Etiket: ankara

  • ALİ HİKMET AKILLI: ISLAK İMZALI SANDIK TUTANAKLARININ TAMAMI TOPLANMIŞ OLUP İL HUKUK EKİBİ ÖNCÜLÜĞÜNDE İLÇE SEÇİM KURULLARINA GEREKLİ İTİRAZLAR YAPILMIŞTIR. İTİRAZ EDİLEN TUTANAK SAYISI TOPLAM 453’TÜR

    ALİ HİKMET AKILLI: ISLAK İMZALI SANDIK TUTANAKLARININ TAMAMI TOPLANMIŞ OLUP İL HUKUK EKİBİ ÖNCÜLÜĞÜNDE İLÇE SEÇİM KURULLARINA GEREKLİ İTİRAZLAR YAPILMIŞTIR. İTİRAZ EDİLEN TUTANAK SAYISI TOPLAM 453’TÜR

    CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, “Islak imzalı sandık tutanaklarının tamamı toplanmış olup YSK verileri ile karşılaştırılmış ve hata tespit edilen verilerin düzeltilmesi için İlçe Seçim Kurullarına gerekli itirazlar yapılmıştır. Sosyal medyada dolaşımda olan tutanakların tamamına da bu kapsamda itiraz edilmiştir. İtiraz edilen tutanak sayısı toplam 453’tür” dedi.

    CHP Ankara İl Başkanı Akıllı, Ankara’da itiraz edilen ıslak imzalı tutanak sayısının 453 olduğunu duyurdu. Hikmet Akıllı’nın bu akşam Twitter’dan yaptığı açıklama şöyle:

    “Islak imzalı sandık tutanaklarının tamamı İlçe Başkanlıklarımız tarafından toplanmış olup YSK verileri ile karşılaştırılmış ve hata tespit edilen verilerin düzeltilmesi için il hukuk ekibi öncülüğünde İlçe Seçim Kurullarına gerekli itirazlar yapılmıştır. Sosyal medyada dolaşımda olan tutanakların tamamına da bu kapsamda itiraz edilmiştir. İtiraz edilen tutanak sayısı toplam 453’tür. 453 itiraz sayısı sadece Ankara’ya ilişkin olup, hatalı oy sayısını sandıktaki seçmen sayısı ile çarparak bulmak doğru bir yöntem değildir.”

  • “ÖRGÜT ÜYELİĞİ” İLE SUÇLANAN 9 GAZETECİ TAHLİYE EDİLDİ

    “ÖRGÜT ÜYELİĞİ” İLE SUÇLANAN 9 GAZETECİ TAHLİYE EDİLDİ

    Ankara merkezli operasyonun ardından haklarında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla açılan davada yargılanan 11 gazetecinin 9’u hakkında tahliye kararı verildi. İki gazeteci ise tutuksuz yargılanıyordu.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 29 Ekim’de tutuklanan ve haklarında “silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla” dava açılan 11 gazetecinin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına bugün başlandı.

    Tutuklu gazeteci Deniz Nazlım, kendisinin 24 saat polisler tarafından takip edildiğini ve polisler tarafından itham altında bırakıldığını ifade ederek, “Bana ‘örgüt üyesi’ değilsin isim ver seni bırakalım’ denildi. Beni 24 saat boyunca takip etmeleri iyi bir şey. En azından ne yaptığımı da çok iyi öğrenmişlerdir” dedi.

    Mahkeme Başkanı, tutuklu gazeteci Berivan Altan’a sözleşmeyle çalışıp çalışmadığını sorarken, ANKA Haber Ajansı örneğini verdi. Altan’a MA ile sözleşmesinin olup olmadığını soran Mahkeme Başkanı, “ANKA daha fazla para verse haberlerini oraya göndermez misin” diye sordu. Altan, MA ile sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşmeye göre başka bir ajans ya da gazete ile çalışması halinde sözleşmesinin feshedilme durumunun ortaya çıkabileceğini, bu nedenle başka bir mecraya haber göndermediğini söyledi.

    TÜRKİYE NE ZAMAN SEÇİME GİTSE GAZETECİLER YARGILANIYOR”

    Gazeteci Hakan Yalçın, “Türkiye ne zaman seçime gitse, gazetecilerin yargılandığı ve adliyelere gidip geldiğini görüyoruz. Türkiye’de yine bir seçime giderken 11 ayda 34 gazeteci tutuklandı…Ben Van’da gazetecilik yapıyordum. Orada da ciddi anlamda hak ihlali yaşanıyor. Bugün başkasının düşüncelerini beğenmiyorsanız, iktidara yakın değilseniz siz bunu örgüt üyesi gibi sorgulayamazsınız. Umarım önümüzdeki günlerde Türkiye demokrasisi açısından, kimliklerin sorgulanmadığı, millet aidiyetlerinin sorgulanmadığı bir gelecek diliyorum” diye kendini savundu.

    Gazeteci Mehmet Günhan, “Görülmeyeni görünür kılmak adına MA’da çalıştım. Çalıştığım süre boyunca buradaki arkadaşlarımla çalıştığım için gurur duyuyorum” dedi 

    Mahkeme, Diren Yurtsever, Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Selman Güzelyüz, Habibe Eren  ve Öznur Değer hakkında tahliye kararı verirken, gazeteci Hamdullah Bayram’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 5 Temmuz’a ertelendi. 

     

  • İMAMOĞLU VE YAVAŞ’TAN ORTAK MESAJ: “CUMHURBAŞKANLIĞI 2. TUR SEÇİMİ İÇİN SIKI BİR ÇALIŞMAYA BAŞLIYORUZ”

    İMAMOĞLU VE YAVAŞ’TAN ORTAK MESAJ: “CUMHURBAŞKANLIĞI 2. TUR SEÇİMİ İÇİN SIKI BİR ÇALIŞMAYA BAŞLIYORUZ”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la bir araya geldi. İmamoğlu ve Yavaş, “28 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimi için sıkı bir çalışmaya başlıyoruz” mesajını paylaştı.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçiminin 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci turuna yönelik çalışmalar için Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la bugün CHP Genel Merkezi’nde bir toplantı yaptı.

    Ekrem İmamoğlu, toplantıdan bir fotoğraf karesini Twitter hesabında paylaştı ve “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Mansur Yavaş ile bugün Ankara’da çalışmalarımıza devam ettik. 28 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimi için sıkı bir çalışmaya başlıyoruz” dedi.

    Mansur Yavaş da sosyal medya hesabında başka bir kareyi, “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Ekrem İmamoğlu ile bugün Ankara’da çalışmalarımıza devam ettik. 28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimi için sıkı bir çalışmaya başlıyoruz” mesajıyla paylaştı.

