Blog

  • Bombalı saldırıda 5 BAE diplomatı öldü

    Bombalı saldırıda 5 BAE diplomatı öldü

    BAE resmi haber ajansıWAM’ınhaberine göre, Devlet Başkanı Halife Bin Zayid Al Nahyan’ın diplomatların ölümünü büyük üzüntü ve esefle karşıladığını belirtti. Ülke genelinde bayrakların yarıya indirilmesi yönünde talimat verdiğini açıkladı.

    DiplomatlarınKandahar vilayetinin valilik misafirhanesini hedef alan saldırıda yaşamını yitirdiği ifade edilen haberde, bu kişilerin insani, eğitim ve kalkınmayla ilgili projeleri hayata geçirmek içinAfganistan’da bulunduklarını aktarıldı.

    Öte yandan Kandahar Vali SözcüsüSamim Khpelvak basına yaptığı açıklamada saldırıda yaralanan Vali Yardımcısı Abdul Ali Şemsi’nin de hayatını kaybettiğini belirtti.

    Kandahar’da valilik misafirhanesine salı akşamı düzenlenen bombalı saldırıda 11 kişi ölmüş, Kandahar Valisi Humayun Azizi ve BAE Kabil Büyükelçisi Cuma Muhammad Abdullah Kabi’nin de aralarında bulunduğu 15 kişi yaralanmıştı.

    BAE Kabil Büyükelçisi Kabi ve beraberindeki üst düzey heyet, birtakım görüşmeler gerçekleştirmek için Kandahar’da bulunuyordu.

    Bombalı saldırı Salı günü Kandahar Valisi Humayun Azizi ile konuk heyetin valilik misafirhanesindeki toplantısı sırasında gerçekleştirilmişti.

  • Almanya Türk Büyükelçi’yi Dışişleri’ne çağırdı

    Almanya Türk Büyükelçi’yi Dışişleri’ne çağırdı

    Almanya, Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması nedeniyle Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ı Dışişleri Bakanlığına çağırdı. Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in davetiyle gerçekleşen görüşmede, Büyükelçi Aydın’ın Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Walter J. Lindner tarafından kabul edildiği öğrenildi.

    Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Almanya açısından Yücel’in tutuklanmasının orantısız ve kabul edilemez olduğunun, basına yapılan açıklamalara ilaveten görüşmede Büyükelçi Aydın’a bir kez de sözlü olarak aktarıldığı bilgisi paylaşıldı.

    Üç nokta üzerinde duruldu

    Açıklamaya göre, görüşmede üç nokta üzerinde duruldu. İlk olarak, Deniz Yücel olayının Türkiye ile Almanya arasında hukuk devleti ile basın ve ifade özgürlüğünün ne denli farklı değerlendirildiğini ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Üzerinde durulan bir diğer konu ise, Türk-Alman ilişkilerinin zor bir süreçten geçtiği, Deniz Yücel’in tutuklanmasının bunu daha da zorlaştırdığı oldu. Alman Konsolosluğu’nun Deniz Yücel ile irtibata geçmesi ve tutuklu yargılanması sürecinde Almanya’nın Yücel’e gerekli desteği vermesinin sağlanması ise Büyükelçi Aydın’a iletilen bir diğer konu başlığı oldu.

  • İdam geliyor !

    İdam geliyor !

    Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın “Gerekirse idam için bir referandum daha yaparız” açıklamasıyla ilgili olarak “MHP zaten dünden razı. İktidar da madem bu kadar çok istiyor 18 maddelik paketin içine koysalardı. O da aradan çıksaydı. Bir daha referandum yapıp masrafa gerek kalmasaydı. Ama pakete koymadılar. Gerek görmediler. İnsan sormadan edemiyor. Yoksa, İktidar idamı getirmek istemiyor da sadece ‘ oy için’ kullanmak mı istiyor?” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerekirse idam için de bir referandum yaparız!

    Mehmet Tezkan’ın “Meclisin gücü artıyor mu, azalıyor mu” başlığıyla yayımlanan (27 Şubat 2017) yazısı şöyle:

    Referandum sürecinin önemli tartışmalarından biri de Meclis’in durumu..

    TBMM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen 87. maddeden ‘bakanlar kurulunu ve bakanları denetlemek, bakanlar kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname yetkisi vermek’ cümlesi çıkarıldı..

    Tartışma da başladı..

