Kategori: Eğitim

  • Lütfi Elvan’la ilgili çarpıcı iddia: AKP’den ayrılıyor mu?

    Lütfi Elvan’la ilgili çarpıcı iddia: AKP’den ayrılıyor mu?

    Milli Gazete’nin haberine göre,  Ankara kulislerinde eski Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın partisinden ayrılacağı yönünde iddialar var.

    Eski bakan Elvan’ın ”Faizleri indirin” talimatına karşı çıktığı haberlerinin basına yansımasından sonra AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen “Milletimizi faize ezdiremeyiz. Bunun başka çıkışı olamaz. Hala kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasın ben faizi savunanla beraber olmam, olamam. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sürdüreceğim” sözleri dikkat çekmişti. Erdoğan’ın “Ben faizi savunanla beraber olmam” söyleminin eski Bakan Elvan’a yönelik olduğu öne sürülmüştü.

    Nitekim Erdoğan’ın bu sözlerine karşı alkış tutanlar arasında bir tek Lütfi Elvan alkışlamamıştı.

    Milli Gazete’nin iddiasına göre, Ankara kulislerinde Elvan’ın bakanlıktan istifasının ardından  AKP’den de ayrılacağı iddia ediliyor.

  • BBP lideri Destici’den tasarruf önerisi: Et almıyorum kuzu kestiriyorum

    BBP lideri Destici’den tasarruf önerisi: Et almıyorum kuzu kestiriyorum

    Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici katıldığı bir televizyon programında tasarrufa dikkat ettiğini iddia etti.

    Destici yaptığı tasarrufa örnek vererek “Tasarrufa dikkat ediyorum, ben kasaba 100 lira verip et almıyorum. Gidiyorum kuzu kestiriyorum. ya da toplu bir hayvanı. Oradan parçalayıp alıyorum” ifadesini kullandı.

    Destici’nin bu açıklamaları sosyal medyada vatandaşların tepkisini çekti. Ete 100 lira verip alamayan vatandaşların, yüzlerce lira kuzu alıp kestirmesinin mümkün olmadığını belirten vatandaşlar Destici’nin açıklamalarını ‘vatandaşın durumundan uzak’ olarak değerlendirdi.

  • AK Partili başkandan ‘çılgın’ öneri: Devlet altınları toplasın

    AK Partili başkandan ‘çılgın’ öneri: Devlet altınları toplasın

    AK Partili Erzurum Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, yerel bir televizyon programında katıldığı canlı yayında soruları cevapladı.

    Kendisinin İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Bankacılık Yüksekokulu mezunu olduğunu ve bankacılık tecrübesi olduğunu belirten Mehmet Sekmen, “kur garantili TL mevduatı” formülünü Maliye Bakanı Nurettin Nebati’ye teklif edenlerden birisinin kendisi olduğunu söyledi.

    Başkan Sekmen, “Buradan duyuru yapıyorum. Ben ekonomistim. Bu öneriyi yapanlardan biri de benim. Sayın Maliye Bakanı’mıza bu olayın evvelinde öneriyi getirenlerden biri de benim. Telefonumun Whatsapp’ında mesajlarımda kayıtlı bu. Önerdim, Sayın Bakanımız döndü” ifadelerini kullandı.

    “TONLARCA ALTIN DEVLETİN ZİMMETİNDE TOPLANSIN”

    Yeni bir model daha teklif ettiğini belirten Sekmen, “Önerim de şu: Yastık altındaki altınları da getirin diyor devlet. Bunları devletle anlaşmalı bir kuyumcu da sertifikalandırıp bozdurmaya dayalı yani, 22 ayar, 18 ayar, 14 ayar altını getiriyorsun, derleyip topluyorsun 24 ayara çeviriyorsun bir sertifika alıp onu bankaya götürüyorsun. Benim önerim öyle değil. Diyorum ki, bugün önerdim sayın maliye bakanımıza, kolumdaki bileziği, küpeyi, bilekliği altınla ilgili takı ne varsa onlar tartılsın, bir değer biçilsin bir sertifikaya bağlansın. Sertifikayla beraber bu takılar bankada denetim kontrolünde kiralık kasaya konsun. O süre içerisinde devlet bunları teminat olarak tutsun. Kadın, bir düğünde bir takım zamanında ihtiyacı varsa gelsin alsın. O süre izinli sayılsın, kullansın. Tekrar getirsin aynı sertifikayla kasaya koysun. Böylece tonlarca altın, Allah’ın izniyle devletin zimmetinde emanetinde toplanacak. Ve devlet bunun karşılığında her türlü yatırımını yapabilecek, her türlü finansal aracı da kullanabilecek” açıklamasında bulundu.

