Blog

  • İlişkileri bitiren 7 büyük günah

    İlişkileri bitiren 7 büyük günah

    Daha önceki ilişkileriniz neden bitti, bunların sonlanmasının nedeni neydi? Bu yedi hata neden oluyor olabilir.

    Psikiyatr Gülcan Özer TEDx İstanbul konuşmasında, deneyimlerinden yola çıkarak ilişkilerde yapılmaması gereken şeyleri şöyle listeliyor:

    1-Değiştirmek istediğiniz partnerler seçmek. Herkes bir ilişki içinde değişime uğrar. Ancak sizin elinizde bir değiştirilecekler listesi olursa, partnerinizin karakteri elinizdeki bir projeye dönüşecektir. Bu durumda parterinizde koruma kalkanlarını çıkaracak ve size direnecektir. O yüzden asla değiştiririm zamanla diyerek eş seçmeyin, ilişki yaşamayın.

    2-Köken aileler problemi, yani basit deyişle gelin-kaynana çatışması. Türk toplumunda köken ailelerimize bağlı yetişkinlik dönemi yaşamamanın getirileri olduğu gibi bedelleri de mevcut. Bunları kabullenerek eş seçerken yeni bir aile seçtiğimizin de bilincinde olmalıyız. Eşimizin ailesi ile kimyamız tutmasa bile nezaketi sürdürmeli ilişkimizi bu tür çatışmalardan korumalıyız.

    3-Cinselliğin ihmal edilmesi. Cinsellik konusunda çok büyük tabuları olan ve bunu ayıp olarak algılayan bir toplum yapısına sahip olmanın ilişkilere verdiği zarar büyüktür. Eğlenilecek ve evlenilecek kadın gibi terminolojiler kullanmak, kadınları cinsel hayattan uzak tutarken, erkeklerin cinselliği bir performans yarışı olarak algılayışı onları strese sokmakta. Kadınların yere bakarak yürümesinin edep sayıldığı bir coğrafyada ilişkide tutkuyu korumak çok zor ancak bunu başaramazsak romantik ve sağlıklı bir ilişki kurmamız imkansız!

    4-Ebeveyn olurken çift olmayı unutmak. Anne baba olmak ile çift olmak tamamen farklı hallerdir. Annelik ve babalık öyle yoğun bir görevdir ki karı koca olmak bu görevin altında ezilebilir. Buna engel olmak için mutkaka ama mutlaka çocuksuz zaman geçirilecek! Ve çiftler birbirlerinin ebeveynliğine müdahale etmeyecek. Çok gerekli durumlarda ortak bir tavırda buluşmak gerekebilir ancak günlük hayatta farklı ebeveynlik tarzlarınız olabileceğini kabullenmelisiniz.

    5-Belki de en önemlisi kendini bilmek. Neden bu kişi ile evleniyorum? İlişkimdeki sorun ne? Bu sorunda benim payım nedir? Bu gibi soruları gerçek bir samimiyetle cevaplamanız gerekir. “Ona bağırıyorum çünkü dediğimi yapmadı” demek kendini bilmek değildir. “Ona bağırıyorum” ve “dediğini yapmıyorum” iki farklı hikayedir bireylerin bunu kabullenerek özeleştiri yapması gerekmektedir.

    6-İletişim. “ Uzlaşamayacağınız alanlar olabileceği konusunda uzlaşmalısınız.” İletişimin bir sihir olduğunu düşünmek ve uzlaşmanın her alanda olacağına inanmak restleşmelere sebep olabilir. İki farklı aileden ve yaşamdan gelen insanın farklı düşünceleri olması doğaldır.

    7-Evliliğin bir gönül işi olduğunu bilmek. Evlilik bir akıl işi değildir, ancak insanların bir kişiyle tamamen aynı hayatı paylaşma isteği her zaman kabul gördüğü bir eşe sahip olma isteğidir. Evlilikten beklentimiz ne, bunu iyi düşünmeli ve gerçekçi olmak durumundayız. Evlenme motivasyonumuzu sağlayan şeylerin değişken olmadığından emin olmalıyız.

  • Çocukların uykusu nasıl düzenlenmeli?

    Çocukların uykusu nasıl düzenlenmeli?

