Etiket: 2023

  • TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NDEN YENİ VARYANT UYARISI: “COVID-19 BİTMEDİ, HALEN HAYATIMIZDA DURUYOR. AŞI KARARSIZLIĞIYLA MÜCADELE DAHİL TOPLUM SAĞLIĞINA YÖNELİK HER TÜRLÜ DÜZENLEMENİN YAPILMASI GELECEK İÇİN HAYATİ ÖNEMDEDİR”

    TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NDEN YENİ VARYANT UYARISI: “COVID-19 BİTMEDİ, HALEN HAYATIMIZDA DURUYOR. AŞI KARARSIZLIĞIYLA MÜCADELE DAHİL TOPLUM SAĞLIĞINA YÖNELİK HER TÜRLÜ DÜZENLEMENİN YAPILMASI GELECEK İÇİN HAYATİ ÖNEMDEDİR”

    Türk Tabipleri Birliği (TTB), Covid-19 salgının yeni varyantlarla sürdüğüne dikkat çekerek, “COVID-19 bitmedi, halen hayatımızda duruyor. Yaşlı ve kronik hastalar başta olmak üzere toplumun hem COVID-19 hem de diğer bulaşıcı hastalıklardan korunması için gerekli önlemlerin alınması, COVID-19 salgını süresince yapılan hatalardan ders çıkarılıp aşı kararsızlığıyla mücadele dahil toplum sağlığına yönelik her türlü düzenlemenin toplumun da içinde olduğu şekilde yapılması gelecek için hayati önemdedir” çağrısında bulundu.

    TTB, Covid-19 salgınının yeni varyantlar nedeniyle tekrar risk oluşturabileceğine dikkat çekti. TTB, aşı kararsızlığıyla da mücadele edilmesi gerektiğini belirterek vaka sayılarının artma ihtimaline karşı uyardı. TTB tarafından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklama şöyle:

    “COVID-19 pandemisinin başlangıcının ardından üç buçuk yıl geçmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 16 Ağustos 2023 tarihine kadar dünyada 769 milyon 806 bin 130 kesinleşmiş vaka ve buna bağlı olarak 6 milyon 955 bin 497 ölüm meydana gelmiştir. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı’nın toplam vefat sayısı olarak paylaştığı 102 bin 174 sayısına rağmen Türk Tabipleri Birliği’nin fazladan ölüm çalışmalarının da gösterdiği üzere pandemi kaynaklı 300 binden fazla ölümün olduğunu biliyoruz.

    “SON AYLARDA COVID-19 GÜNLÜK VAKA SAYISI 100 BİNİN ALTINDA, ÖLÜM SAYISI İSE BİNİN ALTINDA OLMAKLA BİRLİKTE HALEN SALGININ SÜRDÜĞÜ GÖRÜLMEKTEDİR”

    Salgın küresel afet ilan edildikten sonra ve en yıkıcı zamanlarında dahi Türkiye’deki kamu otoritesi, ilgili emek ve meslek örgütleriyle akademiyle ilgili dernek ve kurumlarla işbirliği yapmamıştır. Aşı öncesi dönemdeki tüm kararlarında toplumun sağlığı yerine sermayenin çıkarlarını tercih ettiğini net biçimde göstererek ülkeyi adeta sürü bağışıklığına sürüklemiştir. Yetersiz, bilimsel olmayan düzenlemeler salgının yayılımını önleyemediği gibi sosyal ve maddi olarak bir başına bırakılan toplum için salgını adeta işkence haline getirerek salgına karşı toplumsal direnci kırmıştır. Üstelik, ülkede COVID-19 ile ilgili alınan önlemlere uymayanlara verilen cezalar da affedilmiştir. Bu yolla salgınla mücadele politik kararlılığının yetersizliği de açıkça ilan edilmiştir. Günümüze kadar uygulanan yanlış politikalar, ileride bulaşıcı hastalıkların oluşturabileceği ciddi tehlikelere verilebilecek toplumsal cevabı da zayıflatmıştır. Salgın taramalarının neredeyse hiç yapılmadığı bu dönemde dahi dünyadan gelen verilerde, son aylarda COVID-19 günlük vaka sayısı 100 binin altında, ölüm sayısı ise binin altında olmakla birlikte halen salgının sürdüğü görülmektedir.

    “ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE YENİ VARYANTLAR NEDENİYLE VAKA SAYILARININ ARTABİLECEĞİNDEN BAHSEDİLMEKTEDİR”

    Salgının hastanelere yansıyan yükü azalmış olmakla birlikte virüs gelişimini sürdürmektedir. DSÖ’nün izleme aldığı iki yeni Omicron alt varyantı; EG.5 (Eris) ve BA.2.86’dır. Bunlardan Eris tüm dünyada azalan taramalara karşın, salgında ‘yaz piki’ne yol açmış ve hastaneye yatışlara da yansımıştır. Pirola olarak adlandırılan BA.2.86 ise ‘hipermutant’tır. Aşı ve hastalıkla ilişkili bağışıklıktan kaçabileceği endişe vericidir. Önümüzdeki süreçte yeni varyantlar nedeniyle vaka sayılarının artabileceğinden bahsedilmektedir. DSÖ ve ilgili kuruluşlar salgın taramalarının sürdürülmesi ve yeni sezonda, sonbaharda, ileri yaş ve eşlikçi hastalıkları olanların aşı tekrarı ve bireysel önlemler ile korunmalarının önemine dikkat çekmektedir.

