Kategori: Gündem

  • Türk Tenisinin Duayen İsmi Ali Göreç ile Yapılan Röportajda Tenisin Geçmişten Günümüze Yolculuğu ve İdeal Hedefler Konuşuldu

    Türk Tenisinin Duayen İsmi Ali Göreç ile Yapılan Röportajda Tenisin Geçmişten Günümüze Yolculuğu ve İdeal Hedefler Konuşuldu

    Türk tenisinin duayen isimlerinden, Kadın Milli Takım Kaptanı ve Optimum Tenis Akademisi Direktörü Ali Göreç Spor Depor’a tenis üzerine geniş kapsamlı bir röportaj verdi. Tenise başlamasından Türk tenisinin gelişim sürecine ve bundan sonrası için ideallerine kadar bir çok konuyu konuşuldu. İşte Ali Göreç röportajı…

    Soru: Hayatınıza baktığımız zaman tenise adanmış bir hayat görüyoruz. Oyunculukla başlayıp tenisin her kademesinde devam eden bir kariyeriniz var. Oyunculuk, antrenörlük, yöneticilik ve yorumculuk… En üst kademe antrenörlük sertifikasını alan ilk kişisiniz. En uzun tenis oynama rekorunuz var vs. Sizin çocukluk döneminizde Türkiye‘de tenisin çok yaygın bir spor dalı olduğunu söyleyemeyiz. Siz tenise nasıl yönlendiniz? Bu yola girmeyi nasıl tercih ettiniz?

    Ali Göreç: Öncelikle adanmışlık kısmını düzeltmemiz lazım. Ben kendimi hiçbir şeye adamadım. Çünkü adanmak, birşeye rağmen fedakarlıkta bulunmak demek, halbuki ben hayatımda tenisle ilgili hiç fedakarlıkta bulunmadım. Sadece sevdiğim şeyi keşfettim ve devam ettim. Normalde Kimya mühendisliği okudum. Fakat kimya mühendisliği okurken de tenis oynadım. Tenisle para kazanıyor, üniversiteyi yarı oranda tenis ile finanse ediyordum. Fakat bir nokta geldi ki, ben herhalde o zamanlardan bugünü hissetmeye başlamış olmalıyım.. Beni kimya ve finans sektörü ile ilgili neyin uyandırdığı ile ilgili ufak bir örnek vermek gerekirse; okulum Almanya’nın fen dalında ve özellikle kimya alanında en iyi üniversitesi idi. Dikkat edin, burası ABD değil Almanya, yani diğer ülkelere nazaran dürüstlük ve teknolojinin daha üst yerlerde olduğu bir ülke… Orada bile kimya bölümünün AR-GE departmanı sponsoru BASF. Araştırma geliştirme konularının hangisine destek olunacağına firma karar veriyor. Yani insanlığın iyiliğine hizmet ediyor olduğuna inandığımız, güvendiğimiz bilimde, iplerin ucu ticaret sektöründe… Bu beni çok rahatsız etti.

    “Kalbinin sesini dinle ve o konuda olabileceğinin en iyisi ol”

    Tenis benim kalbime, ruhuma en iyi gelen şeydi ve 80’lerin başında tenisi meslek edinmeye karar verdim. Bu tarihler, sanayi toplumunda verimli olan insanlara en fazla ihtiyaç duyulan dönemler ve kimya süper yükselen bir değer… Ben bu kararı verdiğimde babam hariç herkes “Sen deli misin, kimya söz konusu iken, tenis ne demek? İnsanların aşçısı olur, şoförü olur, tenis hocası olur, bu mudur senin istediğin?” dediler. Ama o zamanlardan demek bir vizyon olarak tenis eğitim sektörünün gelişeceğini, insanlara iyi geleceğini düşünüyordum. Ben de tam bilmiyorum ama hissiyatım öyleydi. Babam da “kalbinin sesini dinle ama tenise devam edeceksen kimyada nasıl kalifiye olduysan aynı şekilde kalifiye ol, ondan sonra hayatını onun üzerine kur” dedi.