  • ULUSLARARASI SEÇİM GÖZLEM HEYETİ’NİN 14 MAYIS SEÇİMLERİNE İLİŞKİN ÖN BULGULAR RAPORU YAYINLANDI… “DEMOKRATİK BİR SÜREÇ İÇİN KİLİT NİTELİKTEKİ TEMEL ÖZGÜRLÜKLER İLE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ENDİŞELER BU SEÇİM DÖNEMİN

    ULUSLARARASI SEÇİM GÖZLEM HEYETİ’NİN 14 MAYIS SEÇİMLERİNE İLİŞKİN ÖN BULGULAR RAPORU YAYINLANDI… “DEMOKRATİK BİR SÜREÇ İÇİN KİLİT NİTELİKTEKİ TEMEL ÖZGÜRLÜKLER İLE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ENDİŞELER BU SEÇİM DÖNEMİN

    Haber: MELİS YILDIRIM

    Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti’nin 14 Mayıs seçimlerine ilişkin ön bulgularının yer aldığı raporda; “Demokratik bir süreç için kilit niteliğinde olan temel özgürlükler toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ile yargının bağımsızlığı konularında uzun süredir var olan endişeler bu seçim döneminde de ele alınmamıştır” değerlendirmesi yapıldı. 6 Şubat depremlerinin etkilediği bölgedeki yurttaşların oy kullanma süreçlerine ilişkin ise, “Bazı sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin bu seçmenlere ücretsiz ulaşım sağlama çabalarına rağmen, çok sayıda seçmen oy kullanma haklarından mahrum bırakılmıştır” ifadelerine yer verildi. Raporda ayrıca, “Seçim döneminde, Cumhurbaşkanı, resmi görevlerini ifa ederken sık sık kampanya faaliyetlerine yer vermiş; diğer pek çok görevdeki kamu görevlisi de büyük altyapı projelerinin açılış törenlerini seçim propagandası yapmak için kullanmışlardır” denildi.

    Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu, AGİT Parlamenterler Asamblesi (AGİT PA) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden oluşan Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti’nin 14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri kapsamında hazırladığı ön bulgular ve değerlendirmeler ile ilgili raporu dün yayınlandı. Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:

    “DEMOKRATİK BİR SÜREÇ İÇİN KİLİT NİTELİKTEKİ TEMEL ÖZGÜRLÜKLER İLE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ENDİŞELER BU SEÇİM DÖNEMİNDE DE ELE ALINMAMIŞTIR”

    “-Demokratik bir süreç için kilit niteliğinde olan temel özgürlükler toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ile yargının bağımsızlığı konularında uzun süredir var olan endişeler bu seçim döneminde de ele alınmamıştır. Anayasal bir güvence olsa da yargının bağımsızlığı konusunda uluslararası aktörler ve Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti’nin görüştüğü çeşitli muhataplarının endişeleri devam etmektedir. Temmuz 2018’de yapılan yasal değişiklik ile daha önceleri yalnız olağanüstü hâl ilan edilen dönemlerde kamu düzeni ve emniyeti muhafaza etmek amacıyla belirli hak ve özgürlükleri 15 güne kadar süreler ile kısıtlayabilme yetkisi valilere de verilmiştir.

    – Mart 2022’de AK Parti ve MHP’nin teklifi üzerine çeşitli kanunlara getirilen düzenlemeler seçim çerçevesinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Bu değişiklikler kapsayıcı olmayan bir süreç ile apar topar kabul edilmiştir. Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu, Venedik Komisyonu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis’inin daha önce paylaştığı Meclis’e girme barajının alçaltılarak siyasi partilerin Meclis’te temsil edilebilir olmalarını öngören tavsiyesi ile görme engelli seçmenler için seçime katılmanın kolaylaştırılmasına yönelik tavsiyesi olumlu bir şekilde dikkate alınmıştır.

    -Seçim çevreleri arasındaki koltuk dağılımı, siyasi partilerin seçime katılabilme koşulları, seçme ve seçilme hakkı, ifade özgürlüğü, seçim kampanyası yürütülmesi ve finansmanına yönelik düzenlemeler, bir partiye bağlı olmayan gözlemcilerin bulunabilmesi ve seçim uyuşmazlıklarının çözümü de dahil olacak şekilde yasal çerçevedeki önemli eksikliklerin giderilerek uluslararası standartlarla uyumlaşmanın sağlanması için Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun uzun süredir beklemede olan tavsiyelerinin yanı sıra, çok sayıda önemli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı dikkate alınmamıştır.

    -Mart 2023’te YSK seçim çevrelerinde sandalye dağılımlarının 2022 nüfus verisine göre yeniden yapılması konusunda bir karar yayınlamıştır. YSK’nın uyguladığı yasalaşan formül ile Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun uzun süredir bekleyen tavsiyesine rağmen, verilen oyların eşitliği önemli ölçüde etkilenmiş ve 87 seçim çevresinin 39’unda ortalama vatandaş sayısından yüzde 15’in üzerinde bir sapma yaşanmıştır. Bunların da yarısından çoğunda yüzde 30 üzerinde bir sapma ile söz konusu durum uluslararası iyi uygulama ile ters düşmektedir.

    “YSK ALDIĞI DÜZENLEYİCİ KARARLAR İLE MEVZUATI TAMAMLAYICI ROLÜNÜ YETERİNCE İCRA ETMEMİŞTİR”

    -Yasal olarak öngörülen yapısının aksine, YSK 11 üyeli bir organ olarak hareket ederek tüm yedek üyelerin oturumlara katılmasına ve oy kullanmasına müsaade etmiştir.

    -YSK’nın düzenlediği oturumlar halka açık değildir ve alınan tüm kararları yayınlama yükümlülüğü olmasına rağmen, alınan kararların yalnız yaklaşık yüzde 11’i yayınlanmış, bu ise çalışmalarının şeffaflığını önemli ölçüde azaltmıştır. YSK, yasal yetkisi uyarınca seçim sürecini denetlemekten ve düzenlemekten sorumludur; ancak YSK’nın bu seçimlerde aldığı kararların büyük bir kısmı hali hazırda mevcut yasal hükümleri tekrar eder nitelikte olduğundan YSK aldığı düzenleyici kararlar ile mevzuatı tamamlayıcı rolünü yeterince icra etmemiştir.

    “DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇOK SAYIDA SEÇMEN OY KULLANMA HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILMIŞTIR”

    -Depremler nedeniyle tahminen 2 milyon seçmenin yerinden olmasına rağmen, yetkililer adres değişikliklerini kolaylaştırmak ve etkilenenlerin oy kullanabilmesi için sınırlı önlemler almıştır. İçişleri Bakanlığı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti’ne, yüzde 70’i oy verme yaşında olan yaklaşık 453 bin vatandaşın depremden etkilenen bölgelerden başka illere kaydolmak için ikamet adreslerini değiştirdiğini bildirmiştir. Yasaya göre, deprem nedeniyle yerinden olanlar da dahil olmak üzere ikamet değiştiren kişiler, sadece yeni ikamet ettikleri yerdeki siyasi partilere ve adaylara oy verebilirler. Deprem nedeniyle yer değiştiren bu vatandaşların önemli bir kısmı ise ancak kayıtlı ikametgâhlarına dönerek oy kullanabileceklerdir. Bazı sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve siyasi partilerin bu seçmenlere ücretsiz ulaşım sağlama çabalarına rağmen, çok sayıda seçmen oy kullanma haklarından mahrum bırakılmıştır.

