Blog

  • Bosna-Hersek’in zor seçimi

    Bosna-Hersek’in zor seçimi

    Bosna-Hersek, üzerinden yaklaşık 20 yıl geçmesine rağmen, toplumsal ilişkiler, siyasal yapı ve ekonomik sistem açısından hâlâ savaşın yaralarını sarmaya çalışıyor. 12 Ekim 2014 günü ülkede, devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri için halk sandık başına gitti. 1992’de başlayan savaşı sona erdiren 1995 Dayton Barış Anlaşması’ndan itibaren Bosna-Hersek’teki 7. seçim gerçekleştirildi.

    Bosna-Hersek parlamentosu yanında Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi üyelerinin de belirlendiği 12 Ekim seçimlerinde, ülkedeki Boşnak nüfusu temsil eden en büyük siyasi platform konumundaki Demokratik Eylem Partisi (SDA) yine öne çıktı. Oyların yaklaşık yüzde 34’ünü alan SDA’nın Genel Başkan Yardımcısı ve Bosna-Hersek Üçlü Devlet Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Konsey’in Boşnak üyeliği yarışını önde tamamladı. İzzetbegoviç, gerek Boşnak-Hırvat Federasyonu’nda entite (bölge) düzeyinde gerekse de Bosna-Hersek devleti düzeyinde lider güç olacaklarını söyledi. Konsey’in Hırvat üyeliğini Hırvat Demokratik Birliği (HDZ) Genel BaşkanıDragan Çoviç, Sırp üyeliğini ise Bağımsız Sosyal DemokratlarBirliği (SNSD) adayı Jelyka Tsviyanoviç elde etti.

    Dayton Anlaşması, her ne kadar silahları susturduysa da getirdiği yapı, ülkede işler bir siyasal ve ekonomik düzenin inşa edilmesini sağlayamadı. Bugün Bosna-Hersek’i “daimi kriz ülkesi”olarak nitelendirmek hiç yanlış olmaz. Nitekim 12 Ekim seçimlerine katılım oranının yüzde 54 seviyesinde kalması, halkın yarıya yakınının siyasal sistemden umudunu kestiğinin açık bir göstergesi. Siyasi partilerin çoğunluğunun etnik milliyetçi politikaları savunması, hükümet kurulması sürecinde sıkıntılar yaşanabileceğinin habercisi. Hatırlanacağı üzere, 2010 seçimlerinden sonra da hükümetin kurulabilmesi 15 ayı bulmuştu.

    Bosna-Hersek’teki sorunların dört temele dayandığı söylenebilir: Dışlayıcı etnik milliyetçilik anlayışı, karmaşık siyasal yapı, sistemsel ekonomik sorunlar ve Bosna-Hersek Yüksek Temsilciliği’nin geleceğinin belirsizliği.

    Dışlayıcı etnik milliyetçilik anlayışı: Ayrışmayı derinleştiren yaklaşım

    1992’de savaşın çıkmasında büyük rol oynayan dışlayıcı etnik milliyetçilik olgusu, günümüzde de Bosna-Hersek’in birinci meselesi. Ülkede tüm halkları kucaklayacak bir üst kimliğin oluşturulamaması ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Üst kimliğin oluşumunu engelleyen nedenler arasında, ülkedeki eğitim ve hukuk sistemi büyük yer tutuyor.

    Eğitim sistemi, savaş sonrasında etnisite merkezli olarak yeniden yapılandırıldı. Esasen Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar aynı dili konuşuyorlar. Ama farklı etnik gruplara mensup çocuklar farklı sınıflarda, farklı öğretmenler ve farklı ders kitaplarıyla eğitim görüyorlar. Bu da farklı kimliklerin daha da perçinlenmesine yol açıyor.

