PAR heyetini, DSİ Batman Şube Müdürü Kerem Aydın karşıladı.

    Görüşmede, boğulma vakalarının yaşandığı yaklaşık 10 kilometrelik sulama kanalının geçtiği şehir merkezinde herhangi bir önlemin olmadığını belirten Şahin, çocukların serinlemek için girdiği kanal etrafında yetkililerin gerekli tedbirleri alması gerektiğini söyledi.

    Sulama kanalının etrafının açık olmasının olası can kayıplarına davetiye çıkardığının altını çizen Şahin, böylesi bir acının yaşanmaması için kanal etrafında bir an önce önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.

    Ziyaretin ardından HÜDA PAR İl Başkanı Davut Şahin, beraberindeki heyetle birlikte kanalın şehir merkezine ve parklara yakın bölümlerini gezerek yerinde gördü.

    “Bu sene birçok çocuk boğulma tehlikesi yaşadı”

    Su kanalının üstünün açık olması ve kenarlarında herhangi bir koruma tedbirinin olmamasının büyük bir risk teşkil ettiğini belirten Şahin, “Tarım alanlarının sulanması amacıyla kurulan su kanalının yaklaşık 10 kilometresi şehrin içinden geçmektedir. Parka yakın su kanalının etrafı belediye tarafından düzenlenerek yürüyüş yeri yapılmaktadır. Fakat su kanalının üstünün açık olması ve kenarlarında herhangi bir koruma tedbirinin olmaması büyük bir risk teşkil etmektedir. Bu yaz mevsiminde bizi arayan bir aile, çocuklarının su kanalına kapıldığını ve son anda kurtarıldığını ancak boğulma tehlikesi geçirdiğini söylediler. İl dışında ise boğulma vakaları yaşanmış durumda.”

    “Boğulma riskine karşı su kanalının etrafında bir an önce tedbir alınmalı”

    Şahin, konuşmasının devamında şunları söyledi:

    Bu konuyu konuşmak üzere Batman Devlet Su İşleri 13’üncü Bölge 103’üncü Şube Müdürlüğümüzü ziyaret ettik. Müdür Bey’den bu konu ile ilgili bilgiler aldık. Müdür Bey bize ‘Şehir içinden geçen sulama kanalı kısmının kapatılması veya tedbir alınmasının Batman Belediyesine ait olduğunu ve aralarında bir protokol olduğunu’ söyledi. Basın aracılığıyla ilgili kurumlara sesleniyoruz. İlgili kurumların bir an önce çocukların boğulma riskine karşı su kanalının etrafında bir tedbir geliştirmeleri gerekmektedir.

    “Bir çocuğumuz, bir gencimiz burada boğulursa bunun maddi karşılığı olmaz”

    Su kanalının etrafında tedbir alınana kadar halkı ve çocukları kanaldan uzak tutacak görevlilerin tayin edilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, “Bu kurumların buna bir an önce bir el atıp bu riski ortadan kaldırmak üzere üstünü ızgarayla kapatma ya da etrafına tel veya çit yapmak gibi tedbirler geliştirmeleri gerekir. Çünkü Allah muhafaza bir çocuğumuz, bir gencimiz burada boğulursa bunun maddi karşılığı olmaz. Dolaysıyla ilgili kurumların bir an önce gerekli tedbirleri alması gerekiyor. HÜDA PAR Batman İl Başkanlığı olarak bu konunun takipçisi olacağız. Kurumların işleyişleri, ihaleler yüzünden gecikebileceğinden su kanalının etrafına tedbir alınana kadar halkı ve çocukları sudan uzak tutacak görevli veya kurtarıcı bir ekibin geliştirilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)

  • HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Göçer semt pazarını ziyaret etti

    HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Göçer semt pazarını ziyaret etti

    Parti çalışmalarının yanı sıra il genelinde ve ilçelerde çeşitli programlar gerçekleştirerek, esnaf ve vatandaşın sorun ve taleplerini dinleyen Göçer, beraberindeki heyetle Şehitkamil ilçesi Onat Kutlar Mahallesi’nde kurulan semt pazarını ziyaret etti.

    Semt pazarı esnafını ziyaret ederek esnafla ve pazara alışveriş yapmaya gelen vatandaşlarla sohbet eden Göçer, esnaf ve vatandaşların ekonomik anlamda çektiği sıkıntılara dair beklenti ve taleplerini dinledi.

    Pazar esnafının yanı sıra vatandaşların şikâyet ve isteklerini dinleyen Göçer, pazar ziyareti sırasında çocuklara ve yaşlılara ayrı bir ilgi gösterdi.