    “SAĞLIK BAKANI’NIN SÖYLEDİĞİ GİBİ YENİ VARYANTLARIN ÜLKEMİZDE GÖRÜLMEDİĞİNİ SÖYLEMEK KANITA DAYALI DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ TEST YAPILMAZSA VİRÜS DE TESPİT EDİLEMEZ”

    Hekimler tüm yaz boyunca süregiden ‘yaz gribi’ gibi alışılmadık bir salgın ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmektedir. Ancak bireysel ve atık su taramaları yapılmadığı için ülkemizde ‘yaz gribi’ ve ‘ishal’ salgınları ile COVID-19 yeni varyantları arasındaki bağlantı kurulamamaktadır. Dolayısıyla Sağlık Bakanı’nın söylediği gibi yeni varyantların ülkemizde görülmediğini söylemek kanıta dayalı değildir. Çünkü test yapılmazsa virüs de tespit edilemez. Ayrıca salgının yeniden alevlenmesine yönelik bir hazırlık da görülmemektedir. Sağlık Bakanlığı web sitesinde COVID-19’a yönelik paylaşılan son veriler Mart 2023’e aittir. Dolayısıyla Sağlık Bakanı’nın konuyla ilgili son açıklamaları da yalnızca salgının eskisi gibi yıkıcı olmayacağına dair teselliye yönelik kalmıştır. Türk Tabipleri Birliği olarak aşı eşitsizliğine ve gittikçe güçlenen aşı kararsızlığına ulusal ve uluslararası düzeyde sürekli dikkat çeksek de hem ulusal hem uluslararası yetkili kuruluşlar, ne aşı eşitsizliği ne de aşı kararsızlığı ve aşı karşıtlığıyla mücadele konusunda yeterli çabayı göstermişlerdir.

    “ÜLKEDEKİ MEVCUT COVID-19 AŞISI ÇEŞİTLERİ VE SAYISI HAKKINDA TOPLUMU BİLGİLENDİRMEK VE GEREKTİĞİNDE AŞILANMAYA TEŞVİK ETMEK SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN ÖNCELİKLİ GÖREVİDİR”

    Geldiğimiz noktada, Türkiye nüfusunda COVID-19 aşısı ile iki doz aşılananların oranı yüzde 62,4’tür. Üç doz aşılananların oranı ise yalnızca yüzde 33,1’dir. 2023 senesinde yapılan toplam COVID-19 aşısı sayısı yaklaşık 110 bin, içinde olduğumuz ağustos ayında ise bu sayı yalnızca bin civarındadır. Öyle bir noktadayız ki, ülkedeki sağlık çalışanlarının dahi önemli bir kısmı COVID-19 aşılarından bazılarına güven duymamaktadır. Aşı kararsızlığı, önümüzdeki salgınlar için acil olarak başa çıkmamız gereken en önemli konulardan biri olarak karşımızdadır. Ülkedeki mevcut COVID-19 aşısı çeşitleri ve sayısı hakkında toplumu bilgilendirmek ve gerektiğinde aşılanmaya teşvik etmek Sağlık Bakanlığı’nın öncelikli görevidir.

    “COVID-19 SALGINI SÜRESİNCE YAPILAN HATALARDAN DERS ÇIKARILIP AŞI KARARSIZLIĞIYLA MÜCADELE DAHİL TOPLUM SAĞLIĞINA YÖNELİK HER TÜRLÜ DÜZENLEMENİN TOPLUMUN DA İÇİNDE OLDUĞU ŞEKİLDE YAPILMASI GELECEK İÇİN HAYATİ ÖNEMDEDİR”

    COVID-19 bitmedi, halen hayatımızda duruyor. Yaşlı ve kronik hastalar başta olmak üzere toplumun hem COVID-19 hem de diğer bulaşıcı hastalıklardan korunması için gerekli önlemlerin alınması, COVID-19 salgını süresince yapılan hatalardan ders çıkarılıp aşı kararsızlığıyla mücadele dahil toplum sağlığına yönelik her türlü düzenlemenin toplumun da içinde olduğu şekilde yapılması gelecek için hayati önemdedir.”