    -Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun daha önceki tavsiyesine rağmen, kadın sığınma evleri ve hastaneler gibi geçici adreslerde kalanlara oy kullanma olanağı sağlamak için özel hükümler getirilmemiştir. STK’ların taleplerine rağmen kırsal kesimde ikamet eden yatağa bağlı seçmenler için bir düzenleme yapılmamış, yalnız kentsel alanlarda yaşayan yatağa bağlı 11 bin 196 seçmenin için seyyar sandık imkânı sağlanmıştır.

    -YSK’nın yönetimindeki adayların teknik olarak kayıt altına alınması süreci kapsayıcı bir şekilde yürütülmüştür. Ancak, ikinci en büyük muhalefet partisi hakkında başlatılan kapatma davasının devam etmesi bu siyasi partinin seçime katılmasını ve tanınmış bazı muhalif siyasetçilere karşı açılan ceza davaları bazı adayların seçim yarışına katılmasına engel oluşturmuş olabilir. YSK dört adet Cumhurbaşkanı adayını kayıt altına almıştır. 11 Mayıs tarihinde Memleket Partisi’nin desteklediği bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce adaylıktan çekildiğini ilan etmiş, ancak bu durumla ilgili kanunda bir düzenleme bulunmadığından Sayın İnce oy pusulalarından çıkarılmamıştır. Dahası, milletvekili genel seçimleri için 24 siyasi partiden gelen bin 849 aday ile 151 bağımsız aday YSK tarafından kayıt altına alınmıştır.

    -YSK adayların kayıt altına alınmasına ilişkin alınan kararlar dahil itirazların çoğunu yayınlamayarak şeffaflıktan uzaklaşmıştır. Sayısı kamu ile paylaşılmayan itirazlardan sadece üç Cumhurbaşkanı adayının seçime katılma yeterliliğine karşı yapılan itiraza yönelik verdiği dört kararı paylaşmış ve bu itirazların tamamı reddedilmiştir. 200’den fazla vatandaş görevdeki Cumhurbaşkanı’nın adaylığı kendisinin üçüncü dönemi olacağı ve anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bu adaylığa itiraz etmiş, AİHM’e de bu hususta bir başvuru yapılmıştır.

    “MUHALEFET PARTİLERİNİ, ADAYLARINI VE DESTEKÇİLERİNİ HEDEF ALAN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALELER GÖZLEMLENMİŞTİR”

    -Seçim kampanyaları esnasında, göze çarpan birkaç istisna dışında, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine genel olarak saygı gösterilmiştir. YSP kampanya etkinliklerini ve destekleyicilerini hedef alan büyük bir baskı ve gözdağı ile karşılaşmış ve gözaltına alma vakaları sıklıkla yaşanmıştır. Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti olağanüstü halden kaynaklı özgürlükler üzerinde bir kısıtlama gözlemlememiş olsa da valilerin terörle mücadele kapsamında hak ve özgürlükleri kısıtlama yetkisine başvurması Güney ve Güneydoğu Anadolu’da seçim kampanyası yapma fırsatına olumsuz etki etmiştir. Bunların yanı sıra, muhalefet partilerini, adaylarını ve destekçilerini hedef alan ifade özgürlüğüne müdahaleler de gözlemlenmiştir.

    -Seçim kampanyaları bir hayli kutuplaşmış olup sıklıkla negatif ve kışkırtıcı bir ton benimsenmiş, taraflar birbirlerini terör ve aşırıcılıkla suçlamışlardır. Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Uzun Dönem Gözlemcileri tarafından takip edilen seçim kampanyalarında öne çıkan kampanya başlıkları ekonomi, deprem sonrası yeniden yapılanma çabaları, uluslararası meseleler ile Türkiye’deki mültecilerin durumu olmuştur. Çok sayıda üst düzey kamu görevlisi LGBTİ topluluğuna ilişkin ayrımcı beyanlarda bulunmuş, muhalefeti bu toplulukla ilişkilendirmiştir.

    “KAMPANYA DÖNEMİNDE İDARİ KAYNAKLARIN KÖTÜYE KULLANILMASINA İLİŞKİN ÖRNEKLER GÖZLEMLENMİŞTİR”

    -Seçim döneminde, Cumhurbaşkanı, resmi görevlerini ifa ederken sık sık kampanya faaliyetlerine yer vermiş; diğer pek çok görevdeki kamu görevlisi de büyük altyapı projelerinin açılış törenlerini seçim propagandası yapmak için kullanmışlardır. Uluslararası iyi uygulamaların aksine bu dönem süresince önemli sosyal yardım programları açıklanmış ya da uygulamaya alınmıştır. Kampanya döneminde idari kaynakların kötüye kullanılmasına ilişkin diğer bazı örnekler de gözlemlenmiştir. Bu uygulamalar eşit şartlarda rekabeti ortadan kaldırmış, iktidarın kanunsuz bir şekilde durumdan faydalanmasına imkân tanımış ve 1990 Kopenhag Belgesi’nin 5.4 maddesiyle zıt düşerek siyasi parti ve devlet arasındaki çizgiyi belirsizleştirmiştir.

    -Kampanya harcama limitlerinin getirilmesi, kampanya finansmanının şeffaflığının artırılması ve gözetim mekanizmasının etkinliğinin artırılması da dahil olmak üzere Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) daha önceki tavsiyeleri dikkate alınmamıştır.

    “YASAL ÇERÇEVE, OTOSANSÜRE KATKIDA BULUNMAKTA VE SEÇMENLERİN BİLİNÇLİ BİR SEÇİM YAPMA FIRSATINI SINIRLAMAKTADIR”

    -Medya piyasası, kritik yayın organlarının aleyhine olan hükümet ve devlete bağlı reklamlar tarafından çarpıtılmıştır. Ayrıca, çoğu medya kuruluşunun kamu satın alımlarına bağımlı olması bu kuruluşların yayın politikalarını etkilemektedir. Gazeteciler, özellikle Türkiye’nin güneydoğusunda, seçim dönemi de dahil olmak üzere, haberlerine dayanarak sıklıkla terör suçlamalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Pek çok gazeteci ve medya kuruluşu da muhalif ve eleştirel medyaya karşı ayrımcılık yapıldığı iddiasıyla, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartlarının alınabilmesi süreci hakkında endişe duyduklarını ifade etmişlerdir. Gazetecilerin tutuklanması ve yargılanması vakaları, kamu ilanlarının seçici bir üslupla dağıtılması ve basın kartlarının keyfi olarak tahsis edilmesiyle birleştiğinde yasal çerçeve, otosansüre katkıda bulunmakta ve seçmenlerin bilinçli bir seçim yapma fırsatını sınırlamaktadır.