    Kendilerine yapılan ziyaretten dolayı memnun olduklarını ifade eden pazar esnafı ve vatandaşlar, Göçer’e teşekkür etti.

    Ziyarette esnaf ve vatandaşların pahalılıktan, alım gücünün düşmesinden ve ardı arkası kesilmeyen zamlardan şikâyet ettiği görüldü.  

    Esnafın tezgahındaki ürünü satamamaktan, vatandaşın ise istediği ürünü alamamaktan yakındığına şahit olan Göçer, ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu.

    Tezgâhlardaki etiket fiyatlarını yerinde gözlemleyen Göçer, ürünlerin fiyatlarının yüksekliğine dikkat çekti.

    Semt pazarlarına alışveriş yapmaya gelen vatandaşların ekonomik anlamda zorluk çektiğini, her istedikleri ürünü alamadıklarını ve ihtiyaçları olan ürünleri ise pahalı olduğu için kısıtlı almak zorunda kaldığını belirten Göçer, hayat pahalılığının herkesi mağdur ettiğini söyledi.

    Göçer, yaşanan fiyat artışlarından dolayı pazarcıların satışlarının halkın da alım gücünün düştüğünü söyledi.

    Zamlardan dolayı hem esnafın hem de halkın zor günler geçirdiğine işaret eden Göçer, “Ziyaret ettiğimiz esnafımızın sorun ve sıkıntılarını dinlediğimizde, azda olsa bir kazanç sağladıklarını ifade ediyorlar. Ama semt pazarı esnafı çiftçiden ürün gelmediğini ve bu konuda çok eksikliğin yaşandığını söylediler. Gerçekten de çiftçi ektiğinin karşılığını alamadığı için ekim yapmıyor ve bu da pazarda ürünlerin eksilmesine sebep oluyor. Haliyle ürün eksikliği olduğu zaman bu durum fiyatlara ciddi anlamda olumsuz yansıyor ve yükselişler yaşanıyor.” dedi.

    Yakıt, gübre ve ilaç giderlerinin çiftçiyi ciddi anlamda olumsuz etkilediğini ifade eden Göçer, “Bu ülkede üretimin sürekli olması gerekiyor. Bir ülkede üretim ne kadar fazla olursa, fiyatlar da o kadar ucuzlar ve halkın alım gücü yükselir.” ifadelerini kullandı.

    Üniversite okuyan ve mezun olan birçok gencin semt pazarında çalıştığını belirten Göçer, “Semt pazarında gençlerimizin sayısının çok fazla olduğunu gördük. Okulların tatil olması bir etkendir ama gençlerimizin okumakta bir hayalinin ve ileriye yönelik bir görüşleri yoktur. Sınava giren gençlerimizde sürekli bir kaygı var. Burada ki gençlerimizin büyük bir kısmı iş için yurt dışını tercih ettiklerini ve oralara gidip çalışacaklarını ifade ettiler. Bu memleket ve gençler hepimizindir. Bu gençlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Gençlerin çalışıp ailesine bakabilmesi için sağlıklı alanlar oluşturmamız lazım ki gençlerimizi kaybetmeyelim. Bu sağlıklı ortamlar oluşturulduğunda gençlerimiz burada kalacaktır. Gençlerimiz kendi ülkelerinde çalıştığı içinde, ülke kazanacaktır. Geleceğimiz olan nesillere iyi bir ortam hazırlamamız gerekiyor.” dedi.

    Semt pazarındaki satışların ciddi bir şekilde eksik olduğunu gözlemlediklerini ifade eden Göçer, “Esnafın belirttiği gibi önceden alım gücü yüksekti. Alışverişe gelen bir vatandaş önce 2 kilogram bir ürün alıyorsa, artık 1 kilogram alıyor. Bunun da tek bir sebebi var. O da hayat pahalılığından kaynaklanıyor. Temel ihtiyaç ürünleri olan zeytin, yumurta ve peynir gibi ürünlerde de ciddi bir artış var. 30’lu bir koli yumurtanın fiyatı 50 TL olmuş durumdadır. Yaşanan bu hayat pahalılığına baktığımızda bir asgari ücretle çalışan vatandaşımız ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak? Ürün fiyatları çok yüksek olduğu için alım gücü ciddi anlamda düşmüştür. Üretim olmazsa ürünler giderek azalacak ve azalan üründen dolayı fiyatlar daha yükselecek. Bu da toplumda her kesimi esnafı da halkı da ciddi manada etkileyecek.” şeklinde konuştu.

    HÜDA PAR heyetinin ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getiren pazarcı esnafı, zamlara ve yüksek fiyatlara mutlaka bir çözüm bulunması gerektiğini belirtti.