     

     

  • TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KORAMAZ: “ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNE GÖREV VERİLMESİ BİLİRKİŞİLİĞİN TİCARİ BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ SONUCUNU DOĞURACAKTIR”

    TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KORAMAZ: “ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNE GÖREV VERİLMESİ BİLİRKİŞİLİĞİN TİCARİ BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ SONUCUNU DOĞURACAKTIR”

    Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “Özel hukuk tüzel kişilerine görev verilmesi, bilirkişiliğin ticari bir yapıya dönüştürülmesi sonucunu doğuracaktır. Bilirkişiliğin kamusal niteliğinin kârlılık bazlı ekonomik çıkar odaklı çalışan şirketlerle bağdaşması olanaklı değildir. Bilirkişilik hizmetinin gerçek kişiler tarafından yürütülürken dahi, meslek olarak algılanmaması gerektiğinin sıklıkla dile getirildiği ve hali hazırda bu anlamda ciddi sorunlar yaşandığı göze alındığında özel hukuk tüzel kişilerinin bu sorunu artıracağı da açıktır. Öte yandan bilirkişilik faaliyetinin özel hukuk tüzel kişilerine açılmasında bir kamu yararı da bulunmamaktadır” dedi.

    TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, ticari şirketlerin bilirkişilik yapmasının önünün açılmasına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Koramaz, şunları söyledi:

    “YENİ BİLİRKİŞİLİK DÖNEMİ İLE BİLİRKİŞİLİK TEMEL İŞLEVİNDEN SAPTIRILARAK BİR MESLEK HALİNE GETİRİLMİŞTİR”

    “2016 tarihinden itibaren 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanunu, ardından 2017 tarihinde yayımlanan Bilirkişilik Uygulama Yönetmeliği ile bilirkişilik alanında yeni bir dönem başlamış, hizmet alanı kökten değiştirilmiştir. Yeni bilirkişilik dönemi ile bilirkişilik temel işlevinden saptırılarak bir meslek haline getirilmiş ve TMMOB alandan tamamen dışlanmış, Bilirkişilik Danışma Kurulu’nda bir temsilci bulundurma dışında bir rol verilmemiştir. Ülkemizin en önemli Anayasal kuruluşlarından biri olan TMMOB ve bağlı odaları ülke kalkınmasında ve ekonomisinde yaşamsal işleve sahip meslekleri bünyesinde barındırmaktadır. Ancak 6754 sayılı yasa ile mesleki uzmanlık alanlarımızın, bilirkişilik hizmeti veren/verecek olan üyelerimizin mesleki yeterliliklerinin belirlenmesi ve sicillerinin tutulması gibi süreçlerdeki etkinliğimiz kısıtlanmış ve mümkün olan en doğru biçimde yerine getirilmesi yönündeki çabalarımızın önü kesilmiştir.

    “DAHA ÖNCE UYGULAMASI OLMAYAN BİÇİMDE, ÖZEL TİCARİ ŞİRKETLERİN BİLİRKİŞİLİK YAPABİLMESİNİN ÖNÜ AÇILMIŞTIR”

    Sürecin devamında, Cumhurbaşkanı tarafından 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan ve 30 Nisan 2021 tarih, 31470 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın eylem planında 3.6.k. olarak tanımlı faaliyet ile ‘Öncelikle taşınmaz ve motorlu taşıt değerleme ile muhasebe alanlarında olmak üzere özel hukuk tüzel kişilerinin bilirkişilik yapabilmelerine ilişkin uygulama geliştirilecektir’ denilmek suretiyle, daha önce uygulaması olmayan biçimde, özel hukuk tüzel kişilerinin yani ticari şirketlerin bilirkişilik yapabilmesinin önü açılmıştır. Son olarak da 8 Ağustos 2023 tarihli Anadolu Ajansı’nın haberine göre; Adalet Bakanı tarafından: ‘Bugün itibarıyla gayrimenkul alanında özel hukuk tüzel kişi bilirkişilik uygulaması ülke genelinde başlamış oluyor’ şeklindeki açıklaması ile ticari şirketlerin bilirkişilik yapması süreci fiilen başlatılmıştır.

    “KURUMSAL BİR HİZMETİN TİCARİLEŞTİRİLMESİ FELAKETLERE AÇIK BİR DAVETİYEDİR”

    6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Hatay depremlerinde de açıkça görüldüğü üzere, kamusal bir hizmetin ticarileştirilmesi felaketlere açık bir davetiyedir. Özel ve teknik konularda görüşüne başvurulan bilirkişiler adaletin yerini bulmasına hizmet eden bir araç olmalarının yanı sıra aynı zamanda bir kamu hizmeti görmektedir. Bilirkişiler tarafından verilen görüşün tarafsız ve bağımsız olabilmesi için bilirkişinin görüş oluştururken hiçbir etki altında kalmaması gereği açıktır. Bu bağımsızlık ve tarafsızlık yalnızca uyuşmazlığın taraflarına karşı değil; aynı zamanda Adalet Bakanlığına, hakime, savcıya, siyasal iktidara, basına ve kamuoyuna karşı da olmak durumundadır. Aksi halde adil yargılamadan söz edilmesi olanaklı değildir.