    Ondan itibaren Almanya’da spor ve tenis okudum, sonrasında en üst düzey antrenörlük eğitimlerini aldım. Hayat tenisin üzerine kuruldu ve iyi ki öyle oldu. Bugün benim 50. meslek yılım. Daha bir gün bile işime, ayaklarım geri giderek gelmedim. Benim gençlere de verdiğim en önemli nasihat; “Kalbinin sesini dinle ve o konuda olabileceğinin en iyisi ol”

    Soru: Babanız yönetmen olduğu için; o dönemde size sinema ve televizyon cazip gelebilirdi. Bu şekilde yönlendirildiniz mi?

    Ali Göreç: Gerçekten de beni artist yapmayı denediler. Ayhan Işık’ın oğlunu oynamam istendi ama, oyunculuk kariyerim daha denemelerin ilk saatlerinde sona erdi. Hem hiç eğilimim olmadığı hem de hiç mutlu olarak yapamayacağım anlaşıldı. Yeşilçam’ın göbeğinde doğdum. Ayhan Işık, Zeki Müren, Ajda Pekkan, Türkan Şoray gibi isimlerle aile dostu olmamıza rağmen oyunculuk beni çekmedi.

    Soru: Türkiye’de yeterince sporcu yetişmemesinin nedeni olarak eğitim ile spor disiplininin birlikte yürütülememesi gösteriliyor. Ancak sizin geçmişinize baktığımız zaman iyi bir eğitim hayatınız olduğunu, Almanya’da Yüksek Kimya Mühendisliği okuduğunuzu görüyoruz. Bunun üstüne de Tenis Antrenörlüğü Yüksek Meslek Okulu’na gitmişsiniz. Siz tenisle eğitimi bir arada nasıl götürdünüz?

    Ali Göreç: Okul eğitimi ve performans tenisinin en zorluk oluşturduğu dönem lise dönemleri oluyor. Ben liseye giderken günde 2 saatten fazla tenis oynamıyordum ama, bizim zamanımızda bugünkü kadar rekabetçi ve iyi organize edilmiş, profesyonel bir tenis sektörü de yoktu. Benim üniversite ve sonrasındaki dönemimde oynadığım zamanlarda ATP kurulma ve henüz gelişme aşamasındaydı. Dünya klasmanı belki de en iyi oyuncuları göstermiyordu ve profesyoneller değişik para ödüllü turnuvalara girerek para kazanıyordu.

    “Dünyanın 100 numarası orta seviye bir CEO kadar kazanıyor olmasına rağmen, aldığı mesleki risk inanılmaz yüksek”

    Bugüne baktığımızda, lise yıllarında günde 4-5 saat antrenman yapmak ve belli sayıda turnuva oynamadan rekabetçi olmanın mümkün olmadığı gibi, okulu ihmal etmek de kesinlikle mümkün değil. Ben hayatımda hiçbir öğrenciye “Sen okulu bırakacak kadar iyisin, sen tenise yönelebilirsin” demedim. Bugün bunu yapanlar var. Bazı kolejler var, çocuklar hiç gitmiyor okula, diploma alıyorlar. Yaptıkları tek şey profesyonelce tenis antrenmanlarına yönelmek. Ama bunun hastalığı var, sakatlığı var, dünya klansmanında yeteri kadar yükselmeme ihtimali zaten çok yüksek… Dünyada ilk 100’ün arasında olanlar ancak dengeli bir meslek hayatı yaşıyorlar. Dünyanın 100 numarası orta seviye bir CEO kadar kazanıyor olmasına rağmen, aldığı mesleki risk inanılmaz yüksek. Dolayısıyla okulu beraber götürmek lazım. Standart okullarla beraber gitmiyor. Ama bizim akademimizin, çok vizyoner bir sahibi olan Modafen Koleji ile bir anlaşması var. Bizim oyuncularımızın en yüksek hedefi, ABD’de tenis bölümü Division 1 olan üniversitede tam burs almak. Onu aldıktan sonra yeteri kadar iyiyse profesyonelliğe adım atabilir. Değilse de, bu plan sayesinde hem elinde sağlam bir eğitim oluyor, hem de tenisi yaşam boyu spor olarak oynamaya devam edebiliyor.