    Çocuklarda uyku, yemek içmek kadar önemlidir. Çocuğunuzun güzel bir uyku düzeni var ise, günlük hayatta hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha az sorunla karşılaşırsınız. Uyku düzeninde bir bozukluk var ise çocukta dikkat dağınıklığı, huzursuzluk, fiziksel dayanıklılığın az olması, kilo artışı gibi durumlarla da karşılaşılması olasıdır. Ben sizlere biraz bizimkilerde yaşadığım uyku deneyimlerinden bahsedeceğim.

    Çocuğunuzun düzenli bir uykusu olsun istiyorsanız hayatınıza sokmanız gereken birkaç kural var. Öncelikle bir uyku saati belirleyin ve her gün bu saatte çocuğunuzun yatağına girmesini sağlayın. Fakat yatağa girer girmez uykuya dalmasını beklemeyin. Düzenli olayım derken katı bir ebeveyne dönüşmemeye özen gösterin. İkinci olarak uyku için çocuğunuzla hazırlık yapın, dişlerinizi fırçalayıp, yüzünüzü yıkadıktan sonra yatağa girmesini sağlayın ve bir kitap okuyun. Uykudan en az 1 saat önce televizyonu kapamış olun, hatta çocuğunuzun odasında özel durumlar dışında açık, hiç bir elektronik eşya bırakmayın. Çok geç saatte yemek yemekten hem siz kaçının hem de çocuğunuz kaçınsın, ama yatağa aç karnına da girmesin. Özellikle uyku öncesi şeker çikolata gibi yiyeceklerden uzak durmalısınız. Uyku öncesi açlık hissi var ise yoğurt veya süt içebilir. Çocuğunuzu her sabah belirli bir saatte uyandırmalısınız ki bu düzen doğruca işlesin. Peki kaç saat uyuyacak benim çocuğum diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Aşağıda hangi yaş grubunun günde toplam kaç saat uyuması gerektiğini sizlerle paylaşıyorum;

    Yaş Gece uykusu Ortalama toplam uyku

    • 5 yaş 10 – 12 saat 10 – 12.5 saat
    • 6 yaş 10 – 11.5 saat 10 – 11.5 saat
    • 7 yaş 9.5 – 11.5 saat 9.5 – 11.5 saat
    • 8 yaş 9.5 – 11.5 saat 9.5 – 11.5 saat

  • Dijital dünyanın yeni oyuncuları

    Dijital dünyanın yeni oyuncuları

    Futbolu bıraktıktan sonra bir ara FIFA Başkanlığı’na da aday olan, sonra da çekilen Luis Figo, futbolcuların yeteneklerini videolar aracılığıyla paylaşabileceği, online scout telefon uygulaması projesini, hayata geçirdi. Bunu da Lizbon’daki bir web konferansında tanıttı:

    “Teknoloji herkesin olmak istediği bir alan. Herkes başarılı olabileceği bir pazar bulmaya çalışıyor”

    Figo “Bizim kariyerimiz kısa. 35 yaşından sonra yeni bir hayata başlamak zorundasınız. Fakat hepimiz de futbol antrenörü olmak istemiyoruz” dedi.

    44 yaşındaki Figo’nun projesinin adı Rüya Futbol. 5 yıl önce bir internet sitesi olarak kurulan sistemin 100 bin civarında kullanıcısı var. Figo’nun amacı ücretsiz mobil uygulamasının 100 milyon indirilmesi.

    Saha’nın projesi: Axis Stars

    Luis Figo, digital dünyaya yönelen futbolcularda ilk değil. Eski Manchester Unitedlı Louis Saha, spor dünyasının dijital platformlarda kendilerini tanıtmak için bir şirket kurmuştu.

    Eski Fransız futbolcu “Siz futbolcu olarak çok para kazanırken menajerler hep etrafınızda oluyor. Ama bıraktığınız zaman işler zorlaşıyor. Sponsor, iş fırsatı bulmak kolay olmuyor. Kurduğumuz bu Axis Stars ile siz kontaklarınızı tutabilirsiniz” açıklamasını yaptı.

    Saha’nın dijital ağı, aralarında eski futbolcu Rio Ferdinand, Fransız tenisçi Gael Monfils, ragbi oyuncusu Maxime Mermoz’un da aralarında bulunduğu 250 üyeden oluşuyor. Saha’nın amacı bu sayıyı iki yıl içinde 1000’e çıkarmak.