    “ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNE GÖREV VERİLMESİ BİLİRKİŞİLİĞİN TİCARİ BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ SONUCUNU DOĞURACAKTIR”

    Özel hukuk tüzel kişileri, yani şirketler ise belirli ekonomik gayeler ışığında kurulan ve netice itibariyle kâr odaklı çalışan yapılardır. Özel hukuk tüzel kişilerine görev verilmesi bilirkişiliğin ticari bir yapıya dönüştürülmesi sonucunu doğuracaktır. Bilirkişiliğin kamusal niteliğinin kârlılık bazlı ekonomik çıkar odaklı çalışan şirketlerle bağdaşması olanaklı değildir. Bilirkişilik hizmetinin gerçek kişiler tarafından yürütülürken dahi, meslek olarak algılanmaması gerektiğinin sıklıkla dile getirildiği ve hali hazırda bu anlamda ciddi sorunlar yaşandığı göze alındığında özel hukuk tüzel kişilerinin bu sorunu artıracağı da açıktır. Öte yandan bilirkişilik faaliyetinin özel hukuk tüzel kişilerine açılmasında bir kamu yararı da bulunmamaktadır.

    “İŞVERENE EKONOMİK BAĞLILIĞI OLAN KİŞİNİN, HERKESE KARŞI BAĞIMSIZ OLDUĞUNA YÖNELİK BİR İFADE SADECE KÂĞIT ÜZERİNDE KALMAYA MAHKUMDUR”

    Yine özel hukuk tüzel kişisi çalışanları da işin doğası gereği işverene ekonomik bağımlılığı olan emeği karşılığında tüzel kişiden ücret alan yani ekonomik bir menfaat elde eden kişilerdir. Bir işverene ekonomik bağlılığı söz konusu olan bir kişinin, herkese karşı bağımsız olduğuna yönelik bir ifade sadece kâğıt üzerinde kalmaya mahkum bir ifadedir. Bilirkişilerin sahip olması gereken nitelikler arasında yer alan; dürüstlük, güvenirlik, sır saklama, sadakat ve özen yükümlülüğü, yasaklılık ve ret müesseseleri özel hukuk tüzel kişilerince karşılanabilecek ve işlerlik kazanabilecek nitelikler değildir. Öte yandan, Adalet Bakanı tarafından bahse konu edilen taşınmaz değerlemesi, meslek alanlarımızı doğrudan ilgilendirdiği için daha derin bir irdelemeyi gerektirmektedir. Taşınmaz değerlemesinin özel hukuk tüzel kişilerine açılması ile bu alanın gayrimenkul değerleme şirketlerine terk edileceği açıktır. Her ne kadar bu şirketlerde SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanları çalıştırılsa da yaşanan deneyimler mühendislik, mimarlık diplomasına sahip olmayan değerleme uzmanlarının çoğunun binaların yapısal sorunları hakkında fikir yürütmekten uzak olduklarını, proje okumasını bilmediklerini, hatta yapı sınıf ve gruplarını dahi ayırt edemediklerini ortaya koymuştur.

    “BU ALANIN GAYRİMENKUL DEĞERLEME ŞİRKETLERİNE AÇILMASI ADALET TERAZİSİNİN DENGESİNİ ONARILMAZ ŞEKİLDE BOZACAKTIR”

    Hal böyleyken ve TMMOB olarak bilirkişilik heyetlerinde ancak ve ancak SPK lisanslı mühendis ve mimarların görevlendirilmesi gerektiğini savunurken, bu alanın bir de gayrimenkul değerleme şirketlerine açılması adalet terazisinin dengesini onarılmaz şekilde bozacaktır. Bu değerlendirmelerimiz kapsamında bir kez daha tekrar ediyoruz; özel hukuk tüzel kişilerinin yani şirketlerin bilirkişilik yapmasına olanak tanıyacak düzenlemelerden kaçınılması ve Bilirkişilik Kanunu’nun bu düzenlemelere cevaz veren hükümlerinin de acilen kaldırılması gerekmektedir.”

     

  • AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI’NDAN KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUĞUN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ AÇIKLAMA: “İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ ÇOCUĞUMUZUN VÜCUDUNDA HERHANGİ BİR DARP İZİNE RASTLANMAMIŞTIR”

    AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI’NDAN KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUĞUN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ AÇIKLAMA: “İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ ÇOCUĞUMUZUN VÜCUDUNDA HERHANGİ BİR DARP İZİNE RASTLANMAMIŞTIR”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, koruma ve bakım altındaki A.K.’nin ölümüyle ilgili “Hastanede A.K.’nın vefatının genetik veya metabolik bir hastalıktan kaynaklı olabileceği belirtilerek otopsi yapılmıştır. Ailenin A.K.’nın vefatının ardından kurumumuzu suçlayıcı iddiaları üzerine kamera kayıtları incelenmiş olup, herhangi bir ihmalin söz konusu olmadığı görülmüştür. Haberlerde iddia edildiği gibi çocuğumuzun vücudunda herhangi bir darp izine rastlanmamıştır” açıklamasını yaptı.

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, koruma ve bakım altındayken hayatını kaybeden A.K.’de darp izleri olduğu iddialarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bakanlığın açıklaması şöyle:

    “Bazı basın yayın organlarında koruma ve bakım altında bulunan A.K’nın hayatını kaybetmesi üzerine çıkan haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur. A.K, ailesinin talebi üzerine 20.08. 2023 tarihinde kuruluşumuza teslim edilmiş, savcılık talimatı ile koruma altına alınmıştır. 27.08.2023 tarihinde A.K’nın, karın ağrısı ve kabızlık şikayetleri üzerine kurum hemşiresine bilgi verilmiş, akabinde sağlık personellerimiz tarafından gerekli ilk tedavi yapılmıştır.