    -Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti’nin yürüttüğü medya izleme çalışmasının sonuçları, devlete ait Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT), TRT-1 ve TRT Haber’in, ağırlıklı olarak olumlu bir üslupla olmak üzere, siyasi içerikli haberlerin toplamda yüzde 44 ve 55’sini alan, Cumhur İttifakı ve Sayın Erdoğan‘a yer vererek taraflı davrandığını göstermiştir. Bu kanallar, Sayın Erdoğan’a yer verirken görevdeki Cumhurbaşkanı ya da seçimde aday olarak yer vermek arasında bir ayrım yapmamış, genellikle kampanya faaliyetlerini Cumhurbaşkanı hakkında haber yapmak niteliğinde sunarak bir kamu görevlisinin olağan faaliyetleri hakkında bilgi verme ihtiyacının ötesine geçmiştir. Buna karşılık, Millet İttifakı ve Sayın Kılıçdaroğlu toplam yüzde 28 ve 25’lik pay alırken, Emek ve Özgürlük İttifakı yüzde 7 ve 3 oranında haber yayınında yer almış ve bunların tamamı ağırlıklı olarak olumsuz bir ton içermiştir.

    -Özel bir kanal olan ATV, neredeyse tamamen olumsuz olan yaptıkları haberlerin yüzde 41’ini Millet İttifakı’na ve yüzde 10’unu Emek ve Hürriyet İttifakı’na ayırırken, Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı, ağırlıklı olarak olumlu bir tonda olup toplam haberlerin yüzde 37’sinde yer almıştır. Özel Fox TV ve Halk TV de ağırlıklı olarak Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na yönelik olumsuz haberlerle taraflı bir tutum sergilerken, Millet İttifakı olumlu bir şekilde resmedilmiştir. Kanal D, Show TV ve Star ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’na olumlu yer vermiş ancak Millet İttifakı ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun kampanya faaliyetlerinde daha dengeli bir tutum seyretmiştir. Haber içeriğinin yüzde 9’unu Sayın İnce’ye ayıran ve CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu’na eleştirilerde bulunması için seçimden çekilmesine kadar Sayın İnce’ye bir platform sağlayan Kanal D dışında, çoğu yayın kuruluşu, kampanya ile ilgili yaptıkları haberlerde gerçekleri ve görüşleri birbirine karıştırmış ve diğer iki cumhurbaşkanı adayının faaliyetlerini büyük ölçüde göz ardı etmiştir.

    -Kanuna uygun olarak, TRT seçimdeki tüm adaylara serbest yayın süresi sağlamış olsa da bu sürenin büyük bir kısmı ‘prime time’ dışı saatlerde tahsis edilmiştir. Yarışmacılara kamu ve özel medyada siyasi reklamlar yapmak için eşit koşullarla yayın süresi satın alma hakkı verilirken, CHP ücretli süre sağlamadığı için TRT’ye çok sayıda şikâyette bulunmuş, bu şikayetler seçim gününden önce hâlâ çözüme kavuşturulmamıştır.

    “OY VERME SAATLERİ İÇERİSİNDE 14 VAKADA SANDIK MERKEZLERİ ÇEVRESİNDE KAMPANYA FAALİYETLERİ YAPILDIĞINI GÖZLEMLENMİŞTİR”

    -Seçim günü, oy verme merkezlerinde ve çevrelerinde yaşanan birkaç olaya rağmen, büyük ölçüde barış içinde geçmiştir. Seçimlerden bir gün önce ve oy verme gününde propaganda faaliyetleri kanuna göre yasak olmasına rağmen, Sayın Erdoğan, AK Parti, Demokrat Parti (DP), DEVA ve Memleket Partisi dışındaki birçok cumhurbaşkanı adayı ve siyasi parti, sosyal ağlarda kampanya yürütmeye devam etmiş ve Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti, oy verme saatleri içerisinde 14 vakada sandık merkezleri çevresinde kampanya faaliyetleri yapıldığını gözlemlemiştir.

    -Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti, 132 sandıkta sandıkların açılış işlemlerini gözlemlemiştir. Oy verme merkezlerinin çoğu zamanında açılmış veya küçük gecikmeler yaşanmıştır. Gözlemlenen açılış işlemlerinin 118’i olumlu görülmüştür. Ancak, oy pusulalarının (8 vaka) veya zarfların (5 vaka) sayısının tutarlı bir şekilde kaydedilmemesi gibi usule ilişkin hususlar da gözlemlenmiştir. Dahası, yasal gerekliliklerin aksine, 35 sandıkta açılıştan önce tüm oy pusulaları damgalanmamış ve 11 sandıkta ise zarfların tamamı damgalanmamıştır.

    “GÖZLEMCİLER, ZİYARET EDİLEN SANDIK MERKEZLERİNİN YÜZDE 6’SINDA GRUPLARIN VEYA AİLELERİN BİRLİKTE OY KULLANDIĞINI BİLDİRMİŞTİR”

    -Gözlemciler, gözlemlenen 991 oy verme merkezinin yüzde 96’sında oy verme sürecinin olumlu olduğu yönünde bir değerlendirme yapmış, sürecin genel olarak iyi organize edilmiş ve sorunsuz olduğu belirtilirken, olumsuz değerlendirmelere Güneydoğu’da ve depremlerden etkilenen bölgelerde daha sık rastlanmıştır. Başkanların yüzde 27’si dahil olmak üzere, Sandık Kurulu üyelerinin yüzde 37’si kadındır. Oy verme prosedürlerine büyük ölçüde sadık kalınmış; ancak, sürecin dürüstlüğü ile ilgili bazı önemli güvenceler, çoğunlukla Sandık Kurulu üyelerinin prosedürleri anlamaması nedeniyle tutarsız bir şekilde uygulanmıştır. Yapılan gözlemlerin yüzde 4’ünde oy sandıklarının uygun olmayan bir şekilde mühürlendiği ve yüzde 2’sinde seçmen kimliğinin resmi bir kimlikle karşılaştırılarak kontrol edilmediği görülmüştür. Ayrıca, yapılan gözlemlerin yüzde 40’ında Sandık Kurulu üyeleri, seçmenlere oy pusulalarını katlamaları ve zarfı mühürlemeleri için yeterli talimat vermemiştir. Oy verme yeri düzeni, yapılan gözlemlerin yüzde 2’sinde oyların gizli kullanılmasını sağlar nitelikte olmamıştır. Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti gözlemcileri, ziyaret edilen sandık merkezlerinin yüzde 6’sında grupların veya ailelerin birlikte oy kullandığını bildirmiştir.

    -Gözlemlenen sandıkların yüzde 60’ında siyasi parti temsilcisi ve aday gözlemciler bulunurken, parti temsilcisi olarak akredite edilmiş veya akreditasyona sahip olmayan vatandaşlardan gözlemciler izlenen sandıkların yüzde 15’inde bulunarak şeffaflığa katkı sağlamışlardır. En az 36 sandıkta, Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti gözlemcilerinin sandıklara erişimi polis memurları, sandık kurulu başkanları ve yetkisiz kişiler tarafından engellenmiştir.

    “OY KULLANMA YERLERİNİN YÜZDE 12’SİNDE YETKİSİZ KİŞİLERİN VARLIĞI KAYDEDİLMİŞTİR”

    -Oy kullanma yerlerinin yüzde 12’sinde yetkisiz kişilerin varlığı da kaydedilmiştir. Yapılan gözlemlerin yüzde 5’inde, başta parti gözlemcileri olmak üzere Sandık Kuruluna mensup olmayan kişilerin oy verme sürecine doğrudan müdahale ettiği görülmüştür. Seçim günü medyada STK’lar ve muhalefetteki siyasi partilerin temsilcilerden alınan bir bilgiye göre, Gaziantep’teki birkaç bin seçmenin gizlice Sandık Kurulu üyesi olarak kaydettirildiği ve bu kişilerin normalde ikametleri gereği kayıtlı oldukları sandıklarda oy kullanmalarının engellendiği yönünde bir iddia yer almıştır.

