Etiket: aile

  • Nora Psikoloji İle Terapiye Başlayın!

    Nora Psikoloji İle Terapiye Başlayın!

    İzmir psikolog tavsiyesi arayanlar adına Nora Psikoloji danışma merkezi oldukça idealdir. İzmir en iyi psikolog çalışanlarına sahip olan danışma merkezinde danışanlara hizmet verilmektedir. 

    Hayatın bazı dönemleri insanlar için tek başına aşılması zor problemleri beraberinde getirebilmektedir. Bu durumda ise insanın kendisini daha iyi anlaması, tanıması ve yeni yollar keşfetmesi adına bir uzmandan destek alması gerekebilir.  

    Daha mutlu ve huzurlu, farkındalık bilincinin gelişmiş olmasıyla dünya ve insanlarla beraber aramızda daha sağlıklı ilişkiler ve denge sağlamayı amaçlamak adına, bireysel terapi ve aile terapisi gibi konularda İzmir en iyi psikolog olarak hizmet vermekteyiz. Nora psikoloji olarak psikolojik danışma ve eğitim merkezinde her zaman yanınızda olmak adına hazırız. 

    İzmir psikolog olarak danışma merkezimizde alanında doktora ve master düzeyinde eğitim alan uzman psikologlar, pedagog ve aile terapisti ekibimiz bulunmaktadır. Hizmetlerimiz arasında bireysel sorunlar, çocuk ve ergenlik sorunları, kurumsal danışmanlık, aile ve çift sorunları, EMDR gibi birçok konuda uzman desteği verilmektedir. Hayatta karşınıza çıkan her sorun için İzmir psikolog tavsiyesi arayanları bizleri tercih edebilirler.  

    Yaşadığınız ilişki problemleri, cinsel sorunlar, çift sorunları, bireysel problemler, ebeveyn-çocuk sorunları gibi durumlarda kurumumuzla iletişime geçmeniz yeterli olacaktır. İzmir en iyi psikolog arayanlar adına Nora Psikoloji tercihi yapmak doğru bir adım olacaktır. 

    Neden Bizi Seçmelisiniz 

    Çeşitli alanlarda ve konularda eğitimlerini başarı ile tamamlamış uzman kadromuz, mesleki etik ve bilimsel verilerin ışığında, danışanların ihtiyaçlarına uygun terapi yöntemleriyle destek vererek İzmir en iyi psikolog hizmeti verilmektedir. Bugüne kadar bizden destek alan danışanların birçoğu hizmetlerimizden ve desteklerimizden memnun kalmıştır. Sizlerde Nora psikoloji servisi olarak bizlerden yardım alabilirsiniz. 

    Anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk gibi bireysel psikolojik durumlarda uzman danışmanlarımız sizlerin sorunlarını sabırlı ve dikkatli bir şekilde dinlemektedir. Almış aldığı eğitimler doğrultusunda sizlere yön vererek kendinizi zamanla daha iyi hissetmenizi ve sorunları başarılı bir şekilde aşmanızı sağlamaktadır.  

    Aşama aşama gidilen bu süreçte öncelikle problemin ne olduğu tespit edilmektedir. Tespitler yapıldıktan sonra danışanın kendini daha iyi hissetmesi adına adımlar atılmakta, iyileşme sürecini başlatacak seanslara devam edilmektedir. Problemlerin sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulması adına kontroller tekrarlanmakta ve iyileşme sürecine kadar devam edilmektedir. 

    Sizlerde kişisel ya da ailesel problemlere sahip biri olarak İzmir en iyi psikolog arayışı içerisindeyseniz, Nora psikoloji olarak bizleri tercih ederek hayatınızda sorunları çözmede ilk adımı atmış olacaksınız. İstediğiniz zaman bizimle irtibata geçebilir ve danışanlarımızla bir an önce başlangıç yaparak hayatınızda yeni sayfalar açmaya başlayabilirsiniz. Unutmayın ki bu hayatta çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.