    Hukuki sistemdeki etnisite ayrımı da sorunun boyutlarını büyütüyor. Örneğin; cumhurbaşkanlığına adaylığını koymak isteyen bir Bosna-Hersek vatandaşının Boşnak, Hırvat ya da Sırp olması gerekiyor. Bu bağlamda Yahudi ya da Roman kökenli bir kişinin adaylığı hukuken mümkün değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2009’da aldığı Seydic-Finci kararında Bosna Hersek’in bu yasa maddesini değiştirmesini şart koştu. Ama AİHM kararına rağmen, evrensel insan hakları normlarına aykırı bu maddenin varlığı devam ediyor.

    Siyasal sistem de etnisite odaklı. Önde gelen partilerin büyük çoğunluğu, belli bir etnik kimliğe hitap ediyor. Tüm etnisiteleri kucaklayan ve bir üst kimlik yaratmaya çalışan, Sosyal Demokrat Parti gibi, platformlar azınlıkta kalıyor. 12 Ekim seçimlerinde, Bosna Sırp Cumhuriyeti kesimindeki Boşnak ve Hırvat partilerin birleşerek ayrılıkçı söylemdeki Sırp milliyetçi partilerine karşı 1 MartBloku adıyla ittifak kurmaları, her hâlükârda tarihsel öneme sahip bir gelişme.

  • Tedavi edilen baykuş ve şahinler doğaya salındı

    Tedavi edilen baykuş ve şahinler doğaya salındı

    Eskişehir’de 3 ay önce yaralı halde bulunan 2 şahin ve bir baykuş, tedavilerinin ardından doğaya bırakıldı.

    Odunpazarı ilçesinde yaralı halde bulunan şahin ile Alpu ilçesine bağlı Çukurhisar köyünde bulunan yaralı şahin ve baykuş, yaklaşık 3 ay önce Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi’ne getirildi.

    Tedavileri tamamlanan ve uçma yeteneklerini yeniden kazanan baykuş ve şahinler, “3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü”nde kafeslerle taşındıkları Alpu ilçesi Çatacık mevkisinde doğaya salındı.

    Milli Parklar Eskişehir Şube Müdürlüğünde görevli orman mühendisi Özge Yaman, yaptığı açıklamada, kızıl şahin ve baykuş gibi yaban hayvanlarının avlanmasının yasak olduğunu söyledi.

    Hayvanların yaşaması için önem arz eden yaban hayatının korunması gerektiğini belirten Yaman, “Bugünün önemi adına tedavileri tamamlanan hayvanları özgürlüğüne kavuşturuyoruz. Şahin ve baykuş gibi hayvanların avlanması kesinlikle yasak. Cezası 7 bin lira. Paradan ziyade onların hayatlarıyla bizim hayatımız arasında hiçbir fark olmadığını bilmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

  • Aleyna Tilki Türkiye’yi temsil edecek

    Aleyna Tilki Türkiye’yi temsil edecek

    Emrah Karaduman ile birlikte yaptığı ‘Cevapsız Çınlama’ şarkısıyla büyük bir başarı yakalayan Aleyna Tilki, uluslararası şarkı yarışmasında Türkiye’yi temsil edeceğini açıkladı.

    Tilki, haberi Twitter sayfasından duyurdu.

  • Yabani hayvanlar için doğaya yem bıraktılar

    Yabani hayvanlar için doğaya yem bıraktılar

    Orman ve Su İşleri Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerince, kar yağışı nedeniyle yiyecek bulmakta güçlük çeken yabani hayvanlar için Eleşkirt ilçesine bağlı Hayran Göl köyü kırsalında yemleme çalışması yapıldı.

    Ağrı Orman ve Su İşleri Şube Müdürü Necati Kara, yaptığı açıklamada, “Bugün Dünya Yaban Hayatı Günü olarak kutlanmakta. Bizler de şube olarak yaban hayatına sahip çıkmaktayız. Yaban hayvanları için doğaya 500 kilogram buğday, 150 kilograma yakın sakatat ve benzeri yiyecekleri doğaya bıraktık.” dedi.