    -Oy kullanma yerlerinin sadece yüzde 50’si engelli seçmenlerin yardım almadan erişimine uygun görülmüş ve yüzde 77’sinin iç düzeni bu seçmenler için uygun bulunmuştur.

    -Oy sayımı, Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti tarafından ziyaret edilen 120 sandık merkezinden 104’ünde genel olarak olumlu olarak değerlendirilmiş ve çoğunlukla sorunsuz ve etkin olarak nitelendirilmiştir. Bununla birlikte, birkaç önemli prosedür hatası rapor edilmiş ve öngörülen sandık kapatma prosedürleri, gözlemlenen sandıkların yaklaşık yarısında sayım başlamadan önce doğru bir şekilde tamamlanmamıştır. Sandık Kurulları 12 vakada seçmen listelerindeki imza ve parmak izlerini tutarlı bir şekilde saymamış veya 38 örnekte bu sayıları tutanaklara geçmemiştir. 23 olayda kullanılmayan zarflar ve oy pusulaları sayılmamıştır.

    “10 ÖRNEKTE TÜM VERİLER TUTANAĞA DOĞRU BİR ŞEKİLDE GİRİLMEMİŞTİR”

    -Yasada söylenilenin aksine, 55 vakada, zarflar iki kez sayılmamış, 27 vakada zarfların geçerliliği sürekli olarak kontrol edilmemiş veya 23 vakada tutanaklara bu kayıtlar geçirilmemiştir. 27 örnekte, her bir parti için kullanılan tüm oy pusulaları düzgün bir şekilde sayılmamış ve ayrılmamıştır ve 10 örnekte tüm veriler tutanağa doğru bir şekilde girilmemiştir. Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti gözlemlerinin biri hariç hepsinde, oy pusulalarının geçerliliği tutarlı bir şekilde tayin edilmiştir. 18 vakada, sayıma Sandık Kurulu üyeleri dışındaki kişilerin katılması sayımın dürüstlüğüne ilişkin endişeleri artırmıştır. Resmi tutanaklar, 15 durumda Sandık Kurulu üyeleri tarafından önceden imzalanmıştır. Gözlemlenen 21 sandıkta Sandık Kurulu, sonuç tutanağındaki sonuçlar için uzlaşma sağlamakta güçlük çekmiştir.”

    ULUSLARARASI GÖZLEM HEYETİ HAKKINDA

    AGİT Özel Koordinatörü ve Kısa Dönem Gözlem Heyeti Lideri Michael Georg Link, AKPM Heyet Başkanı Frank Schwabe, AGİT Parlamenter Asamblesi Heyet Başkanı Farah Karimi ve AGİT Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Büyükelçi Jan Petersen, dün Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyerek, kendi değerlendirmeleriyle birlikte, raporda yer alan bulguları aktarmışlardı.

    Uluslararası gözlemciler, raporlarını nihai olarak seçimin ikinci turunu takip ettikten sonra yayınlayacak. Bu çerçevede AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu raporunu seçim sürecinin tamamlanmasından yaklaşık 8 hafta sonra yayınlayacak. AGİT PA, raporunu bir sonraki toplantısında sunacak. AKPM’nin hazırladığı rapor ise Haziran 2023’te Strasburg’daki ara oturumda sunulacak.

    Seçim günü, Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun görevlendirdiği 28 uzun dönem ve 213 kısa dönem gözlemci ile birlikte AGİT PA’dan 98 kişilik bir heyet ve AKPM’den 38 kişilik bir heyet dahil olmak üzere 40 ülkeden 401 gözlemci görevlendirildi. Gözlemciler ülke genelinde 132 sandık merkezinde açılış, 999 sandıkta ise oy kullanma işlemini takip etti. Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti ayrıca 120 sandık merkezinde sayım ve 97 ilçe seçim kurulunda birleştirme aşamasını da gözlemledi.

     

  • 14 MAYIS SEÇİMLERİNDE 121 KADIN MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ. TBMM’DE KADINLARIN ORANI YÜZDE 20 OLDU

    14 MAYIS SEÇİMLERİNDE 121 KADIN MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ. TBMM’DE KADINLARIN ORANI YÜZDE 20 OLDU

    14 Mayıs milletvekili seçimlerinin kesin olmayan sonuçlara göre, TBMM’ye bu yasama döneminde AKP’den 50, CHP’den 35, Yeşil Sol Parti’den 26, İYİ Parti’den 6, MHP’den 3 ve TİP’ten 1 olmak üzere toplam 121 kadın milletvekili seçildi. Böylece geçen yasama döneminde yüzde 17 olan kadın milletvekili oranı bu dönem yüzde 20’ye çıkmış oldu.

    Türkiye dün cumhurbaşkanı ve yeni TBMM üyelerini belirlemek için seçime gitti. Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50 artı bir oya hiçbir aday ulaşamadığı için ikinci tur seçim 28 Mayıs’ta yapılacak ve en çok oyu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek.

    Seçimin kesin olmayan sonuçlarına göre ise bu yasama döneminde TBMM’de görev yapacak kadınlar da belli oldu. Buna göre AKP’den 50, CHP’den 35, Yeşil Sol Parti’den 26, İYİ Parti’den 6, MHP’den 3 ve TİP’ten 1 olmak üzere toplam 121 kadın milletvekili seçildi. Böylece geçen yasama döneminde yüzde 17 olan kadın milletvekillerinin oranı yüzde 20’ye yükseldi. 2018 seçimlerinde Meclis’e 104 kadın milletvekili girmişti.

    31 İLDE KADIN MİLLETVEKİLİ YOK

    Yine kesin olmayan sonuçlara göre, 31 ilde kadın milletvekili bulunmuyor. Bu iller şöyle:

    “Adıyaman, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bolu, Burdur, Çanakkale, Çorum, Elazığ, Erzincan, Gümüşhane, Iğdır, Karabük, Karaman, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Kütahya, Niğde, Ordu, Rize, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat, Zonguldak”

    Yeni seçilen kadın milletvekillerinin partilere ve illere göre dağılımı ise şöyle:

    AKP (50)

    ADANA: Sunay Karamık,

    AĞRI: Ruken Kilerci

    ANKARA: Jülide Sarıeroğlu, Zehranur Aydemir, Zeynep Yıldız, Lütfiye Selva Çam, Leyla Şahin Usta, Asuman Erdoğan,