  • EYT FEDERASYONU BAŞKANLIĞINDAN AYRILAN ÖZÜPAK, CHP MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI İÇİN BAŞVURDU: “DİK DURDUK, EĞİLMEDİK”

    EYT FEDERASYONU BAŞKANLIĞINDAN AYRILAN ÖZÜPAK, CHP MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI İÇİN BAŞVURDU: “DİK DURDUK, EĞİLMEDİK”

    Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Federasyonu Başkanlığı’ndan istifa eden Gönül Boran Özüpak, İstanbul milletvekili adaylığı için CHP’ye başvurdu. CHP Eyüp İstanbul İlçe Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Özüpak, “Dik durduk, eğilmedik. İnandığım davamdan asla pes etmedim. Artık bu sözleri milletin kürsüsünden anlatarak mücadeleye devam etme kararı aldım” dedi.

    Uzun süredir EYT’lilerin sorunlarının çözülmesine öncülük eden ve EYT mağdurlarının yaşadıkları süreci kamuoyuna anlatan Gönül Boran Özüpak, milletvekilliği adayı olmak için başvurduğunu bugün Eyüp’te yaşayan vatandaşlarla bir araya gelerek duyurdu. CHP Eyüp İstanbul İlçe Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Özüpak, şöyle konuştu:

    “DİK DURDUK, EĞİLMEDİK: Hak mücadelesiyle çıktığım yolda bir kar tanesi iken engelleri aşan bir çığa dönüşerek, bir annenin evladına verdiği şefkat, önem ve hassasiyetle büyüttüğüm Türkiye’ye örnek olmuş bir sivil toplum örgütünün yöneticisiyim. Gönülden inandım hak davamıza. Bana inananlarla kocaman bir aile olduk. Dik durduk, eğilmedik, hiçbir algıyla yol almadık. İnandığımız yoldan sapmadık. Her türlü hakaretlere göğüs gerdik. Sahalarda, alanlarda, toplantı salonlarından iki milyonluk mitinglerle hep bir ağızdan ‘varız, biriz, birlikteyiz’ diye haykırdık mücadelemizi.

    EYT YASASINI ÇIKARTTIK: Ülke çapında EYT Federasyonu’muzu oluşturan 20 il dernek başkanlarımla örgütlenerek her mecrada hak mücadelesinin sesi olduk.  İşimiz siyaset değil, mücadelemizin çözüm merci siyasetin merkeziydi. Bu kararlı duruşumuz ve yılmadan tarafsızca verdiğimiz mücadelemiz sonunda sonuca eriştik. EYT yasasını çıkarttırdık. Hem de nerelerden nerelere getirerek sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan‘ın ‘Seçimi kaybetsem de bu işte yokum’ dediği günlerden geldik buralara.

    BIKMADAN DEVAM ETTİK: Bu mücadelenin önderi olmak ne kadar meşakkatli bir süreçti; birlikte yol aldığım başkanlarım yönetim kurulları arkadaşlarım bunu çok iyi bilen ve anlayanlar olarak dimdik yanımdalar. Aynı zamanda hem çalışan bir kadın, hem bir anne, hem bir eş olmak ve de tüm bunlarla birlikte bu mücadelenin önderi olmak gerçekten meşakkatli bir süreçti benim için. Ama inandığım davamdan asla pes etmedim. Tüm bunlara rağmen geldiğimiz nokta ortada. Evet çok çaba sarfettik, yorulmadan, bıkmadan, usanmadan anlatmaya devam ettik ama istediğimiz şekilde haklarımızı vermediler.

    MUHALİF OLMAKLA ETİKETLENDİK: Yarım bırakıldık, çözüme kavuşması gereken alın terinin önemini vermediler. Bugüne kadar hiç siyaset yapmadık. Buna rağmen muhalif olmakla etiketlendik. Aklı selim herkes siyaset yapmadığımızı ama siyaset zemininde mücadele ettiğimizi gördüler. Evet, bir sonuca ulaştık. Ama içimiz hala buruk; çünkü çıkarılan EYT yasasının seçim arifesinde oy kaygısı ile eksik çıkarılmış olan ve çalışma hayatımızda yaşadığımız mağduriyetlerin çözülmediği ortadadır. Bu konuda daha atılacak o kadar çok adım ve söylenecek o kadar çok sözümüz var ki ben de artık bu sözleri milletin kürsüsünden anlatarak mücadeleye devam etme kararı aldım.