    Muhalefet diyor ki; yasamanın yetkileri budandı.. Yasamanın yürütmeyi denetleme yetkisi elinden alındı.. Yasama işlevsiz hale getirildi..

    İktidar itiraz ediyor; tam tersi Meclis daha da güçlendi.. Meclis yürütmeyi denetliyor.. Kuvvetler ayrılığı sağlandı..

    Kafalar karıştı..

    Çünkü iki taraf da aynı maddeyi, aynı cümleleri okuyor ama farklı yorumluyor..

    Peki işin doğrusu ne?

    Doğrusunu anlamak için Meclis’te kabul edilenAnayasadeğişikliğinin gerekçesine bakmak lazım.. O cümlenin 87. maddeden çıkarılmasının gerekçesi ne?

    Yasa koyucu ne yapmak istemiş?

    Yasa koyucunun amacı neymiş?

    Her madde için niçin değiştirildiğine dair, amacın ne olduğuna dair gerekçe yazılır..

    Doğru yorumlansın diye..

    İlerideki yıllarda yorumlamak zorunda olanlara yardımcı olsun diye..

    AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen 87. maddedeki değişikliğin gerekçesi şöyle..

    ‘Kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olarak yasamanın yürütmeyi denetlemesi ile bakanlar kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermesi yasamanın görev ve yetkileri arasından çıkarılmaktadır’

    Gayet açık..

    Anayasa değişirse bundan böyle yasama yürütmeye karışamayacak..

    Denetleyemeyecek..

    Ben söylemiyorum..

    Anayasa değişikliğini hazırlayıp Meclis’in onayına sunanlar söylüyor..

    Peki kim denetleyecek?

    Gerekçede o da yazılmış..

    Deniliyor ki..

    ‘Yürütme de yasama da halka karşı sorumlu olmaktadır. Kuvvetler birbirinden ayrı, ancak her iki kuvvetin de birleştiği konu halkın denetiminde halka hizmet etmeleridir’

    Gerekçe açık net..

    Sandıktan çıkan başkan ve onun oluşturacağı bakanlar beş yıl boyunca denetlenemez..

    Halk yaptıklarını beğenmemişse beş yıl sonra sandıkta hesap sorar..

    Yani oy vermez!.

    Getirilmek istenen sistem bu..

    Meselenin aslı astarı budur..

    İdamı neden pakete koymadınız?

    İdam, Anayasa değişikliği paketinin içinde yok ama referandum kampanyasında var..

    Havuç konu yapıldı..

    Diri tutuluyor, canlı tutuluyor..

    Şu söyleniyor; referandumla anayasa değişikliği gerçekleşirse bir sonraki adım idam olacak..

    İdamın referanduma sunulmasının yolu açılacak..

    MHP zaten dünden razı.. İktidar da madem bu kadar çok istiyor 18 maddelik paketin içine koysalardı..

    O da aradan çıksaydı..

    Bir daha referandum yapıp masrafa gerek kalmasaydı..

    Ama pakete koymadılar!

    Gerek görmediler..

    İnsan sormadan edemiyor..

    Yoksa.. İktidar idamı getirmek istemiyor da sadece ‘ oy için’ kullanmak mı istiyor?

    Ahmet TürkMardinBüyükşehir Belediye Başkanı’ydı..

    17 Kasım’da görevden alındı..

    21 Kasım’da gözaltına alındı..

    24 Kasım’da tutuklandı..

    3 Şubat’ta tahliye edildi..

    Ahmet Türk,HaberTürk’e verdiği demeçte tutuklandığı günü şöyle anlattı:

    ‘Tutuklandıktan sonra MardinCezaevi’ne götürmelerini bekliyordum ama mahkeme salonundan direkt alıp havalimanına götürdüler;Silivri’ye geçtik. Yani mahkeme kararı daha açıklanmadan benim ve benimle birlikte gelecek polislerin bileti ayrılmış, cezaevi belirlenmiş. Bu da bu tutuklamanın siyasi bir karar olduğunu ortaya koyuyor. Ama “Şaşırdım” desem doğru olmaz çünkü alışığız. Bunları 1980’lerde yaşadık, 1994’te yaşadık.’

    Merakım şu.. Mahkeme kararı çıkmadan eşlik edecek polislerin uçak biletini kim ayarladı?

  • Barcelona zoru başardı

    Barcelona zoru başardı

    Türk asıllı Alman hakem Deniz Aytekin’in yönettiği mücadelede İspanya’nın Barcelona takımı, Fransa ekibi Paris Saint-Germain’i (PSG) Camp Nou’da ağırladı.