    Göçer’e yaşadıkları sıkıntıları anlatan esnaf, yaşanan hayat pahalılığından ötürü artık eski satışları yapamadıklarını ve hayat pahalılığının hem kendilerini hem de halkı ciddi manada olumsuz etkilediğini ifade ederek, yetkililerin gerekli iyileştirme adımlarını atması yönünde çağrıda bulundu. (İLKHA)

  • Ege Bölgesi gezilerinin finalinde Yapıcıoğlu, İzmirlilere hitap etti

    Ege Bölgesi gezilerinin finalinde Yapıcıoğlu, İzmirlilere hitap etti

    Yapıcıoğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Ege Bölgesindeki gezilerinin son durağı olan İzmir’de, final programında İzmirlilere hitap etti. 

    Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, İl Başkanın Mehmet Tayyip Duran’ın selamlama konuşmasıyla devam etti.

    Programda konuşan Yapıcıoğlu, İzmirlilere partisinin tanıtımını yaptı.

    Konuklara hitap eden Yapıcıoğlu, “Bir yıl önce yani 2021 yılının temmuz ayında memleket gezilerine başladık. Bir haftadır Ege Bölgesi’ndeyiz Geçtiğimiz pazartesiyi salıya bağlayan gecede İzmir’e geldik, buradan Manisa, Uşak, Denizli, Aydın… Şimdi tekrar İzmir’deyiz. İnşallah bugün buradaki programımızı bitirip memleketin başka bir köşesine doğru yol almaya başlayacağız.” ifadelerini kullandı.

    “Dürüst Siyaset Gerçek Adalet şiarıyla yola çıktık”

    Partisinin kuruluş amacını aktaran Yapıcıoğlu, “10 yıl önce 2012 yılında, ‘Dürüst Siyaset Gerçek Adalet’ şiarı ile yola çıktık ve yola çıktığımız andan itibaren de söylediğimiz bir şey var: Dedik ki bizimkisi bir parti davası değil, bizim bir davamız var ve inşallah biz o davamızı insanlara götüreceğiz, davamızın da ne olduğunu parti programımızda izah ettik. Gittiğimiz yerlerde de eğer imkân bulursak basın aracılığıyla değilse böyle salon toplantılarında yüz yüze insanlarımıza anlatmaya, davamızın ne olduğunu izah etmeye gayret sarf ettik.” diye konuştuk.

    HÜDA PAR nedir?

    “HÜDA PAR nedir? Meselelere nasıl yaklaşıyor, memleket meselelerine ne tür çözüm önerileri getiriyor ya da bizim kimliğimizi oluşturan temel yaklaşımımız nedir, hayata bakışımız nedir, eşyaya bakışımız nedir, kâinata bakışımız nedir, siyasete ve devlete bakışımız nedir, hürriyetten ne anlıyoruz, temel hak ve hürriyetler derken bunların içini nasıl dolduruyoruz, iktisat politikamız nedir, dış siyasete nasıl bakıyoruz, uluslararası ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine inanıyoruz?” sorularına ana hatlarıyla cevap veren Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    İnsanlık bugün bir buhran içerisindedir. Fıtratı bozulmuş olan insanlık kimliğini arıyor, bir çıkış yolu arıyor. Eğer insan özüne, fıtratına dönebilirse, içerisine düşürülmüş olduğu bu buhrandan, bu çukurdan çıkabilir. Sadece kendisi kurtulmuş olmakla kalmaz, kurtuluş bekleyen kitlelere de inşallah bir kurtuluş ümidi olur, onları kurtarma görevini de bundan sonra üstlenebilir. Ama bunun için önce bizim özümüze, fıtratımıza, yaradılış kodlarımıza, tabiri caizse fabrika ayarlarımıza geri dönmemiz gerekir. Batı’dan bize empoze edilen, Batı’nın malı ve yaklaşım tarzı olan bir fikir vardı ona göre ‘insan insanın kurdudur’, hayatın temel kanunu savaştır, mücadeledir. Hatta dikkat etmişsinizdir… bizim topraklarımızda yetişen, büyüyen, bu memleketin suyunu içmiş, havasını solumuş, ekmeğini yemiş, bu memleketin servetiyle belki mal mülk edinmiş, bir mevki makam edinmiş insanların bile dilleri o kadar Batılılaştı ki, o kadar dünyevileşti ki, o kadar seküler bir hale geldi ki vefat eden birisi ile ilgili bir haber verdiklerinde bile ‘ölümle pençeleşen falankes savaşı kaybetti’ ya da ‘mücadeleyi kaybetti’… Böyle bir dil, böyle bir yaklaşım maalesef her gün ilmek ilmek dokunuyor. Bakın evlerinizdeki belgesel kanallarına, tabiatın herhangi bir parçası, herhangi bir canlı ile ilgili bir belgesel yapıldığında, orada hayatın temel kanununun mücadele, savaş, çekişme olduğu yönünde ince ince şuur altımıza bazı şeyleri yerleştirmeye çalışıyorlar. Oysa temel kanun; çekişme, savaş ve birbirini yutma üzerine değil, hayat; dayanışma ve yardımlaşma ile güzeldir ve aslında temel kanun da bu olmalıdır.