  • Yeni anayasa mı geliyor? Bakan Gül: Türkiye’de artık darbe anayasasına son vermenin vakti geldi

    Yeni anayasa mı geliyor? Bakan Gül: Türkiye’de artık darbe anayasasına son vermenin vakti geldi

    Türkiye‘deki demokratik kazanımların yeni bir anayasa ile güvenceye alınması ihtiyacı olduğunu ifade eden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye’nin 2023’e girerken, ‘darbe anayasasına’ son vermesi gerektiğini savundu. Gül, “Türkiye’de herkesin ‘evet bu benim anayasam’ diyebileceği bir anayasaya ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.

    Türk Parlamenterler Birliği’nce Ankara‘da düzenlenen programda ‘Hukukun Üstünlüğü ve Yargı Reformu’ başlıklı konferans veren Bakan Gül, İnsanlığın yaratıldığı andan beri adaletin ve zulmün, hakkın ve batılın birbiriyle mücadele halinde kavramlar olduğunu belirterek, her dönemde adaletin tecellisinin hayatiyetini anlattı. Devletlerin temelinin adalet üzerine kurulduğunu vurgulayan Gül “Adalet varsa ve adalet ayakta tutuluyorsa devletin temelleri çok sağlamdır, adaletle bir varoluş mümkündür. İnsan ve devlet adaletle ayakta kalır. Nasıl şu anda nefes alıp veriyoruz, adalet işte odur. Oksijen gibidir, nefes alıp verirsiniz, hayatın her alanında vardır, olmayınca eksikliğini hissedersiniz” şeklinde konuştu.

    Adalet Bakan’ı Gül, Türkiye’de eskiden ötekileştiren, insanı makbul ve makbul olmayan diye tasnif eden bir anlayış bulunduğu, devletteki ve bürokrasideki bu anlayışı değiştirmek için yola çıktıklarını açıkladı. Bugün de çok önemli neticeler elde ettiklerini ifade eden Gül, şöyle devam etti:

    “Türkiye’deki tüm bu demokratik kazanımların bir anayasal güvence altına alınmasının ihtiyacı vardır. Türkiye’de halkların ve özgürlüklerin genişletilmesi anlamında son 19 yılda çok önemli mesafeler alındı. Türkiye’de herkesin ‘evet bu benim anayasam’ diyebileceği bir anayasaya ihtiyaç var. Milletimiz siyasete bu ödevi vermiştir ve siyasetin bu ödevi yerine getirmesini beklemektedir. Şu anda demokrasiye, özgürlüklere inanan bir hükümet var. Ve bu haklar uygulanıyor. Dolayısıyla haklar bir anayasal teminata kavuşmak zorundadır. Bu çerçevede Türkiye’de özellikle toplumun her kesiminin anayasa anlamında ‘bu benim haklarımı koruyor. Özgürlüklerimi teminat altına alıyor. Daha iyi bir Türkiye’ye bakmamı sağlıyor’ düşüncesine kavuşacağı bir anayasaya ihtiyacı var. Özellikle Türkiye’de bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var. Toplumsal sözleşme derken de ‘ey toplum, sana bu sözleşmeyi layık görüyorum al ve imzala’ diye buyurgan, hazırlanmış, şablon bir sözleşme değil. Devletin hazırlayıp ‘ey toplum sana bu sözleşmeyi layık görüyorum’ demesi değil. Toplum bir araya gelir, bireyler bir araya gelir. ‘Böyle bir sözleşmeye imza atıyorum’ der, işte o zaman toplumsal sözleşme olur.”