  • ‘Dadaşlar’ ciritten vazgeçmiyor

    ‘Dadaşlar’ ciritten vazgeçmiyor

    Erzurum’da hafta sonları bir araya gelerek “Türklerin savaş oyunu” cirit karşılaşmasına çıkan “dadaşlar”, kışın da sıfırın altında 30 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı ve yarım metrelik kara rağmen bu sporu yapmaya devam ediyor.

    Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya taşıdığı savaş oyunu cirit, “dadaşlar diyarı” Erzurum’da yüzyıllardır yaşatılıyor.

    Kentteki cirit sahaları ve açık alanlarda hafta sonları bir araya gelen dadaşlar, önce atlarını kaşağıyla tımar ediyor. Ardından atlarını nalından eyerine kadar kontrol ederek hazır hale getiren cirit meraklıları, daha sonra özel çizme ve formalarını giyiyor.

    Bir süre atlarını fazla yormadan koşturan ciritçiler, ardından rakip oyuncularla karşılaşma yapıyor. Soğuk ve karlı havada nefesleri buharlaşan atlar, yarım metrelik karda dört nala koşarak karşılaşmaya renk katıyor.

    Kışın sıfırın altında 30 dereceye düşen hava sıcaklığına rağmen cirit oynamaktan vazgeçmeyen dadaşlar, atlarını dört nala sürüp adrenalin yaşarken, ata sporunu da geleceğe taşıyor.

    Kentteki cirit müsabakalarına katılan Uzmanlar Atlı Spor Kulübü Başkanı Cüneyt Sayım, yaklaşık 10 yıldır cirit yaptığını belirterek, “Cirit, anlatılmaz yaşanır. Bunu adlandıracak olursak iki canlının tek vücut olduğu bir spor dalıdır. Bu spor dalının dünyada bir benzeri yok. Bu spordaki adrenalin diğer sporlardaki gibi değildir.” dedi.

    “Osmanlı’da ‘çavgan’ adı verilmiş”

    Ciridin Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bir gelenek olduğunu ve Osmanlı döneminde de sultanların bu oyunu oynattığını dile getiren Sayım, şunları kaydetti:

    “Cirit, geçmişte savaşçıların ellerindeki mızrakları düşmana atma talimlerinden ortaya çıkan bir oyun. Mızrak atma antrenmanı daha sonra cirit oyununa dönüşmüş. Osmanlı’da buna ‘çavgan’ adı verilmiş. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ise cirit adını almış. Şu an yaklaşık 20 ilde bu sporla ilgilenen kulüpler var ama cirit, ağırlıklı olarak Erzurum ve Uşak’ta oynanmaktadır.”

  • Avrupa kentleşmede nerede hata yaptı

    Avrupa kentleşmede nerede hata yaptı

    Avrupa Birliği (AB) özelinde düşünüldüğünde Maastricht Anlaşması’na giden süreçte ve sonrasında neredeyse otuz yıldan fazla bir süredir, küreselleşmenin siyasi ve yönetsel ayağının ulus-ötesi oluşumlar tarafından gerçekleştirileceği hatta gelecekte bir vakit dünyanın tek bir devlet altında birleşebileceği rüyası ile birlikte, bu hedefin ana omurgasını kozmopolitleşmiş, çeşitliliği, demokrasiyi, katılımı ve farklılıkları benimsemiş kentler ve bu kentlerden oluşan bir ağ tarafından oluşturulacağı öngörüsü ciddi bir darbe aldı.

    İngiltere’nin AB’den çıkması ile sonuçlanan referandumdan tüm Avrupa’da güvenlik ve istikrarın zedelenmesine, terör saldırılarına kadar birçok gelişmeyi Avrupa’nın kentsel alanda yaşadığı krizlerle ilişkilendirmek mümkün. Zira bu gelişmeleri salt diplomasi ve iktisadi yapı odaklı analizlerle açıklamaya çalışmak yetersiz kalabilir. Göz ardı edilen mekânsal boyut ve Avrupa kentlerinin durumu üst ölçekte uluslararası dinamikleri inşa eden ve belirleyen çok önemli etkenleri oluşturuyor.