    Yapıcıoğlu, HÜDA PAR’ın sadece bir parti olmadığını, siyasi hareket olarak adlandırmanın daha doğru olacağını söyledi.

    Partisinin temel ilke ve hedefleri hakkında bilgilendirmede bulunan Yapıcıoğlu, “Yola çıktığımız andan beri ilan ettik. Biz adaletin hiçbir şeye feda edilemeyeceğine inanıyoruz. Hiç kimsenin toplumun beden veya ruh sağlığını, akıl sağlığını bozacak fikirlerde bulunmasını, söz söylemesini de hürriyet olarak tanımıyoruz. Vatandaşların hürriyet, eğitim, sağlık, güvenlik ve insanca yaşama hakkını sağlamak için her türlü tedbirin devlet tarafından alınmasının zorunlu olduğuna inanıyoruz. Hiçbir kişi ve kurumun sahip olduğu mal, servet ve diğer imkanları başka kişilerin, kurumların ya da toplulukların zararına olacak şekilde kullanma hakkına sahip olduklarına inanmıyoruz. Adaletin yeniden tesis edilmesini, bozulan adalet terazisinin tamir edilmesini birinci öncelikli hedefimiz olarak ilan ettik. Başka hedeflerimiz de vardı. Neydi onlar? Başlıklar halinde sıralamak gerekirse;

    -Devleti ve siyaseti yeniden tanımlamak, ona yeniden bir tarif getirmek,

    -Toplumun temel değerlerini siyasete de taşımak ve onu hâkim kılmaya çalışmak,

    -Halkı, milleti sisteme değil, sistemi halkın temel değerleriyle barışık hale getirmek,

    -Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde içi boşaltılmış değerlerimizi ve bizi biz yapan insani ve İslami değerleri yeniden ihya etmek ve yaşanılır kılmak, insanların din, can, mal, akıl ve nesil emniyetini sağlamak,

    -İnsani temel hak ve hürriyetlerin gerçek anlamda tanınmasını temin etmek, inanç ve ibadet hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak,

    -Kürd meselesinin adalet temelinde çözümünü sağlamak,

    -Maneviyatsızlık ve ahlaki yozlaşmaya dur demek, hakça bölüşümü ve adaleti sağlamak, gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak ve refahı tabana yaymak,

    -Toplumsal huzur ve barışa katkı sunmak, yargının adil bağımsız ve tarafsız olmasını temin etmek, dış ilişkilerin mihverine de adaleti yerleştirmek, komşularla iyi geçinmek.” şeklinde konuştu.

    Yapıcıoğlu, son olarak “Toplumu ifsad eden, maneviyatsızlık ve ahlaki yozlaşma ile mücadele etmek, siyasete erdem ve itibar kazandırmak, bizim davamız, gayemiz ve prensiplerimizdir. Davamız hürriyettir, adalettir hakkaniyettir, zulmün sona ermesidir, huzurdur, barıştır, insanların kaynaşmasıdır, kardeşliktir… gayemiz budur. Bu gayede bizimle ortaklaşan insanlarla azimle inşallah takatimiz elverdiği ölçüde, nefesimiz yettiğince yürümeye azimliyiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık eylesin.” ifadelerini kullandı.

    İzmirlilerin yoğun teveccühleriyle biten program sonrası katılımcılar, Yapıcıoğlu ile hatıra fotoğrafı çekti. Yapıcıoğlu, hatıra fotoğraf çekmeye çalışan çocuklarla kendisi selfi çekerek çocukları sevindirdi.

    Program sonrası Yapıcıoğlu, İzmir’den ayrıldı. (İLKHA)

  • Zafer Partili yöneticiden tepki çeken sözler: Yeni ulu önderimiz Ümit Özdağ

    Zafer Partili yöneticiden tepki çeken sözler: Yeni ulu önderimiz Ümit Özdağ

    Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir taraftan seçim çalışmalarına devam ederken, diğer taraftan da sosyal medyayı aktif kullanıyor. Fakat Özdağ’ı destekleyenler gibi eleştiren de geniş bir kitle bulunuyor. Son olarak Zafer Partisi Aksaray Gençlik Kolları Başkanı olduğu öne sürülen kişinin sözleri, tepkilere sebep oldu.