    ANTALYA: Tuba Vural Çokal,

    AYDIN: Seda Sarıbaş,

    BALIKESİR: Belgin Uygur,

    BURSA: Emine Yavuz Gözgeç, Emel Gözükara Durmaz,

    DENİZLİ: Nilgün Ok,

    DİYARBAKIR: Suna Kepolu Ataman

    DÜZCE: Ayşe Keşir

    EDİRNE: Fatma Aksal,

    ERZURUM: Fatma Öncü

    ESKİŞEHİR: Ayşen Gürcan,

    GAZİANTEP: Derya Bakbak

    İSTANBUL: Müşerref Pervin Tuba Durgut, Tuğba Işık Ercan, Behiye Eker, Ümmü Gülşen Öztürk, Rabia İlhan, Büşra Paker, Derya Ayaydın, Sena Nur Çelik, Özlem Zengin, Rümaysa Kadak, Yıldız Konal Süslü, Nilhan Ayan, Seda Gören Bölük, Şengül Karsu,

    İZMİR: Şebnem Bursalı, Ceyda Bölünmez Çankırı,

    KAHRAMANMARAŞ: Tuba Köksal,

    KASTAMONU: Fatma Serap Ekmekçi,

    KAYSERİ: Ayşe Böhürler,

    KOCAELİ: Radiye Sezer Katırcıoğlu,

    KONYA: Meryem Göka,

    MALATYA: İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak,

    MERSİN: Havva Sibel Söylemez

    OSMANİYE: Derya Yanık

    SAKARYA: Çiğdem Erdoğan Atabek,

    SAMSUN: Çiğdem Karaaslan,

    SİVAS: Rukiye Toy

    ŞANLIURFA: Cevahir Asuman Yazmacı

    TEKİRDAĞ: Çiğdem Koncagül

    YALOVA: Meliha Akyol

     

    CHP (35)

    ADANA: Müzeyyen Şevkin

    AFYONKARAHİSAR: Burcu Köksal

    ANKARA: Gamze Taşcıer, Aliye Timisi Ersever, Semra Dinçer, Aylin Yaman,

    ANTALYA: Aliye Çoşar, Serkap Yazıcı Özbudun,

    BARTIN: Aysu Bankoğlu,

    BURSA: Nurhayat Altaca Kayışoğlu,

    DENİZLİ: Gülizar Biçer Karaca, Sema Silkin Ün,

    DİYARBAKIR: Halide Türkoğlu, Adalet Kaya, Sevilay Çelenk Özen, Ceylan Akça Cupolo,

    ESKİŞEHİR: Jale Nur Süllü

    GİRESUN: Elvan Işık Gezmiş

    HATAY: Nermin Yıldırım Kara

    İSTANBUL: Gamze Akkuş İlgezdi, Elif Esen, Evrim Rızvanoğlu, Türkan Elçi,

    İZMİR: Sevda Erdan Kılıç, Seda Kaya Ösen, Gökçe Gökçen,

    MERSİN: Gülcan Kış,

    MANİSA: Selma Aliye Kavaf

    MUĞLA: Gizem Özcan, Süreyya Öneş Derici

    NEVŞEHİR: Filiz Kılıç

    OSMANİYE: Asu Kaya Gedik,

    SAKARYA: Ayça Taşkent,

    TEKİRDAĞ: Nurten Yontar

    TRABZON: Sibel Suiçmez

     

    YEŞİL SOL PARTİ (26)

    ADANA: Tülay Hatimoğulları Oruç

    Ağrı: Necla Demir

    BATMAN: Zeynep Oduncu, Nurten Ertuğrul,

    BİTLİS: Semra Çağlar Gökalp

    ERZURUM: Meral Danış Beştaş

    GAZİANTEP: Sevda Karaca Demir

    HAKKARİ: Öznur Bardın

    İSTANBUL: Kezban Konukçu, Özgül Saki, Çiğdem Kılınçgün Uçar, Çiçek Otlu,

    İZMİR: Burcugül Çubuk,

    KARS: Gülüstan Kılıç Koçyiğit,

    MARDİN: Salihe Aydeniz, Beritan Güneş Altın,

    MERSİN: Perihan Koca

    MUŞ: Sümeyye Boz

    SİİRT: Sabahat Erdoğan Sarıtaş

    ŞANLIURFA: Dilan Kunt Ayan

    ŞIRNAK: Nevroz Uysal Aslan, Ayşegül Doğan Dağlı

    TUNCELİ: Ayten Kordu

    VAN: Pervin Buldan, Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Gülderen Varil

     

    İYİ PARTİ (6)

    ADANA: Ayyüce Türkeş Taş

    ISPARTA: Aylin Cesur

    İSTANBUL: Nimet Özdemir, Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu,

    MANİSA: Şenol Suat

    TEKİRDAĞ: Selcan Hamşıoğlu

     

    MHP: (3)

    ADANA: Ayşe Sibel Ersoy,

    ÇANKIRI: Pelin Yılık

    KAHRAMANMARAŞ: Zuhal Karakoç Dora,

     

    TİP (1)

    İSTANBUL: Sera Kadıgil

     

  • İMAMOĞLU, SAAT 23.35’TE AÇIKLADI: “AYNI MANİPÜLASYON İLE MİLLETİMİZİ NE YAZIK Kİ BU GECE DE EKRANLARA MAHKÛM EDECEKLER AMA BİZ ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ. TÜM MİLLETİMİZ SABAHLEYİN SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU ÖNDE GÖRECEKTİR”

    İMAMOĞLU, SAAT 23.35’TE AÇIKLADI: “AYNI MANİPÜLASYON İLE MİLLETİMİZİ NE YAZIK Kİ BU GECE DE EKRANLARA MAHKÛM EDECEKLER AMA BİZ ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ. TÜM MİLLETİMİZ SABAHLEYİN SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU ÖNDE GÖRECEKTİR”

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, saat 23.35’te basın toplantısı düzenledi. İmamoğlu, “Gördüğünüz gibi baştan beri yaptığımız açıklamalarla aslında gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Biz gerçeğiz her şeyden önce. Yüzde 60’larda başlatılan manipülasyon yüzde 49’lara indi. Şu anda sisteme hala giriş yapılmayan 7 buçuk milyon oy var. Bu bizim güçlü olduğumuz sandıklar. Aynı manipülasyon, aynı teknikler ile milletimizi ne yazık ki bu gecede ekranlara mahkûm edecekler ama biz asla vazgeçmeyeceğiz. Biz inanıyoruz ki, elimizdeki veriler istatistik bilgimiz sonuçlara dönük süreç, tüm milletimiz sabahleyin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu önde görecektir. Buna yüzde 100 inanıyoruz. Islak imzaların yüzde 70’e kadar ulaştığını da biliyoruz” diye konuştu.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, saat 23.35’te CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. İmamoğlu, burada şunları söyledi:

    “SİZİN SİSTEMİNİZE GÜVENMİYORUZ AMA MEMLEKETİMİZİN KURUMLARINA GÜVENİYORUZ”