    AB’nin son yirmi yıldaki en önemli meydan okuması Avrupalılaşma değil, evrenselleşme, kimlik siyasetinden mümkün olduğu kadar arındırılmış bir dünya düzeni kurma mücadelesiydi. Bunun iki sebebi vardı. Birincisi, Avrupa kentlerinin yaşadıkları demografik dönüşüm ve bunun karşısında istikrarsızlaşan Orta Doğu.

    Yakın coğrafyasındaki gelişmeleri yönlendirmede başarılı olamayan AB, dış ve iç dinamiklerin baskısı altında alışılageldik kalıpların dışında Avrupa çapında geçmişten çok daha farklı bir kentleşme süreci yaşadı. Bu süreç, Avrupa kentlerini demografik, iktisadi ve göç hareketlerinin etkisi altında şekillendirdi.

    Avrupa kentleşmesi nerede çıkmaza girdi?

    Aslında Avrupa kentleşmesi merkez ülkelerde İkinci Dünya Savaşı sonrası 1970’lerde büyük ölçüde tamamlanmıştı. Avrupa’nın çevre ülkelerinde ise 1990’ların sonuna kadar devam etti. Ama Avrupa kentlerinin önemli bir kısmında yaşlanan, doğum oranlarının düşmesi sebebiyle gerileyen bir nüfus yapısı ortaya çıktı. Bu değişim, ekonomik dinamizmi koruma kaygıları ile bir araya geldi.

  • Burçin Terzioğlu: “Seri katil olurdum”

    Burçin Terzioğlu: “Seri katil olurdum”

    Poyraz Karayel dizisiyle tüm dikkatleri üzerine çeken başrol oyuncusu Burçin Terzioğlu dizinin final yapması sonrası hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.

    Bavul Dergi’ye röportaj veren ünlü oyuncu; “Çocuklara ve hayvanlara zarar verenler için değişik planlarım var. Yok yok, çok fazlalar, seri katil olurdum” dedi.

    “SERİ KATİL OLURDUM”
    “Bir suç işleyecek olsaydınız ne olurdu?” sorusuna, “Katil olurdum. Çocuklara ve hayvanlara zarar verenler için değişik planlarım var. Yok yok, çok fazlalar seri katil olurdum” diyen Terzioğlu, okulun haylaz kızlarındanmış… Okuldayken izin kâğıdı imzalayıp sattığını itiraf eden Terzioğlu, tahammül sınırları zorlandığında zor sakinleştiğini şu sözlerle dile getirdi: “Arada bir şeyler kırıyorum. Bir de ben söylenince komik oluyormuşum öyle diyorlar. Onlar gülünce daha da sinirleniyorum.”

  • Aşık Olmanın 9 Psikolojik Nedeni

    Aşık Olmanın 9 Psikolojik Nedeni

    Aşkın kimyası hakkında anlamadığımız çok şey var – toplumsal ve sosyal yapıların dışında psikolojik olarak da bir sırrı olduğuna eminiz.

    Yıllar boyunca neden “çift”leştiğimize dair birçok araştırma yapıldı ve bu araştırmalarda kullanılan kültürel normlar ve farklılar fazlasıyla kutuplaşmalara neden oldu. Yine de birçok sayıda bilim dalı insanların neden bir anda garip bir şekilde birbirlerine aşık olduklarını tam olarak bulamadı.

    İşte binlerce psikolojik araştırma sonrası ortak karara varılan aşk noktası:

    İnsanlar kendilerine benzeyen insanlara aşık olma eğilimindedir. Paylaşılan değerler, yaşam deneyimleri, çekicilik seviyeleri ve yaş büyük bir fark yaratabilir.

    Birinin size aşık olmasını istiyorsanız, onların karşı cinsten ebeveynlerini andırmanız size yardımcı olabilir. Bu saç ve göz rengi anlamına gelebilir ancak aynı zamanda yaş olarak da benzemeniz sizi ona çekecektir. Genç ebeveynlerin çocukları daha genç sevgili aramaya yönelir

    Kokunun cazibe konusunda rol oynadığına dair bazı kanıtları vardır. Örneğin, yumurtlama dönemindeki kadınlar, testosteronu fazla olan erkek kokularını daha fazla tercih edebilir. Ve erkekler, kadınların adet dönemlerindeki kokularını algılayabilirler.