    Gençlik kolları başkanı, söz hususu videoda, “Göktanrı inancımıza göre yeni börümüz Ümit Özdağ. 100 yıl önce Atatürk gelmişti şimdi yeni ulu önderimiz Ümit Özdağ geliyor” açıklamasını yaptı.

    Gençlik kolları başkanının bu ifadeleri, sosyal medya kullanıcıları tarafından eleştirildi.

  • Batman’da motor tamircileri işlerinden memnun değil

    Batman’da motor tamircileri işlerinden memnun değil

    HÜDA PAR heyetinin kendilerini ziyaret etmesinden dolayı memnun kaldıklarını belirten motorcular, sektör olarak son dönemlerdeki sorunlardan dolayı sıkıntılar yaşadıklarını belirtti.

    Motor tamircileri ve satıcılarına yaptıkları ziyaretlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Merkez İlçe Başkanı Durmaz, motorcu esnafının piyasadaki gelişmelerden olumsuz etkilendiklerini söyledi.

    “Motor tamircileri ekonomik krizden çok etkilendiler”

    Farkı sektördeki meslek sahiplerine yönelik ziyaretlerine devam ettiklerini söyleyen Durmaz, “Çalışmalarımız kapsamında Aydınlıkevler Mahallesinde Komando Caddesi üzerinde yılardır motorculuk yapan işyerlerini ziyaret ettik. Ziyaret ettiğimiz işyerleri arasında hem motor tamircileri vardı hem de sıfır ve ikinci el motor satan işyerleri vardı. Görüştüğümüz motor tamircileri, yıllardır bu işi yaptıklarını, dönem dönem işlerinin durma noktasında geldiğini ancak bu dönemde ise ekonomik krizden çok fazla etkilendiklerini belirtti.” dedi.

    “Motor tamircileri işlerinden memnun değiller”

    Motor tamircilerinin iş yapmakta zorlandıklarına dikkatleri çeken Durmaz, “Diğer bir motor tamircisi ise, başka çarelerinin olmadığını, bu işe mecburen devam ettiklerini dile getirdi. Başka biri ise milletin alım gücünün düşmesinden dolayı iş yapmakta zorlandıklarını söyledi. Ziyaret ettiğimiz motorcuların genel anlamda bize ilettikleri sorun ve sıkıntılar bu yöndedir. Bize iletilenlerden de anlaşılacağı üzere motor tamircileri son zamanlardaki işlerinden memnun değiller, giderlerini ve masraflarını karşılamakta zorlanıyorlar.” şeklinde konuştu.

    “Artan fiyatlardan dolayı vatandaş motor ihtiyacını karşılayamıyor”

    Sıfır motor almanın da zorlaştığını dile getiren Durmaz, son olarak şunları söyledi:

    “Sıfır ve ikinci el motor satan işyeri sahipleri de, motor fiyatlarının çok fazla artmasından dolayı vatandaşın ihtiyacını karşılayamadığını dile getirmektedirler. Aynı zamanda yakıt fiyatlarının yüksek olması da motor satan işyerlerinin işlerini etkiliyor. Araba satın almanın sabit gelirli ve dar gelirliler için çok zor olduğu bu dönemde, motor kullanımına rağbet olması bekleniliyordu ancak motor satıcıları bu beklentinin karşılanmadığını ifade etmektedirler.”

    HÜDA PAR heyeti motor tamircilerini ziyaret ettikten sonra demir doğrama atölyeleri ve galvaniz su deposu üreticilerini de ziyaret edip sorun ve sıkıntılarını dinledi.(İLKHA)

  • Barış Yarkadaş fotoğrafları işaret etti: “20 yıllık AKP hikâyesinin sona yaklaştığını gösteriyor”

    Barış Yarkadaş fotoğrafları işaret etti: “20 yıllık AKP hikâyesinin sona yaklaştığını gösteriyor”

    Korkusuz yazarı Barış Yarkadaş, AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin başlattığı “Yüz Yüze 100 Gün” kampanyasını köşesine taşıdı. Barış Yarkadaş söz konusu kampanyaya çok az katılım olduğunu ifade etti.

    Bakan Adil Karaismailoğlu’nun da katıldığı toplantının ilkinin Tuzla’da gerçekleştirildiğini ve etkinliğe 250 kişinin katıldığını belirten Yarkadaş, Esenler, Zeytinburnu, Sultanbeyli gibi ilçelerde de katılımın düşük olduğunu vurguladı.