    Avcıların, avlanma kurallarına uyması konusunda uyarılarda bulunan Kara, şöyle konuştu:

    “Av koruma ve kontrol faaliyetlerimiz tüm hızı ile devam etmektedir. 26 Şubat itibarıyla ülke genelinde av sezonu kapanmıştır. Bu dönemler yaban hayvanlarının üreme, tüy değiştirme ve eşleşme dönemleri olup av yapılması kesinlikle yasaktır. 2017 yılı içerisinde Avcılık Kanunu’na muhalefetten 7 şahıs hakkında yasal işlem yapılarak cezai işlemler uygulandı.”

  • Zuhal Olcay’ın anne acısı

    Zuhal Olcay’ın anne acısı

    Dün Sahrayıcedid Camisi’ndeki cenaze töreninde taziyeleri kabul eden Olcay, “Annem herkesin pamuk teyzesiydi. Dünyanın en iyi insanıydı. Üç ay önce beyinde pıhtı atması oldu, tedavi görüyordu. 79 yaşındaydı ama gayet dinçti. Sekiz ay önce babamı kaybetmiştim, şimdi de annem. Arka arkaya gittiler, Allah geride kalanlara ömür versin” dedi. Bu acı gününde ünlü oyuncuyu sevgilisi Mazlum Çimen, oyuncu dostları Deniz Çakır ve Oktay Kaynarca da yalnız bırakmadı. Süheyla Takmaz, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazı sonrası Beykoz Çayırbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Zuhal Olcay, taziyeleri bir yıldır beraber olduğu Mazlum Çimen ile birlikte kabul etti. Cenaze törenine Deniz Çakır ve Oktay Kaynarca da katıldı.

  • Düz bir karın İçin gerekli yeme alışkanlığı

    Düz bir karın İçin gerekli yeme alışkanlığı

    Listemize hiç de şaşırtıcı olmayan, ezbere bildiğimiz bir gerçekle, ama çok lezzetli olduğu için de sürekli göz ardı ettiğimiz gerçekle başlayalım: Fastfood ürünler göbeğinizin düşmanıdır!İçlerindeki zararlı yağ asitlerinin ve işlenmiş gıdaların kalp damar sağlığınız başta olmak üzere birçok vücut sisteminize zarar vermesi bir yana, fastfood ürünler bir türlü atılamayan kalorileri ile eritmesi güç göbeklere sebep olur.

    Ne yazık ki bu keyfimiz de listede… Patates yüzyıllarca insanlığı açlıktan, kıtlıktan, kuraklıklardan kurtarmış olabilir; ama ne zaman patatesi işlenmiş yağlarda kızartmaya başladık, işte o an düz karınlarımızı kaybettik.

    Patates kızartması kızarırken yağdaki tüm doymuş yağ asitlerini bir sünger gibi içine çeker. Doymuş yağ asitleri, beyindeki doygunluk hissini engeller, bu yüzden farketmeden 2 tabak patates kızartmasını mideye indirebilir, tartıya çıktığınızda pişmanlık hissedebilirsiniz.

    Devam etmeden önce bir merakımızı sizlerle paylaşalım: Mayonezle yapılan Rus salatasının ismi ne zaman Amerikan salatasına dönüştü yahu? Bunu epeydir merak ediyoruz, yeri gelmişken bunu da buraya bırakalım.

    Ne demiştik? Evet, mayonez. ”Bu sosun en az %80’i yağdan oluşur” cümlesi, neden düz bir karın için mayonezden uzak durmanız gerektiğinin de cevabı…

    Şeker yerine çayınıza, kahvenize attığınız tatlandırıcılar ve bu tatlandırıcıları içeren diyet ürünler aslında sandığınız gibi işlemez; çünkü bunların da içlerinde halâ sindirimden sonra yağa dönüşen polialkoller vardır. Unutmayın, tatlandırıcılar sadece diyabet hastaları için iyidir. Bu hastalıktan muzdarip değilseniz ve yine de tatlandırıcılardan medet umuyorsanız, sağlam yanlış yapıyorsunuz…