    “HASTANEDE A.K’NIN VEFATININ GENETİK VEYA METABOLİK BİR HASTALIKTAN KAYNAKLI OLABİLECEĞİ BELİRTİLEREK OTOPSİ YAPILMIŞTIR”

    İlk tedaviye rağmen A.K’nın hastalık halinin devam etmesi üzerine, çocuğumuzun hastaneye sevki gerçekleştirilmiş ve hastanede 1 gün müşahede altında tutulmuştur. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen A.K hayatını kaybetmiştir. Hastanede A.K’nın vefatının genetik veya metabolik bir hastalıktan kaynaklı olabileceği belirtilerek otopsi yapılmıştır.

    “HABERLERDE İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ ÇOCUĞUMUZUN VÜCUDUNDA HERHANGİ BİR DARP İZİNE RASTLANMAMIŞTIR”

    Ailenin A.K’nın vefatının ardından kurumumuzu suçlayıcı iddiaları üzerine kamera kayıtları incelenmiş olup, herhangi bir ihmalin söz konusu olmadığı görülmüştür. Haberlerde iddia edildiği gibi çocuğumuzun vücudunda herhangi bir darp izine rastlanmamıştır. Yaşanan vefatın derin üzüntüsünü paylaşarak, sürecin yakından takipçisi olacağımızı ve soruşturmanın titizlikte sürdüğünü kamuoyunun bilgisine sunarız.”

     

  • AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI’NDAN İNŞAATTA ÖLÜ BULUNAN KIZ ÇOCUĞU HAKKINDA AÇIKLAMA: “KURULUŞUMUZDAN İZİNLİ OLARAK AYRILAN Y.C.İ, İZİN SÜRESİ BİTİMİNDE KURULUŞA DÖNMEMİŞTİR. PERSONELLERİMİZ VEFAT EDEN KİŞİNİN Y.C.İ. OL

    AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI’NDAN İNŞAATTA ÖLÜ BULUNAN KIZ ÇOCUĞU HAKKINDA AÇIKLAMA: “KURULUŞUMUZDAN İZİNLİ OLARAK AYRILAN Y.C.İ, İZİN SÜRESİ BİTİMİNDE KURULUŞA DÖNMEMİŞTİR. PERSONELLERİMİZ VEFAT EDEN KİŞİNİN Y.C.İ. OL

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 17 yaşındaki kız çocuğunun Bursa’da inşaatta ölü bulunmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “23 Ağustos 2023 tarihinde kuruluşumuzdan izinli olarak ayrılan Y.C.İ, izin süresi bitiminde kuruluşa dönmemiş, bunun üzerine kuruluş görevlilerimiz ivedilikle kolluk kuvvetlerine kayıp bildiriminde bulunmuştur.  Gelen ihbar üzerine olay yerine intikal eden personellerimiz vefat eden kişinin Y.C.İ. olduğunu doğrulamıştır. Olayla ilgili olduğu tespit edilen 3 kişi gözaltına alınmış, adli süreç devam etmektedir” denildi.

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 17 yaşındaki kız çocuğunun Bursa’da inşaatta ölü bulunması üzerine bu akşam yazılı basın açıklaması yaptı. Bakanlığın açıklaması şöyle:

    “Bazı basın yayın organlarında yer alan ‘17 Yaşındaki Kız Çocuğu İnşaatta Ölü Bulundu’ başlıklı haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur. Haberlere konu olan Y.C.İ, 26 Ekim 2021 tarihinden itibaren Bakanlığımıza ait bir kuruluşta koruma ve bakım altında tutulmuştur. 23 Ağustos 2023 tarihinde kuruluşumuzdan izinli olarak ayrılan Y.C.İ, izin süresi bitiminde kuruluşa dönmemiş, bunun üzerine kuruluş görevlilerimiz ivedilikle kolluk kuvvetlerine kayıp bildiriminde bulunmuştur.  Gelen ihbar üzerine olay yerine intikal eden personellerimiz vefat eden kişinin Y.C.İ. olduğunu doğrulamıştır. Olayla ilgili olduğu tespit edilen 3 kişi gözaltına alınmış, adli süreç devam etmektedir. Bakanlık olarak suçluların en ağır cezayı alması için davaya müdahil olarak hukuki sürecin yakından takipçisi olacağız.”

  • FİLENİN SULTANLARI, AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA BELÇİKA’YI 3-1 YENEREK ÇEYREK FİNALE YÜKSELDİ

    FİLENİN SULTANLARI, AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA BELÇİKA’YI 3-1 YENEREK ÇEYREK FİNALE YÜKSELDİ

    Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası son 16 turunda Belçika’yı 3-1 yenerek çeyrek finale yükseldi.

    Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası son 16 turunda Belçika’yla Brüksel’deki Palais 12 Salonu’nda, bugün saat 18.00’de karşı karşıya geldi. Filenin Sultanları, Belçika’yı setlerde 3-1 mağlup ederek çeyrek finale yükseldi. İlk seti Filenin Sultanları 25-22 aldı. İkinci seti ise Belçika 16-25 kazandı. Üçüncü seti 25-15 kazanan A Milli Kadın Voleyboy Takımı 4. seti de 32-30 alarak Belçika’yı 3-1 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi. 

    Filenin Sultanları çeyrek finalde Polonya-Almanya maçının galibiyle karşılaşacak.

  • LALE KARABIYIK: “21 YILLIK AKP İKTİDARINDA ÖĞRENCİ SAYISI ARTMASINA RAĞMEN EĞİTİM BÜTÇESİNDE ARTIŞ GERÇEKLEŞMEMİŞTİR”

    LALE KARABIYIK: “21 YILLIK AKP İKTİDARINDA ÖĞRENCİ SAYISI ARTMASINA RAĞMEN EĞİTİM BÜTÇESİNDE ARTIŞ GERÇEKLEŞMEMİŞTİR”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 2000’li yılların başında 10 milyar lira olan eğitim bütçesinin geçtiğimiz yıl 274 milyar lira olduğunu belirterek en büyük bütçeyi eğitime ayırdıklarını söylemiş. 21 yıllık AKP iktidarında öğrenci sayısı artmasına rağmen eğitim bütçesinde artış gerçekleşmemiştir. Bütçeyi rakamsal değil oransal olarak analiz etmek gerekir” açıklamasını yaptı.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçeyle ilgili sözlerine ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Karabıyık’ın paylaşımı şöyle:

    “RAKAMLARLA OYNAYARAK TOPLUMU YANILTMAK DOĞRU OLMAMIŞTIR”

    “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 2000’li yılların başında 10 milyar lira olan eğitim bütçesinin geçtiğimiz yıl 274 milyar lira olduğunu belirterek en büyük bütçeyi eğitime ayırdıklarını söylemiş. 21 yıllık AKP iktidarında öğrenci sayısı artmasına rağmen eğitim bütçesinde artış gerçekleşmemiştir. Bütçeyi rakamsal değil oransal olarak analiz etmek gerekir.

    Millî Eğitim Bakanlığı 2023 yılı bütçesi, 435.351.082.000 TL olarak belirlenmiştir. 2002 yılında Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya (GSYH) oranı yüzde 2.24 iken 2023 yılında bu oran sadece yüzde 2,3 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca Merkezi bütçe yatırım ödeneğinden MEB yatırımlarına 2002 yılında ayrılan pay yüzde 22,34 iken bu oran 2023 yılında yüzde 12,65 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, 2023 yılında bu oran yüzde 9,17’ye gerilemiştir. Rakamlarla oynayarak toplumu yanıltmak doğru olmamıştır.”

     

  • DOĞAN HOLDİNG’DEN VUSLAT DOĞAN SABANCI VE ALİ SABANCI’NIN SAĞLIK DURUMUNA İLİŞKİN AÇIKLAMA: “GEÇİRMİŞ OLDUKLARI OPERASYONLAR BAŞARIYLA SONUÇLANMIŞTIR. TEDAVİLERİ TİTİZLİKLE DEVAM ETMEKTEDİR”

    DOĞAN HOLDİNG’DEN VUSLAT DOĞAN SABANCI VE ALİ SABANCI’NIN SAĞLIK DURUMUNA İLİŞKİN AÇIKLAMA: “GEÇİRMİŞ OLDUKLARI OPERASYONLAR BAŞARIYLA SONUÇLANMIŞTIR. TEDAVİLERİ TİTİZLİKLE DEVAM ETMEKTEDİR”

    Doğan Holding, Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı ve eşi Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı’nın sağlık durumlarına ilişkin, “Geçirmiş oldukları operasyonlar başarıyla sonuçlanmıştır. Tedavileri titizlikle devam etmektedir” açıklamasını yaptı.

    Doğan Holding, Yunanistan’da deniz kazası geçiren Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı ve eşi Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı’nın sağlık durumlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Holding tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:

    “Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı ve eşi Ali Sabancı’nın 24 Ağustos 2023 tarihinde yaşadıkları deniz kazasının ardından cuma günü geçirmiş oldukları operasyonlar başarıyla sonuçlanmıştır. Tedavileri titizlikle devam etmektedir. Sağlık durumlarıyla ilgili güncel bilgilendirme Doğan Holding ve Esas Holding tarafından paylaşılmaya devam edilecektir.”

     

     

  • METEOROLOJİ UYARDI: “DOĞU AKDENİZ İLE İÇ ANADOLU’NUN DOĞUSUNDA YEREL KUVVETLİ YAĞIŞ BEKLENİYOR”

    METEOROLOJİ UYARDI: “DOĞU AKDENİZ İLE İÇ ANADOLU’NUN DOĞUSUNDA YEREL KUVVETLİ YAĞIŞ BEKLENİYOR”

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), yarından itibaren Adana, Hatay, Osmaniye, Mersin’in iç kesimleri, Kahramanmaraş’ın batısı, Kayseri’nin güney ve doğusu, Sivas’ın güneyi ile Niğde’nin doğusunda yerel kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiğini bildirerek, vatandaşları yaşanabilecek olumsuzluklara karşı uyardı.

