Cumhurbaşkanı Erdoğan: BM'nin çözümler üretebilen bir yapıya kavuşturulması gerekir
Genel Kurul toplantısı için belirlenen “İç İçe Geçmiş Sınamalara Dönüştürücü Çözümler için Dönüm Noktası” temasını son derece isabetli bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zira toplantımızı, dünyamızın birden fazla tehditle eşzamanlı olarak baş etmeye çalıştığı, kritik bir dönemde gerçekleştiriyoruz” dedi.
Erdoğan, “Coronavirus salgınıyla mücadelede aldığımız derslerin en başta geleni, küresel sorunların çözümünde uluslararası dayanışmanın önemiydi. Türkiye olarak salgın sürecinde hiçbir ayrım gözetmeden 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa destek sağladık. Yerli ve milli aşımız TURKOVAK’ı tüm insanlığın hizmetine sunduk. İklim değişikliğiyle mücadeleye verdiğimiz önemin göstergesi olarak Paris Anlaşması’nı geçtiğimiz yıl onayladık. Ulusal beyanımızla, 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve Yeşil Kalkınma Devrimimizi ilan ettik. Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi’nin 16’ncı Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yaparak, bu alanda da öncü rol oynamayı sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.
Salgının tedarik zincirlerinde yol açtığı aksaklıklar sebebiyle ağır darbe alan küresel ekonominin, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, yeni bir zorluğa daha maruz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, artan enerji, gıda ve hammadde fiyatlarının oluşturduğu enflasyon baskısının, dünya çapında tüm ekonomileri ve sosyal refahı menfi yönde etkilemekte olduğunu ifade etti.
Gelişmelerin, enerji arz güvenliğinin önemini de çarpıcı bir şekilde yeniden gündeme taşıdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak öteden beri, enerji konusuna bir rekabet değil, iş birliği alanı olarak baktık. Kendi ihtiyacımız yanında, bölgesel ve küresel enerji güvenliğini destekleyen pek çok projeyi hayata geçirdik. Bu adımların isabeti ve önemi, son gelişmelerle bir kez daha anlaşılmıştır. Yaşanan süreç, gıda güvenliğini de riske atmıştır. Maddi ve teknolojik imkanların en üst seviyeye ulaştığı 21’inci yüzyılda, dünya nüfusunun halen beşte birinin açlığın ve yoksulluğun pençesinde kıvranmasının izahı mümkün değildir. Dünya, son gelişmelerle, 2030’ta ‘sıfır açlık’ seviyesine ulaşmayı amaçlayan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden de uzaklaşmaya başlamıştır. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu karanlık tabloyu umudun ışığıyla aydınlatabilmenin yegane yolu, uluslararası iş birliği ve dayanışmayı, hakkaniyetli ve adaletli bir yaklaşımla güçlendirmektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, bu iradeyi, salgın ve iklim değişikliği süreçleri yanında, Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirdiği sarsıntılarla mücadelede de ortaya koyuyoruz” dedi.
Ukrayna’da yedinci ayını dolduran ihtilafın ilk gününden bu yana, “savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmayacağı” düşüncesiyle hareket ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de, yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne vurgu yapıyoruz. Bu anlayışla oynadığımız kolaylaştırıcı rol sayesinde, tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu’nda, sonra İstanbul’da bir araya getirdik. Sayın Genel Sekreter’le birlikte yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını temin ettik” diye kaydetti.
Uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri, Türkiye’nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkânı verecek; makul, adil ve uygulanabilir bir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Diğer yandan, milyonlarca insanı mağdur eden tüm bu felaketler, etkin çok taraflılığın Birleşmiş Milletler’de vücut bulması için daha fazla çaba gösterme sorumluluğumuzu, hepimize bir kere daha hatırlatmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birleşmiş Milletleri, kapsayıcı vasfına yakışan, daha adil bir dünya düzeni için çözümler üretebilen, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırmamız şarttır” ifadelerine yer verdi. (İLKHA)