    “AKP İstanbul İl Başkanlığı’nın başlattığı son kampanyada ortaya çıkan fotoğraflar, 20 yıllık AKP hikayesinin sona yaklaştığını gösteriyor. Kitleler, AKP’nin kendilerine verebilecek bir şeyinin kalmadığını, söyleyecek yeni bir sözünün olmadığını görüyor” diyen Yarkadaş, CHP’ye seslendi; “En büyük görev 1. parti konumuna geldiği görülen CHP’ye düşüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemlerde iyi bir performans sergiliyor ve dikkatleri üzerinde topluyor. Bu ilgi, sempatiye, sempati güvene, güven de desteğe dönüştürüldüğü takdirde, Türkiye’nin AKP’den kurtulması hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşecektir” yorumunda bulundu.

    Yarkadaş’ın köşesinde paylaştığı fotoğraflar şöyle:

  • HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu İzmir’de esnaf ziyaretinde bulundu

    HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu İzmir’de esnaf ziyaretinde bulundu

    Beraberindeki heyet ile birlikte İzmir Kemeraltı Çarşı esnafını ziyaret eden Yapıcıoğlu, kent esnafının ekonomik anlamda çektiği sıkıntılara dair beklenti ve taleplerini dinledi.

    Son zamanlarda artan maliyetler, kira artışları ve ülkenin ekonomik olarak yaşadığı sorunlarla ilgili esnafın taleplerini dinleyen Yapıcıoğlu, sorunların çözümü noktasında ellerinden gelen gayreti sarf edeceklerini söyledi.

    Yapıcıoğlu, esnaf ziyareti sonrasında Hisar Camii’nde ikindi namazını eda etti. (İLKHA)

  • Yapıcıoğlu’ndan İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği’ne ziyaret

    Yapıcıoğlu’ndan İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği’ne ziyaret

    İZDEDA Başkanı Haydar Özkan deprem sonrası yaşanılan mağduriyetler hakkında HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu’na bilgi verdi.

    Karşılıklı görüşmenin ardından İLKHA’ya konuşan Özkan, deprem konutlarının inşasında faizsiz kredi taleplerinin tam olarak karşılanmadığını belirtti.

    İZDEDA Başkanı Haydar Özkan

    Az hasarlı konut sahiplerinin de depremzede olarak kabul edilmesini talep eden Özkan, deprem konutlarıyla alakalı gelinen süreci şöyle özetledi:

    İzmir depreminin üzerinden 21 ay gibi bir süre geçti. Bizim burada 79 bin 272 adet bağımsız bölümümüz hasar gördü ağır ve orta hasarlı şeklinde. Az hasarlı konutlarımız 67 bin civarında. Buradan devletimizin yapmış olduğu 5 bin civarında konut var. Onların da yüzde 40’ı teslim edildi, geri kalan bölümünün de yıl sonuna kadar teslim edileceği söyleniyor. Bizim inşamız için gerekli olan kredi talebimiz vardı, sıfır faizle 2 yıl ödemesiz 18 yıllık kredi talebimiz vardı. Bu kredi talebimiz bu şekilde karşılanmadı. 2 yıl ödemesiz bölümünü gerçekleştiremedik ama 1 yıl ödemesiz 12 yıl şeklinde bir kredi cevabı ile karşılaştık. Bizim şu andaki isteklerimizi çok fazla karşılamazsa da en azından kötünün iyisi diyoruz. Az hasarlılarımızın da depremzede olarak görülmesini istiyoruz. Bizim İzmir’deki yıkılan ve yıkılacak olan binaların hepsi depremden dolayı yıkıldı ve yıkılacak. Biz bunu özellikle belirtmek istiyoruz.

    HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu

    Görüşme sonrası konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İzmirli depremzedelerin yaralarının henüz tam olarak sarılamadığına vurgu yaptı.

    Yapıcıoğlu, “Depremzedeler Derneğimizi ziyaret ettik. Başkanımız Haydar Bey zaten işin sayısal ve teknik boyutu ile ilgili bazı açıklamalar yaptı. Bizim burada yapmaya çalıştığımız depremzede olan İzmirli vatandaşlarımıza yapmış oldukları çalışmalarda nasıl bir katkı sunabiliriz, kendi haklı ve meşru taleplerinin yerine getirilmesi için taleplerinin takipçisi olarak gerek yerel yönetime gerekse merkezi hükümete bu talepleri taşıma ve işin takipçisi olma noktasında nasıl bir katkı sunabiliriz, onu konuştuk, teknik bazı bilgiler aldık. Evet depremin üzerinden az önce başkanın da dile getirdiği gibi 21 ay geçmesine rağmen henüz yaralar tam olarak sarılabilmiş değil. Bu yaraların tam anlamıyla ve bir an önce sarılması için elimizden gelen katkıyı sunmaya gayret sarf edeceğiz. Onlar zaten epey bir mesafe kat etmişler. Çok ciddi çalışmaları var. Belki onların o oluşturduğu dağın üzerine bir çakıl taşı koyma mesabesinde de olsa biz de inşallah katkımızı vermeye gayret sarf edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