    İlk maçta deplasmanda PSG’ye 4-0 yenilen Barcelona, rövanşta ilk atağında golü buldu. Henüz 3. dakikada Rafinha’nın sağ kanattan ortasını uzaklaştırmaya çalışan PSG defansının hatasında araya giren Luis Suarez, kafa vuruşuyla topu kaleye gönderdi. PSG’li Thomas Meunier, topu kale çizgisinden çıkarmaya çalışsa da golü engelleyemedi ve Barcelona 1-0 öne geçti.

    Ataklarını sıklaştıran Barcelona’da Suarez’in ara pasında ceza sahasının sol tarafında topla buluşan Andres Iniesta, zor pozisyonda topu kaleye doğru çevirdi. PSG’li Layvin Kurzawa, ters bir vuruş yaparak meşi̇n yuvarlağı 40. dakikada kendi̇ kalesi̇ne gönderdi̇ ve Katalan temsilcisi, soyunma odasına 2-0 önde girdi.

    İkinci yarıya da ataklarla başlayan Barcelona, farkı 3’e çıkardı. Neymar’ın ceza sahasında PSG’li Meunier tarafından düşürülmesinin ardından hakem Deniz Aytekin penaltı noktasını gösterdi. Lionel Messi, penaltıyı gole çevirerek takımını 3-0 öne geçirdi.

    Bu golün ardından toparlanan PSG’de 52. dakikada Edinson Cavani’nin şutunda top direkten döndü. Kontrataklarla etkili gelen PSG’de, Lucas’ın uzun ara pasında topla bir kez daha buluşan Cavani, 62’nci dakikada düzgün bir vuruşla takımını rahatlatan golü atarak skoru 3-1’e getirdi.

    Pes etmeyen Barcelona, 88’inci dakikada Neymar’ın frikikten attığı şık golle skoru 4-1’e getirdi. Suarez’in düşürülmesiyle bir penaltı daha kazanan Barcelona’da topun başına geçen Neymar, 90+1’inci dakikada bir kez daha ağları sarsarak skoru 5-1 yaptı.

    Turu geçmek amacıyla kaleci Marc-Andre ter Stegen dahil 11 kişiyle rakip alanda baskı kuran Barcelona’da Neymar’ın ceza sahasına doldurduğu topa gelişine vuran Sergi Roberto, 90+5’te skoru 6-1’e getirdi ve karşılaşma bu skorla sona erdi.

    Barcelona’da maça yedek kulübesinde başlayan milli futbolcu Arda Turan, 65’inci dakikada oyuna dahil oldu.

    – Barcelona tarihe geçti

    Katalan temsilcisi, ilk maçta deplasmanda 4-0 yenildiği PSG’yi 6-1 yenerek büyük bir başarıya imza attı ve adını çeyrek finale yazdırdı.

    Bu sonuçla Barcelona, Şampiyonlar Ligi tarihinde 4 farkla geriden gelerek tur atlayan ilk takım olarak tarihe geçti.

    Dortmund 4 golle çeyrek finalde

    Gecenin diğer karşılaşmasında Almanya ekibi Borussia Dortmund, ilk maçta deplasmanda 1-0 yenildiği Portekiz temsilcisi Benfica’yı Signal Iduna Park’ta konuk etti.

    Karşılaşmaya hızlı başlayan ev sahibi Borussia Dortmund, ilk köşe vuruşunu golle sonuçlandırarak 1-0 öne geçti. 4. dakikada Ousmane Dembele’nin ön direğe doğru kullandığı köşe vuruşunda Christian Pulisic topu arka direğe doğru keserek Pierre-Emerick Aubameyang ile buluşturdu. Gabonlu golcü, düzgün bir kafa vuruşuyla takımı adına fileleri havalandırdı.

    Karşılıklı ataklarla geçen ilk yarıda başka gol olmadı ve Borussia Dortmund, devreyi 1-0 önde kapattı.

    İkinci yarıda oyunun kontrolünü ele alan Borussia Dortmund, üst üste goller buldu. 58’inci dakikada Lukasz Piszczek’in ara pasıyla ceza sahasında topla bulaşan 18 yaşındaki ABD’li oyuncu Pulisic, bekletmeden sert bir vuruşla takımını 2-0 öne geçirdi.