    FEDERASYONDAN İSTİFA ETTİĞİMİ BİLDİRİRİM: Bugüne kadar bir sivil toplum kuruluşunun önderi olarak milletin Meclis’inden talep ettiklerimin doğrudan icracısı olmak üzere, siz değerli basın mensupları, başkanlarım, CHP ilçe başkanlarım ve temsilcileri; hak mücadelemizde birlikteyiz dediğimiz yolda yürüyen kardeşlerimin önünde 2023 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul ili 2. bölge aday adaylığımı açıklıyorum. Aday adaylığı açıklamamla EYT Federasyonu Genel Başkanlığından istifa ettiğimi bildiririm.”

  • NACİ GÖRÜR’DEN HÜKÜMETE: “DEPREMİ NEDEN GÜNDEME ALMIYORSUNUZ? SİZİN EKONOMİK SORUNLARINIZDAN, TERÖRDEN, SANAYİDEN DAHA MI AZ ÖNEMLİ”

    NACİ GÖRÜR’DEN HÜKÜMETE: “DEPREMİ NEDEN GÜNDEME ALMIYORSUNUZ? SİZİN EKONOMİK SORUNLARINIZDAN, TERÖRDEN, SANAYİDEN DAHA MI AZ ÖNEMLİ”

    KERİM UĞUR

    Prof. Dr. Naci Görür, deprem konusunda defalarca uyarıda bulunduklarını belirterek, “Üstelik de bu deprem, ‘geliyorum’ diye bağıran bir depremdi. Depremin kendisi ‘geliyorum’ diyordu zaten. Deprem olduktan sonra değil, deprem olmadan önce zarar azaltma sistemine geçmemiz lazım” dedi. Hükümete “Depremi neden gündeme almıyorsunuz? Sizin ekonomik sorunlarınızdan, terörden, sanayiden daha mı az önemli” diye soran Görür, deprem olduktan sonra yapılanları ise “yara sarma edebiyatı” olarak nitelendirdi.

    Yerbilimci Naci Görür, Kahramanmaraş merkezli depremlerinden ardından, bugün İzmir’de Türkiye Odalar Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı odaların ortak meclis toplantısına katılarak depremle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    “YARA SARMA EDEBİYATI”

    İZTO Meclis Salonu’nda toplantıda konuşan Görür, şunları söyledi:

    “Şu anda 60-70 bin kişi göçük altında. Binlerce insanımız acı çekiyor. Biz neyi konuşabiliriz? Onu, doğrusu pek anlayamıyorum. Acaba bütün millet, yöneticiler olarak konuşmalı mıyız, utanmalıyı mıyız, ne yapmalıyız gerçekten bilmiyorum. Bizim ülkemizde depreme karşı bilinmeyen, söylenmeyen, kendi kendimize itiraf edemediğimiz hem halk olarak hem yönetim olarak bir strateji var. O da depremi konuşmamak. Sanki tabu. ‘Ay konuşmayın, korkuyorum. Nereden çıktı şimdi bu konu. Duymayalım, konuşmayalım, huzurumuz kaçmasın.’ Bu strateji maalesef bu ülkenin yöneticilerinde de var uzun zamandan beridir. Depremi konuşmayın, hele bir konuşmayın. Deprem gelmeden önce gündeme gelmez, olduktan sonra çizmelerimizi çeker sahaya ineriz. ‘Türk hükümetleri büyüktür, sizi aç susuz bırakmaz, her şeyi yaparız, karnınızı doyururuz, geçici konutlar, sürekli konutlar yapar yara sararız’ deniyor. Bu strateji, yara sarma edebiyatıdır. Bu strateji, çağ dışı bir stratejidir. İnsanlığa önem vermeyen anlayışın geliştirdiği strateji. ‘Deprem bizim elimizde değil, ne yapalım’ deyip, olduktan sonra gücümüzü gösteririz. Halbuki bilgi toplanmalı. Bilimin ışığı altında yürüyen toplumlarda böyle bir strateji yok. Bu strateji, Nasreddin Hoca’nın yaptığı gibi, yani testiyi suya götüreni ilk önce tokatlıyor, kırılıp su döküldükten sonra bir anlamı yok zaten. Çağdaş dünya bunu nasıl beceriyor? Deprem gelmeden, insanlar ölmeden, afet her tarafı kasıp kavurmadan önce gerekeni yapıyorlar. Yurt dışında bu boyuttaki depremlerde 5-6 kişi ölüyor, o da tesadüfen. Utanıyorum söylemeye ama 42 bin vefat gözüküyor ama, inşallah yanılırım ama çok daha fazla olacak. Bu insanlarımızı kaybettik.

