Bitlis’in Ahlat ilçesinde 3,9 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıkladı. AFAD Deprem Dairesi, merkez üssü Bitlis’in Ahlat ilçesi olan sarsıntının saat 06.08’de, yerin 11 kilometre derinliğinde meydana geldiğini bildirdi.
Bu sarsıntının ardından saat 07.57’de aynı bölgede 4.2 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Deprem yerin 7 km derinliğinde gerçekleşti. Sarsıntı çevre illerden de hissedildi.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde başıboş köpeğin ısırması sonucu rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan ve Ankara’ya gönderilen 2 çocuktan biri olan Mustafa Erçetin’de kuduz tespit edildi. Diğer çocuk tedavisinin ardından hastaneden taburcu edilirken, Erçetin durumunun ağırlaşması üzerine Ankara’ya gönderildi.
10 yaşındaki Mustafa Erçetin’den bugün kahreden haber geldi. İhsan Doğramacı Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, “Üniversitemiz İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde kuduz tanısıyla tedavi gören 10 yaşındaki hasta, tüm müdahalelere rağmen bugün öğleden önce hayatını kaybetti” ifadelerine yer verildi.
Konuyla ilgili konuşan Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz ise, “Aşıyla önlenebilecek bir hastalıktan dolayı bir evladımızı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerindeyiz” dedi.
Diğer yandan Erçetin ailesinin de acı haberi aldığı ve aile üyelerinin perişan halde olduğu öğrenildi. Küçük Mustafa’nın babası Murat Erçetin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “En son halamla birlikte doktorlarla görüştük. Her an her şeyin olabileceğini bize ilettiler. Evlat acısı çok ağır, kimse yaşamasın” ifadelerini kullanmıştı.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde başıboş köpek tarafından ısırılan 2 çocukta görülen kuduz şüphesi yetkilileri alarm durumuna geçirdi. Göldüzü Köyü’nden kuduz şüphesiyle hastaneye başvuran M.E. adli kişinin fiziki muayenesinde yaklaşık 1 ay önce kuduz şüpheli sahipsiz köpek tarafından ısırıldığı belirlendi.
Bitlis İl Sağlık Müdürlüğü yaptığı açıklamada, “Gerekli filyasyon ve saha çalışması yapılmıştır. 20 Ekim 2022 tarihinde hasta Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesine sevk edilmiştir. Kişinin Hacettepe Üniversitesinde yatışı mevcuttur. Yapılan filyasyon neticesinde P.E. ve B.Ü. isimli 2 vaka daha tespit edilmiştir. Bu iki hastanın da sevki sağlanmış olup, hastaneden alınan bilgilere göre kuduz hastalığı düşünülmemektedir. 31 Ekim 2022 tarihinde B.Ü., Ankara Etlik Şehir Hastanesinden taburcu edilmiştir. P.E. adlı hasta Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde yatmakta olup genel durumu iyi olduğu bilgisine ulaşılmıştır. M.E. adlı vakamız ise Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde yoğun bakım ortamında takibi devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Adilcevaz Kaymakamlığı ise yaptığı açıklamada “İlçe Hıfzıssıhha Kurulunun 26 Ekim 2022’de Kaymakam İsmail Demir’in başkanlığında toplandığını belirtti. İlk vakanın çıktığı bölgedeki 18 köyde bin 960 öğrencinin taramadan geçtiği kaydedilerek, “”Alınan kararlara istinaden 27 Ekim 2022 tarihinde ilçemizde vakanın ikamet ettiği ve çevresinde bulunan 18 köyde ve toplam 19 okulda bin 960 öğrenci taranmıştır. Tarama sonucunda 12 ısırılıp sağlık kuruluşuna başvuru yapmayan vaka tespit edilmiş ve hastaneye yönlendirilmiştir. 28 Ekim 2022 tarihinde ilçe merkezindeki 5 lisede bin 163 öğrenci ve 90 öğretmene kuduz hakkında eğitim verildi ve okullarda öğrenciler arasında kuduz hastalığı sorgulandı. 24-31 Ekim 2022 tarihleri arasında İZCİ sistemimize düşen toplam 83 vakadan 26’sı ısırılma (köpek-kedi) olup geri kalan 57 vaka ısırılanların şüpheli temaslı vakalardır. İlçemizde Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından kuduz pozitif saptanmış herhangi bir hayvan bulunmamaktadır” denildi.