    “Ülkemizin yeni yüzyılına, 2023’e girerken inanıyorum ki; Türkiye’de artık darbe anayasasına son vermenin vakti gelmiştir. Türkiye’nin sivil, demokratik bir anayasaya, yeni anayasaya ihtiyacı açıktır. Bunu da parlamentomuzun yapabileceğine inancımız tamdır. Milletimizin buna ihtiyacı vardır. Milletimizin siyasete verdiği bir ödev vardır. Ve Türk siyasetinin de demokrasisinin de gelmiş olduğu bu seviye bunu yapabilecek güçtedir”  (DHA)

  • Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa CHP’de genel başkan değişecek mi? CHP kulisleri ne diyor?

    Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa CHP’de genel başkan değişecek mi? CHP kulisleri ne diyor?

    Gazete Duvar’ın “Duvar Arkası” bölümünde yer alana göre,  CHP kulislerinden edinilen bilgiye göre CHP Genel Başkanı  Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’na aday olması halinde CHP Genel Başkanlığı koltuğunun değişip değişmeyeceği konusunda partide bu konuda iki görüş var. Buna göre, birinci görüş CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde parti rozetini çıkarıp genel başkanlıktan ayrılması gerektiğini savunuyor. Bunu savunanlar Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı makamını tarafsız bir makam olarak gördüğünden o tarafsızlığa halel getirmemek için ayrılacağı görüşünde. İkinci görüş ise Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak kalması gerektiğini söylüyor. Dörtte üç çoğunluğun savunduğu öne sürülen bu görüşe göre Kılıçdaroğlu’nun aday olup Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde yaklaşık 2 yılı kapsayan bir geçiş süreci yaşanacak. Cumhurbaşkanı yetkisinin tam kullanılmayacağı, ‘belli bir protokole bağlı yaşanacak geçiş sürecinde diğer liderler partilerinin genel başkanları olarak süreç içinde yer alırken Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bırakmasına gerek yok’ yorumu yapılıyor.

    Öte yandan CHP kulisi, bu tartışmada son sözü söyleyecek olanın aday olması durumunda, Kılıçdaroğlu’nun olacağını vurguladı.

  • Bahçeli erken seçim için net konuştu! “Sandık diyorsanız…”

    Bahçeli erken seçim için net konuştu! “Sandık diyorsanız…”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulunun eğitim faaliyetlerini tamamlaması dolayısıyla, partisinin genel merkezinde düzenlenen 16. dönem sertifika töreninde açıklamalarda bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği erken seçimle ilgili keskin konuşan Devlet Bahçeli, 2023’ü işaret etti. 

    “SANDIK DİYORSANIZ 2023’Ü BEKLEYECEKSİNİZ”

    Konuşmasına şu sözlerle devam eden Bahçeli: “Milletimize kefen biçen alçaklar, haktan, hukuktan, insanlıktan bahsediyorlar. CHP Genel Başkanı, sanki bağ bağışlar gibi ‘Sokağa çıkmayacağız’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, geçiniz bu beylik lafları, bırakınız bu tantanaları, sokağa dökülseniz ne yazar, dökülmeseniz ne çıkar. Sandık diyorsanız 2023 yılının Haziran ayını bekleyeceksiniz. Millet iradesine birazcık hürmet ediyorsanız yalanı, riyayı, iftirayı, ihanete teşne olmaktan vazgeçmeyi bileceksiniz, bunu da derhal milletimizin bilgi ve takdirine sunacaksınız. Sokakta gelecek planlayanlar buna pişman olacaklardır. Demokrasiye deli gömleği giydirmeyi aklından geçiren, siyaset kültürümüzü terörize etmeyi düşünen karanlık çehreli köksüzlere teslim edilecek bir ülkemizin, feda edilecek bir vatanımızın, israfına göz yumacağımız tek bir insanımızın olmadığını herkes kafasına sokmalıdır” diye konuştu.