    Yapıcıoğlu, ziyaretin ardından Yıldız FM’in canlı yayın konuğu oldu. (İLKHA)

  • BM’den Irak’ta “tansiyonu düşürme” çağrısı

    BM’den Irak’ta “tansiyonu düşürme” çağrısı

    UNAMI’dan yapılan açıklamada, “Yükselen tansiyon endişe verici.” denildi.

    Şiddetin artmasını önlemek için mantığın ve aklın sesine ihtiyaç olduğu belirtilen açıklamada, “Tüm tarafları, tüm Iraklılar için gerilimi düşürmeye çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

    Sadr yanlıları bugün, Irak’ın başkenti Bağdat’ta hükümet binaları ve yabancı misyon temsilciliklerinin bulunduğu Yeşil Bölge’yi basarak meclis binasına girmişti. (İLKHA)

  • Yapıcıoğlu: “Faizsiz hayat olmaz” mesajı zihinlere yerleştirilmeye çalışılıyor

    Yapıcıoğlu: “Faizsiz hayat olmaz” mesajı zihinlere yerleştirilmeye çalışılıyor

    Yapıcıoğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Ege Bölgesindeki gezilerinin son durağı olan İzmir’de, partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen programa katıldı.

    Toplantıda konuşan Yapıcıoğlu, siyasetten ticarete, yapılan israflardan doğadaki tahribata, kapitalist sistemin döngüsünden deprem konutlarına… birçok konuda değerlendirmede bulundu.

    Halkın sorunlarını yakından görmek ve sorunların takipçisi olmak için memleket memleket dolaştıklarını ifade eden Yapıcıoğlu, “Memleketi dolaşıyoruz, belki diğer partiler de seçim yaklaştığı için memleketi dolaşıyor. Ama biz seçim odaklı değiliz. Eğer pandemi olmasaydı 2018 seçimlerinden sonra bugüne hep dolaşmış olacaktık. Araya giren o yaklaşık 2 yıllık kesintinin sebebi salgındı. İnşallah Haziran 2023’teki seçimden sonra da yine memleketi dolaşmaya devam edeceğiz. Yine kardeşlerimizle bir araya gelip onlarla temas edip onların gözünden memleketin sorunlarını, çözüm önerilerini dinleyecek, nasıl çözebileceğimizi birlikte istişare edeceğiz. Yani gezmeye devam edeceğiz.” dedi.

    Siyasette iktidar-muhalefet anlayışının çok sağlıklı yürümediğini ifade eden Yapıcıoğlu, “Siyasetin hali malum ve ortadır. Birbirine muhalif olan partilerden bir tanesi bir şeye beyaz derse ona muhalif olanlar onun siyah olduğunu ispat etmek için bin dereden su getirirler. Ya da bir şeye doğru derse muhalif parti ona yanlış demek için çok yoğun bir uğraş içerisine girerler. Bu durum sadece bir taraf için geçerli değildir. Bizim muhalefet anlayışımızda bu yoktur. Biz diyoruz ki; hikmet müminin yitik malıdır onu nerede bulursa alır. Kim doğru söylüyorsa doğru onun tekelinde değildir, malı değildir, biz onu sahipleniriz. Kim de yanlış yaparsa bizim yanı başımızdaki kişi de yanlış yaparsa bizim vazifemiz onun yanlış yaptığını ona söylemek, onu yanlışından vazgeçirmek, onu dosdoğru bir çizgiye çekmeye gayret sarf etmektir. Bu anlamda bu toplantıların ve gezilerin bize ciddi katkısı ve faydası olduğuna inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

    Siyaset arenasında yaşanan çekişmeye dikkat çeken Yapıcıoğlu, “İktidara göre memleketin hali gayet iyi, muhalefete göre her taraf yangın yeridir. Birine göre her şey çok iyi, diğerine göre her şey çok ters gidiyor. Biz iktidarın yanında ya da karşısında olmaya göre fotoğrafı değiştirmiyoruz. Fotoğraf neyse, en sağlıklı bir şekilde olduğu gibi görmeye ve anlamaya gayret ediyoruz. Bu yüzden memleket gezilerinde çok net bir fotoğraf çekmeye çalışıyoruz ama olur ki bizim gözlerimiz yanılmış olabilir, sadece kendi gözümüzle bakmayalım diyoruz. Ehl-i insaf, ehl-i akıl kim varsa, memleket meselelerine kafa yoran kim varsa onun gözüyle de olaylara bakalım istiyoruz. Memleketin hali nedir? Ondan da dinleyelim istiyoruz. Ta ki fotoğraf net bir şekilde olduğu gibi ortaya çıksın. Bu gayelerle memleketi dolaşıyoruz. Bu gezilerin bugünkü durağı İzmir. İnşallah bugün ve yarın İzmir de bazı temaslarımız olacak.” şeklinde konuştu.