    “Öncelikle, böylesine bir bilgilendirme süreci ihtiyacı duymak ve bu şekilde var olan sürece karşı ne yazık ki bazı tezlerimiz ve tespitlerimizle sizlerle buluşmak elbette bizim için çok mutluluk verici, gurur verici bir an değil. Ama bu mecburiyeti bize yaşatıyorlar ve ne yazık ki biz bunları açıklamak zorunda kalıyoruz. Çünkü, acı deneyimlerimiz var; 2019 seçimi, 2014 seçimi acı deneyimlerimiz. Bunları yaşayan bizler, ister istemez vatandaşlarımıza her anı dakika dakika aktarmak durumundayız. Yine biz burada, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu adına ve Millet İttifakı adına buradayız. Yukarıda sürekli çalışma halindeyiz, masada saygı değer Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bir aradayız. Hazır böyle ifade ettiğim anda az önce iktidar partisinin sözcüsü ifadesi ile, benim ‘13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ sözüme alınganlık gösterdi. Farklı sözleri ile beni eleştirdi. Eleştirebilir, saygı duyuyorum. Ama bu tarif benim inancım ile ilgili, başkanımızın inancı ile ilgili bir tariftir. Bizim, böyle bir atama vs. süreci yoktur ama saygıya sıra gelince siz bir seçim bitmeden İstanbul’a belediye başkanı tarifleyip ve bütün İstanbul’u kazandı diye donattığınız için size karşı şerbetliyiz. Az önce de ifade ettiğim gibi… Dolayısıyla ne yazık ki sizin sisteminize güvenmiyoruz ama memleketimizin kurumlarına güveniyoruz. Dünden beri açıklamalarımız var Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanımızın da açıklamaları var. Bütün kuruluşlara olan güvenini ifade etti. Ama bir kuruma etmedi, biz de etmedik, etmeyeceğiz de… Zaten bizi de yanıltmadı, o da Anadolu Ajansı. Yani, Anadolu Ajansı’nı düşünün; 50.01’de neredeyse yarım saat tuttu. O 50.01’i bile 49’a indirmeye talimat alarak indirdi diye düşünmeden edemiyorum.

    “MİLLETİMİZİN SIKINTISI ZATEN SİSTEMLE”

    Devletin kurumu ama ne yazık ki bertaraf ettiğiniz, Kurtuluş Savaşı’nın mücadelesinden bugüne büyük hizmetlerle geçmiş Anadolu Ajansı’nı tabiri caizse bitkisel hayata soktunuz. Canını yediniz, bitirdiniz ama onu da biz ayağa kaldıracağız. Demokratik tariflerden asla uzaklaşmıyoruz, hakkımızı arıyoruz. Bu sistemin, bu rejimin hepimizi çok sıkıntıya soktuğunu zaten biz biliyoruz. Düşünsenize, bu ülkenin bakanları, makam araçları ile sistemli bir şekilde memleketin her tarafında siyasi propaganda yaptılar. Onları da bizi de bu sistem zora soktu. Bu sistem ne yazık ki bu hale düşürdü. Milletimizin sıkıntısı zaten sistemle.

    “BİZ İNANIYORUZ Kİ, ELİMİZDEKİ VERİLER İSTATİSTİK BİLGİMİZ SONUÇLARA DÖNÜK SÜREÇ, TÜM MİLLETİMİZ SABAHLEYİN SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU ÖNDE GÖRECEKTİR”

    Gördüğünüz gibi başta beri yaptığımız açıklamalarla aslında gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Biz gerçeğiz her şeyden önce. Yüzde 60’larda başlatılan manipülasyon yüzde 49’lara indi. Şimdi de orada ısrarla tutuyorlar, belki burada ben konuşurken 48’i de görmüş olma ihtimali var. Şu anda sisteme hala giriş yapılmayan 7 buçuk milyon oy var. Bu bizim güçlü olduğumuz sandıklar. Çoğunlukla itiraz edilen, sistematik bir şekilde bu sürecin işletildiği ortada. Her nasılsa yüzde 60’a iki saate yakın veren Anadolu Ajansı, fazla zaman geçse de yüzde 29 daha oy açıkladı ama az önce ifade ettiğim gibi devletin tüm kurumlarını sıkıntıya soktukları için artık Anadolu Ajansı bizim için yok hükmünde. Bir 31 Mart duygusunu daha bize yaşatıyorlar. Aynı manipülasyon aynı teknikler ile milletimizi ne yazık ki bu gecede ekranlara mahkûm edecekler ama biz asla vazgeçmeyeceğiz. Elimizdeki ıslak imzalı tutanaklar üzerinden sizlere açıklamalara devam edeceğiz. Biz inanıyoruz ki, elimizdeki veriler istatistik bilgimiz sonuçlara dönük süreç, tüm milletimiz sabahleyin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu önde görecektir. Buna yüzde 100 inanıyoruz. Islak imzaların yüzde 70’e kadar ulaştığını da biliyoruz. Ne yazık ki bir şeye daha dikkat çekmek isterim ki 18.30’dan beri bazı verilere hiç dokunulmadı. Bunları da ilerleyen saatlerde analizlerine sizlere sunacağız. İlginç bir kurgu var orada. Bunu çözmeye çalışıyoruz, dediğim gibi biz kendi verilerimiz ile hassasiyetle, özenli bir şekilde çalışıyor ve sizlere sunmaya devam edeceğiz. Son olarak şunu söyleyeyim, sandıklarda görev yapan arkadaşlarımız bu sürece alışkınlar. Türkiye’nin neresinde olursa olsunlar hangi siyasi partinin mensubu olursa olsunlar milletimizin namusu dediğimiz oyunu sonuna kadar koruyacaklarına inanıyoruz. Tüm görevlilere inancımız da var, güvenlik güçlerinden ilçe seçim kurullarından ve Yüksek Seçim Kurulu’na bir hassasiyet istirhamımız elbette var. Umuyorum ki sorunsuz bir süreci hep birlikte tamamlarız. Tekrar ifade edeyim, zamanı gelince de burada çıkacaktır ve 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bütün liderler ile beraber gerekli açıklamaları, önemli detayları ile açıklayacaktır.”  

     

  • SELVİ KILIÇDAROĞLU: “BUGÜN ANKARA YAĞMURUN BEREKETİYLE BİZE BAHARIN HABERİNİ VERDİ. BU ÜLKENİN KADINLARI VE ÇOCUKLARI İÇİN BAHAR GELMEK ÜZERE”

    SELVİ KILIÇDAROĞLU: “BUGÜN ANKARA YAĞMURUN BEREKETİYLE BİZE BAHARIN HABERİNİ VERDİ. BU ÜLKENİN KADINLARI VE ÇOCUKLARI İÇİN BAHAR GELMEK ÜZERE”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın bugün Ankara Tandoğan’da düzenlediği mitinge ilişkin Twitter hesabından; “Bugün Ankara yağmurun bereketiyle bize baharın haberini verdi. Bu ülkenin kadınları ve çocukları için bahar gelmek üzere” mesajını paylaştı.

    Selvi Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın Ankara Tandoğan’da düzenlediği mitinge ilişkin Twitter hesabından paylaşım yaptı.

    Selvi Kılıçdaroğlu, şu mesajı yayınladı:

    “Bugün Ankara yağmurun bereketiyle bize baharın haberini verdi. Bu ülkenin kadınları ve çocukları için bahar gelmek üzere.”

     

  • Ankara’da bu aracın içinde 3 kişinin cesedi bulundu! Ölüm sebepleri ise şaşırttı!

    Ankara’da bu aracın içinde 3 kişinin cesedi bulundu! Ölüm sebepleri ise şaşırttı!