  • AK Partili Meclis Üyesi’nden ekonomi itirafı: Ben devletten iş almam

    AK Partili Meclis Üyesi’nden ekonomi itirafı: Ben devletten iş almam

    Çorum Belediye Meclisi’nda üyelerin de katılımıyla ocak ayı toplantısı yapıldı. Toplantıya ise gerçekleştirilen oylama esnasında AK Partili meclis üyesi İsmail Bölükbaş’ın söyledikleri damgasını vurdu.

    Mikrofonun açık olduğunu fark etmeyen Bölükbaşı, yanında oturan belediye meclisi üyesi Muhammed Murat Kılıçlı ile konuştu. Bölükbaşı, o sırada Kılıçlı’ya “Şimdi şöyle bir şey var. Kimse iş yapmayı bir şey yapmayı istemiyor ki… Sen bu işin içindesin. Neyin ne olacağı bilinmiyor ki. Şimdi sen müteahhit olsan… Ben devletten iş almam mesela. Özel şahıstan bile iş alınmaz.” ifadelerini kullandı.

    Durumu fark etmeyen Bölükbaşı’nın bu açıklamalarını salondaki herkes duydu. Olayın yayılması ile beraber yaşanan ilginç durum sosyal medyada da gündem oturdu.

  • Meral Akşener’den sitem dolu sözler:  “Törende devletimizi temsil eden, bürokrasiden kimse yok”

    Meral Akşener’den sitem dolu sözler: “Törende devletimizi temsil eden, bürokrasiden kimse yok”

    İYİ Parti lideri Meral Akşener, Kılıçdaroğlu ile birlikte Beylikdüzü’ndeki toplu açılış törenine katıldı. Polis merkezi, müftülük, kuran kursu ve taziye evinin açılışına hiçbir devlet yetkilisinin katılmamasına sitem eden Akşener, “Devletimizi temsil eden bürokrasiden kimse yok. Valilik yok, emniyet müdürlüğü yok, müftülük yok. Burada alınan tutumda gerçekten çok üzgünüm” diye konuştu. 

    AKŞENER SİTEM ETTİ 

    Meral Akşener de “Gürpınar Polis Merkezi Amirliği” ile “Mevlana Camii Müftülük, Kuran Kursu ve Taziye Evi” açılışı için davet edilen kamu görevlilerinin törene katılmamasını eleştirdi.

    KAMU GÖREVLİLERİ TÖRENE KATILMADI

    Akşener, “Çalışanı insan, gönüllüsü insan. Oy vereni insan. Hizmet edileni insan. Gıcıklık yapanı da insan. Deminden beri iki belediye başkanımızın anlattıkları çok ilginç. Hizmet için, milletin parasıyla, devletin kurumlarına binalar yapıyorlar. O binaların teslimi esnasında, açılışlarının heyecanı esnasında, devletimizi temsil eden bürokrasiden valilik yok, emniyet müdürlüğü yok, müftülük yok. Bu şehrin seçilmiş başka siyasi partilerinin temsilcileri yok, milletvekilleri yok” eleştirilerinde bulundu.

    GERÇEKTEN ÇOK ÜZGÜNÜM”

    “Bugün bu iki tesisin açılışında bu salonda herhalde emniyeti temsilen bir tek ben varım” diyen Akşener “Çünkü netice itibarıyla eski İçişleri Bakanıyım” şeklinde konuştu.  Akşener, “Milletin parasıyla devletin kurumlarına tahsis edilen, siz aracısınız, orada birinci el, paranın sahibi, kaynağın sahibi milletimiz, siz aracısınız. Burada da teslim edilen yer milletin çocuklarının görev yaptığı, Anadolu’nun kavruk çocuklarının görev yaptığı, ister müftülük olsun ister karakol olsun, kavruk Anadolu çocuklarının görev yaptığı, devletin bir kurumu olan emniyet teşkilatına bir binanın teslimi. Şimdi burada alınan tutuma gerçekten çok üzgünüm” sözlerini sarf etti. 