    Meteoroloji’den bugün yapılan açıklamada; Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin doğusunda yarından itibaren yerel kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiği belirtildi. Meteoroloji’den yapılan duyuru şöyle:

    “Yapılan son değerlendirmelere göre; 28.08. 2023 Pazartesi günü Adana, Hatay, Osmaniye, Mersin’in iç kesimleri, Kahramanmaraş’ın batısı, Kayseri’nin güney ve doğusu, Sivas’ın güneyi ile Niğde’nin doğusunda yerel kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiğinden sel, su baskını, yıldırım, ulaşımda aksamalar, yağış anında kuvvetli rüzgar ve yerel dolu yağışı gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.”

     

  • BAŞKAN SOYER: KAMU MALINI EKSİLTMEDİK ARTIRDIK

    BAŞKAN SOYER: KAMU MALINI EKSİLTMEDİK ARTIRDIK

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 2019’da göreve gelmesinin ardından pandemi, tsunami, depremler gibi felaketlere ve ekonomik krize rağmen yatırımlar ve hizmetler aksatılmadan sürdürüldü. Mali tasarrufların yanı sıra bütçeye ek katkı sağlayacak çözümler üreten Büyükşehir Belediyesi, kamulaştırmalara da hız kazandırdı. Başkan Tunç Soyer’in döneminde kamulaştırmaya harcanan tutar, taşınmazların satışından elde edilen geliri aştı. Kamusal kullanıma uygun olmayan, genellikle ıslah uygulamaları ile belediyeye geçmiş küçük parsellerdeki taşınmaz satışıyla da hem sağlıklı çevre ve düzenli kentleşmeyi sağlamak, işgalleri sonlandırmak ve alanları ekonomiye kazandırmak hem de bütçeye ek gelir sağlamak hedeflendi.

    Konuyla ilgili olarak İzmir Büyükşehir Belediyes’nden bugün yapılan yazılı açıklamada,  Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’in kalkınması ve gelişmesi için yatırımlara ara vermeden devam ettiği belirtildi. Soyer, “Projelerimizi hayata geçirirken yurttaşlarımızın ve kentin ihtiyaçları doğrultusunda planlama yapıyor, gerektiğinde kamulaştırma yaparak yolumuza devam ediyoruz. Ekonomik krize rağmen yatırım ve projelerimizi aksatmadan sürdürmek için ek kaynak yaratıyor ve her türlü olumsuz koşula rağmen çözüm üretiyoruz” dedi.

    “EKSİLTMEDİK, ARTIRDIK”

    Başkan Tunç Soyer, “Mezarlık alanı açılmasından, altyapıya kadar birçok yatırımı hayata geçirmek için kamulaştırma yapmak zorunda kaldık. Hazinenin bedelsiz arazi tahsis etmesi gereken yatırımların önünü kamulaştırma ile açtık. Sattığımızdan fazlasını aldık, krize rağmen kamu malını eksiltmedik, artırdık” dedi.

    Gelir getiren tesisler ve imar rantı sağlayacak arazilerin satışı gibi uygulamalara ise asla başvurmadıklarını vurgulayan Başkan Soyer, “İzmirlinin malını kimseye peşkeş çekmedik. Aksine Fırat Fidanlığı gibi paha biçilemez bir araziyi Yaşayan Park’a dönüştürüp halkımızın kullanımına açtık. Yıldız Sineması, Bıçakçı Han gibi şehrin göbeğindeki simge binaları kamulaştırıp kentin kültür yaşamına kazandırdık. İzmirlinin parasını İzmirlinin yaşam standardını yükseltmek için harcadık” dedi.

    SATILANDAN FAZLASI KAMUYA KAZANDIRILDI

    Seçimden sonra, 1 Nisan 2019’dan 2023 yılının Temmuz ayına kadar 1 milyar 185 milyon 689 bin liranın üzerinde kamulaştırma, 1 milyar 64 milyon 416 bin liralık da taşınmaz satışı yapıldı. Yeni yollar, meydanlar ve kavşaklar açmak, yeşil alanları artırmak, spor salonları, alt-üst geçitler, itfaiye tesisleri inşa etmek, otopark ve mezarlık alanları ile kentsel dönüşüm-gelişim alanları oluşturmak, arkeolojik kazılar için uygun alan hazırlamak, kente sağlıklı içme suyu sağlamak, kanal, yağmur suyu, içme suyu ve arıtma tesisi yatırımı yapabilmek amacıyla ihtiyaç duyulan her yerde kamulaştırma yapan Büyükşehir Belediyesi, yeni dönemde sattığı taşınmazlardan daha fazlasını kamuya kazandırdı.