    “DEPREM, ‘GELİYORUM’ DİYE BAĞIRAN BİR DEPREMDİ”

    Üstelik de bu deprem, ‘’geliyorum diye bağıran bir depremdi. Depremin kendisi ‘geliyorum’ diyordu zaten. 25-26 Ocak’ta dediğimi unutmuyorum; ‘Maraş’a dikkat edin, bundan sonra büyük depremleri orada bekliyoruz’, sene 2020. Depremin büyüklüğünü bile söylüyorduk, ‘Minimum 7,5’. Niye? Çünkü en son deprem orada 1512 yılında olmuş, tarihi kayıtlar var. Her yerde ‘Maraş’a dikkat’ dedik, yazdık, söyledik, derken bir gece kalktık ki Maraş’a deprem geldiğini gördük. Anladık ki pek de bir şey yapılmamış o söylemlere rağmen. Eğer yapılsaydı Diyarbakır, Adıyaman, Kilis, Hatay böyle olmazdı.

    “DEPREMDEN DAHA GERÇEK NE VAR”

    Konu, ne götürdüğümüz, nasıl desteklediğimiz değil. Niye bu depremin zararlarını azaltamadık, onu konuşalım. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu hükümet, bu strateji, düşünceyi değiştirmeye kalktı. Dedi ki ‘Biz, deprem olduktan sonra değil, deprem olmadan önce zarar azaltma sistemine geçmemiz lazım’ dedi. Cumhurbaşkanı söyledi. Ben, bundan çok umutlandım. 2010 yılıydı. İlk kez umutlandım. Arkadaşlar, siz neden depremi hiç gündeme almıyorsunuz? Sizin ekonomik sorunlarınızdan, terörden, sanayiden daha mı az önemli? Bana bir parametre söyleyin ki depremin önüne geçsin. Depremden daha gerçek ne var bu ülkede? En temel sorun deprem, hiç değişmez. Her gündüz güneşin doğacağı gibi, deprem. Peki biz hiç tartıştık mı depremi? Bu depremden önce, her depremden önce siyasilerden duydunuz mu? İpe sapa gelmez konuları televizyonlarda saatlerce konuşuyoruz ama deprem yok. Biz de o arada cılız sesimizle depremi hatırlatmaya çalışıyoruz. İlla hatırlamak için 70-80 bin inanın mı ölmesi lazımdı.

    “DİRENÇLİ YERLEŞİM YERLERİ, DİRENÇLİ KENTLER YAPMALIYIZ”

    İşten, güçten, hukuktan öte bir şey yapmak lazım. Millet olarak kendi hükümetimize, devletimize sahip çıkma zamanı. Demokratik anlamda artık el koyma zamanı. Sorunlara millet olarak bizim el koyma zamanımızdır. Bunu elbet yapabiliriz. Depremde ölmemek için, zararı minimize etmek için dirençli yerleşim yerleri, dirençli kentler yapmalıyız. Türkiye, yaşadığımız yerleşim alanları deprem dirençli olursa sorun yok, deprem olsun, aynı Amerika’daki gibi, Japonya’daki gibi. Bir aile, evine girdiği zaman olası depremde üst katın başlarına çöküp kendilerini ezmeyeceğine emin olursa evinde rahat eder.”

  • Aile dizisinin tanıtımı geldi! Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ ortalığı inletecek!

    Aile dizisinin tanıtımı geldi! Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ ortalığı inletecek!