  • Foreign Affairs’ten flaş Erdoğan iddiası: Bir şartla iktidarı bırakabilir

    Foreign Affairs’ten flaş Erdoğan iddiası: Bir şartla iktidarı bırakabilir

    ABD‘nin etkili dış politika dergilerinden olan Foreign Affairs’te Soner Cağaptay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın 2023 seçimlerinde kaybedeceği varsayımından yola çıkarak, Erdoğan’a yargılanmayacağına yönelik bir garanti verilmesini teklif etti.

    ABD Dışişleri Bakanlığı Hariciye Enstitüsü’nün İleri Derece Türkiye Araştırmaları Enstitüsü eski başkanı Cağaptay yazısında Erdoğan ve ailesine yolsuzluklar ve suçları sebebiyle çıkartılacak bir af ve ordunun devreye girmesi ile geçiş sürecinin mümkün olabileceğini iddia etti. Yazıda ordunun “Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından biri” ve “Erdoğan destekçileri ve karşıtlarının kaynaştığı bir kurum” olduğu belirtildi.

    “ABD BENZERİ BİR BASKIN OLABİLİR”

    Foreign Affairs’teki yazıda diğer ihtimal olarak ise Erdoğan ve yandaşlarının “6 Ocak ABD Kongre Baskını tarzı” bir ayaklanma yapabilecekleri olasılığı üstünde duruldu.

    Yazıda Erdoğan’ın daha sonradan otoriterleştiği kaydedilirken, anket sonuçlarına bakılarak Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde kendisinin Meral Akşener, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu karşısında kesin kaybedeceği varsayımıyla görüşler yer aldı.

    2003’te başlayan AK Partili senelerin ilk dönemlerinden övgüyle bahsedilen yazıda Erdoğan iktidarının “Türkiye’nin orta sınıflarına yeni bir refah getirdiği” ve “ülkenin demokratik kurumlarını inşa edecek ve güçlendirecek bir reformcu olarak” vazifeye geldiği belirtildi. Yazıda AK Parti‘nin ” sağlık hizmetleri gibi hizmetlere erişimi iyileştirdiği”, “on yıllık düşük işsizlik ve güçlü ekonomik büyüme sağladığı”, “bazı özgürlükleri genişlettiği” belirtildi. AK Parti’nin ilk senelerindeki AB ve ABD’yle olan ilişki düzeyi de dergideki yazının övgü noktalarıdnanbiri oldu.

  • CHP’den emeklilerin ‘maaş zam oranının’ artması için kanun teklifi

    CHP’den emeklilerin ‘maaş zam oranının’ artması için kanun teklifi

    Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, twitter hesabından  TBMM’de düzenlediği basın toplantısında , işçi ve esnaf emeklilerine maaş  zam oranının artması ve dul – yetim aylıklarının asgari kişi başına 1500 lira olması için hazırladıkları yasa teklifini bugün TBMM’ye verdiklerini söyledi.

    CHP’DEN KANUN TEKLİFİ

    CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Biz işçi ve esnaf emekçileri için yasa teklifimizi bugün TBMM’ye verdik. Bizim derdimiz işçi, esnaf, çiftçi, halkımız. Onların derdi Katar, Limak, 5’li çete, yandaşlar. Bu yılbaşında maaşlar en azından memur emeklisi kadar yani yüzde 30.95 oranında  işçi emeklileri ve BAĞKUR emeklilerinin maaşlarının arttırılması için kanun teklifi verdik.” ifadelerini kullandı.

    TBMM’ye sunulan teklifte “emeklilerimizin yıllar önce AKP tarafından ellerinden alınan  her yıl büyüme oranını yani refah payı hakkının geri verilmesi de yer alıyor” diyen Özkoç, “İşçimizin, esnafımızın, emeklimizin en ufak bir hakkı varsa CHP gece gündüz onu araştırıyor, onu buluyor ve kanun teklifi veriyor.” dedi.

    “TEKLİFİN ÇIKMASI İÇİN  ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”

     CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, “Biz dul ve yetim aylıklarının asgari kişi başına en az 1.500 lira olması için de teklifimizi verdik bu teklifin bir an önce çıkması için elimizden geleni yapacağız.” ifadesini kullandı.