    61’inci dakikada Marcel Schmelzer’in sol taraftan ortasında ceza sahasında topla buluşan Aubameyang, yakın mesafeden meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 3-0.

    Hız kesmeyen Almanya temsilcisinde Aubameyang, 85’inci dakikada bir kez daha sahneye çıktı ve kendisinin üçüncü, takımının dördüncü golüne imza attı.

    Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Borussia Dortmund, karşılaşmayı 4-0 kazandı ve adını çeyrek finale yazdırdı.

  • Onlar depresyona girmiyor

    Onlar depresyona girmiyor

    Engelli çocuk sahibi anne babalar ile ilgili Manisa’da yapılan araştırma, ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Bu araştırmaya göre engelli çocukları olan anne babaların dikkatleri diğerlerine göre yüzde 13 daha yüksek. Ancak erken bellek gerilemesi riski de daha fazla. Bunun yanında araştırmayı yürüten ekipten Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Kutlu, bu ailelerin karamsarlığa yatkın olsalar da depresyona girmediklerini de açıkladı. İşte nedeni…

    Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Kutlu, engelli çocuk sahibi anne ve babalarda yaptıkları araştırma sonuçlarını paylaştı. Toplam 200 kişiye ulaştıklarını kaydeden Prof. Dr. Kutlu, engelli çocuk sahibi ebeveynlerin, diğer anne ve babalara göre dikkatlerinin çok daha yüksek olduğunu kaydetti

    Prof.Dr. Kutlu, “Engelli çocuk sahibi anne babaların duygusal durumunu inceledik. Engellilerle işbirliği içinde anne babaları bulduk ve çocukların durumlarını öğrendik. 200 kişiye ulaştık. Onların psikiyatride önemli olan duygu durumunu, kaygısını ölçen anketler uyguladık. Ayrıca dikkat, muhakeme, tepki verme hızı, reaksiyon zamanı, ikili işlem becerileri de test edildi. Stres esnasındaki durumlarını da ölçtük. Normal bir çocuk sahibi annede dikkat yüzde 80 iken engelli çocuk sahibi annenin dikkati ise yüzde 93 oranında çıktı. Dikkatlerini geliştirmişler. Reaksiyon zamanı engelli çocuk anne ve babalar da daha iyi” diye konuştu.

    Engelli çocuğu olan anne ve babalarda karamsarlık olduğunu, ancak depresyon olmadığını kaydeden Prof. Dr. Kutlu, erken hafıza kaybı başlangıcına ise dikkat çekti. Prof.Dr. Kutlu, “Engelli çocuğu bulunan anne ve babalar normal ailelere göre daha karamsar diyemeyiz. Ama karamsarlığa yatkındır. Depresyon durumuna baktığımızda ise engelli anne ve babalarda depresyon olmadığını gördük. Çünkü depresyona girmeye zamanları yok. Engelli çocuklara sahip ailelerde yaş arttıkça bellek gerilemektedir. Bu tip ailelerin depresyon anksiyete risklerinin göz önünde tutulması lazım. Bu anne babalar psikolojik açıdan desteklenmelidir. Sosyal uyum ve stresle baş etme için destek olunmalı” dedi.

  • Kaplumbağnın karnı para dolu

    Kaplumbağnın karnı para dolu

    Taylandlı doktorlar, bir deniz kaplumbağasının midesinden 915 adet bozuk para çıkardı.

    Başkent Bangkok’ta ameliyat edilen “Bank” adlı dişi yeşil deniz kaplumbağasının, bölge halkının uzun zamandır içine bozuk para attığı havuzda yaşadığı belirtildi.

    Toplam ağırlığı 5 kilogramı bulan bozuk paraların kaplumbağanın midesinden bir top gibi sarktığı, karın kabuğunu kırarak kaplumbağanın hayatını tehlikeye atan enfeksiyona yol açtığı kaydedildi.

    Chulalongkorn Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden 5 cerrah, 4 saat süren ameliyatla, genel anestezi altındaki Bank’ın karnındaki bozuk paraları aldı.

    Birçok Tayvanlı kaplumbağaların bulunduğu havuza bozuk para atmanın ömrü uzattığına inanıyor.