    Modafen ile geliştirdiğimiz projede, çocuklar sabahları 8’de önce buraya geliyor ve bir birim tenis antrenmanı yapıyorlar. Okul, çocukları buradan alıyor. Eğitimlerini yapıyorlar, okul sonrası tekrar buraya gelip, bir birim tenis ve bir birim kondisyon antrenmanı daha yapıyorlar, yani günde 2 birim tenis, 1 birim kondisyon yapabiliyorlar. Turnuvalara gidebiliyorlar. Turnuvalara gittiklerinde veya bu antrenmanlar sebebiyle eksik kaldıkları dersleri telafi ediliyor. Bu projeyi örneklemiş olduk ve istiyoruz ki, okullar ve kulüpler bu şekilde çalışabilsin. Çünkü Türkiye’ye özel olarak ancak bu sistemin çalıştığı görünüyor.

    Öbür türlü herkes arabesk bir ruh haline giriyor. “Bu Milli Eğitimle olmaz, onla olmaz, bunla olmaz vs…” Tamam, olmayacak şeyi tespit etmek kolay, fakat önemli olan, olacak şeyi oluşturabilmek, bizim görevimiz o.

    Olacak ne var? Bizim kendi ülkemize, kendi insanımıza uygun ne yapmalıyız? Buna odaklanmazsak arabesk içinde böyle gideriz, ortaya da hiçbir şey çıkmaz.

    Soru: En uzun tenis oynama dünya rekorunuz var. 45 saat ara vermeden. Bu rekoru bize anlatabilir misiniz?

    Ali Göreç: Bunun kuralı şu; normalde saha değişiminde aşağı yukarı 1 dakika kadar toplamda süreniz var. Bu süreyi kullanmayıp biriktirebilirsiniz dinlenmek için. Dünya rekoru kırmanın kuralı bu. Biz 3-4 saat arka arkaya hiç durmadan oynadık. Ondan sonra 20 dakikaları biriktirdik. Bunu biz Köln Spor Yüksekokulu ile birlikte yaptık. Onlar bizi buna hazırladılar. Uyku rejimi, meditasyon rejimi, kısa sürede power nap dedikleri şey. Bilimsel bir proje oldu. Teniste karbonhidratın daha fazla kullanıldığı, proteinin biraz daha az kullanıldığı, hangi enerji sistemleri tenis için ön planda, bunlar ortaya çıkmış oldu. Bu şan şöhret için değildi de, Köln Yüksekokulu’na destekti…

    “Günahlarını almayayım ama, denediğim için söylüyorum, 120 saati normal şartlarda oynamak bir insan için mümkün değil”

    Rekoru, sonra 120 saate çıkardılar. ABD’li ikiz kardeş… Günahlarını almayayım ama, denediğim için söylüyorum, 120 saati normal şartlarda oynamak bir insan için mümkün değil. O zamanlar mümkün değildi belki şu an süper atletler yapabilirler… 5 gün hiç durmadan tenis oynamak diye bir şey normal şartlarda yok. Beslenmeni ayarlayamazsın, mümkün değil. O 20 dakikalarda ne ara uyuyacaksın. Bana inandırıcı gelmedi.

    Soru: Türkiye’de tenisin gelişmesi ve yaygınlaşması için görüşleriniz nelerdir?

    Ali Göreç: Türkiye’de 1920’lerden itibaren tenis oynanıyor. 1920-2013 arası hiçbir şey olmuyor, 10 senede Türk tenisi füze gibi yukarı çıkıyor… Neden?

    Eurosport sayesinde… Eurosport, onun arkasında da ATP ve WTA’nin dünya çapındaki başarılı pazarlamaları var. İnsanlar televizyonda göre göre özenmeye başladılar. Eurosport’ta nereyi açsan dünyanın en iyi oyuncularını izlemeye başladın. Bunla bağlantılı olarak WTA’nin 3 sene arka arkaya yıl sonu şampiyonaları geldi İstanbul’a. İnsanlar canlı canlı Serena’yı, Maria Sharapova’yı izlediler. Sonra Federer geldi.. Benim hayatımda da, teniste kalmamda en büyük rolü, İstanbul Enternasyonal Tenis Turnuvası oynamıştı. Şimdiki ismiyle TED Open. Türkiye tarihindeki en uzun devam eden spor müsabakası. 1970’de Celal Uluğ diye Federasyon’da görev yapan bir beyefendi vardı. Whisky markalarının Türkiye temsilcisi olarak İstanbul – Londra arasında mekik dokuyan bir insandı. Bu bey, İstanbul’a Enternasyonal Tenis Turnuvası için oyuncu getiriyordu. 1970’te, Federer kadar önemli bir ismi, 2 sene arka arkaya getirdi. Ilie Năstase diye efsanevi bir tenisçi. Biz onu canlı izledik, ona top topladık, çizgi hakemliği yaptık, antrenman yaptık. O bizim hayatımızı değiştirdi. O grubun içindeki herkes hala tenisle çok yakın ilişkide ve Ali Yenilmez adındaki bir arkadaşımız ve ben profesyonel olarak tenisin içindeyiz hala.