    Meşru bir daire içerisinde siyaset yaptıklarını belirten Yapıcıoğlu, meşru hedeflere ancak meşru vasıtalarla ulaşılabileceğine inandıklarını söyledi.

    Kapitalist sistemin insanı bencilleştirdiğine işaret eden Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:

    Biz kapitalizmi reddediyoruz. ‘Bir şeye sahip olan onu imha etme hakkına sahiptir’ görüşünü kendimize yabancı görüyoruz. Bir insan bir şey sahip olabilir ama sahip olduğu şeyi topluma zararlı olacak şekilde kullanamaz, onu israf ve yok edemez. Çünkü onun sahibi değil, sadece kullanma hakkı onundur. Dün Aydın’daydık. Orada akarsuların nasıl kirlendiğinden, içinde balıkların artık yaşayamaz olduğundan ve onunla sulanan toprakların çok ciddi bir verim kaybı yaşandığından bahsettiler. İnsanoğlu temellük ederse işte körfez böyle kokar. Biri ‘bana aittir’ der ve fabrikayı nehrin kenarında kurar, sanki nehir sadece babasının malıymış gibi istediği gibi atığını oraya döker, içindeki balıkları öldürür veya ormanları ve tabiatı tahrip eder, para kazanmak için her şeyi yapar.

    Hesap verme bilinci ile hareket etme ve hesap verme bilinciyle siyaset yapmanın gerekliliğinin önemine dikkat çeken Yapıcıoğlu, “HÜDA PAR, bu bilinçle siyaset yapmaya çalışan bir topluluktur. Yani inancını, hayatın merkezine alan ve buna göre Rabbini kendinden razı etmek için çaba sarf eden insanlar topluluğudur. Adaleti birinci önceliği kabul eder, ulaşılması gereken hedef olarak görür ve insanı merkeze alır, insan merkezli bir siyaset yapar.” ifadelerini kullandı.

    Konuşmasını sürdüren Yapıcıoğlu, kapitalist sistemin “hayatın faizsiz olmayacağı” mesajını bilinçaltına yerleştirmek için sürekli çabaladığına işaret etti.

    Yapıcıoğlu, “Kapitalist sistemin bize belki dayattığı şeylerden bir tanesi de faizdir. Bunu o kadar hayatımızın içine, hatta zihinlerimize yerleştirdiler ki ‘faizsiz’ bile demiyoruz, ‘sıfır faiz’ diyoruz. Bilinçaltına, belki zihinlerimize şu mesajı veriyorlar: Faizsiz bir hayat mümkün değil. Faiz olmasa da aslında o sıfır faizdir ya da kasa kirası alsam negatif faizdir.” diye konuştu.

    Deprem konutlarında yaşanan sıkıntılarla ilgili de değerlendirmede bulunan Yapıcıoğlu, “6 gün önce Elazığ’daydık. Orada da deprem konutlarıyla ile ilgili şikayetler vardı. Mesela köy yerinde yapılan konutların çok küçük olduğunu, köylünün, ziraatla uğraşanın alet ve hırdavatlarını koyacağı, hayvanlarının barınacağı yerlere de ihtiyaç olduğunu ama bunların hiç hesap edilmediğini söylediler. Köy yerlerinde küçücük evlerin, 60-70 metrekarelik evlerin yapıldığını, bunların ihtiyaca cevap vermediğini söylediler. Bunlar biraz da şundan kaynaklanıyor: Yani siyaset çok merkezden yapılırsa, masa başındaki memur; sahadaki gerçeklikle yüz yüze gelmeden, vatandaşın gerçek sorunu ve ihtiyacın ne olduğunu anlamadan, sadece orada projelendirilerek sorunlar çözülmüyor. Bu, onu gösteriyor. Hükümet, bir yerde afet olmuşsa, bu afetten dolayı zarar gören insanların mutlaka elinden tutulmalıdır. Onlara evlerini yeniden inşa ederken destek olduğunda da tabiatıyla faizsiz olmalıdır. İnşallah bununla ilgili bu sorununun merkeze taşıyıcısı ve çözüm adına takipçisi olmak için bir çaba içerisinde olacağız.” dedi. (İLKHA)