    KAMUSAL KULLANIMA KONU ALANLAR DIŞINDA KALANLAR

    Genellikle ıslah imar planı uygulamaları kapsamında oluşmuş parsellerdeki taşınmazlar satışa çıkarıldı. Meskun alanlarda ve birbirinden farklı konumlarda bulunan, bitişiğinde ve çevresinde ıslah imar planı ile yapılaşmaları tamamlanan, bir kısmı süreç içinde işgale açık hale gelen, bir kısmı yine ıslah imar planı uygulamaları ile vatandaşa ait olan zemin üstü taşınmazlar bulunan ve imar planlarında kamusal kullanıma konu alanlar dışında kalan taşınmazlarda işlem yapıldı.

     

     

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİR’DEN 2023 ÇOCUĞA SÜNNET ŞÖLENİ

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR’DEN 2023 ÇOCUĞA SÜNNET ŞÖLENİ

    Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), geleneksel hale getirdiği “Toplu Sünnet Şöleni”ni bu yıl 2 bin 23 çocuk ve ailesinin katılımıyla düzenledi. Altınpark’ta yapılan şölende ABB’nin sağladığı sünnet kıyafetlerini giyen çocuklar, Ankara Kent Orkestrası ve Hacivat-Karagöz gösterileriyle gönüllerince eğlendi. Şölende miniklere çeşitli hediyeler de verildi.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, bu yıl 2 bin 23 çocuğu ücretsiz olarak sünnet ettirirken, çocuklar için Altınpark’ta “Toplu Sünnet Şöleni” organizasyonu düzenledi. Şölene aileleri ile katılan çocuklar, düzenlenen etkinliklerle gönüllerince eğlendi.

    SÜNNET KIYAFETLERİ ANKARA BÜYÜKŞEHİR’DEN

    Geleneksel hale getirilen “Toplu Sünnet Şöleni” bu yıl da büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Uzman doktorlar tarafından sünnet edilen çocuklara Büyükşehir Belediyesi sünnet kıyafetlerini de hediye etti. Hacivat-Karagöz gösterisi ve Ankara Kent Orkestrası’nın konseriyle doyasıya eğlenen sünnet çocukları, gökyüzüne rengârenk balonlar bıraktılar. Ücretsiz düzenlenen şölende çocuklara günün anısına dijital saat ve spor ayakkabı hediye edildi. Sünnet çocuklarına ve ailelerine patlamış mısır, pamuk şeker, kâğıt helva ve balonlar da dağıtılırken, program bitiminde aileler servislerle alındıkları noktalara bırakıldı.

    TAŞKINSU: ” 2023 ÇOCUĞUMUZUN SÜNNETLERİNİ ÖZEL BİR HASTANEDE YAPTIRDIK”

    Şölende Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Reşit Serhat Taşkınsu, EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş ve belediye bürokratları ailelerin ve çocukların heyecanına ortak oldu. Genel Sekreter Taşkınsu, ailelere hayırlı olsun dileklerini ileterek, “Ankara Büyükşehir Belediyesi adına sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 2023 çocuğumuzun sünnetlerini özel bir hastanede yaptırdık. Bugün burada da düzenlemiş olduğumuz şölenden iyi anılarla ayrılarak hayırlı evlatlar yetiştirmenizi temenni ederim” dedi.

    AİLELERDEN BÜYÜKŞEHİR’E TEŞEKKÜR

    Çocuklarıyla birlikte eğlenmekten ve ücretsiz olarak düzenlenen şölene katılmaktan memnun olduklarını söyleyen ebeveynler ABB’ye şu sözlerle teşekkür etti:

    Selahattin Bulkur: Büyükşehir Belediyesine ve Mansur Başkan’a duyarlı davranışından dolayı ve böyle bir hizmette bulunduğu için çok teşekkür ederim. Biz iki senedir pandemiden dolayı çocuğumuzu hastanelerde sünnet ettiremiyorduk. Mansur Başkan’ın bu sosyal hizmetinden yararlanarak oğlumu bu sene başarılı, güzel ve özel bir hastanede sünnet ettirdik. Bugün de sünnet şöleninde sürpriz hediyeler aldık, eğlencelerle karşılaştık, mısırımızı, pamuk şekerimizi yedik. Keyifli bir ortam, gayet güzel geçiyor.”

    Ayhan Ulubaş: “Çok güzel bir organizasyon. Her şey için Belediye Başkanı’mıza teşekkür ediyorum. Memnunuz, eğleniyoruz. Sabahleyin de bedenine göre hazırlanmış, ücretsiz sünnet kıyafetlerimizi aldık. Beden ve ölçüleri de daha önce alınmıştı zaten. Büyükşehir Belediyemizin anlaşmalı olduğu hastanede oğlum bir ay önce sünnet oldu. Operasyondan da çok memnun kaldık. Doktorlar ve hemşireler çok ilgiliydi. Başta Başkanımız olmak üzere herkese teşekkür ederiz.”

    Can Gök: “Bütün aileler gibi biz de çok mutluyuz. Bu etkinlikler ve güzel organizasyon için çok teşekkür ederiz. Sünnet süreci de çok güzel geçti, çabuk iyileşti. Çok memnun kaldık.”