    Bu organizasyonlar bir sürü genci fitilledi. Orada top toplayan, çizgi hakemliği yapan… Sadece seyretmeye gitmiş olan… O başka bir manyetik alan. TV bir manyetik alan ama birinin yakınına gittiğin zaman bambaşka bir enerji alışverişi oluyor.

    “Hala bizim en iyi oyuncularımıza dahi doğru dürüst sponsor yok”

    Ülkemizde tenise genel ilgi gün geçtikçe hızla artıyor, fakat henüz oyuncuları yeterince destekleyecek bir sektör oluşmuş değil. Hala bizim en iyi oyuncularımıza dahi doğru dürüst sponsor yok. Onların yıl boyu gerekli sayıda profesyonel turnuva oynamaları kolay değil. Sponsor olmayınca medya yok, medya yoksa sponsor yok… Genel ilgi, yakın bir zamanda profesyonel bir tenis sektörü yaratacaktır.

    “Ben insan yetiştirmeyi çok seviyorum. Bilgi paylaşmayı seviyorum”

    Soru: Kadın Milli Takımı’nın aktif kaptanısınız. Kısa vadede planladığınız bir hedefiniz var mı?

    Ali Göreç: Ben insan yetiştirmeyi çok seviyorum. Bilgi paylaşmayı seviyorum. Bilgi, sahip olunacak ve kendine saklanacak bir şey değil. Sen onun bir kısmını sahiplenip ondan nemalanmaya çalıştığın zaman seni zehirliyor. Çok şey bilip bilgisini paylaşmayan çok insan var. Bu, ya kansere davet oluyor, ya da “bu hasletli bir insan değil” damgası vurduruyor. Öbür türlü organik olarak paylaştığın kadar içinde öğrenme alanı açılıyor. Milli takım ile ilgili de konu aynı.

    Ben ve bana yakın yaştakiler milli takımları ne kadar götürebilirler? Benim götürmem doğru da değil artık, zaten 30 senedir yapıyorum. 17 sene kadar gençlerin tüm yaş gruplarında, ondan sonra dönem dönem Erkek A Milli, Kadın A Milli takımlarında görev aldım… Bunu benim devam ettirmem yararlı da değil. Gençlerin götürmesi lazım. Federasyon başkanı benden bunu rica ettiği zaman ona şunu söyledim; “Bunu şerefle yaparım, gurur duyarım, bu ayrı konu, ama bunun faydalı olduğunu da düşünmüyorum.” Şöyle bir anlaşma yaptık; bu sene ben tek başıma götürdüm, önümüzdeki sene bizim çok tecrübeli ve yakında aktif tenisi bırakacak olan oyuncularımızdan birini yanıma alacağım. 2025’te o devam edecek…

    KISA SORU-CEVAPLAR

    Soru: Nadal mı, Djokovic mi, Federer mi?
    Ali Göreç: Teknik açıdan Federer, oyuncu olarak Djokovic. Nadal’ın da en büyük özelliği tenis sevgisi.

    Soru: Toprak mı, çim mi, sert zemin mi?
    Ali Göreç: Eğitim için toprak. Az oynamama rağmen en iyi oynadığım zemin ise, çim.

    Soru: Backhand mi Forehand mi?
    Ali Göreç: Oyunculuğumda backhandim daha iyiydi, antrenörlük dönemimde ise forehandim.

    Soru: Wimbledon mı, Roland Garros mu, Amerika Açık mı, Avustralya Açık mı?
    Ali Göreç: Mücadele için Roland Garros. Heyecan için Wimbledon

    Soru: Steffi Graf mı Serena Willams mı?
    Ali Göreç: Serena Willams’ın en iyi oyunu ile Steffi Graf’ın en iyi oyununu koy, Steffi Graf game alamaz.