    Açık/samimi duruşunuzu sürdürürseniz, bu sizi daha davetkar ve çekici hale getirebilir, karşınızdakinin ilgisini çekebilir.

    Boy çekicilik anlamında – özellikle erkeklerde – kısa vadede ve uzun vadede önemli bir rol oynayabilir.

    eyecan verici veya korkutucu deneyimleri paylaşmak, aşk merkezine atlamak için harika bir yol olabilir. Bu yüzden belkide beraber kahve içmeyi atlayıp, paraşütle atlayabilirsiniz?

    Siz ve beğendiğiniz kişi birbirinize yakın yaşarsanız, bunun bir beraberliğe dönüşme olasılığı daha fazladır çünkü sık sık karşılaşma yoluyla birbirinizi tanımanız mümkün olur.

    Gülmek, çekici görünmenin başka bir yoludur. Araştırmalar birçok insanın pozitif kişilere daha çok ilgi duyduğunu gösterir.

    Birine aşık olmanın en iyi yolu onu tanımaktır. Bilinen bir çalışma bunu yabancıların birbirlerine 45 dakika içinde 36 soru sormasıyla inceledi. Sonuçlar, insanların istediklerinde herkesle kısa zamanda yakınlık kurabileceğini gösterdi.

  • Popülistlerle nasıl mücadele edilmeli?

    Popülistlerle nasıl mücadele edilmeli?

    ize bir şey itiraf edeyim: Geceleri yatağıma uzandığımda ana akım siyasetin özlemiyle yanıp tutuşmuyorum. Onun yerine Fransa’nın güneybatısındaki evimde bir hafta geçirip kırlarda dolaşıyorum. Sonbahar güneşinin sıcaklığını sırtımda, ağaçların yaprakları sararmaya başlamış, yerli çiftçiler bağ bozumuna hazırlanıyor. İnsan bunları nasıl sevmez?

    Siyaset dünyasında ise sevilmeyecek o kadar çok şey var ki… Solda da sağda da iyi bir yıl geçiren ana akım lider sayısı çok az. Aslına bakarsanız, dikkate değer bir başarı görebilmek için epey bir uğraşmanız lazım.

    Kamuoyu araştırmaları, Le Pen ile Sarkozy veya Juppé arasında ikinci tur bir çekişme olacağını gösteriyor. Bu da sol, Le Pen’i alt edebilmek için geleneksel sağ kanattan bir adayı tercih etmek zorunda kalacak demek.

    Avrupa’nın popülizm çıkmazı

    Fransa’da önümüzdeki ilkbaharda seçime hazırlanan Cumhurbaşkanı François Hollande, hasarlı ürünlere benziyor. Fransız ekonomisi yüksek bir üretkenlik potansiyeli ve iyi eğitimli iş gücü avantajına sahip, ama sendikacılar ve Hollande’ın Sosyalist Partisi’nin diğer üyeleri, güçlü büyümeyi yeniden sağlayacak tedbirlerin yolunu tıkıyor. Diğer taraftan eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve eski Başbakan Alain Juppé, Hollande’a meydan okumak ve aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen’in önünü kesmek için merkez sağ muhalefetin kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor.

    Kamuoyu araştırmaları, Le Pen ile Sarkozy veya Juppé arasında ikinci tur bir çekişme olacağını gösteriyor. Bu da sol, Le Pen’i alt edebilmek için geleneksel sağ kanattan bir adayı tercih etmek zorunda kalacak demek. Le Pen’in kazanma ihtimali düşük, ama çoğu kimse, Haziran ayında Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması ile ilgili olarak yapılan oylama ve ABD’de Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığı kampanyası hakkında da böyle diyordu.

    Avrupa’nın en önemli siyasetçisi Almanya Başbakanı Angela Merkel, mültecilere kucak açma konusundaki ilkeli politikası yüzünden seçmenlerin öfkesini çekmiş durumda. Muhalefetteki Sol Parti, seçmen gücü anlamında pek muteber sayılmaz, ama aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi, göçmen karşıtı duyguları kullanıp yerel seçimlerde Merkel’in memleketi Mecklenburg-Batı Pomeranya dahil hükümet partilerine (yani Merkel’in partisi Hristiyan Demokratlar ve merkez sol Sosyal Demokratlara) yönelik desteği yavaş yavaş törpülüyor.