    Show TV’nin yeni dizisi ‘Aile’  ilk tanıtımı çıktı. Seyirciyi heyecanlandıran fragman büyük ilgi gördü. 

    KADRODA KİMLER VAR?

    Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrollerinde yer aldığı, aile kavramının en tartışmalı yönlerini ele alacak dizide Tatlıtuğ ve Sarıkaya ikilisine Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik, Ecem Simge Yurdatapan ile usta oyuncular Levent Ülgen, Emel Göksu ve Nur Sürer eşlik ediyor.  Hem oyuncu kadrosu hem de hikayesiyle uzun süredir merakla beklenen dizinin yayınlanan ilk tanıtımı, Kıvanç Tatlıtuğ’un canlandırdığı ‘Aslan’ ile Serenay Sarıkaya’nın hayat verdiği ‘Devin’ karakterinin tanışmasına sahne oluyor.

    İLK TANITIMI ÇIKTI

    Bir tarafta tutkulu bir aşk hikayesinin diğer tarafta ise aile kavramının birçok yönüyle sorgulanacağının sinyallerini veren tanıtım diziye dair heyecanı daha da yükseltiyor. Çok yakında Show TV’de ekranlara gelecek ‘Aile’, varlıklı bir aile olan Soykanlar’ın başına geçen Aslan’ın, kendisiyle aynı yerden yaralı psikolog Devin’le tanışmasıyla aile içinde değişen dengeleri, gelişen olayları ve ‘aile’ kavramının en tartışmalı yönlerini ele alacak.

  • Bomba İbrahim Çelikkol iddiası! Eğer doğru çıkarsa…

    Bomba İbrahim Çelikkol iddiası! Eğer doğru çıkarsa…

    Ünlü oyuncu İbrahim Çelikkol yeni sezonda iki projede birden sevenlerinin karşısına geçebilir.

    Birsen Altuntaş’ın haberine göre; Kuş Uçuşu dizisinin 2. sezonunda yeniden rol almak için hazırlanan başarılı oyuncu Ay Yapım’ın Aile dizisiyle içinde görüşme aşamasına geldi.

    Şirketin Show TV için planladığı dizinin Hakan Bonomo imzalı senaryosu pek çok kişinin dikkatini çekti. 

    Ahmet Katıksız’ın yöneteceği dizinin cast çalışmaları hala sürüyor. Dizi için ilk teklif götürülen oyuncuların başında Özge Özpirinçci yer almıştı.

    BAŞROL TEKLİF EDİLDİ

    Çelikkol’a dizinin başrol karakter Aslan rolü teklif edildi. Aslan kalabalık bir ailenin oğlu, gece kulübü işletiyor. Son derece bıçkın bir adam… Ailesinin dertleri ve yaptığı işin sorunları derken karanlık ve bir kadar da gizemli bir karakter… Bu zor adamın hayatına psikolog Devin girecek. İşler başka bir boyuta taşınacak.

  • Şırnak’ta korkunç olay! Ailesindeki kadınları uykularında bir bir öldürdü ardından…

    Şırnak’ta korkunç olay! Ailesindeki kadınları uykularında bir bir öldürdü ardından…

    Şırnak’ın İdil ilçesinde dehşet verici bir olay yaşandı. Bir ailede katliam oldu. Gece 01.30 sıralarında Yeni Mahalle Botaş Caddesi’nde bir evde yaşanan korkunç olayda Hasan Karaaslan, uyudukları sırada eşi Leyla ile kızları Derya (17), Melek (16) ve Şerife Karaaslan’ı (13) pompalı tüfekle başlarından vurarak hunharca katletti.

    40 yaşındaki Karaaslan, daha sonra cinayet silahıyla birlikte polise giderek eşini ve çocuklarını öldürdüğünü itiraf ederek teslim oldu.

    Karaaslan, gözaltına alınırken olay yerine sevk edilen sağlık ve polis ekipleri, evde dört kişinin cansız bedenlerini ortaya çıkardı.

    Kafalarına isabet eden mermilerle yaşamlarını yitirdikleri belirlenen anne ve üç kızının cansız bedenleri otopsi için Şırnak Devlet Hastanesi’ne gönderildi.