    OPTIMUM TENİS AKADEMİSİ

    Akademimizde suni çim, toprak, yavaş sert kort ve hızlı sert kort olmak üzere 4 farklı zemin bulunmaktadır. Antrenmanlarınızı tercih ettiğiniz zeminde yapabilirsiniz. Örneğin bir toprak kort turnuvasına mı katıldınız? Maçlarda zemini yadırgamamak için turnuva öncesinde toprak kortta antrenman yapabilirsiniz.

    Oyunculara uygun antrenman planı hazırlamak, benzer oyuncularla eşleştirebilmek için eğitimimize katılmadan önce sizinle kısa bir deneme antrenmanı yapıyoruz. Bu antrenman sonrasında ihtiyacınızı biz belirliyor, sizden de alacağımız ilave bilgilerle antrenman programınızı hazırlıyoruz.

    Eğitimlerimize katılmak için üye olmak gerekmiyor ama üyelerimiz her yıl ilk katıldıkları eğitim paketinde %50, sonrasında katıldıkları tüm eğitimlerde de %10 indirim avantajını kullanıyorlar.

    EKİP

    Üniversite eğitimi almış, 3 yabancı dilde antrenman yürütebilen, TTF Antrenör lisansına sahip, Optimum Tenis Özel Antrenör Eğitiminden geçmiş, kendi yaş kategorilerinde üst düzey tenis oynayan ve kendilerini geliştirmeye sürekli devam eden antrenör ve kondisyoner ekibimizle, gelişiminizin hangi aşamasında olursanız olun sizi daha da ileriye götürmeye hazırız.

  • Batuhan Kör, yuvaya dönüyor

    Batuhan Kör, yuvaya dönüyor

    Trabzonspor’un gelecek vaadeden yıldızlarından olan ve TFF 2. Lig Kırmızı Grup takımlarından 1461 Trabzon FK kiralık olarak forma giyen Batuhan Kör, ligde sergilediği performansla dikkat çekiyor.

    Genç yıldız forma giydiği 13 karşılaşmada 5 gol ve 3 asistlik performansıyla takımına önemli katkı sağlarken, gösterdiği gayret ve özveriyle taraftarın da beğenisini topladı.

    Öte yandan Süper Lig sona ererken, yeni dönemde Batuhan Kör’ün Trabzonspor’da forma giymesi bekleniyor.

    Genç yeteneğin yeni sezon öncesi Trabzonspor kampına davet edileceği ve antremanlarına A Takım ile devam etmesi bekleniyor.

  • İstanbul Beykent Üniversitesi, Türkiye Üniversiteler Yaz Spor Oyunları’nda Şampiyonluğa Ulaştı

    İstanbul Beykent Üniversitesi, Türkiye Üniversiteler Yaz Spor Oyunları’nda Şampiyonluğa Ulaştı

    Geçtiğimiz yıl Avrupa Basketbol Üniversiteler Şampiyonası’nda namağlup şampiyonluk yaşayan İstanbul Beykent Üniversitesi, 18’inci Türkiye Üniversiteler Yaz Spor Oyunları final maçında Aydın Adnan Menderes Üniversitesini 78-71 mağlup ederek Türkiye şampiyonu oldu.

    50 ÜNİVERSİTEDEN BİN 400 SPORCU KATILDI

    Manisa’da devam eden 18’inci Türkiye Üniversiteler Yaz Spor Oyunları müsabakaları 26 Mayıs Cuma günü tamamlanacak. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen oyunlara 50 üniversiteden bin 400 sporcu katıldı.

  • 1461 Trabzon FK’da Batuhan Kör fırtınası devam ediyor

    1461 Trabzon FK’da Batuhan Kör fırtınası devam ediyor

    Trabzonspor’un geçtiğimiz yıl Bursaspor’dan transfer ettiği ve 1461 Trabzon FK’da kiralık olarak top koşturan Batuhan Kör, 1461 Trabzon ve Pazarspor arasında oynanan karşılaşmada 10 dakikada attığı 1 gol ve yaptığı asistle dikkat çekti.

    1461 Trabzon’un 8-0 galip geldiği karşılaşmayı Trabzonspor Teknik Direktörü Nenad Bjelica da takip etti.

  • 1461 Trabzon FK’nın Genç Yıldızı Batuhan Kör, Gol Yağmuruna Tutuyor!