Açıklamada şu şekilde devam etti: Adilcevaz Onkoloji Hastanesinde ve bulaşıcı hastalıklar biriminde kullanılan İZCİ sistemi üzerinden günlük vakalar takip edilmekte olup, ısırılanlar ve temaslılar belirlenip aşı takipleri ekiplerimiz ve aile hekimlerince günlük olarak takip edilmektedir. 31 Ekim 2022 tarihinde 2 vatandaş kuduz aşısı için Adilcevaz Onkoloji Hastanesine başvurmuştur. Bu kişiler aranmış ve gerekli bilgilendirmeler yapılmıştır. Bağışıklama ve profilaksi (koruma) amaçlı aşılamaya alınan tüm kişilerin takibi ilçe hastanemiz ve sağlık müdürlüğümüzce yapılmaktadır” denildi.
Bitlis’ten gelen haber akıllara durgunluk verdi. Ahlat ilçesinde husumetlisine pusu kurarak kaza yaptırdıktan sonra silahla taradılar. Olayda baba ağır yaralanırken, oğlu ise hayatını kaybetti.
Ahlat’ın Ovakışla beldesinde yaşayan ve yaklaşık 3 ay önce aralarında arazi anlaşmazlığı yüzünden husumet bulunan iki aile arasında çıkan kavgada 1 kişi ölmüştü. Dün öğlen saatlerinde taraflardan isimleri henüz belirlenemeyen baba ve oğul, Ovakışla girişinde araçla seyir halindeyken husumetli aile tarafından pusu kuruldu.
İlk olarak baba ve oğluna kaza yaptıran taraflar, daha sonra araca silahla saldırı düzenledi. Olayda oğul hayatını kaybederken baba ise ağır yaralandı. Olayı gören vatandaşlar sağlık ekipleri ve jandarmaya haber verdi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ağır yaralanan baba Bitlis Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Olayla geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
Bitlisli Belkıs hikayesi gerçek mi, kimdir, nerelidir soruları son günlerde gizemli ve sırlı olayları merak edenler arasında gündem oldu. Türkiye çapında hatta dünya çapında efsaneler, hayaletler, ruhlar diyarından sık sık haberler, öyküler anlatılagelir. İnsan oğlu yaratılıştan beri bu tür hikayelere hep çok meraklı olmuştur. Özellikle de teknolojinin olmadığı dönemlerde, insanların konuşma gereksinimlerini gidermek halinde kaldığı uzun sohbetli oturumlarda bu hususlar gündemin başını çekerdi. Uzun kış akşamları süresince neneler, dedeler, anneler, babalar çocuklarını oyalamak ya da bazen de gerçeği öğretmek amacıyla ateşin başında onlara uzun uzun masallar, hikayeler anlatırdı. İşte bu anlatılan hikayelerin içerisinde bazen akla hayale sığmayan, yalnızca hayal aleminde olan olay ve kişiler de vardı. Bunlara benzer hikayeler günümüzde de anlatılıyor. Onlardan biri Bitlisli Belkıs hikayesi. Bitlisli Belkıs hikayesi internette son günlerde gündem olmaya başladı. Hikaye şöyle anlatılıyor;
“Bundan çok uzun zaman evvel Bitlis’in tam olarak nerde olduğunu kimsenin bilmediği köylerinde yeni doğan bebekler dünyaya hastalıklı olarak geliyorlardı. Köylüler, asla bunun nedenini öğrenemedi. Yeni doğan bebeklerin bir bölümünün el ve ayakları yokken, bir bölümünün de ayakları olmadan dünyaya geldikleri söyleniyordu. Hatta işin en korkunç kısmı ise yeni doğan bebekler tek gözlü olarak dünyaya geliyor ve bebeklerin derileri, yılan derileri gibi oluyordu.
Yeni doğan bebeklerin tamamında bu tür hastalıklar olması sonrasında, köylüler üzerlerinde bir lanet veya bir büyü olduklarını düşünmeye başladılar. Bu duruma bir çare aramak için, Bitlis’te büyücülüğü ile bilinen bir kadına gitmeye karar verirler. Gidecekleri bu kadın, civardakilerin Belkıs Ana olarak isimlendirdikleri ve görüntüsü korkutucu olan tanınmış bir büyücüydü.
Olaylar, resmi mercilere konuşan kişi tarafından şöyle şöyle anlatılıyor: “Ben kendisini çok görmedim. Yalnızca bir defa onu uzaktan gördüm ve onun mübarekliğine anlatacağım biçimde tanık oldum. Bir gece dünyaya hastalıklı gelmiş bebeklerden birini kendisine götürdüler. Belkıs, diğer çocukların annelerini evin bahçesinde topladı. Yaklaşık 15-20 kişilik grup, evin bahçesinde Belkıs’ın söylediği ayetleri tekrarlıyorlardı.