  • 2 ayda 268 bin istihdam

    http://www.aljazeera.com.tr/haber/muezzinoglu-2-ayda-267-bin-984-kisi-istihdam-edildi

  • Bu mutluluğu ondan almak istemezdim

    Bu mutluluğu ondan almak istemezdim

    Uludağ Üniversitesi’nde katıldığı söyleşide bir öğrencinin “Bursaspor dışında başka bir kulüpte oynamak isteseydiniz hangi kulübü tercih ederdiniz?” sorusuna deneyimli oyuncu, şu yanıtı verdi:

    “Açıkçası ben değil bütün futbolcuların istediği ve hissettiği şöyle bir şey vardır, profesyonel olmak ama içinde amatör ruhu barındırabilmek. Kariyerimde bugün geldiğim nokta itibarıyla ‘Nereye gitmek ve hangi kulüpte oynamak mutlu eder’ diye sorarsanız, başladığım yere dönmek beni çok mutlu ederdi. Arjantin’de altyapıda ilk günlerimi yaşadığım, 5-10 yaş arasında oynadığım kulübüme geri gidebilirsem gerçekten çok büyük mutluluk hissedeceğim. Bugün bir yere gidecek olursam ya da bunu seçebilecek durumda olursam bu başladığım yer olacak.”

    Bursaspor ile ilgili duygularını aktaran Batalla, “Bir futbolcunun isminin kulübün ismiyle bütünleşmesi nadir olur. Ben bunları Bursaspor’da yaşadım. Bursaspor ismini duyduğumda hissettiğim duygu aidiyet.” ifadelerini kullandı.

    Batalla, Bursaspor taraftarlarının maçlardan önce kendisine yönelik tezahüratları konusunda “Bursaspor taraftarına karşı barındırdığım hisleri açıklamak çok zor. Bu tarz duyguları futbolcular olarak biz kendi aramızda konuşuruz. Futbolu bıraktığınızda bu duyguları özlersiniz. Anlık gelişen duygulardan biri. Mutlaka güzel duygular ama o anda hazırlandığınız ve oynamanız gereken bir maç olduğunu hatırlamaya çalışıyorsunuz.” diye konuştu.

    Arjantinli oyuncu, gelecekte antrenörlüğü düşünüp düşünmediğiyle ilgili olarak, mutlaka futbolun içinde bulunacağını ancak şu an için antrenörlüğü hayal etmediğini kaydetti.

    Bir öğrencinin, “Bir Arjantinli olarak Maradona mı yoksa Messi mi daha iyi?” sorusuna Batalla, “Bu şu ana kadar sorulan soruların en zoruydu. Benim geldiğim jenerasyon çocukken sokakta Diego’nun ismiyle oynardı. Diego’yu severken Messi gibi birinin çıkmasını hayal etmiyor ve önüne geçmesini istemiyorduk. Arjantinli olmalarından dolayı çok şanslıyız. Ben onların ikisini karşılaştırmayı uzun süre önce bıraktım.” yanıtını verdi.

    “Bir ülkenin milli takımında o ülkenin gerçek vatandaşları oynamalı”

    Pablo Martin Batalla, Türk Milli Takımı formasını giymek isteyip istemeyeceği yönündeki soru üzerine, şunları söyledi:

    “Bir ülkenin milli takımında o ülkenin gerçek vatandaşları oynamalı. Bunu da şuradan yola çıkarak hesapladım. Ben bir kez Arjantin 17 Yaş Altı Milli Takımı’nda forma giymiştim. Dolayısıyla o mutluluğu hissettim ve duyguyu yaşamıştım. Türk Milli Takımı’nda oynamak için de açıkçası gerçek fırsatım hiçbir zaman olmadı. Olsaydı bile bu mutluluğu Türkiye’de doğmuş birinden almak istemezdim.”

    “Bu sezonki kalitemiz, yukarılara oynamak için yeterli değil”

    Takımının bu sezon gösterdiği performansla ilgili soruları yanıtlayan Batalla, “Bu sezonki kalitemiz, yukarılara oynamak için yeterli değil. Takımın kaptanı olarak söylemeyelim ki takımda yapabileceğinden biraz az çalışan oyuncu yok. Herkes elinden geleni yapıyor. Bunun sözünü verebilirim. Haziran geldiğinde herkes önüne şapkasını koyacaktır. Değişiklik gerekiyorsa yapılacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bu arada program sırasında soru sormak için söz alan bir kişinin “Batalla bizde ölene kadar oynasın, tabutunu biz taşırız.” diye bağırması deneyimli oyuncu ve salondakileri güldürdü.

    Söyleşi sonunda öğrenciler, Pablo Martin Batalla ile hatıra fotoğrafı çektirdi.