    1461 Trabzon FK’nın Genç Yıldızı Batuhan Kör, Gol Yağmuruna Tutuyor!

    Türkiye Futbol Federasyonu 2. Lig’de mücadele eden 1461 Trabzon Futbol Kulübü’nün genç yeteneği Batuhan Kör, TFF 2. Lig’de fırtına gibi esiyor. Trabzonspor’un geçtiğimiz yıl Bursaspor’dan transfer ettiği futbolcu, kiralık olarak bulunduğu 1461 Trabzon FK’da 5 maçta 4 gole imza attı. Aynı zamanda 2 asistle grafiğini yükselten genç yıldız son olarak 1461 Trabzon FK ve Kırşehir Belediyespor karşılaşmasında skoru belirleyen gole imza attı.

  • Herkes onu konuşuyor! Fatih Terim’in sağ kolu, İtalya’yı salladı

    Herkes onu konuşuyor! Fatih Terim’in sağ kolu, İtalya’yı salladı

    İtalyan ekibi Roma’nın U18 takımını çalıştıran Türk antrenör Tuğberk Tanrıvermiş, İtalya’da gösterdiği performans ile gündeme gelmeye başladı. U18 takımıyla kazandığı maçlar ve oynattığı oyunlarla manşetleri süslemeye devam ediyor.

    ŞAMPİYONLUĞA OYNUYOR

    Tanrıvermiş’in başında olduğu İtalyan ekibi Roma U18 takımı bu sezon 15 maçta topladığı 30 puanla liderlik koltuğunda yerleşmeyi başardı. Puan tablosunda Lecce 26 puanla ikinci sırada yer alırken üçüncü sırada ise 25 puanlı Fiorentina bulunuyor. Son karşılaşmada ise derbide galibiyet ile ayrılmayı başaran Roma U18, son olarak Napoli U18’i deplasmanda 3-2 mağlup etti.

    FATİH TERİM’İN YARDIMCILIĞINI YAPTI

    33 yaşındaki Tuğberk Tanrıvermiş, daha önce Galatasaray’da Igor Tudor ve Fatih Terim’in yardımcı antrenörlük görevini üstlendi. Bu görevin yanı sıra Sarı-Kırmızılı ekipte altyapı antrenörlüğü ve gözlemcilik yapmıştı.

    “NAPOLİ DEPLASMANLARI HER ZAMAN ZORLU GEÇMİŞTİR”

    NTV Spor’a özel açıklamalarda bulunan genç antrenör,”Napoli deplasmanları her zaman çok zorlu geçmiştir. Oyuncularım maçın son dakikasına kadar takım halinde mücadele ettiler ve özellikle bire bir duellolarda iyi direnç gösterdiler.” dedi.

    “HEDEFİMİZE ULAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Napoli mücadelesini de değerlendiren Tanrıvermiş, ”Rakip kaleye geldiğimizde ataklarımızı etkili şekilde sonuçlandırmayı bildik. Maçın başından sonuna sahada konsantre bir takım vardı. Bu galibiyetin takıma önemli bir hava katacağı kesin. Ayaklarımız yere basarak hedefimize ulaşmaya devam edeceğiz.” dedi.

  • Hocasının kızmasına Arda’nın tepkisi gündem oldu!

    Hocasının kızmasına Arda’nın tepkisi gündem oldu!

    Sarı-Lacivertliler, Ziraat Türkiye Kupası’nda çeyrek finale kaldı. TFF 1. Lig ekibi Çaykur Rizespor’u 2-1 mağlup eden Fenerbahçe’de, Arda Güler maça ilk 11’de başladı. Fenerbahçe, 12’de Zajc’ın attığı golle öne geçti. Arda Güler, Zajc’a harika bir asist yaptı. Tribünler uzun süre Arda’nın adını haykırdı.

    JESUS KENARDA ÇILDIRDI

    Maçın 20. dakikasında Arda ve Osayi, sağ kanatta birbirleriyle verkaç yaptı. Uzun süren paslaşma sonunda top rakibe geçti. Jorge Jesus, Arda’ya oyunu açmadığı için sert şekilde tepki gösterdi. Oyunun aktığı sırada Arda hocasından gözlerini alamadı. Yaşananlar gündeme damga vurdu. Bazı taraftarlar Jesus’a hak verirken, bir kısım da tepkinin abartı olduğunu ifade etti.