Onlar ayetleri okumayı sürdürürken, Belkıs da yeni doğan ve iki gözü de olmayan bebeği beşiğin içine koydu ve bebeğin olmayan gözlerinin olduğu kısma farklı şekiller çizdi, Arapça yazılar yazmaya başladı. Ardından ilk defa duyduğum sözlerle beraber, yüksek sesle bağırmaya başladı.
O esnada simsiyah bir gölgenin beşiğin yanına doğru gittiğini hepimiz gördük. O simsiyah gölge, bebeği beşikten alıp oradan ayrıldı. Herkes, çığlık çığlığa bağırdı. Böyle bir şeyi daha önce görmedim. Duyduklarıma göre, bu olay daha önceden de olmuş ve aynı biçimde bebekleri götürmüş. O gölgenin ne olduğunu hiç bir zaman öğrenemedik.
Çocukları ellerinden alınan köylüler aradan bir kaç yıl geçmesine karşın yeni doğanların da hastalıklı olması ve yaşamlarının daha da kötüleşmesi, başlarının beladan kurtulmaması sonrasında toplanır. Bitlisli Belkıs isimli kadının evine tekrar giderler. Ancak onu evinde bulamazlar. Anlatılanlara göre eve girdikleri zaman şahit oldukları şeyler bir çok kişinin köyü terk etmesine sebep olmuş. Çünkü Bitlisli Belkıs’ın evi sanki senelerdir kullanılmamış içinde kimse yaşamamış gibidir.”
Köylüler yaşadıkları olayları ve kadının dolandırıcı olduğunu sandıklarında köye jandarmayı davet ettiler. Jandarma köye gidip, köyde araştırma yaptı. Ancak yaptıkları araştırmada, kadının köyde ikamet ettiği ile alakalı hiç bir kayıt bulumadılar. Hakkında hiç bir bilgiye ulaşılamadı. Bu nedenle Bitlisli Belkıs’ın gerçekte kim olduğu halen bilinmiyor. Bu olaylara şahit olmuş bir çok vatandaş Belkıs’ın çocuk sahibi olmayan insanlara yaptıkları büyüler sebebiyle, bu topraklarda yaşamış insan suretinde olan bir cinnia veya bir ifrit olduğunu düşünüyor.
Bitlisli Belkıs’ın büyülerde kullandığı çocukların ve gölgeler tarafından alınan bebeklerin başlarına ne geldiği hala bilinmiyor.
52 yıl önce Ercik ailesi arasında yaşanan kan davasının sona ermesi için bölgenin kanaat önderleri arabuluculuk yaptı. Bölgenin kanaat önderlerinde Emrullah Ercik’in arabuluculuğuyla başlayan girişimler neticesinde aile fertleri barış sağlamayı kabul etti.
Hizan ilçesine bağlı Çökekyazı (Hirit) köyünde barış programı düzenlendi. Behzat Durak’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Hizan İlçe Kaymakamı Nurhalil Özçelik, bir daha bu tür acı olayların yaşanmaması temennisinde bulunarak, barışa katkı sunan herkese teşekkür etti. Programda konuşan Bitlis İl Müftüsü Mehmet Feysal Geylani, ayet ve hadislerle barışın önemine dikkat çekti.
Husumetli aileler arasında barışın sağlanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Geylani, küskün ve dargın kalmanın güzel olmayan davranışlar olduğunu söyledi. Geylani, “Birbirimizden uzak durmak, birbirimize selam vermemek, hoş olmayan davranışlardır. Elhamdülillah burada toplandık. Selam vereceğiz, kucaklaşacağız. Eskileri unutup, yeni bir sayfa açacağız. Yüce kitabımızda Rabbimiz, ‘Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.’ buyuruyor. Bizlerde bu ayeti kerimeyi kendimize düstur edinerek, bu kardeşlerimizin arasına yapacağız. Temennimiz o dur ki bir daha bu gibi acı olaylar yaşanmasın. Bu barışın oluşmasında emeği geçen ve aralarındaki küskünlükleri gideren ailelerimize teşekkür ediyorum.” dedi.
Konuşmaların ardından husumetli olan aile fertleri Kur’an-ı Kerimin altında geçerek kucaklaştı. Program verilen ikramla sona erdi. Düzenlenen barış programına Hizan Kaymakamı Nurhalil Özçelik, Bitlis İl Müftüsü Mehmet Feysal Geylani, bölgenin kanaat önderleri, aile fertleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.