    İtalya’da Başbakan Matteo Renzi, can çekişen ülke ekonomisini canlandırmaya çalışırken hırçınlaşıyor. Eski Başbakan Silvio Berlusconi liderliğindeki, sabit temelleri olmayan merkez sağ muhalefet siyasetin kalabalığında kaybolmuş durumda ve artık başlıca rakipleri, popülist Beş Yıldız Hareketi ile ülkedeki siyaset müessesesine kibirden fazla bir şey sunmayan bölgesel politikacılar.

    İspanya’da muhalefetteki İspanyol Sosyalist İşçi Partisi’nden destek göremeyen, öte yandan ayrılıkçı Katalanların devam eden bağımsızlık talebiyle karşı karşıya kalan merkez sağcı Halk Partili Başbakan Mariano Rajoy, hükümet kurma mücadelesi içinde.

    Yaşlı ve dışlanmış, ağırlıklı olarak İngiltere’de yaşayan çalışan orta sınıf seçmenin Brexit’e evet oyu çıkardığı Birleşik Krallık’ta yeni Başbakan Theresa May ise partisini bir arada tutmaya çalışıyor. Bazı kabine üyeleri Avrupa’dan tam bir kopuş isterken, kimileri de daha makul, orta yolcu bir yaklaşım göstererek İngiliz mal ve hizmetlerinin en büyük pazarı olan Avrupa ile ticaretin sürdürülmesi için bastırıyor.

    Bu örneklerin de gösterdiği gibi, popülizm Avrupa genelinde – hatta İsveç ve Hollanda gibi beklenmedik yerlerde bile – yeniden diriliyor. Avrupa kıtası artık Trump’ın kendisini gayet evindeymiş gibi hissedebileceği bir yer haline gelmişken, kendisinin temsil ettiği, Batı’yı birleştirmeyi amaçlayan düzen karşıtı galeyana tepki göstermek şart oldu.

  • Cem Adrian’dan çok anlamlı kampanya

    Cem Adrian’dan çok anlamlı kampanya

    Cem Adrian, Trump Cadde’de 9 Mart’ta sahne alacak. Ünlüşarkıcı, cem sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımda, konseri izlemeye gelenlerin getirecekleriilkokul öğrencilerine hitap eden Kitapları, köy okulları için toplayacağını duyurdu.

    Ücretsiz gerçekleşecek konserde Cem Adrian, sevilen şarkılarınıseslendirecek.

  • Annesinin terk ettiği yavrulara işçiler bakıyor

    Annesinin terk ettiği yavrulara işçiler bakıyor

    Bursa’da yaklaşık bir ay önce konut inşaatının yapıldığı şantiyeye gelen bir köpeğin doğumdan sonra terk ettiği 10 yavruya sahip çıkan işçiler, sütle büyüttükleri yavrularla yemeklerini paylaşıyor, üşümemeleri için ellerinden geleni yapıyor.

    Merkez Nilüfer ilçesi Demirci Mahallesi’nde devam eden konut inşaatında çalışan işçilerin 10 yavru köpeğe gösterdiği ilgi, çevredeki vatandaşların ve duyanların takdirini topluyor.

    Çoğu gurbetten gelerek soğuk hava şartlarında kendilerinin ve ailelerinin geçimini sürdürmek için alın teri döken 6 inşaat işçisi, yaklaşık bir ay önce annelerinin şantiyede doğum yaptıktan sonra terkettiği yavru köpeklerle yakından ilgileniyor.

    İlk günden bu yana sütle besledikleri yavrularla yemeklerini paylaşan, yağışlı havalarda üşümemeleri için yalıtımlı özel bölümler yapan işçiler, bekçi kulübesini de bu köpeklere tahsis etti.

    Şantiye sorumlusu Bahattin Ergene, yaptığı açıklamada, hayvan sevgisinin tarif edilemez bir duygu olduğunu söyledi.

    Bekçi kulübesinde işçilerin destekleriyle yaşayan yavru köpeklerin anne özlemi çektiklerini söyleyen Ergene, yavru köpeklerin daha iyi bir ortamda bakılması için yetkililerden ve hayvanseverlerden destek beklediklerini sözlerine ekledi.