  • Ebrar Karakurt’un yeni takımı olay oldu! Alacağı ücret ise ağızları açık bıraktı! Tam 800 bin dolar…

    Ebrar Karakurt’un yeni takımı olay oldu! Alacağı ücret ise ağızları açık bıraktı! Tam 800 bin dolar…

    A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın yıldızı Ebrar Karakurt, İtalyan ekibi Igor Novara Gorgonzola formasıyla harikalar yaratıyor. Kulübüyle sözleşmesi sezon sonunda bitecek olan milli voleybolcu için bomba bir iddia ortaya atıldı.

    PRENSİP ANLAŞMASINA VARDI

    İtalya basınında çıkan haberlere göre, Rus ekibi Lokomotiv Kaliningrad, Ebrar Karakurt için 800 bin dolarlık bir teklif yaptı. Gelen haberlere göre milli voleybolcu, Rus takımıyla prensip anlaşmasına vardı.

    “BİRAZ ÖZLEM İYİDİR”

    Ebrar Karakurt daha önce, ” Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musun?” sorusuna, “Zaman neyi gösterir bilemeyiz fakat yurt dışında oynama deneyimini seviyorum. Kısa vadede Türkiye’de oynamak gibi bir planım yok. Milli takımda buluşuyoruz zaten biraz özlem iyidir.” yanıtını vermişti.

  • Şenol Güneş Beşiktaşlı yıldız için ağzına geleni söyledi! “Oynamayı hak etmiyor”

    Şenol Güneş Beşiktaşlı yıldız için ağzına geleni söyledi! “Oynamayı hak etmiyor”

    Beşiktaş, normal ve uzatma süresi 1-1 tamamlanan Ziraat Türkiye Kupası Son 16 Turu maçında Ankaragücü’ne penaltılarda mağlup oldu. Başkent ekibi, Beşiktaş’ı eleyerek adını çeyrek finale yazdırdı.

    ŞANS VERMEDİ

    Büyük umutlarla transfer edilen yıldız futbolcu Dele Alli, penaltılara giden Ankaragücü maçında oyuna alınmadı. Şenol Güneş, Dele Alli hakkında maçın ardından çarpıcı açıklamalar yaptı.

    “KULÜPLE DEĞERLENDİRECEĞİZ”

    Şenol Güneş, İngiliz futbolcunun süre almamasıyla ilgili, “Şu anki durumu, takım bütünlüğü içinde beklentilerimizi karşılamadı. Değerlendireceğiz. Dele Alli’nin şu an oynamayı hak edecek durumda olduğunu düşünmüyorum. Oyuncuyu göndermek başka bir şey ve buranın konusu değil. Dele Alli iyi, kariyerli bir oyuncu. Onun takıma katkı yapmasını bekliyoruz ama şu an katkı veremeyeceğini düşünüyoruz. Kendisi ve kulüple değerlendireceğiz” şeklinde konuştu.

  • Galatasaray’da şoke eden hamle!  Mauro Icardi geldiği gibi gidiyor!

    Galatasaray’da şoke eden hamle! Mauro Icardi geldiği gibi gidiyor!

    İtalyan basınından Galatasaray taraftarını endişeye sürükleyen bir iddia ortaya atıldı. Galatasaray’da bonservisi alınıp alınmayacağı tartışılan Mauro Icardi konusunda PSG’den sürpriz bir hamle geldi.

    TAKASTA KULLANACAKLAR

    İtalyan basınında yer alan habere göre Icardi’nin bonservisini elinde bulunduran Fransız ekibi PSG, Milan’da forma giyen Rafael Leao için Icardi ve bir miktar para teklif etmeyi düşünüyor.

    GALATASARAY’DA “MUTLUYUM” DEMİŞTİ

    Arjantinli futbolcu daha önce yaptığı açıklamalarda Galatasaray’da çok mutlu olduğunu belirtmişti. Başarılı golcünün Milan’ın ilgisine vereceği cevap şimdiden merak konusu oldu. 29 yaşındaki golcü isim Milan’ın ezeli rakibi Inter forması giymişti.