    Ankara’nın Ayaş ilçesi Gökçebağ Mahallesi mevkisinde, dün öğle saatlerinde, yol kenarında park halindeki 06 Y 0820 plakalı otomobilin içinde 3 kişi hareketsiz bulundu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde araçta bulunan Mehmet Gökdemir, Satılmış Koç ve Kurban Duran’ın hayatını kaybettiği belirlendi.

    ARAÇ İÇERİSİNDE ÇOK SAYIDA ALKOL ŞİŞESİ BULUNDU

    3 kişinin vücutlarında darp ya da kesici ve delici alet izine rastlanılmadı. Aracın içinde ise yoğun egzoz kokusu ve çok sayıda alkol şişesi tespit edildi. Hepsi de ilçede çiftçilik yapan Gökdemir, Koç ve Duran’ın, Ankara’da geç saatlere kadar eğlendikten sonra dönüşte aracı yol kenarına çekip uyudukları, bu sırada karbonmonoksitten zehirlenme sonucu öldükleri öğrenildi.

    CENAZELERİ TOPRAĞA VERİLDİ

    Ankara Adli Tıp Kurumu’nda otopsi işlemleri tamamlanan 3 kişi için memleketleri Beypazarı ilçesinde ayrı ayrı cenaze namazı kılındı. Kurban Duran için Kırbaşı Mahallesi Mezarlığı’nda, Mehmet Gökdemir için Kurtkovan Mahallesi Mezarlığı’nda, Satılmış Koç için ise Beypazarı Şehir Mezarlığı’nda cenaze namazı kılındı. Cenazelere ölenlerin aileleri ve yakınları katıldı. Duran, Gökdemir ve Koç’un cenazeleri, kılınan namazların ardından toprağa verildi.

    Hayatını kaybedenlerin fotoğrafları:

  • Gecekonduya operasyon düzenleyen ekipler karşılaştıkları manzara karşısında şoke oldu! Tam tamına 600…

    Gecekonduya operasyon düzenleyen ekipler karşılaştıkları manzara karşısında şoke oldu! Tam tamına 600…

    Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şubesi ekipleri, Altındağ’ın Hacı Bayram Veli Mahallesi’nde kiralanan bir gecekondunun yasadışı eğlence mekanına çevrildiğini tespit etti. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından harekete geçen polis ekipleri “merdiven altı” olarak tabir edilen mekana düzenledikleri operasyonda mekan işletmecisi S.A. ve T.Y. isimli iki kadını yakalayarak gözaltına aldı.

    600 LİTRE SAHTE İÇKİ ELE GEÇİRİLDİ

    Operasyonda yapılan aramalarda ise 500 litresi varillerde, 100 litresi pet şişelerde olmak üzere toplam 600 litre sahte alkollü içki ele geçirildi. S.A. ve T.Y.’nin söz konusu alkolleri kendi ürettikleri, “pavyon” görünümü vermeye çalıştıkları mekanda piyasanın çok altında bir fiyata yiyecek ve içecek servisi yaptıkları öğrenildi. Gecekondunun duvarlarındaki fiyat listeleri, yazılar ve diğer detaylar ise dikkat çekti.

  • Miras vahşeti! Kafa derisini yüzdü! Her detayı kan dondurdu!

    Miras vahşeti! Kafa derisini yüzdü! Her detayı kan dondurdu!

    Her detayı kan donduran olay, Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Seyfi Demirsoy Mahallesi Fatih Sokağı’nda meydana geldi. İddialara göre, B.K., 2 sene önce vefat eden C.K.’den miras kalan arabayı hak sahibi kardeşleri İ.K. ve C.K.’den sakladı. Bunun üzerine İ.K. ve kardeşi C.K. haklarını aramak için mahkemeye başvurdu. B.K.’nin oğlu S.K. ise açılan davadan rahatsız olup yengesi A.K.’nin bulunduğu dükkanına giderek amcasına yönelik tehditlerde bulundu. Durumdan dolayı endişeye kapılan A.K., önce kocası İ.K.’ye ardından da polis ekiplerine haber verdi. Polis ekiplerinin olay yerinden ayrılmasıyla beraber S.K., olay yerine yaklaşık 5 kişiyle tekrar gelerek yengesi A.K.’yi saçlarından sürükleyerek darp etti. Hızını alamayan yeğen önce amcası İ.K.’nin vurduğu tekmelerle belini kırdı, ardından da dükkanda bulunan bıçağı alarak amcası İ.K.’nin kafa derisini yüzdü.

    “‘BU ARABAYI SİZ ALAMAYACAKSINIZ’ DİYORDU”

    Olay hakkında açıklama yapan İ.K., ölen kardeşi C.K.’den kendilerine bir araba kaldığını belirterek, “Biz hak sahibi olmamıza rağmen bize verilmedi. Öbür kardeşim B.K.’nin oğlu da bizi yaklaşık 2 senedir sürekli tehdit ediyordu. ’Bu arabayı siz alamayacaksınız’ diyordu. Biz de bu sebepten ötürü mahkemeye verdik onları.” ifadelerini kullandı.

    “KAFA DERİMİ YÜZDÜ”

    İ.K. “Bu olaydan sonra gelip bizim dükkanımızı basmışlar. Ben geldiğimde hanım ağlıyordu perişan durumdaydı. Biz de polisi çağırdık. Polis olay yerine gelip incelemelerini yaptıktan sonra karakola gelip ifade vermemiz gerektiğini söyledi. Polis dükkandan gittikten sonra tekrar S.K. yanındaki 5 kişiyle gelip dükkanımı bastı. Olay esnasında 2 kişi kapının önünde durdu 3 kişi de içeri girip benim kafa derimi yüzdü. Aynı zamanda kasadaki paralarımı da aldılar.” şeklinde konuştu.

    “DÜKKANDAKİ HER ŞEYLE BENİM KAFAMA VURDULAR”

    İ.K. “Dükkanı da kan gölüne çevirdiler. Dükkandaki her şeyle benim kafama vurdular. Şu anda belimde çatlaklar var ve kafamda da bir kırık var” dedi.

    5 GÜN ÖNCE DE…

    İ.K., yaklaşık 5 gün önce S.K.’nin, diğer amcası C.K.’yi de darp ettiğini söyledi.

    “POLİSİN GİTTİĞİNİ GÖRÜNCE 5 KİŞİ OLARAK DÖNDÜLER”

    A.K. ise içlerinde S.K.’nin de bulunduğu 3 kişinin dükkana gelerek kocasını tehdit ettiğini söyleyerek, “Olay üzerine polis çağırdım ve ifademi verdim. Artık nereden izliyorlarsa polisin gittiğini görünce bu sefer 5 kişi olarak döndüler. O arada İ.K. de gelmişti. Tezgahın üzerinde bulunan bıçağı aldılar. 3 kişi İ.K.’yi yere yatırdı. S.K. de bıçakla kafasına vurdu ve kafasını yardı. Diğerleri beline vurdukları tekmelerle belini kırdı. Diğer iki kişi ise kapıda durdu ve içeriye kimseyi almadı. Çok kötüydü durumumuz” diye konuştu.